Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Erdoğan Ak Parti kongresinde konuşuyor

12. Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Tayyip Erdoğan, “Bu dava ancak benim ismimle ayakta kalabilir, diyen kibir tuzağına düşmüştür. İstişareyi, danışmayı, ortak aklı dışlayan, ortak kararı şahsi beklentileriyle uyuşmadığı için beğenmeyen, haksızlık etmiştir. Bu dava hiçbir zaman koltuk davası olmamıştır" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 27.08.2014 12:14
Haber Güncellenme Tarihi: 27.08.2014 13:15
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Erdoğan Ak Parti kongresinde konuşuyor

12. Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Tayyip Erdoğan, “Bu dava ancak benim ismimle ayakta kalabilir, diyen kibir tuzağına düşmüştür. İstişareyi, danışmayı, ortak aklı dışlayan, ortak kararı şahsi beklentileriyle uyuşmadığı için beğenmeyen, haksızlık etmiştir. Bu dava hiçbir zaman koltuk davası olmamıştır" dedi.

 

Erdoğan, AK Parti 1. Olağanüstü Kongresi'nde konuşuyor.

 

Kongrede Genel Başkanlığa tek başına aday olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olması bekleniyor.

 

 

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

 

Geçmişte malum partimizin kuruluşunda bir küçük yavru bir altın bize göndermişti. Kızımız diyor ki “benim altınım yok ama sevgim var kabul eder misiniz” diyor.

 

Saygıdeğer divan, çok değerli kardeşlerim, kıymetli misafirler, sevgili yol arkadaşlarım, sevgili kader arkadaşlarım, sevgili genç kardeşlerim, değerli hanım kardeşlerim, değerli beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum.

 

Allah’ın selamı, rahmeti,  bereketi hepimize olsun diyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 1. Olağanüstü Büyük Kongresi’nin ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz, yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

 

Tüm delegelerimize, teşkilatımızın tüm mensuplarına, 81 vilayetten gelen her bir kardeşime hoş geldiniz diyorum.

 

13 yaşındaki AK Parti teşkilatı kuşkusuz her türlü övgüyü ziyadesiyle hak ediyor. 14 Ağustos 2001’den bugüne kadar AK Parti teşkilatında görev almış, kurucularımızdan MKYK üyelerimize, genel başkan yardımcılarımızdan bakanlarımıza, vekillerimizden il ilçe başkanlarımıza, belde ve köy temsilcilerimizden sandık müşahitlerimize kadar tüm gönüldaşlarımızı selamlıyorum.

 

Teşkilatımızda görev yapmış, kendileriyle yol yürüdüğümüz, bugün aramızda bulunmayan, ahirete intikal etmiş kardeşlerimin mekanlarının cennet olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Elbette ki kadın kollarımızı bir kez daha özellikle selamlıyorum.

 

Bu hareket hanım kardeşlerimizle güç kazandı, onların yüreklerini ortaya koymaları sayesinde bugünlere ulaştı. Bu kutsal davayı bir anne şefkatiyle, hanım zerafetiyle adeta bir oya gibi, nakış gibi işleyen hanım kardeşlerimize bugün bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum.

 

Sevgili gençler, AK Parti’nin bu AK teşkilatın, alnı ak, yüreği ak, bahtı ak gençleri, sizleri bir kez daha gönülden selamlıyorum.

 

Sizlere her zaman inandım, her zaman güvendim. Gençler, sizler bu milletin umudusunuz. Sizler, yeryüzündeki tüm mazlumların umudusunuz.

 

İstikbalin siyasetçileri, yarının idarecileri, bugün sizleri çok farklı, çok daha samimiyetle, muhabbetle selamlıyorum. Buradan sınır karakollarında gözünü değil, gönlünü namlunun ucuna koyarak vatanının nöbetini tutan genç Mehmetleri, Mehmetçikleri, askerimizi, polisimizi özellikle selamlıyorum.

 

Saraybosna’da, Kosova’da, Somali’de, Lübnan’da, Afganistan’da Türkiye’nin mertliğinin, yiğitliğinin, kadirşinaslığının, barışa olan sevdamızın neferleri olan Mehmetlerimizi selamlıyorum. Allah hepsinin yar ve yardımcısı olsun.

