Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

'MEB yerine TÜRGEV; TSK yerine PKK'nın sözünün geçtiği bir rejim'

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Zühal Topcu, sivil toplumu susturulmuş, muhalifleri sindirilmiş, özgür basını havuza bağlanmış böylece iktidarın borazanı olmuş bir rejim, parti devletini kurmak...

Haber Giriş Tarihi: 24.11.2014 13:30
Haber Güncellenme Tarihi: 24.11.2014 13:30
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
'MEB yerine TÜRGEV; TSK yerine PKK'nın sözünün geçtiği bir rejim'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Zühal Topcu, sivil toplumu susturulmuş, muhalifleri sindirilmiş, özgür basını havuza bağlanmış böylece iktidarın borazanı olmuş bir rejim, parti devletini kurmak için uydurulan yalanlarla halkı korkutulmuş bir ülkenin isminin 'Yeni Türkiye' olduğunu söyledi. Topcu, "Yeni Türkiye; Köşkün yerine Saray’ın, Çankaya’nın yerine Beştepe’nin, MEB’in yerine TÜRGEV’in, TSK’nın yerine PKK’nın, seçilmişlerin yerine atanmışların, bakanların yerine danışmanların sözünün geçtiği bir rejim. Atatürk’ün cumhuriyeti yerine Erdoğan’ın kendi devletidir. Alametifarikası ise yolsuzluk, arsızlık, haksızlık, adaletsizliktir." dedi.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Zühal Topcu, Türkiye'nin iktidar eliyle hiç olmadığı kadar kutuplaşmış bir ülke haline geldiğini ifade etti. Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin 'Yeni Türkiye' adını verdikleri bir rejimi kurmak için her yolu mubah saydıklarıın vurgulayan Topcu, her yöntemi meşru gördüklerini kaydetti.

"Sivil toplumu susturulmuş, muhalifleri sindirilmiş, özgür basını havuza bağlanmış böylece iktidarın borazanı olmuş bir rejim, parti devletini kurmak için uydurulan yalanlarla halkı korkutulmuş bir ülkenin ismidir: Yeni Türkiye." diyen Topcu, şöyle devam etti: "Yeni Türkiye; Köşkün yerine Sarayın, Çankaya’nın yerine Beştepe’nin, MEB’in yerine TÜRGEV’in, TSK’nın yerine PKK’nın, seçilmişlerin yerine atanmışların, bakanların yerine danışmanların sözünün geçtiği bir rejim. Atatürk’ün cumhuriyeti yerine Erdoğan’ın kendi devletidir. Alametifarikası ise; yolsuzluk, arsızlık, haksızlık, adaletsizliktir. Başbakanı, kendini hala Dışişleri bakanı sanan, Davutoğlu; Cumhurbaşkanı, kininden görmez olmuş bir Tayyip Erdoğan. Sözcülerinin özgül ağırlığının olmadığı gibi, sözlerinin de bir ağırlığının olmadığı, kendilerinden habersiz bakanlardan oluşan bir yönetim bu Yeni Rejim. Evet, bugün iktidarın iddia ettiği gibi bu topraklarda gerçekte yeni bir Türkiye değil, iki Türkiye, iki rejim vardır. Biri Ermenekli Recep Amca’nın Türkiye’si diğeri AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’si. Birisinde sıvasız evlerde yırtık lastik ayakkabılı insanlar yaşar. Diğerinde bin odalı saraylarda liderler sefa sürer. Birisi sıvacı ustası Ali Dal, doğmamış şehit evladına ev bağışlar. Diğerinde bakanlar İranlı rüşvetçinin önüne yatar. Birinde pazar yerinde kalleşçe askerler şehit edilir. Diğerinde bebek katili teröristlerle müzakere masasına oturulur. Birinde yoksulluk. Diğerinde yolsuzluk. Birinde mağdurlar. Diğerinde mağrurlar. Birinde utanma. Diğerinde arsızlık hâkimdir."

12 yıllık AKP hükümetleri döneminde Milli Eğitim Bakanlığı; 5 bakan, 5 müsteşar, 360 tane bakanlık üst düzey yönetici ve idarecisi, taşradaki 68 tane il müdürü ve 200 civarında müdür yardımcısı ve şube müdürünü değiştirildiğini dile getiren Topcu, hiçbir bakanlıkta böylesine bir sirkülasyon gözlemlenmediğini ifade etti.

Dünyanın hiçbir yerinde temel eğitimden orta öğretime geçişteki sınav sistemini 5 yılda 3 defa değiştiren bir ülke olmadığına dikkat çeken Topcu, yönetim yetkilendirmesinde iplerin tamamen eğitim pedagojisinden anlamayan müsteşarına bırakan Nabi Avcı’nın da hükümetin silik bakanlar listesinin başında yer aldığını söyledi. Eğitim camiasında yapılan bir anket çalışmasında da öğretmenlerin yüzde 93.3'ünün bakanı başarısız bularak sınıfta bıraktığını hatırlattı.

YÖNETİCİ ATAMALARI

6528 sayılı son kanunla Türkiye’de görev yapan 73 bin civarındaki okul müdür ve müdür yardımcılarının tamamı boşa çıktığını anlatan Topcu, "Amaç 20-25 yıldır görevlerini yapan yılların idarecilerini yok sayıp tasfiye etmek ve yeni bir militan ekip getirmektir. Başbakanlık'ta kurulan bir büroda, Bakanlık'taki ve taşradaki tüm idareciler hakkında karar verilmekte olup, şu beş kurumun temsilcileri bunlara etkindir. TÜRGEV ve Eğitim Bir-Sen Sendikası. Paralel yapı ile mücadele etmek için yapıldığı söylenen düzenlemeler Milli Eğitimin yönetimini tamamen AKP’lileştirmeye yöneliktir. Milli Eğitimde partizanlık zirve yapmıştır. Sırf siyasi amaçla açılarak sayıları ve kontenjanları bilinçsizce artırılan bu fakültelerden hayata kırgın, küskün ve mutsuz yüzbinlerce öğretmen adayı mezun olmaktadır. Şu anda atama bekleyen 360 binden fazla öğretmen adayı bulunmaktadır. Bu iktidarın bütün eylem ve söylemleri, bu milleti kutuplaştırmaya ve bölmeye yöneliktir. Üniversite öğrencilerinden, öğrenim kredisi geri ödemesini, henüz mezun olmadan talep eden, ödeyemeyen öğrencileri haciz kıskacına alan AKP hükümetinin kaçak saray için devletin kasasından 1 milyar 370 milyon TL harcaması, halkın ihtiyaçlarının nasıl göz ardı edildiğinin de çarpıcı kanıtıdır. Ancak Türkiye bunlara mecbur veya müstahak değildir." şeklinde konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.