Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

MHP’li Özdağ: “MHP cemaat sızmalarına karşı kendini en iyi korumuş partidir”

Milliyetçi Hareket Partisi (HDP) Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, MHP’nin cemaat sızmalarına karşı kendini en iyi korumuş parti olduğunu söyledi. Özdağ, meselenin bir sistem sorunu olmadığını da kaydederek, “İktidar tarafından öncelikle...

Haber Giriş Tarihi: 27.07.2016 14:29
Haber Güncellenme Tarihi: 27.07.2016 14:29
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Milliyetçi Hareket Partisi (HDP) Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, MHP’nin cemaat sızmalarına karşı kendini en iyi korumuş parti olduğunu söyledi. Özdağ, meselenin bir sistem sorunu olmadığını da kaydederek, “İktidar tarafından öncelikle yapılması gereken şey, toplumsal bölünmüşlüğü ve gerilimi düşürecek adımların atılmaya devam edilmesidir. Mesele bir sistem sorunu değil, insan sorunudur” dedi.
MHP’li Özdağ, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin 15-16 Temmuz 2016 gecesi çok önemli bir tehlike yaşadığını ve darbe girişimi ile tarihin en büyük düşmanından kökten kurtulma şansının yakalandığını belirterek, “Bu tarihi fırsatın değerlendirilmesi, yaşananların doğru okunması ile mümkündür. Bugüne kadar hükümet yetkililerinden darbenin etkilerini aşmak için kamuoyuna taşınan öneriler, sorunun doğru teşhis edilmediğini ve yaraya doğru tedavinin uygulanmayacağını göstermektedir” dedi.
Özdağ, şunları kaydetti:
“TSK’nın sistemi darbe üretmektedir. Askeri okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanacaktır. Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması düşünülmektedir. Askeri birlikler şehir dışına çıkarılacaktır. ’Esas mesele orduyu millete açmak’ ifadesi ile İmam Hatip mezunları Harp Okulları’na alınacaktır yaklaşımı, milleti İmam Hatip mezunlarına indirgemek anlamı taşıyacaktır. Bu yaklaşım ile olumlu sonuç almak mümkün değildir. Olması gereken liyakati esas almaktır. Silah gücü TSK’da yoğunlaştırılmamalı, değişik kurumlara bölünmelidir.”
‘Sistem darbe üretmektedir’ tespitinin doğru olmadığını kaydeden Özdağ, “Aslında TSK’da gerçekleşen kadro bozulması sonucunda darbe üretebilecek bir sistem bile kalmamıştır. 15 Temmuz darbe girişiminin nedeni sistem değil, TSK’da gerçekleşen ‘Mehdici’ kadrolaşmadır. 15 Temmuz’da Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk siyasal İslamcı darbe girişimi gerçekleşmiştir. 15 Temmuz darbe teşebbüsü, ‘Mehdi’ olma iddiasını taşıyan bir kişiye bağlı kadroların teşebbüsüdür” şeklinde konuştu.
TSK içindeki Gülen örgütlenmesinin Türk ordusuna çok boyutlu ağır yapısal zararlar verdiğini ifade eden Özdağ, “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bir istihbarat operasyonu niteliği taşıyan ve yıllara yayılan sızma çalışmaları sonucunda cemaate bağlı subayların toplam subay kadrosunun iyimser tahminle yüzde 50’sine yakınını oluşturduğu ileri sürülmektedir. Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davaları sırasında tuzak kurdukları general/amiral ve subayların tasfiye edilmeleri için Türk ordusunun birçok gizli/çok gizli belgesi ve harp planı sızdırılmış, açık kaynaklarda yayınlanmıştır. Gülen cemaati TSK’nın emir-komuta zincirini tahrip etmiştir. Cemaatin TSK’ya vurduğu dördüncü darbe silah arkadaşlığı ile dayanışma duygusunu yok etmesidir” diye konuştu.
Türkiye’nin hala tehlikeyi aşmadığını aktaran Özdağ, “Türk ordusunda ve devlet mekanizmasının diğer unsurlarında Gülen cemaati mensupları kaldıkça Türk devleti için tehdit devam edecektir. Gülenci subaylar devam eden bütün gözaltı ve tutuklamalara rağmen önümüzdeki aylarda dış dinamiklerin de etkisi ile gerçekleştirilebilecek politik, ekonomik ve psikolojik istikrarsızlaştırma operasyonları sonrasında yeni bir darbe girişimini deneyebilirler” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin iç ve dış tehditler içerdiğini söyleyen Özdağ, “Türkiye-ABD ilişkilerinde daha önce var olan gerilim darbe girişimi sonrasında ağır bir krize doğru ilerleyebilecektir. Suriye’de PKK, Suriye-Türkiye sınırı boyunca bir ’PKKistan’ kurma çalışmalarını hızlandırarak devam ettirmektedir. ABD’nin attığı ve bizim isteyip de atmadığı adımlara karşılık Ankara’nın İncirlik Üssü’nü geçici veya tamamen kapatması ile kriz yeni bir zirveye ulaşacaktır. Halen TSK saflarında olan Gülenci teröristler, böyle bir durumda terörle mücadeleyi ağır bir şekilde sabote edip, ordumuzu arkadan vurabilirler” şeklinde konuştu.
“Kuleli ve Harp Okulu’nun kapatılması asla düşünülmemelidir”
Özdağ alınması gerekli tedbirleri ise şöyle sıraladı:
“İktidar tarafından öncelikle yapılması gereken şey, toplumsal bölünmüşlüğü ve gerilimi düşürecek adımların atılmaya devam edilmesidir. Mesele bir sistem sorunu değil, insan sorunudur. AKP yöneticilerinin yaptıkları ilk açıklamalardan darbeyi sistemin ürettiğini düşündükleri anlaşılmaktadır. 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye için büyük tehditler ortaya çıkarmış olmakla birlikte cemaati devlet kurumundan tamamen çıkarmak, toplum içindeki uzantılarını yok etmek için büyük bir fırsat yaratmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hukuki, personel ve moral anlamda bilinçli bir politika ile hızla takviye edilerek savaş azim ve iradesinin tekrar tesis edilmesi gerekmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst kademesi hızla değiştirilmeli ve gençleştirilmelidir. Mesele Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasına indirgenmemelidir, Kuleli ve Harp Okulu’nun kapatılması asla düşünülmemelidir. Böyle bir adım Türk Devleti ve ordusu için utanç verici olur. Jandarma Genel Komutanlığı’nın varlığı sürdürülmelidir. Komutanlığın Genel Müdürlüğe dönüştürülmesi iyi düşünülmüş bir yaklaşım değildir.”
Liderler Zirvesi’ne ilişkin soru üzerine ise Özdağ, olumlu olduğunu vurgulayarak, “Bir millet olduğumuzu hatırlamamıza ihtiyaç var. Bunun mücadelesini vermeliyiz” ifadelerini kullandı.
“MHP cemaat sızmalarına karşı kendini en iyi korumuş partidir”
Siyasi partilerde cemaat yapılanmasına ilişkin soru üzerine Özdağ, “Her partiye sızmak için cemaatin değişik yöntemler kullandığı siyasetin realitesi. Milliyetçi Hareket Partisi cemaat sızmalarına karşı kendini en iyi korumuş partidir. Çünkü Sayın Bahçeli’nin cemaate karşı tavrı diğer siyasi parti başkanlarından farklı olanak açık ve net olmuş, Zaman gazetesi ve Samanyolu Televizyonu’nu düzenlediği basın toplantılarına dahi davet etmemiştir” diye konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.