Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kamalak: Yargı ve emniyet kutuplaşıyor, güvenin yerini güvensizlik almıştır

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, ülkenin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyarken, tam tersine kutuplaştırıldığını söyledi. Emniyet ve yargı gibi ülkenin en önemli kurumlarında tam bir kargaşa ve kaos...

Haber Giriş Tarihi: 20.12.2014 14:06
Haber Güncellenme Tarihi: 20.12.2014 14:06
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Kamalak: Yargı ve emniyet kutuplaşıyor, güvenin yerini güvensizlik almıştır
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, ülkenin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyarken, tam tersine kutuplaştırıldığını söyledi. Emniyet ve yargı gibi ülkenin en önemli kurumlarında tam bir kargaşa ve kaos yaşandığını belirten Kamalak, “Güveninin yerini güvensizlik almıştır. Yargı ve emniyet kutuplaşıyor, medya kutuplaşıyor, daha doğrusu kutuplaştırılıyor. Son olarak bazı medya mensupları gözaltına alındı, alınıyor. Tam da 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarının yıl dönümüne denk gelecek bir dönemde Türkiye’nin gündemine damga vuruyor. 17-25 Aralık tartışmalarına geçmeden önce bir gerçeği net bir şekilde ifade edeyim. Saadet Partisi hiçbir kavganın taraftarı değildir.” diye konuştu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Büyük Anadolu Oteli’nde gerçekleştirilecek olan ‘İlçe Başkanları Eğitimi’nde gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Mustafa Kamalak salonu ‘İşte ordu, işte komutan, mücahit Erbakan, Başbakan Kamalak’ sloganlarıyla girdi.

Ülkemizin hem içeride hem de dışarıda tarihi bir süreçten geçtiğini belirten Kamalak, “Mazlum İslam coğrafyası hiçbir dönemde olmadığı kadar kan ve kaos içindedir. Hiçbir dönemde olmadığı kadar bölünmüş parçalanmış ve birbirine düşmüştür. Irak, Libya, Suriye derken ateş kapımıza dayanmıştır. Peki böylesine hassas bir dönemde, Türkiye’de neler oluyor? İktidar sahipleri nelerle meşguller.” diye konuştu.

Her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulurken, tam tersine ülkenin kutuplaştırıldığını ifade eden Kamalak, “Emniyet yargı gibi ülkenin en önemli kurumlarında tam bir kargaşa ve kaos yaşanıyor. Güveninin yerini güvensizlik almıştır. Yargı ve emniyet kutuplaşıyor, medya kutuplaşıyor, daha doğrusu kutuplaştırılıyor. Son olarak bazı medya mensupları gözaltına alındı, alınıyor. Tam da 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarının yıl dönümüne denk gelecek bir dönemde Türkiye’nin gündemine damga vuruyor. 17-25 Aralık tartışmalarına geçmeden önce bir gerçeği net bir şekilde ifade edeyim. Saadet Partisi hiçbir kavganın taraftarı değildir. Ülkemizin kavgaya, kaosa değil, birliği kardeşliği dirliğe ihtiyacı vardır. Saadet Partisi, birliğin dirliğin ve kardeşliğin temsilcisidir ve böyle olmaya devam edecektir. Saadet Partimiz hiçbir kumpasın içinde yoktur. Bundan sonra da olmayacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sadece ve sadece Hakk'ın ve halkın yanında yer alacaktır. Kınayanların kınamasına aldırmadan, inandığı doğruları en gür sesle söylemeye devam edecektir.” şeklinde konuştu.

Saadet Partisi’nin dershanelerin kapatılmasının anayasaya aykırı olduğunu dile getirdiğini anlatan Kamalak, “Türkiye’nin hayrına değildir, dedik. Ben bir hukukçuyum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasasında ne diyor, herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir, özel teşebbüsleri kurmak serbesttir. Dershaneler bir özel teşebbüs mü anayasal teminat altında mı? Bir anayasa hukukçusu olarak bunu söylüyorum. Yaptığınız iş yanlış, diyorum. Öbür taraftan dün söyledim, bugün de söylüyorum, siz yurtdışındaki Türk okullarının kapatmak için harekete geçtiniz, yanlıştır diyorum. Allah aşkına, vicdanınızla bir odada bize bu soruyu sorsalar, dünyadaki 7 milyarlık insan alemine maneviyatı bir tarafa bıraksak bile Türkçe öğretseler, birileri çıkmış dünyada 7 milyarlık insanlık alemine Türkçe öğretiyor, bundan Türkiye zarar mı görür. Hayır. Yabancıların Türkçe öğrenmesinden zarar mı gelir? Bundan şöyle böyle, zarar görür diyen yok. Siz paralelcisiniz, ne alakası var. Hakkı söylemek doğruyu ifade etmek ne zamandan beri suç unsuru haline geldi? Biz ne suçuyuz ne bucuyuz, biz Milli Görüşçü'yüz.” açıklamasında bulundu.

"YOLSUZLUKLARI ORTAYA ÇIKARAN SAVCILARI İNİM İNİM İNLETİYORLAR"

Bir devlet adaletten ayrılırsa, ülke çapında en büyük çete olacağını ifade eden Kamalak, “Bence AK Parti ve yandaşları bizi ve kadrolarımızı suçlamak yerine, kendi geçmişlerine baksalar hem kendileri hem ülkeleri için çok ama çok faydalı olur. Bakın bu arkadaşlar 2002 yılında, büyük bir kumpasla Milli Görüş’ü bölüp, AK Parti’yi kurarken tüzüklerine ne yazmışlar: Kendi tüzüklerinden, kendi programlarından aynen aktarıyorum; Demişler ki; ‘Ülkemiz son yıllarda siyasi iktidarın kötüye kullanılmasından kaynaklanan bir yolsuzluklar kıskacına girmiştir.’ Demişler ki: ‘Her geçen yıl kamu yönetimindeki yolsuzlukların hacmi daha da artmaktadır.’ İlahi hikmet; sanki kelime kelime kendilerinin bugünkü durumunu tasvir ediyorlar. Bir de millete taahhütte bulunmuşlar. Mesela yine 2002 yılında demişler ki: ‘Yolsuzluklarla mücadele için kapsamlı bir program hazırlayıp derhal uygulamaya koyacağız’ Peki bugün ne yapıyorlar? Tam tersine yolsuzlukla mücadeleyi engellemek için her türlü uygulamayı yapıyorlar. Engellemenin mücadelesini yapıyorlar. Yine 2002 yılında demişler ki: ‘Kamu yönetiminde şeffaflık sağlayacağız’ Peki bugün ne yapıyorlar? Tam tersine, Meclis’teki Yolsuzluk Komisyonu’na bile yasak koyuyorlar. Yolsuzluk haberlerine mahkeme eliyle yayın yasağı getiriyorlar. En ilginci de şu, 2002 yılında demişler ki: ‘Yolsuzluklarla mücadele için ilgili başsavcılıkların yetkileri artırılacak!’ Heyhat... Bugün bırakın yetkiyi, yolsuzlukları ortaya çıkaran savcıları inim inim inletiyorlar. Dün kahraman ilan ettikleri savcıları bugün tam anlamıyla linCe tabi tutuyorlar. Dün Harun gibi gözükenler bugün maalesef Karun gibi gözüküyor.” şeklinde konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.