Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yüksekdağ: "550 Milletvekilinin Dokunulmazlığı Kaldırılsın"

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, vekaleti halktan aldıklarını ve kendilerinden bu vekaleti alacak tek gücün de halk olduğunu belirterek, "Eğer bugün bir dokunulmazlık tartışması yapılacaksa, 550 milletvekilinin...

Haber Giriş Tarihi: 13.03.2016 15:10
Haber Güncellenme Tarihi: 13.03.2016 15:10
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, vekaleti halktan aldıklarını ve kendilerinden bu vekaleti alacak tek gücün de halk olduğunu belirterek, "Eğer bugün bir dokunulmazlık tartışması yapılacaksa, 550 milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırırsınız ve kimler hırsızlıktan, rüşvetten yargılanacak, kimler sözlerinden, düşüncelerinden ötürü yargılanacak, bütün Türkiye, bütün dünya görsün" dedi.
Yüksekdağ, partisinin Mersin İl Başkanlığı’nın bir düğün salonunda gerçekleştirdiği 1. Olağanüstü Kongresi’ne katıldı. HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat ve Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın da katıldığı kongrede konuşan Yüksekdağ, HDP’nin 7 Haziran seçimlerinde aldığı 13.1’lik oy ile kendisini dev aynasında görenlerin kimyasını değiştirdiğini öne sürdü. Ölümlerin asla unutulmayacağını belirten Yüksekdağ, "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bizler bu ülkede demokrasiden, özgürlükten, emekten yana değişimin gücü olduk. Ama Cizre’de, Silopi’de, Silvan’da, Sur’da gerçekleştirilen o ölümlerden sonra kimse artık hiçbir şeyin asla eskisi gibi olmasını düşünmesin ve beklemesin. Türk halkını eskisi gibi yönetemiyordunuz zaten bundan sonra asla eskisi gibi yönetemeyeceksiniz" diye konuştu.
Özyönetim taleplerinin, 21. yüzyılda doğal ve siyasi bir talep olduğunu savunan Yüksekdağ, talebin Türkiye’de bir bölünme fobisi gerekçesi haline getirdiğini iddia ederek, bir yalanla bu kadar insani ve demokratik talebin üstünün örtülüp karartıldığını öne sürdü.
"BARIŞI BİZİM KADAR SEVMEDİLER"
Kürt halkının bütün ruhu ve yüreği ile barışa inandığını, ancak siyasi iktidarın sahiplerinin Kürt halkının sevdiği ve istediği kadar barışı sevmediğini ve istemediğini iddia eden Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Bizler inandığımız değerler uğruna barış için, özgürlük için ve demokrasi için ne olursa olsun, karşımıza hangi engel çıkarsa çıktım kararlılıkta devam ettik ve edeceğiz. Onlar özgürlükten korktukça, demokrasi kavramından korktukça, barış kavramından korktukça, biz de onları daha da korkutmaya devam edeceğiz. Bizlere teslimiyeti dayatanlar kaybettiler ve kaybetmeye devam edecekler. Artık bu iktidar sadece tanklara tutunarak ayakta kalabilir. Kötürümleşmişler, elleri ayakları tutmuyor. Siyasi planları, programları, projeleri yok. Türkiye halklarına vaat edebilecekleri bir şeyleri yok. Felç olmuşlar, kötürümleşmişler, tanklara tutunarak, panzerlere tutunarak, silahlara tutunarak ayakta durmaya çalışan bir siyasi iktidar haline gelmişlerdir."
Konuşmasında direniş çağrısı yapan Yüksekdağ, "Bugün asıl olan direniştir. Haklı değerlerimiz etrafında bu direniş tutumunu sürdürmektir. Bizim taleplerimizden şüphemiz yok, haklılığımızdan şüphemiz yok. İşte tertemiz bu taleplerimiz ve inanışımız doğrultusunda, kararlı ve güçlü bir direnişi sergilediğimizde hepimiz için çok daya aydınlık, çok daha güzel bir süreç elde edebileceğiz. Bu süreç içerisinde yürüyüşümüzü bozmaya, kırmaya çalışanlar, emin olun kendileri kırılacaklar" ifadelerini kullandı.
"VERDİĞİ VEKALETİ BİZDEN ALACAK TEK GÜÇ, HALKIMIZDIR"
HDP’li vekillere dokunarak, dokunulmazlıkları kaldırma tehdidi ile sınırlamaya çalışanların bozguna uğrayacağını ileri süren Yüksekdağ, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim tek bir ilkemiz vardır; değerlerimizin, inancımızın dokunulmazlığı. Bizim bütün varlığımız, bütün mücadelemiz bu insanlık değerlerinin dokunulmazlığı içindir. Ortak insanlık değerlerimizin dokunulmazlığı içindir. Bizi dokunulmazlığımızı kaldırmakla tehdit edenler, dönüp şöyle nasıl bir mücadeleden geldiğimize baksınlar. Bizler bu süreç içerisinde gücümüzü ve vekaletimizi halkımızdan aldık. Görevi biz bu halktan aldık ve sözlerimizden dolayı, düşüncelerimizden dolayı bize hesap soracak olan ve verdiği vekaleti bizden alacak olan tek güç halkımızdır. Halkımız bize bu vekaleti verirken, ’Gidin Meclis’te bu iktidara karşı mücadele edin’ diye vermiştir. Bizler bu görevi Meclis içinde de dışında da, bütün yaşam alanlarında yerine getirme çabası içinde olduk, bundan sonra da bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Ama birilerinin dokunulmazlığı elbette kaldırmak gerekir. Özellikle yolsuzluk, hırsızlık yapanların, çuval çuval para kaçıranların, rüşvet alanların, yüz kızartıcı suç işleyenlerin dokunulmazlık zırhının olmaması gerekir, varsa da kaldırılması gerekir. Ama bunlar maalesef korundu. Neden? Çünkü diğerlerinin de suçu ortaya çıkmasın diye. Eğer bugün bir dokunulmazlık tartışması yapılacaksa, 550 milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırırsınız ve kimler hırsızlıktan, rüşvetten yargılanacak, kimler sözlerinden, düşüncelerinden ötürü yargılanacak, bütün Türkiye, bütün dünya görsün. Buyursunlar 550 milletvekilin dokunulmazlığını kaldırsınlar, biz buna imza atarız. Bugün olması gereken de budur."
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.