Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Haluk Koç: Erdoğan ekonomide harikalar diyarında dolaşıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomide harikalar diyarında dolaştığını belirterek, doların 2.55’i geçtiğini ve günlük devalüasyonla tekrar yaşamaya alışan bir...

Haber Giriş Tarihi: 04.03.2015 17:42
Haber Güncellenme Tarihi: 04.03.2015 17:42
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomide harikalar diyarında dolaştığını belirterek, doların 2.55’i geçtiğini ve günlük devalüasyonla tekrar yaşamaya alışan bir ülkede bulunduklarını söyledi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantı devam ederken basına açıklamalarda bulunan ve soruları yanıtlayan Koç, gündeme ilişkin soruları cevapladı.

Doların 2.55’i geçtiğini belirten Koç, günlük devalüasyonla tekrar yaşamaya alışan bir ülkede bulunduklarını söyledi. Koç, "Bir çocuk kitabı vardır bilirsiniz küçük bir kız, masalsı bir harikalar diyarına düşer, gerçeklerle ilişkisini yitirir, cep saatiyle gezen tavşan kardeşler, kaplumbağalar, filmler görür. Şimdi Tayyip Erdoğan’da harikalar diyarında dolaşır gibi ekonomide. Yani demek ki saraydan bakınca öyle görünüyor demek, geliyor insanın içinden. İşsizlik en üst noktasına çıkmış durumda. Fiyatlardaki artış yıllık 2 ayda hedeflenen noktayı yakalamış durumda. Dolar kuru günlük artıyor ve düşecek denilen faizde tersine yükselmeye devam ediyor. Kış soğuğunda elektrik, gaz faturaları geniş halk kitleleri tarafından ödenemiyor. Şuna tanık oluyoruz. Çocuklarımın yattığı odadaki radyatörü açıyorum diğer tarafları kapatıyorum, diyen aileler var. Tayyip Bey'e sorarsanız ekonomi çok tıkırında gidiyor ona göre. Bu süreçte Türkiye’de ciddi bir yönetim dağınıklığı başlamıştır. Eğer bu konuya sükûnet ve sağduyu içinde yaklaşılmazsa inanın toparlaması çok zor olan noktalara gidecek gibi görünüyor bu süreç. Şimdi düşünebiliyor musunuz? Bir Cumhurbaşkanı özerk kurumların günlük politika ve uygulamalarına aslında karışamaz denmesine rağmen, kendine asli görev çıkartıyor ve karışıyor. Başbakandan bakana, Merkez Bankası başkanına kadar günlük fırça seansları var Türkiye’de. Tabi ki istişare olur, tabi ki tavsiye, danışma olabilir ama müdahale olamaz, bu kurumlar özerktir. Eğer bir karışma, tavsiye, istişare olacak ise de bunlar basın üzerinden yürütülmez. Belli toplantılarda bunlar dile getirilir. Ama her gün uçağa binip bir yere gidiyor, gazetecilere bu konuda açıklamalar. Dönüyor başka bir vesileyle ya numaralandırılmış muhtar toplantılarında ya saraya çağırdığı bir takım kişilerin önünde, konuşma ihtiyacını giderme toplantılarında geliyor, gidiyor faiz Merkez Bankası doğrudan hükümette ekonomiyle ilgili bakanlar hedefe konuyor."

DIŞ DÜNYA TÜRKİYE’Yİ FİNANS BOYUTUNDA RİSK ALGISI YÜKSEK ÜLKELR SINIFINA SOKTU

Dış dünyanın Türkiye’yi finans boyutunda, risk algısı yüksek ülkeler sınıfına soktuğunu ve Türkiye’yi tamamen beklemeye, süreci takip etmeye aldığını belirtti. Koç, "Biliyorsunuz otorite ve güven en önemli unsurlar bu konuda. Bugün Türkiye hem otorite kullanmada, hem güven sağlamada maalesef önünü göremez hale düşürülmüştür. Çeşitli projeler hiçbir ekonomik neden yokken sırf bu yoğun yönetim belirsizliği dolayısıyla askıya alınma tehlikesiyle karşı karşıya. Yani bu ekonominin geriye kaymaya başladığını gösteriyor. Genel ekonomik tabloyla ilgili riskleri, gerçeği Sayın Selin Sayek Böke ve Sayın Faik Öztrak değişik basın toplantılarında ifade ettiler. Ama iki unsur yani Türkiye ekonomisinin kırılganlığını artıran. Efendim Japonya’da faiz eksi, orada enflasyon yaratmaya çalışıyorlar insanlar alışveriş yapsın tüketime katılsınlar diye. Yani yerleşik bir ekonomi, üretimi belli, büyüme hızı belli. Yani senin konumunla hiçbir ilgisi yok. Yani bu arkadaşa bakıyorsunuz ekonomiyle ilgili müktesebatı askerde kantin işletmekten ibaret. Ve kalkıp dünyanın en önemli alanında, en kırılgan alanında aklı sıra bu işin uzmanıymış gibi kendine rol biçip Türkiye’yi birbirine katıyor. ‘’ ifadelerini kullandı.

