Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türkiye-Romanya-Polonya Üçlü Toplantısı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Hain darbe girişiminden sonra Türkiye’deki tablodan rahatsız olanlar var. Darbecilerin de şu anda Türkiye’yi hedef alan teröristlerin de amacı bu birlik ve beraberliği bozmak. Sebebi ne olursa olsun...

Haber Giriş Tarihi: 25.08.2016 18:14
Haber Güncellenme Tarihi: 25.08.2016 18:14
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Hain darbe girişiminden sonra Türkiye’deki tablodan rahatsız olanlar var. Darbecilerin de şu anda Türkiye’yi hedef alan teröristlerin de amacı bu birlik ve beraberliği bozmak. Sebebi ne olursa olsun Anamuhalefet Partisi Başkanının konvoyuna yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Ne darbeye ve teröre karşı dik duruş sergileyen siyasi partilerimiz ne de bizler bu tür tehdit ve saldırılar karşısında tutumumuzu değiştirmeyiz” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Romanya ve Polonya Dışişleri Bakanları ile gerçekleştirdiği üçlü toplantı sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Çavuşoğlu, Polonyalı bir gazetecinin, “Türkiye anti balistik savunmayı geliştirecek mi? Rusya tarafından bugün ilan edilen manevralar konusundaki görüşünüzü bilmek istiyorum. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım konusunda Türkiye kararlı ama müzakereler hala devam edecek mi? Göçmenlik politikası bu konuda bir engel oluşturacak mı?” sorularına şöyle cevap verdi:
“NATO’nun balistik füze savunma sistemlerini tüm müttefiklerinin topraklarını, halkını ve de silahlı kuvvetlerini koruyacak şekilde yerleştirilmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor. Türkiye-Romanya ve Polonya bu konu bakımından 3 tane stratejik ülke. Bu konuda NATO’nun da kararları var bu kararların da bir an evvel uygulanmasında da fayda var. Her bağımsız ülkede olduğu gibi biz de Türkiye olarak balistik füze savunma sistemimizi geliştirmek istiyoruz. Bu konuda teknoloji transferi, ortam üretim dahil bizimle işbirliği yapacak firma ve ülkelerle çalışmak istiyoruz ve konuda da kararlılığımız var. Türkiye-AB ilişkilerine gelecek olursak, Türkiye’nin AB üyeliği bizim için hala stratejik bir hedeftir ve bu konuda bizde bir sapma yok ama şunu da kabul etmemiz lazım. Son zamanlarda Avrupa’da artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, islamafobi gibi ortak değerlerimizi yok etmeye başlayan trendlerden dolayı bazı ülkelerden değişik açıklamalar geliyor. Ahde vefa var ve tam üyelik için birlikte anlaşma yaptık, müzakerelere başladık ve bu hedeften hiç kimsenin şaşmaması gerekir. Var olan engelleri ve zorlukları da birlikte aşmamız gerekiyor ve maalesef yine AB’nin bazı yetkilileri ve bazı AB üyesi ülkeler 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra sergiledikleri tavırla, açıklamalarıyla, tehditlere varan söylemleriyle bizleri ve Türk halkını hayal kırıklığına uğratmışlardır.”
AB içinde Polonya ve Romanya gibi Türkiye’yi ziyaret eden birçok ülke gibi destekleyenlerin de olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Bu ülkelerin, bu siyasetçilerin ırkçılık söylemleri, açıklamaları tüm AB’yi bağlamaz ama genel bir anlayış var demokrasiyi savunma konusunda da bazı AB’nin çok önemli ülkeleri ve bazı AB kurumları sınıfta kalmıştır. Öyle bir izlenim oluşturdular ki bu ülkeler ve siyasetçiler darbe girişiminin başarısız olmasından mutlu oldular. Bu izlenim şu anda Türkiye’de var ve bunu da aşmamız lazım. O yüzden buraya kadar gelip bizimle burada temasa geçen dostlarımıza da teşekkür ediyoruz. Aramızda bir de vize serbestisi, Geri Kabul, 18 Mart Mülteci Anlaşması var bunların üçü birbirine bağlıdır. Bunların hepsini birlikte uygulamamız lazım. AB’nin işine yarayan anlaşmayı uygulayalım, Türkiye’nin ve Türk halkının işine yarayan anlaşmayı bir kenara bırakalım anlayışı adil değildir. Biz diyoruz ki: ‘Hepsini uygulamak için imzaladık hepsini birlikte uygulayalım’ bizim yaklaşımımız son derece adil” diye konuştu.
Polonya Dışişleri Bakanı Witold Waszczykowski ise gazetecinin soruları üzerine, “NATO’da Türkiye’nin üyeliği çok önemlidir ve Türkiye’nin bu politikası konusunda hiçbir şüphemiz yok ve NATO’nun güvenliği, NATO’nun aktivitesi için çok önemli, anahtar bir rolü vardır. Aktif olarak katılımı vardır, Türkiye- AB ilişkilerini elimize alırsak, bizim tutumuz çok açıktır ve AB genişlemesinden yanayız. Türkiye ile müzakerelerin sıklaştırılmasından yanayız” dedi.
