SP Genel Başkan Yardımcısı Tongüç: “Türkiye Avrupa Birliği’nin Kuyruğuna Yapışacak Bir Ülke Değildir”

Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcıları İlyas Tongüç, lider olma vasfını her daim diri tutmuş olan Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin kuyruğuna yapışacak bir ülke olmadığını belirterek, “Gaziantep’e gelerek gözümüzün içine baka baka ’hala sizde insan hakları problemleri var, sizde basın özgürlüğü ile ilgili sıkıntılar var’ diyerek Türkiye’ye ev ödevi verilmesini doğru bulmuyoruz” dedi.
SP Gaziantep İl Teşkilatı’nın ev sahipliğinde, Adıyaman ve Kilis il teşkilatlarının da katıldığı tüm kademelerdeki yöneticilerle ’2. Bölge Hamle Toplantısı’ yapıldı. Bölgede yaşanan gelişmeler, ekonomik ve dış politikada meydana gelen gelişmeler, Saadet Partisi’nin ilerleyen süreçte bölge teşkilatının çalışmalarıyla ilgili değerlendirmenin ele alındığı toplantıya SP Genel Başkan Yardımcıları İlyas Tongüç, Yusuf Yiğitalp, Genel İdare Kurulu üyeleri Necmettin Çalışkan, Mehmet Kasapbaşı, Adıyaman ve Kilis teşkilat üyeleri katıldı. Son dönemlerde Suriye’nin istikrarsızlaştırılması ile birlikte Gaziantep’in de içinde bulunduğu, Kilis, Şanlıurfa, Hatay, Osmaniye gibi illerde ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten SP Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, “Bu hususla ilgili olarak uzun zamandan beri Kilis’imizin bir kevgir haline döndürülmesi ve füze isabet etmesi neticesinde 15 civarında çoluk çocuk demeden kardeşimizin, vatandaşımızın ölmesi, halen de füzelerin geliyor olması ülkemiz açısından fevkalade ciddi bir durumun yaşandığını ortaya koymaktadır” dedi.
“TERÖRDEN DOLAYI ÜLKEMİZİN BAZI ŞEHİRLERİNDEN GÖÇLER MEYDANA GELİYOR, ŞİMDİ BUNA BİR DE FÜZE GÖÇÜ EKLENMİŞTİR”
“Terörden dolayı ülkemizin bazı şehirlerinden göçlerin olduğunu biliyoruz” diyen Tongüç, “Şimdi buna bir de füze göçü eklenmiştir. Bu çok tehlikelidir. Alarm çanlarının çalması gerekir. Ciddi tedbirlerin alınması gerekir. Kilis’teki mesele çok önemlidir. Türkiye NATO’nun güney kanadını koruyan bir ülke ise, Kilis de bu ülkenin bir parçası ise NATO’nun neden elini kolunu bağlı bir şekilde tuttuğunu öğrenmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“ANGELA MERKEL GAZİANTEP’E YÜKÜMÜZÜ ALMAYA DEĞİL, YÜKÜMÜZE YÜK EKLEMEYE GELMİŞTİR”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Avrupa Birliği yetkililerinin önemli kademedeki isimlerinin Gaziantep’e geldiklerini hatırlatan Tongüç, “Peki niçin geldiler? Dış politikada ülkeler arası ilişkilerde menfaatten uzak olmadığını altını çizerek belirtmek istiyorum. Merkel’in Gaziantep’e gelmesinin Türkiye’nin büyük bir toplama merkezi haline getirilmesi, bir tane mültecinin dahi değişik yollarla Avrupa’ya gelmesinin önüne geçmek için 3-5 milyar euro vererek Türkiye’de bu işi bitirmek temelinde bir ziyaret olmuştur. Yani Angela Merkel Gaziantep’e yükümüzü almaya değil, yükümüze yük eklemeye gelmiştir. Bu çerçevede geri kabul anlaşması ve vize muafiyeti çerçevesinde yürütülen çalışmaların 72 maddenin 36’sının Türkiye tarafından gerçekleşmiş olmasının, diğer 36’sı için de çalışma yapılıyor olması Türkiye’mizle ilgili olarak maalesef yine bir ev ödevi verme noktasında Batı’nın o tepeden bakma anlayışının devam ettiğini, hala bize ilerleme raporları adı altında ilerletmeye, sözüm ona Türkiye’yi ciddi anlamda geriletmeye alışmaktadırlar” diye konuştu.
“TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ’NİN KUYRUĞUNA YAPIŞACAK BİR ÜLKE DEĞİLDİR”
Kendi ülkelerinde yaşanan hadiseleri görmezden gelenlerin Türkiye’de ufacık meydana gelen olayları, habbeyi kubbe yaparak, pireyi deve yaparak gündeme sunduklarını ve Türkiye’yi sıkıştırdıklarını ifade eden Tongüç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye, Avrupa Birliği’nin kuyruğuna yapışacak bir ülke değildir. Her zaman lider olma vasfını her daim diri tutmuş bir ülkedir. Onun için Türkiye’nin Avrupa Birliği kuyruğundan ayrılması, şahsiyetli bir politika ile üretimi ile ekonomisiyle, insanıyla yeni bir düzeni, adil bir düzeni kurması mecburiyeti vardır. İslam birliğini kurma öncülüğünü yapması ve D8’leri harekete geçirmesinin Türkiye’nin önderliğinde olacağına inanıyoruz. O açıdan Batı’nın Avrupa Birliği temelinde bizlere dayattığı şeyleri asla kabul edemeyeceğimizi ve hükümetin de bu konuda gerektiği noktada rest çekmeyi bilmesi gerektiğini, biz illa bir Avrupa’ya kavga içerisinde girelim demiyoruz. Ama eşit şartlarda, hakkaniyete dayalı bir anlayış içerisinde işlerin, meselelerin yürütülmesi gerektiğini görüyor ve düşünüyoruz. Gaziantep’e gelerek gözümüzün içine baka baka ’hala sizde insan hakları problemleri var, sizde basın özgürlüğü ile ilgili sıkıntılar var’ diyerek Türkiye’ye ev ödevi verilmesini doğru bulmuyoruz.”