Bursa'da yaşıyorsanız ve üstelik siyaset, dernekçilik yapıyorsanız veya futbol ile ilgileniyorsanız iki kişiyi tanımamanız mümkün değil; Ardiles ve Ali Kemal. Özellikle siyasete başladığım 1993 yılından itibaren daha yakından tanıma imkanı bulduğum Ardiles ve Ali Kemal ile çok kez kader ve yol arkadaşlığı yaptık. Siyaseten bizim gibi Demokrat Parti mensubudurlar. Ali Kemal'in gerçek Adı Mehmet Ali Gedik'tir fakat bu isimle onu kimse tanımaz. Ali Kemal ile tanışmışsanız Türkiye'nin her hangi bir şehrinde veya ilçesinde bir anda karşınıza çıkarsa şaşırmamayı öğrenmelisiniz.
***
Mehmet Ağar Demokrat Parti Genel Başkanı olduğu bir dönemde Antalya'da miting yapar. Ali Kemal miting için Bursa'dan Antalya'ya gider ve miting anında tecrübesi ile ön saflara geçer. Gözü devamlı Mehmet Ağar'ın üstündedir ve Mehmet Ağar emniyet kökenli olduğu için kendisine dikkatli bakan kişiyi fark eder ve şüphelenir. Tabi ki burada bir ayrıntıyı kaçırmamak lazım. Ali Kemal'in altın gibi kalbi vardır fakat kalbinin aksine onu ilk görenler sert görünümünün altında yatan bu temiz kişiliği onunla konuşmadan fark edemez. İşte bu özelliği bilmeyen Mehmet Ağar korumalarına Ali Kemal'i seçim otobüsünün içine almalarını söyler. Bir anda kendini otobüsün içinde ve Mehmet Ağar'ın karşısında bulan Ali Kemal şaşırır ve Mehmet Ağar başlar sormaya; adın ne, kimsin, ne arıyorsun burada, kimliğini ver… Ali Kemal nüfus kağıdını verir ve partili olduğunu, Bursa'dan geldiğini söyler. Bu kez Mehmet Ağar “Bursa'dan kimleri tanırsın?” deyince Ali Kemal'in ağzından dönemin DP Bursa İl Başkanı Harun Akın'ın ismi çıkar ve Ağar telefonu kaldırıp Harun Akın’ı arar. O esnada telefon açılıp konuşma başlayınca Ali Kemal için yeni sıkıntı başlar. Kimlikte ‘Mehmet Ali Gedik’ yazmaktadır fakat Harun Akın'da dahil herkes Onu Ali Kemal olarak tanır. “Sayın Genel Başkanım, Ali Kemal deyin” diye can havliyle seslenir ve mesele anlaşılınca Mehmet Ağar Ali Kemal ile ilgilenme talimatı verir. Yemek yedirir, ikramlar yapılır ve Ağar tarafından cebine harçlık konur.
Ali Kemal Ankara'da Demokrat Parti genel kongresi olması sebebiyle hasta olan annesini çok sevmesine rağmen bir günlüğüne başka bir refakatçıya bırakarak kongreye gelecek kadar fanatik bir partilidir. Bayram sabahları parti bayramlaşması için oraya süsleme yapmak için en erken gelen kişidir ve bu yaşında bayrak asmaya hizmet etmeye çay dağıtmaya hiç gocunmaz ve üşenmez.
***
Ardiles ve Ali Kemal, Süleyman Demirel'i görmek için Güniz Sokak’a giderler. Ardiles çocukluk döneminde Süleyman Demirel'in meşhur foterini Demirel'in elinden kapıp kaçan ender kişilerden biridir.
Demirel'in Cumhurbaşkanlığı görevi bitmiş Güniz Sokak’ta inzivaya çekilmişlerdir. Evin önüne gelirler fakat korumalar içeri almazlar. Ardiles ve Ali Kemal çözüm üretmek için düşünürken evin önüne Anadol kamyonet yanaşır. İçinde kurbanlık büyük bir koç vardır. Nakliyeci koçu bırakıp gider. Koçla baş edemeyen adama yanaşır Ardiles, “Abi yardım edelim mi?” diye sorar. Kan ter içinde kalan adam “İyi olur” der ve Ardiles ile Ali Kemal koç eşliğinde içeri girerler. Olanları camdan izleyen Demirel korumalara seslenir. “Ardiles ile Ali Kemal’i buraya getirin” der. Yine merhum Demirel o müthiş hafızasını kullanmış ve her ikisini de bir görüşte tanımış, isimleriyle hitap etmiştir. Ardiles ve Ali Kemal Demirel'in karşısında heyecanlanırlar ve Demirel Ardiles'e dönerek “Sen benim foteri çaldın, nerede benim şapkam?” der!
İnanın sevgili okurlar, bu şapkayı çalma ve sorma arası 20-25 yıl vardır. Bir an ne diyeceğini şaşıran Ardiles kendini toparlayıp “Sayın Cumhurbaşkanım ben şapkayı Cavit Çağlar’a verdim” der. “Öyle mi?” diyen Demirel perdeyi çeker ve o an bahçede bulunan Çağlar’a seslenir. “Ardiles’in çaldığı şapka sende mi Cavit?” der. Cavit Çağlar “Evet, bende” deyince Ardiles derin bir nefes alır.