Romanya Dışişleri Bakanı Lazar Comanescu da, “Balistik sistemle ilgili yapılan yorumlar vardı. Bütün bu balistik savunma sistemi ile ilgili olan yetkinlikler tamamen savunmaya yöneliktir. NATO, Varşova Zirvesinde alınmış karar ve Romanya’da yürütülecek olan balistik füze programı ile ilgili alınan karardan memnuniyet duyuyoruz ancak bunlar tamamen savunmaya yöneliktir herhangi bir spekülasyona mahal verilmemelidir. Türkiye-AB ilişkilerine gelecek olursak, Romanya her zaman Türkiye’nin AB katılımını desteklemiştir ve desteklemeye de devam edecektir. Türkiye bizim stratejik bir ortağımızdır, ittifakın da stratejik ismidir. Türkiye’nin AB’ye nihai üyeliği sadece Türkiye’nin değil, AB’nin de yararına olacaktır. Sayın Çavuşoğlu’nun bizlere Türk hükümetinin bütün gereklilikleri yerine getirme konusundaki kararlılığını vurgulamasını memnuniyetle karşılıyoruz” ifadesini kullandı.
“Bir an evvel çekilmelerinde fayda var”
Bakan Çavuşoğlu, bir gazetecinin AB’den PYD’ye müdahale edilmemesi konusunda herhangi bir talebin olup olmadığı ve Cerablus operasyonunda gelinen son durumuna yönelik sorularıyla ilgili, “PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesi ile ilgili bu her şeyden önce bizim Menbiç operasyonu kapsamında Amerika ile vardığımız bir mutabakattır. PYD unsurlarının Fırat’ın batısına geçmemesi gerektiğini başından beri söylüyoruz. Amerikalı müttefiklerimiz Menbiç operasyonu zamanında ‘Lojistik destek olarak bir grup PYD’liyi Suriye demokratik güçlerinin arkasında görmek istiyoruz ihtiyacımız var’ dediler. Biz de biter bitmez Fırat’ın doğusuna çekilmeleri kaydıyla anlayış gösterdik. Şimdi operasyon bitti dolayısıyla bunların geri çekilmesinin operasyonu etkilemesi söz konusu değil. Nüfus olarak Arap ağırlıklı bölgeler dolayısıyla PYD’nin diğer bölgelerde neler yaptığını gördük, Arapları, Türkmenleri ve kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri göçe zorladılar, etnik temizlik yaptılar. Burada da aynı ajandaların olduğunu görüyoruz. Dün, Biden’a da söyledik o da net bir şekilde çekileceklerini söyledi. Bu sabah görüştüğüm John Kerry de ‘çekiliyorlar’ dedi. Bir an evvel çekilmelerinde fayda var” açıklamasını yaptı.
“Dün YPG rahatsız olduğunu söyledi hatta Türkiye’yi tehdit etti, bugün HDP”
HDP’nin, Cerablus Bölgesi’ne düzenlenen operasyonla ilgili ‘işgal’ kelimesini kullanması ile ilgili Çavuşoğlu, “Peki neden rahatsız oldular? Cerablus’ta operasyon başladı. Dün YPG rahatsız olduğunu söyledi hatta Türkiye’yi tehdit etti. Bugün HDP, esasen bunlardan çıkaracağımız birçok sonuç var. Birincisi, HDP için söylüyoruz, terör örgütünün güdümünde bir parti olduğunu bir kere daha gösterdiler. İkincisi, bunların ne Türkiye’de ne oralarda Kürt vatandaşlarımızın hakları ile ilgili bir ilgisinin olmadığını bir kere daha gördük ve YPG’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğü gibi bir derdinin olmadığını gördük. Tam tersi Suriye’yi bölmek kendi kantonunu ya da devletini kurmak istediği bir kere daha ortaya çıktı. DAEŞ’le savaştığını iddia eden bir terör örgütü ki kendisini meşrulaştırmak için bugüne kadar DAEŞ’le mücadele ediyor veya daha fazla kontrol edeceği toprak elde etmek için. Bizim gibi bir ülkenin DAEŞ’le mücadelesinden niye rahatsız oluyor? Bunun iyi irdelemek gerekiyor. Ayrıca hem HDP hem de YPG, PKK bugüne kadar tüm mücadelelerimize rağmen Türkiye, iktidar, hükümet neyse artık, ‘Biz DAEŞ’le mücadele ettiğimiz için bizden rahatsız’ argümanını kullanıyorlardı, güya Türkiye’nin de DAEŞ’e destek verdiğini ima ediyorlardı. Kendi ideolojilerindeki bazı siyasi partiler Avrupa’da bunu satın alıyor ya da severek destekliyorlardı şimdi bizim açıkça bu operasyonu Türkiye olarak yürütmemiz bunların bu argümanını da elinden aldı. O nedenle bir terör örgütünün ne düşündüğü, ne söylediği ya da onun uzantısı partinin buna ne dediği önemli değil. Şu anda tüm müttefiklerimiz Türkiye’yi tebrik ediyor aynı zamanda Türkiye’ye teşekkür ediyor DAEŞ’le bu etkili mücadeleye katıldığımız için ve bizzat kendi silahlı kuvvetlerimiz bunu yönetiyor. 