MUTFAKTA YANGIN VAR

Mutfakta yangınlar olduğunu, hane halkının borç yükü katlanılamayacak boyutlarda belirten Koç şöyle devam etti: "Çarşıda yangın var, markette yangın var, pazarda yangın var. Sen aynı konuşmamın başında söylediğim gibi o masal diyarındaki çocuk gibi, kız gibi harikalar diyarından bakıyorsun meseleye sarayın penceresinden. hane halkının borç yükü katlanılamayacak boyutlarda Türkiye’de. Bütün bunlar sosyal huzursuzluklarla, çeşitli şiddet olaylarıyla toplumda kendini gösterir hale geldi. Şimdi bazı rakamlar vereceğim bunlar önemli çünkü. Faiz lobisi, faiz lobisi. Gezi olaylarında hatırlayacaksınız 0,10 kuruş arttı diye ortalığı birbirine kattı, suçlular icat etti. Faiz lobileri tanımlamaya çalıştı. Şimdi bakıyorsunuz bugünkü gelişmelere en büyük faiz lobisi saraydır bugün Türkiye’de ve sarayda kendini ekonomi bilgini sanan kişidir. çok basit bir karşılaştırma söyleyeceğim. 1975 ile 2002 yılları arasında bütçeden yapılan faiz ödemesi 251 milyar dolardır. 1975 – 2002 251 milyar dolar. 2003 – 2014 arasında bu rakam 389,4 milyar dolardır faiz ödemesi. Yani 11 yılda yapılan faiz ödemesi 27 yılda yapılan faiz ödemesini 1,6 katıdır. Hep söylüyor ya biz borçları bitirdik, şunu yaptık, bunu yaptık. Bataklığı söylüyorum. Şimdi faizler üzerinden kopartılan fırtınayı da biliyorsunuz söyledim. Bırakın faizlerin oranında düşmeyi son 1 ayda 2 puan arttı faizler piyasayı söylüyorum. Ocak ayında gösterge devlet tahvilinin faizi yüzde 6,8. Şubat sonunda yüzde 8,7. Her gün tepinen biri. Özerk kurumlara müdahale eden biri, ekonominin kendi gerçekleri, kafasında arkasında inşaat, beton lobisinin baskısı, faiz indir, gerçekler ortada. Tam tersine faiz yükseliyor. Faiz lobisinin başı bugün sarayda oturan kişidir." diye konuştu.

TL DOLAR KARŞISINDA YÜZDE 9 DEĞER KAYBETTİ

Türk lirası dolar karşısında son 2 ayda yüzde 9 değer kaybettiğini belirten Koç, konuşmasın şöyle sürdürdü: "Şimdi bakıyorsunuz son 2 ayda dolar kurundaki 21 kuruşluk artış ülkenin omzuna ne yükledi? Ülkenin omzuna yüklediği Türk lirası cinsinden para 90 milyar TL. Eski parayla 90 katrilyon lira. Reel sektörün omzuna ne getirdi? 38 milyar TL. Yani 38 eski parayla katrilyon lira. Peki bu yük nereden çıkacak? Bu yük dönecek, dolaşacak işsizlik olarak topluma geri gelecek ya da zam olarak çeşitli malların hizmet üretiminde milletin sırtına binecek. Onun için çarşıda yangın var diyorum. Onun için markette, pazarda yangın var diyorum. Onun için insanlar odalarında çocuklarının yattığı odanın radyatörünü açıyorlar, diğer odaları kapatıyorlar diyorum. doları olan kazandı. Kimde var dolar? Herhalde istifleyenlerde var öyle mi? Kimde var dolar Türkiye’de? Yılbaşında 10 bin dolar parası olan 2 bin 90 lira kazandı bugün. 10 bin Türk lirası olan da 353 dolar kaybetti bugün. Bu kadar acı bu gerçek. Bu acı gerçeği nasıl dengelerler, nasıl kendi içlerinde bir düzen tuttururlar ama bu işin tetiğini çeken yukarıdaki ekonomi bilginini herhalde zapt etmeleri çok zor. Merkez bankası bir özerk kurum, Merkez Bankası Başkanı, Hazineden Sorumlu Sayın Bakan ne kadar bu baskıyı, bu yükü taşır ve bunun ülke ekonomisine yansıması önümüzdeki süreçte nasıl olur bir kaos ortamına ekonomik açıdan girdiğimizi net olarak görüyoruz. Bundan seviniyor filan değiliz. Bundan bir siyasi çıkar bekliyor değiliz. Bu ülke hepimizin, bu yatırımlar hepimizin, bu borçlar reel sektöründe dahil hepsi bu ülkenin. Onun için tek kişinin inadı, hırsı, saplantıları Türkiye’yi dış politikada olduğu gibi, iç politikada olduğu gibi ekonomi alanında da bir çıkmaz sokağa sürüklemiş gözüküyor." ifadelerini kullandı.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.