Kadir HAS Üniversitesi’nden Dikkat Çeken Anket: “AB’ye Üye Olmalıyız, Göçmen Alımına Son Verilmeli, Rusya Büyük Tehdit”

Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği “Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması’nın” bu yılki sonuçları açıklandı.
Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın başkanlığında ve Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinem Açıkmeşe koordinasyonunda, Türkiye’nin nüfus yapısını temsil eden 26 ilde 18 yaş üstü bin kişi ile yüz yüze görüşülerek anket yapıldı. Ankette, Türkiye’nin başta Suriye, ABD, AB ve Rusya ile olan ikili ilişkileri olmak üzere Türk dış politikasına yön veren gelişmeler hakkında sorular soruldu. Buna göre halkın Türkiye’ye AB üyeliğine konusunda verdiği desteğin, geçen yıla nazaran arttığı gözlenirken, Suriyeli göçmenler sorunuyla ilgili konulara da yönelik gösterilen olumsuz tavır ile Rusya’nın tehdit olarak algılanmasındaki ciddi artış dikkat çekti. Anket sonuçlarına göre, özel olarak Suriye ve Ortadoğu’ya yönelik politikalar ile genel olarak izlenen dış politika konularında Türkiye’yi başarısız bulanlar ise başarılı bulanlardan daha fazla.
Bu seneki anket çalışmasında hafif hareketlilik olduğunu söyleyen Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, “Özellikle dış politikayı başarılı bulmada düşüş, başarısız bulmada ise yükseliş var. Avrupa Birliği(AB) ve NATO gibi Batı bağlantılı örgütlere destekte de ciddi bir artış var. Tehdit algılamalarında önemli bir değişiklik yok ancak Rusya’nın uçağı düşürüldükten sonra tehdit olarak algılama oranının yükseldiğini görüyoruz. Genel olarak baktığımızda daha geleneksel Türk dış politikasına yakın bir tavır izlenmesine yakın ön emareler var. Biz daha önce başka anketler de yaptık, yüzde 70’lere varan oranda mülteci krizinden çok mutlu olmadığımız anlaşılıyor. Bir grup insan, gelenlerin geri gönderilmesi gerektiğini söylüyor. Ama önemli bir kısmı da gelenler bu kadar yeter, bundan başka almayalım bunlarla idare edelim diyor” açıklamalarında bulundu.
Anketin sonucunda AB ile yapılan mülteci anlaşmasında güvensizlik olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Mustafa Aydın sözlerine şöyle devam etti;
“Yüzde 57’lik bu kesim Mülteci anlaşmasını doğru bulmuyor. Neden doğru bulmadıklarını sorduğumuzda da AB’nin verdikleri sözleri yerine getirmeyeceklerini düşündüklerini söylüyorlar. Rusya’yla yaşanan krizin beklendiği gibi ciddi bir yansıması oldu ankete, krizden sonra ilk defa bu soruyu sorduk. Türkiye’de geleneksel olarak baktığımızda bu ankette Amerika Birleşik Devletleri(ABD) ve İsrail’i Türkiye’ye yönelik tehdit olarak hep birinci ve ikinci sırada görürdük, bu sene Rusya çok ciddi bir sıçramayla ikinci sıraya çıktı. Rusya, şuanda krizin etkisiyle çok önemli bir tehdit olarak algılanıyor. Terörü esas iç sorun olarak düşünüyoruz fakat şöyle bakmak gerekir, dışarıda yaşanan terörün sonuçlarını ülke içerisinde görüyoruz. Özellikle PKK bağlamında düşündüğümüzde uluslararası bir mesele çünkü PKK’nın merkezi biliyorsunuz ki Irak’ta, son bir buçuk yıldır da Suriye merkezli olarak PKK-PYD bağlantısını konuşuyoruz. Dolayısıyla bunun çok ciddi bir uluslararası boyutu var. Halk da ilk defa ülke içerisinde yaşanan terör olaylarının da etkisiyle terörü, Türkiye için birinci derecede sorun olarak gösterdi.”
Daha önce İŞİD’i terör örgütü olarak tanımlayanların oranında önemli bir değişiklik olmadığını dile getiren Aydın, “Esas değişim İŞİD’in Türkiye’ye yönelik bir tehdit olup olmadığı konusunda. Bir sene öncesinde yüzde 65’lik bir grup İŞİD’in Türkiye için tehdit olduğunu düşünüyordu. Şimdi bu oran yüzde 85’e ulaşmış durumda. Bombaların patlamasından sonra böyle bir sonuç çıktı” dedi.
“Bu üç senedir uyguladığımız bir anket” diyen Doç. Dr. Sinem Açıkmeşe, Saha çalışması Kasım ayında tamamlandı, Akademetre ile çalıştık, sonuçları bugün açıklıyoruz. Bu anketi, 26 ilde toplam bin kişiyle yüz yüze görüşmeler yaparak gerçekleştirdik. Kamuoyunun Türk dış politikasına yönelik görüşlerini almaya çalıştık. Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik devletiyle ilişkiler ile Rusya, Ortadoğu politikalarını sorduk. Halkın bu konulardaki başarı değerlendirmelerini aldık. Bunun dışında Türk dış politikasının hangi kurumlar tarafından yürütüldüğü, kimlerin katkı sağlaması gerektiği, esas önemli olan da Türkiye’ye kimlerin dost kimlerin düşman olduğunu, tehdit algılamasını ve kimlerle iş birliği edilmesi gerektiğini sorduk. Bu anlamda karşımıza çıkan sonuçlar daha önce yaptığımız anketlerde de karşımıza çıkmıştı” diye konuştu.
“Türkiye’nin Ortadoğu ve Rusya politikasını başarılı bulanların oranı başarısız bulanlardan az” olduğunu söyleyen Açıkmeşe, “Bu sonuçların bize gösterdiği aslında gelişmelerden halkın görüşlerinin ne derece etkilendiğiydi. Burada, halkın bilgi aldığı kaynaklarla kısıtlıyız. Halkın yüzde 90’ı bilgiyi televizyondan aldığını söylüyor. Halk televizyondan aldığı bilgiyle Türkiye’nin dış politikasını değerlendiriyor, terörden, Suriye ile yaşananlardan etkileniyor ve sonuçlara baktığımızda bunun yansıdığını görüyoruz. Halkın, AB ile olan olumlu gelişmelerden de etkilendiği göze çarpıyor. Türkiye’de AB’yi destekleyenlerin oranındaki artış yüzde 60’lar civarında seyrediyor. Türkiye’nin uluslararası bağlantılara verdiği önem başka alanlarda yaşadığı sıkıntılarla çok ilintilidir. Türkiye’de kökleşmiş AB desteği var, bu büyük oranda değişmiyor. Son yaptığımız anketten çıkardığımız sonuç bu. Türk halkı, Türkiye’nin Avrupa Birliğine üye olunca katkı sağlayacağını düşünüyor. Ankete baktığımızda da en çok ekonomik katkı beklentileri göze çarpıyor. Son zamanda yaşanan göçmen anlaşmasına yüzde 50’nin üzerinde olumsuz bir bakış var. Bu göçmenlerle ilgili genel sorular sorduğumuzda da ortaya çıkıyor. Türk halkı göçmenlerden genel olarak memnun değil” dedi.