1996 Yılında yapılan seçimler neticesinde REFAH-YOL Hükümeti kurulmuş, gerekli 276 TBMM üye sayısı Merhum BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun dışardan 7 Milletvekili ile kerhen desteği ile sağlanmıştı. Başbakanlık Necmettin Erbakan

 ve Tansu Çiller arasında dönüşümlü yapılacaktı. İki parti samimi ve iyi niyetli çalışmalar ile ülkeyi kalkınma havasına sokmuş, devlet gelirlerinde havuz oluşturulmuştu. Merkez bankası eski gücüne kavuşmuş devlet, bakanlıklar kamu kuruluşları özel tefecilerin elinden kurtulup özüne dönmüş işçi, emekli, memur, çiftçi yüzde 220’lere varan zamları almış ekonomide adeta bir bayram havası yaşanmaktaydı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bütçe açık vermeden denklik gösteriyor ve yatırımlar hızla devam ediyordu fakat bu huzur  bazı güç odaklarını rahatsız etmiş kalkınan ve güçlü Türkiye olma yolunda emin adımlarla yürüyen hükümeti yıkma girişmeleri hızlandırıldı. İrtica faaliyetleri sık sık gündeme getirildi basın ve medya özellikle bu vurguları döndürerek halkın beynine sokmaya çalışıyor, Jitem'den aldığı talimatla travesti Sisi (Seyhan Soylu) senaryoyu ve oyuncuları hazırlayarak ülkeye tarikat lideri Müslüm Gündüz ve sözde türbanlı üniversite öğrencisi Fadime Şahin ilişkisi halkı tahrik etmesi için TV’lerde günlerce gösteriliyor timsah gözyaşı dökerek hayal ürünü olayları anlatan Fadime Şahin'i Refahyol hükümeti yıkıldıktan sonra Altıparmak’taki Köşk Pavyonunda sahne alırken görüyoruz. Daha sonra çıkan telefon kayıtlarında ise Müslüm Gündüz’ün gazetecileri ve televizyoncuları arayarak hadi nerede kaldınız sizi bekliyoruz sözleri ortaya çıkmıştı.

Jitem talimatı ve Sisi senaryosu tutmuş Müslüm Gündüz, Fadime Şahin ve Ali Kalkancı rollerini halka inandırarak oynamıştı. Başbakanlık konutunda Tarikat şeyhlerine verilen yemekte sakallılar Başbakanlık konutunu bastı diyerek tahrikler hızla devam ediyordu. Sincan'da düzenlenen Kudüs Gecesi farklı alanlara çekilerek Ordunun karşılık vermesi isteniyor ve bu tahriklere kapılan Silahlı kuvvetler inadına Sincan'da tankları yürüterek gözdağı veriyor ve balans ayarı yaptık diyerek ülkeyi geriyordu. Diğer taraftan Batı Çalışma Gurubu (BÇG) Aleyhte çalışmalar ile hükümeti yıpratmakta ve Genelkurmay basına siyasilerden daha fazla demeç verme yarışına girerek ortalığı karıştırmaktaydı. 28 Şubat tarihinde yapılan MGK toplantısında seçilmiş siyasilerden daha fazla general asık suratları ile ve koltuk altlarındaki dosyalar ile pozlar vermekteydi ve bu generallerin emeklilik dönemlerinde birçok holdinglerde danışman, müdür vesaire olarak görevler yapıp paralar kazandığını biliyoruz.

Krizi aşmak için 30 Haziran 1997’de Başbakan Necmettin Erbakan istifasını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sundu ve 282 milletvekili imzalı başbakan değişikliği anlaşması istifa sonrasında bir anda unutuldu ve DYP'den yaklaşık

 40 milletvekili istifası ile Türkiye bir kaosa girdi. Cumhuriyet tarihinde en başarılı hükümetlerden biri olan REFAH-YOL Hükümeti böylelikle yıkılmış oldu. Kişisel hırs ve nefretin para baronlarının rant uğruna ülkemizi ve halkımızı hiçe sayarak uyguladıkları bu postallı modern darbenin sancılarını yıllarca hep birlikte çektik. 28 şubatın 18 yıl dönümünde bu ülke ve halk düşmanlarını nefretle yad ediyoruz Mağdur edilen Tansu Çiller ve DYP teşkilatları ile Refah partisi ve kadroları geçen 18 yılda içleri burkularak bu kalleşlikleri hatırlıyorlardı yazık olan bir ülke ve refah içinde yaşaması gereken halkın hakları gasp edilmişti 27 mayıs 1960 - 12 mart 1971-12 eylül 1980 darbeci zihniyetlerden farkı bulunmayan sığ düşünceli zihniyetlerin yansımasını 28 şubat 1997'de yeniden gördük ve hepsi İlahi adalete teslim edilmiş olup hesapları mutlaka sorulacaktır. Şahsım olarak haklarımı bu zihniyetlere asla helal etmiyorum