 

Dün yani 26 Ağustos’ta, Malazgirt Zaferimizin 943. yıldönümünü idrak ettik. 23 Ağustos’ta Çaldıran Zaferi’nin 500. yıldönümünü idrak ettik.

 

100. yıldönümünü idrak ettiğimiz 1. Dünya Savaşı’nda şehit ve gazi olan ecdadımızı hürmetle yad ediyorum. Şehadetinin 100. yılına eriştiğimiz Sarıkamış şehitlerine, Çanakkale şehitlerine Rabbimden rahmet niyaz ediyorum.

 

3 gün sonra 30 Ağustos’ta büyük zaferin 92. Yıldönümünü idrak edeceğiz.

 

Kıbrıs ve Kore şehitlerimizin, terörle mücadelede şehit olan polis, asker ve şehitlerimizi aynı şekilde rahmetle anıyor, vefat etmiş gazilerimize Allah’tan rahmet, hayattaki gazilerimize uzun ve hayırlı ömürler niyaz ediyorum.

 

10 Ağustos’ta bu teşkilat tarih yazdı. Sizlerin Allah’ına kurban. Siz dağ taş demediniz, siz kar kış demediniz. Durmak yok yola devam dediniz. Ve bütün zorluklara göğüs gererek çalıştınız. Her bir vilayetimizde, ilçe, belde ve köyümüzde aşkla, şevkle, gayretle çalıştı.

 

Bunun neticesinde sizler, sadece Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesine şahitlik etmediniz, bu tarihi hadiseyi bizzat sizler kendi ellerinizle inşa ettiniz.

 

Sizlere sonsuz teşekkür ediyorum. Gayretleriniz, emekleriniz, alın teriniz, dualarınız için sizlere teşekkür ediyorum.

 

Şahsımı Cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren grubumuza, 10 Ağustos’a kadar gece gündüz çalışan teşkilatımızda her bir arkadaşımıza teşekkür ediyorum.

 

Artık bir tur, iki tur, üç, dört yok. Hemen ilk turda, sizler bu kardeşinizi cumhurbaşkanı seçtiniz.

 

Adaylık, seçilme ve sonrasındaki süreç Anayasa ve yasalar çerçevesinde icra ettirildi. AK Parti, unutmayın, her zaman ilklerin partisi olmuştur.

 

Bugün bu olağanüstü kongrede 13 yıldır gururla taşıdığım AK Parti’nin Genel Başkanlık vazifesini artık sizlere teslim ediyorum.

 

Genel Başkanlık vazifem 13 yıl 13 gün sonra nihayete. Yarın inşallah saat 14’te mazbatamızı teslim alacak, 11,5 yıl boyunca üstlendiğimiz Başbakanlık vazifesini bırakacak, Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmiş olacağız.

 

1 Temmuz’da adaylığımın açıklandığı toplantıda bunun bir nihayet olmadığını, bir son, bir bitiş olmadığını, yeni bir başlangıç olduğunu ifade etmiştim.

 

Sonrasında yaptığımız tüm toplantılarda, mitinglerimizde, balkonda da aynı şekilde bu hususun altını kalın çizgilerle çizmiştim.

 

Kardeşlerim bugün değişen sadece şekildir. Bugün, öz değişmiyor, bugün partimizin yüklendiği misyon, davamızın ruhu, hedef ve ideallerimiz değişmiyor. Bugün sadece ve sadece isimler değişiyor. Her zaman ifade ettim.

 

Kudüs’e doğru yürüyen, Kudüs’ü bir barış yeri yapmak için ilerleyen Selahaddin Eyyübi’nin askerlerinin duyguları neyse, bizim duygularımız da aynen odur.

 

Gençler, şunu unutmayın, “ben yoksam dava da yok” diyenler, daha en başta kaybetmiş olanlardır. Gençler, şunu unutmayın, “ben olmazsam dava ilerleyemez” diyen, davanın ruhunu, özünü anlayamamıştır.

 

“Bu dava ancak benim ismimle ayakta kalabilir” diyen, kibir tuzağına düşmüştür. İstişareyi, danışmayı, ortak aklı dışlayan, ortak kararı şahsi beklentileriyle uyuşmadığı için beğenmeyen, haksızlık etmiştir. Bu dava hiçbir zaman koltuk davası olmamıştır.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.