***
Ardiles’in kızı gelin olarak evden çıkacaktır. Damat benim gibi Galatasaraylı ve gelin arabasını sarı kırmızı kurdelalarla süsletmiştir. Evin önüne gelini almaya gelince sarı kırmızı renkleri gören Ardiles “Ben Galatasaraylıya kızımı vermem” der. Ardiles'i sakinleştirip ikna etmek mümkün değil ve son olarak gelin arabası sarı kırmızı kurdelaları değiştirip yeşil beyaz yaparak yeniden gelir ve Ardiles ikna olur; gelini verir.
***
Ardiles ise yine Ali Kemal gibi gerçek adı ile pek tanınmaz Ardiles denilince akan sular durulur. Fakat gerçek ismi Fikret Yorgun olarak arasanız pek tanıyan çıkmaz. Bursaspor'a ömrünü adamış olan Ardiles'in kıymeti Bursaspor yöneticileri tarafından ne yazık ki bilinemiyor. 2012 yılının sonlarına doğru sohbet esnasında bu üzüntüsünü laf arasında az da olsa dile getirmişti. Tabi Bursaspor'a zarar gelmesini istemediği için bu konuyu pek konuşmazdı. Siyaset yapan bizler insan psikolojisini iyi anlayıp hızlı düşünmek zorundayız. Bu sebeple Ardiles'e “Haftaya Pazartesi akşamı bir yere kaybolma parti binamızda seni toplantıya alacağım” diyerek ısrar ettim ve hazırlığa başladım. Sağ olsun beni kırmadı ve toplantımıza iştirak etti ve onun adına hazırlamış olduğumuz plaketi ilçe başkanı sıfatı ile kendisine alkışlar eşliğinde takdim ettim. Ardiles çok duygulandı, gözleri doldu ve yalnızca benim duyabileceğim kısık bir ses tonuyla “Sevgili başkanım bunu Bursaspor'un yapması lazımdı. Sen yaptın, çok teşekkür ediyorum. Yapmayanlar utansın” diyerek hüzünlendi. Bursaspor yöneticileri ömrünü Bursaspor'a adayan Ardiles'i mutlaka onore etmelidir. Bu değerler kaybedilmeden kıymetleri bilinmeli ve yaşatılmalıdır…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
İsmet KOYUNCU
Renklerimiz Ardiles ve Ali Kemal
Bursa'da yaşıyorsanız ve üstelik siyaset, dernekçilik yapıyorsanız veya futbol ile ilgileniyorsanız iki kişiyi tanımamanız mümkün değil; Ardiles ve Ali Kemal. Özellikle siyasete başladığım 1993 yılından itibaren daha yakından tanıma imkanı bulduğum Ardiles ve Ali Kemal ile çok kez kader ve yol arkadaşlığı yaptık. Siyaseten bizim gibi Demokrat Parti mensubudurlar. Ali Kemal'in gerçek Adı Mehmet Ali Gedik'tir fakat bu isimle onu kimse tanımaz. Ali Kemal ile tanışmışsanız Türkiye'nin her hangi bir şehrinde veya ilçesinde bir anda karşınıza çıkarsa şaşırmamayı öğrenmelisiniz.
***
Mehmet Ağar Demokrat Parti Genel Başkanı olduğu bir dönemde Antalya'da miting yapar. Ali Kemal miting için Bursa'dan Antalya'ya gider ve miting anında tecrübesi ile ön saflara geçer. Gözü devamlı Mehmet Ağar'ın üstündedir ve Mehmet Ağar emniyet kökenli olduğu için kendisine dikkatli bakan kişiyi fark eder ve şüphelenir. Tabi ki burada bir ayrıntıyı kaçırmamak lazım. Ali Kemal'in altın gibi kalbi vardır fakat kalbinin aksine onu ilk görenler sert görünümünün altında yatan bu temiz kişiliği onunla konuşmadan fark edemez. İşte bu özelliği bilmeyen Mehmet Ağar korumalarına Ali Kemal'i seçim otobüsünün içine almalarını söyler. Bir anda kendini otobüsün içinde ve Mehmet Ağar'ın karşısında bulan Ali Kemal şaşırır ve Mehmet Ağar başlar sormaya; adın ne, kimsin, ne arıyorsun burada, kimliğini ver… Ali Kemal nüfus kağıdını verir ve partili olduğunu, Bursa'dan geldiğini söyler. Bu kez Mehmet Ağar “Bursa'dan kimleri tanırsın?” deyince Ali Kemal'in ağzından dönemin DP Bursa İl Başkanı Harun Akın'ın ismi çıkar ve Ağar telefonu kaldırıp Harun Akın’ı arar. O esnada telefon açılıp konuşma başlayınca Ali Kemal için yeni sıkıntı başlar. Kimlikte ‘Mehmet Ali Gedik’ yazmaktadır fakat Harun Akın'da dahil herkes Onu Ali Kemal olarak tanır. “Sayın Genel Başkanım, Ali Kemal deyin” diye can havliyle seslenir ve mesele anlaşılınca Mehmet Ağar Ali Kemal ile ilgilenme talimatı verir. Yemek yedirir, ikramlar yapılır ve Ağar tarafından cebine harçlık konur.