65 ülke kaç milyar insan ve onların silahlı kuvvetleri 2-3 senedir başarılı olamıyorsa bunu iyi düşünmek lazım. Kaldı ki DAEŞ şu anda birçok ülkenin ürettiği silahları kullanıyor, nereden alıyorlar bu silahları? Kim veriyor onları? İki sene önceki elde ettiği silahlar değil bunlar. Türkiye’ye atıyorlar bu roketleri nereden alıyorlar? O nedenle PYD’nin YPG’nin ne düşündüğü değil bizim yapacağımız operasyon. Bu arada YPG çekilmezse biz gereğini yaparız. Onların gizli ajandasına biz müsaade etmeyiz. YPG’nin yaptığı gibi buralarda etnik temizlik yapmak doğru değildir esasen buralarda daha önce kim yaşıyorsa o insanların dönmesi lazım. Askeri mücadeleyi yapan güçlerin çoğunluğu Cerablus Bölgesi’nde ve etrafında yaşayan kişiler. Eğer bundan sonra güvenli bir bölge oluşturacaksak nasıl şimdi koalisyonla işbirliği yapıyoruz, koalisyon güçleri de hava desteği veriyor bundan sonraki süreçte de buranın güvenliğini birlikte sağlarsak ancak gerçek anlamda güvenli bölge olur. DAEŞ ve YPG’nin buradan sürdüğü insanların güvenli bölge oluştuktan sonra buraya gönüllülük esasına göre geri yerleştirebilirsiniz. Koalisyon üyeleri, dostlarımız, müttefiklerimizle bu insanlara dönebileceği şartları tekrar oluşturmak da bizim her şeyden önce insani sorumluluğumuz” şeklinde konuştu.
"Bizler bu tür tehdit ve saldırılar karşısında tutumumuzu değiştirmeyiz"
Bakan Çavuşoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konvoyunun geçişi sırasında Artvin’de yaşanan çatışma ile ilgili ise şunları söyledi:
“Kılıçdaroğlu’nun iyi olduğunu öğrendik fakat öyle görünüyor ki hain darbe girişiminden sonra Türkiye’deki tablodan rahatsız olanlar var. Darbecilerin de şu anda Türkiye’yi hedef alan teröristlerin de amacı bu birlik ve beraberliği bozmak. Sebebi ne olursa olsun Anamuhalefet Partisi Başkanının konvoyuna yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Ne darbeye ve teröre karşı dik duruş sergileyen siyasi partilerimiz ne de bizler bu tür tehdit ve saldırılar karşısında tutumumuzu değiştirmeyiz.”
Bir gazetecinin Romanya ve Polonya Dışişleri Bakanlarına sorduğu “Sizce AB, yapılan darbe girişimini kınamakta geç kaldı mı? Ayrıca ülkelerinizde FETÖ’ye karşı ne gibi somut adımlar atıyor?” sorusu üzerine ise, Waszczykowski, 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili, “Temmuz ayında gerçekleşmiş olan bu kalkışmaya biz de şaşırdık, Ankara’nın şaşırmış olduğu gibi bizler de şaşırdık. Bu noktada bu konuya şaşırmış olduğumuz için suçlanamayız. Her ülkeden ortak bir tepki gelmesi gerekiyordu. Brexit yani İngiltere’nin AB’den çıkmasına yoğunlaşıldığı için burada yaşanan olaylar biraz daha ikinci planda kalmış olabilir. Anlıyorum ki bizim Romanya ve Polonya olarak bizim duruşumuzla ilgili herhangi bir şüphe yok, bizim burada olmamız, geçtiğimiz ay ki teşebbüsle ilgili konumumuzu net olarak açıklıyordur” cevabını verdi.
Waszczykowski, FETÖ sorusu ile ilgili ise, Polonya’da böyle bir sorunun olmadığını ve Fethullah Gülen organizasyonunun yer almadığını kaydetti.
Comanescu da, “Romanya Türkiye’nin stratejik hedeflerini ve AB üyelik hedefini her zaman desteklemiştir. Böyle bir fenomenle biz karşılaşmadık. Belki medyada Romanya’da da bu çeşit insanlar tarafından desteklenen okullar olduğu çıkmış olabilir ama ben sizi temin ederim ki Romanya’da Romanya’daki kanunlarla hareket etmeyen herhangi bir okul yoktur. Eğer herhangi b,ir okulda şüpheye sebep olacak yaklaşım olursa uygun tedbirler alınacaktır” dedi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.