Kılıçdaroğlu: "Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz’’

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "80 milyon vatandaşımın tek tek sorumluluğu var. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz" dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezinde CHP milletvekilleri, eski milletvekilleri, Parti Meclisi üyeleri ve il başkanları ile anayasa değişiklik teklifine ’hayır’ kampanyası kapsamında bir araya geldi. TBMM’nin öneminden bahseden Kılıçdaroğlu, "Bu Meclis Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Meclis. Bu Meclis Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e başkomutanlık yetkisini belli sınırlarla veren Meclistir. Bu Meclis 1924 Anayasası görüşülürken, Meclisi feshetme yetkisi Atatürk’e verilmek istendiğinde ’Bizi buraya millet gönderdi. Bir kişi bizi feshedemez’ diyen Meclistir. Bu Meclis bu nedenle gazi ünvanını alan Meclistir. Dünyada başka örneği yok. Bu Meclis Kıbrıs Barış Harekatı’nı yöneten Meclistir. Bu Meclis, 15 Temmuz darbe girişimini püskürten Meclistir. Üzerinde titremeniz gereken bir Meclisin anayasa değişikliği ile yetkilerini elinden alıyoruz, yetkisiz bir konumda bırakıyoruz. Gittiğiniz, görüştüğünüz her vatandaşımıza şu soruyu da sorun; ’550 milletvekili neyinize yetmiyordu da 600’e çıkarıyorsunuz.’ Niye 600’e çıkıyor? Hangi gerekçeyle 600 milletvekili? 178 milyon beş yıllık maliyeti, emekliliklerini saymıyorum. Onları da sayarsanız kim bilir kaç trilyon. Bu milletin sırtına bunu yıkmaya ne hakkınız var diye sormamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Anayasanın değiştirilemez hükümlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal, hukuk devletidir’ diyor. Demokrasinin özü nedir? Birey, yani ‘vatandaşın haklarını güvence altına alan sistem’ demektir. ‘Halkın kendi kendisini temsilcileri aracılığıyla yönetmesi’ demektir. Teminatı nedir? Güçler ayrılığı. Siz bütün yetkileri bir kişiye bağladığınızda demokrasiyi askıya almış oluyorsunuz. Olmayan bir demokrasiyi tartışıyoruz’’ şeklinde konuştu.

“80 milyon vatandaşımın tek tek sorumluluğu var”

Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

"80 milyon vatandaşımın tek tek sorumluluğu var. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Demokrasi mi istiyoruz, tek adam rejimi mi istiyoruz? Oylanan budur. Bu ülkede demokrasi, düşünce özgürlüğü, siyasi partiler olsun, Türkiye Büyük Millet Meclisi güçlü olarak varlığını sürdürsün, her türlü düşünce rahatlıkla dile getirilsin, ya bu olacak veya tek adam, otoriter tek adam yönetimi olacak. Hakim ona bakacak karar vermek için, Anayasa Mahkemesi ona bakacak. Parlamento ona bakacak. Bu tehlikeli bir yapıdır. Bir kişiyi kandırdınız mı devasa Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçiriyorsunuz. Bir kişiyi kandırdınız mı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ele geçiriyorsunuz. Vatandaşımız ‘nasıl ele geçirecek’ diyecek. Sadece yayınlayacağı kararnameler ile hazırlıkların tamamını yapacak. Müsteşar kim olacak. Genel müdür kim olacak, büyükelçi kim olacak, vali kim olacak, bütün bunların hepsini yapacak. Devletin tüm kadrolarını bir öğleden sonra değiştirecek, devleti ele geçirecek. Böyle bir devlet olur mu arkadaşlar? Olayın ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını ve Türkiye’nin nasıl bir maceraya sürüklendiğini hep birlikte görüyor muyuz? Bunun Adalet ve Kalkınma Partisiyle, Cumhuriyet Halk Partisiyle, Milliyetçi Hareket Partisiyle, Vatan Partisiyle, Saadet Partisiyle ilgisi yok. Bu bir Türkiye sorunu, memleket sorunu. O nedenle bütün vatandaşlarımı göreve çağırıyorum. Birlikte mücadele edeceğiz. Eğer biz bu mücadeleyi yeterince yapamazsak kendi çocuklarımıza hesap veremeyiz.’’