Ali Kemal Ankara'da Demokrat Parti genel kongresi olması sebebiyle hasta olan annesini çok sevmesine rağmen bir günlüğüne başka bir refakatçıya bırakarak kongreye gelecek kadar fanatik bir partilidir. Bayram sabahları parti bayramlaşması için oraya süsleme yapmak için en erken gelen kişidir ve bu yaşında bayrak asmaya hizmet etmeye çay dağıtmaya hiç gocunmaz ve üşenmez.
***
Ardiles ve Ali Kemal, Süleyman Demirel'i görmek için Güniz Sokak’a giderler. Ardiles çocukluk döneminde Süleyman Demirel'in meşhur foterini Demirel'in elinden kapıp kaçan ender kişilerden biridir.
Demirel'in Cumhurbaşkanlığı görevi bitmiş Güniz Sokak’ta inzivaya çekilmişlerdir. Evin önüne gelirler fakat korumalar içeri almazlar. Ardiles ve Ali Kemal çözüm üretmek için düşünürken evin önüne Anadol kamyonet yanaşır. İçinde kurbanlık büyük bir koç vardır. Nakliyeci koçu bırakıp gider. Koçla baş edemeyen adama yanaşır Ardiles, “Abi yardım edelim mi?” diye sorar. Kan ter içinde kalan adam “İyi olur” der ve Ardiles ile Ali Kemal koç eşliğinde içeri girerler. Olanları camdan izleyen Demirel korumalara seslenir. “Ardiles ile Ali Kemal’i buraya getirin” der. Yine merhum Demirel o müthiş hafızasını kullanmış ve her ikisini de bir görüşte tanımış, isimleriyle hitap etmiştir. Ardiles ve Ali Kemal Demirel'in karşısında heyecanlanırlar ve Demirel Ardiles'e dönerek “Sen benim foteri çaldın, nerede benim şapkam?” der!
İnanın sevgili okurlar, bu şapkayı çalma ve sorma arası 20-25 yıl vardır. Bir an ne diyeceğini şaşıran Ardiles kendini toparlayıp “Sayın Cumhurbaşkanım ben şapkayı Cavit Çağlar’a verdim” der. “Öyle mi?” diyen Demirel perdeyi çeker ve o an bahçede bulunan Çağlar’a seslenir. “Ardiles’in çaldığı şapka sende mi Cavit?” der. Cavit Çağlar “Evet, bende” deyince Ardiles derin bir nefes alır.
***
Ardiles’in kızı gelin olarak evden çıkacaktır. Damat benim gibi Galatasaraylı ve gelin arabasını sarı kırmızı kurdelalarla süsletmiştir. Evin önüne gelini almaya gelince sarı kırmızı renkleri gören Ardiles “Ben Galatasaraylıya kızımı vermem” der. Ardiles'i sakinleştirip ikna etmek mümkün değil ve son olarak gelin arabası sarı kırmızı kurdelaları değiştirip yeşil beyaz yaparak yeniden gelir ve Ardiles ikna olur; gelini verir.
***
Ardiles ise yine Ali Kemal gibi gerçek adı ile pek tanınmaz Ardiles denilince akan sular durulur. Fakat gerçek ismi Fikret Yorgun olarak arasanız pek tanıyan çıkmaz. Bursaspor'a ömrünü adamış olan Ardiles'in kıymeti Bursaspor yöneticileri tarafından ne yazık ki bilinemiyor. 2012 yılının sonlarına doğru sohbet esnasında bu üzüntüsünü laf arasında az da olsa dile getirmişti. Tabi Bursaspor'a zarar gelmesini istemediği için bu konuyu pek konuşmazdı. Siyaset yapan bizler insan psikolojisini iyi anlayıp hızlı düşünmek zorundayız. Bu sebeple Ardiles'e “Haftaya Pazartesi akşamı bir yere kaybolma parti binamızda seni toplantıya alacağım” diyerek ısrar ettim ve hazırlığa başladım. Sağ olsun beni kırmadı ve toplantımıza iştirak etti ve onun adına hazırlamış olduğumuz plaketi ilçe başkanı sıfatı ile kendisine alkışlar eşliğinde takdim ettim. Ardiles çok duygulandı, gözleri doldu ve yalnızca benim duyabileceğim kısık bir ses tonuyla “Sevgili başkanım bunu Bursaspor'un yapması lazımdı. Sen yaptın, çok teşekkür ediyorum. Yapmayanlar utansın” diyerek hüzünlendi. Bursaspor yöneticileri ömrünü Bursaspor'a adayan Ardiles'i mutlaka onore etmelidir. Bu değerler kaybedilmeden kıymetleri bilinmeli ve yaşatılmalıdır…