Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

TBMM Başkanı Çiçek: Fitne fesat ateşi bir an evvel söndürülmeli

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, vahşetin, hunharlığın, cinnetin ve cinayetlerin her türlüsü olduğunu belirterek terör örgütlerinin insanlık tarihinin en kanlı eylemlerini fütursuzca gerçekleştiriyor olduğunu söyledi. "Milyonlarca insan yerinden...

Haber Giriş Tarihi: 01.10.2014 16:41
Haber Güncellenme Tarihi: 01.10.2014 16:41
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, vahşetin, hunharlığın, cinnetin ve cinayetlerin her türlüsü olduğunu belirterek terör örgütlerinin insanlık tarihinin en kanlı eylemlerini fütursuzca gerçekleştiriyor olduğunu söyledi. "Milyonlarca insan yerinden yurdundan edilmiş, bir insanlık dramı yaşıyor. Hepsini hiçbir ayrım yapmadan lanetliyor, nefretle kınıyoruz." diyen Çiçek, "Uluslararası toplum ve kuruluşların en başta Birleşmiş Milletlerin çok acil bir karar vermesi lazım. Bu kan daha fazla akmamalı, bu insanlar daha fazla acı çekmemeli; kim ne yapacaksa yeni yüzbinler hayatını kaybetmeden bir an evvel yapmalıdır. Fitne fesat ateşi bir an evvel söndürülmeli. Bu şenâiyi işleyenler ne insandır ne de Müslümandır." dedi.

TBMM Genel Kurulu, saat 15.00'te toplandı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, birleşimi açtıktan sonra sunuş konuşması yaptı. "24'üncü Dönem Beşinci Yasama Yılının ülkemiz, milletimiz ve hepimiz için hayırlı, sağlıklı ve başarılı bir yıl olmasını diliyorum." diyerek sözlerine başlayan Çiçek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 94 yıldır milleti gururla temsil eden, cumhuriyetin kurucu iradesi olduğunu ifade etti.

"MECLİS DEMOKRATİK MEŞRUİYETİN MERKEZİDİR"

Meclisin kurulduğu günden beri millet iradesinin en yüksek derecede tecelli ettiği kutsal bir mekân olduğuna dikkat çeken Çiçek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin demokratik meşruiyetin merkezi olduğunu belirterek "Türk milletinin bağımsızlık, cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve demokrasi başta olmak üzere, en önemli kazanımlarında en büyük pay sahibidir. Ülke ve millet olarak bugün nelere sahip isek bunda Türkiye Büyük Millet Meclisinin her türlü takdirin üzerinde çabası, üstün gayreti ve çalışması vardır. Aziz Atatürk'ün bize hedef olarak gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmamızdaki yoğun çabaların, yasal düzenlemelerin ve köklü reformların onurunu yaşayan da bu Meclistir. Türkiye Büyük Millet Meclisi demokrasimizin kalbidir. Millî mücadelemizi yürüten ve yöneten en temel, en vazgeçilmez kurumdur çünkü dünyada örneği olmayan gazi Meclistir. Bütün bunlardan ve daha başkaca sebeplerden dolayı bu kutsal çatı altında görev yapmak, üye olarak bulunmak hepimiz için en büyük bahtiyarlıktır, çocuklarımıza bırakabileceğimiz en değerli mirastır. Onurumuz büyüktür ancak buna karşılık sorumluluğumuz da büyüktür ve ağırdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bugüne kadar bu onurla, bu gururla sorumluluk duygusunu derinden hissederek üzerine düşenleri yapma gayreti içerisindedir. Eksiğimiz olmuştur, yanlışlarımız olmuştur, üzüldüğümüz, keşke olmasaydı, keşke yapmasaydık dediğimiz anlar da olmuştur ama yine de milletimize olan borcumuzu bir nebze de olsa ödemek için gece gündüz demeden çalıştık. Beşinci Yasama Yılı da bu dönemin son yılıdır, yine aynı gayretle çalışacağız." diye konuştu.

Tüm sorunların tartışılmasında, çözüm arayışlarında ve çözüme kavuşturulmasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin en meşru platform ve en önemli teminat olduğunu belirten Çiçek, değerini korumak, onun itibarını en üstte tutmanın da kendi görev ve sorumlulukları olduğunu ifade etti.

"BU ŞENAİYİ İŞLEYENLER NE İNSANDIR NE DE MÜSLÜMAN"

"Yakın coğrafyamıza baktığımızda ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır." diyen Çiçek, şöyle devam etti: "Yanı başımızda insanlık suçu işleniyor, insanlığa karşı suç işleniyor. Vahşetin, hunharlığın, cinnetin ve cinayetlerin her türlüsü var. Terör örgütleri, işittiğimiz işitmediğimiz terör örgütleri, insanlık tarihinin en kanlı eylemlerini fütursuzca gerçekleştiriyor; Telafer'de, Kerkük'te, Aynel Arap'ta, Kobani'de, Halep'te, daha birçok yerde kan dökmeye devam ediyor. Kadın, çocuk, yaşlı demeden oluk oluk kan döküyor, kin kusuyor. Milyonlarca insan yerinden yurdundan edilmiş, bir insanlık dramı yaşıyor. Hepsini hiçbir ayrım yapmadan lanetliyor, nefretle kınıyoruz. Uluslararası toplum ve kuruluşların en başta Birleşmiş Milletlerin çok acil bir karar vermesi lazım. Bu kuruluşlar bunun için vardır, bugünler için vardır. Bu kan daha fazla akmamalı, bu insanlar daha fazla acı çekmemeli; kim ne yapacaksa yeni yüzbinler hayatını kaybetmeden bir an evvel yapmalıdır. Fitne fesat ateşi bir an evvel söndürülmeli. Bu şenâiyi işleyenler ne insandır ne de Müslümandır. Çok zor ve sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Çok şükür ülkemiz, Kafkaslar'da, Ukrayna'da, Orta Doğu'da, dört bir yanımızdaki bu kan ve ateş çemberi içinde huzurlu bir sığınaktır. Bu huzuru devam ettirmek bizim elimizdedir. Tüm bireyler olarak birbirimizin kıymetini daha iyi bilelim. Birimizin varlığını diğerimizin yokluğunda aramayalım. Fikrî vesair farklılıklarımız elbette vardır ve bu tabidir. Ama bu farklılıklar birbirimize saygıya, barışa ve kardeşliğe engel değildir. Bugüne kadar önümüze çıkarılan bunca zorluğa ve fitneye rağmen birer birer bin olduk, yüz bin olduk, milyonlar olduk ve büyük bir millet olduk. Hep birlikte tertemiz bir kültür ve medeniyet inşa ettik. Bir taşla duvar olmayacağını en iyi biz biliriz."
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.