Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Davutoğlu: Suriyelilere kapımızı açmasaydık insanlığa ihanet etmiş olurduk

Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Suriyeli mültecilere kapıları açmak Türkiye'ye ihanettir" sözüne cevap verdi. Davutoğlu, "Şimdi senin şahsında bütün Türkiye'ye soruyorum. Bu kardeşlerimize kapımızı...

Haber Giriş Tarihi: 24.10.2014 14:50
Haber Güncellenme Tarihi: 24.10.2014 14:50
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Davutoğlu: Suriyelilere kapımızı açmasaydık insanlığa ihanet etmiş olurduk
Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Suriyeli mültecilere kapıları açmak Türkiye'ye ihanettir" sözüne cevap verdi. Davutoğlu, "Şimdi senin şahsında bütün Türkiye'ye soruyorum. Bu kardeşlerimize kapımızı açmak Ensar'ın emanetine sahip çıkmak mı Türkiye'ye ihanet etmek mi? Kapımızı kapatmış olsaydık Ey Kılıçdaroğlu Eyyub el Ensari'nin huzuruna varamazdık. İnsanlığa ihanet etmiş olurduk." dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada hükümeti Suriye konusunda ve IŞİD konusunda eleştiren CHP ve HDP'ye cevap verdi. Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sözlerini hatırlatan Davutoğlu, "Ana muhalefet partisi lideri geçen hafta ne dedi? Biz Suriyelilere kapımızı açmak sınırlarımızı açmak Türkiye'ye ihanettir dedi. Şimdi senin şahsında bütün Türkiye'ye soruyorum. Bu kardeşlerimize kapımızı açmak Ensar'ın emanetine sahip çıkmak mı Türkiye'ye ihanet etmek mi. Kapımızı kapatmış olsaydık Ey Kılıçdaroğlu Eyyub el Ensari'nin huzuruna varamazdık. İnsanlığa ihanet etmiş olurduk. Onlar anlamazlar onlar bilmezler. Kağıthane'ye Kağıttepe diyen Kılıçdaroğlu, Eyüp semtini bilmez. Eyüp semtinin ruhuna sinmiş olan yetimlere mazlumlara sahip çıkma bilincini bilmez, anlamaz. Kalbi de mühürlenmiştir merhameti de mühürlenmiştir. Ama biz biliriz." dedi.

Ardından HDP'yi eleştiren Davutoğlu, "Bir başka parti, HDP, biz Esad'ın zulmünden kaçan Araplara Türkmenlere Kürtlere IŞİD'in zulmünden kaçan Araplara Türkmenlere Kürtlere hiçbir ayrım yapmadan kapımızı açarken 3 yıldır bizi eleştiren HDP'liler hani hep barış ve demokrasiden bahseden, insanlıktan bahseden ama bunlardan nasibi olmayanlar, onlar da şunu diyorlar, 'kapımızı açalım ama sadece bizimkilere açalım, diğerlerine kapatalım, bırakalım diğerleri ölsün' 3 yıldır ölüyor insanlar. Size tabi olmayan Kürtler ölüyordu, Türkmenler ölüyordu, Araplar ölüyordu. Neredeydiniz? Onlar şunu diyorlar. Eğer bize tabi olanlar gelecekse, sakın ha bunu Kürtler olarak anlamasın kimse, çünkü bize gelen ilk Kürt mülteci grubu Suriye'den geçen sene geldi ve PYD'nin zulmünden kaçarak geldi Haseke'den. Bir kısmı bize bir kısmı Kuzey Irak'a sığındı. Onların düşüncesi benim partimdense benim ideolojimdense kapıları açalım yok ama benim ideolojimden değilse benim örgütümden değilse ne olursa olsun. İşte aramızdaki fark bu. Bilenlerle bilmeyenler arasındaki fark bu. Tarih bilincine sahip olanlarla olmayanlar arasındaki fark bu." şeklinde konuştu.

"ANA MUHALEFET PARTİSİ KOLTUĞU BOŞ"

Davutoğlu, Kılıçdaroğlu ve CHP'ye eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin Baas partisi CHP'dir. bugün haddini bilmeden dün ve bugün yaptığı açıklamalarda, 'Türkiye'de parti ile devlet iç içe geçiyor' diyor, bizim AK Parti dönemini kastederek, bugünleri. Tarih bilmediği için. Bari Türk tarihini bilmiyorsun, insanlık tarihini bilmiyorsun, Kerbela tarihini bilmiyorsun. Bari CHP tarihini bil. 1936'da İçişleri Bakanı, CHP Genel Sekreteri oldu bu memlekette. Devletle, partiyi özdeşleştiren tek parti var, o da CHP. Tek parti dönemini bari oku, Şükrü Kaya'yı oku. Hem İçişleri Bakanı 1936'da, hem de CHP Genel Sekreteri, valiler il başkanı. Kendi tarihini oku Kılıçdaroğlu. Ondan sonra çık konuş karşımızda. Cahillerle konuşmak zor oluyor arkadaşlar. Önce öğretmek gerekiyor, önce karşına alıp ders vermek gerekiyor. İnsan rakibinin de denk olmasını ister. Kobani nerede dersin. Suriye'de bir şehir der. Ama yine de şaşırdım, 'Alaska da Pasifikler'de bir ada' da diyebilirdi. Suriye'de bir şehir olduğunu canlı yayında keşfediyor. Peki neresinde deseniz, emin olun biraz daha düşünür. Hani Kağıttepe demesiyle Akşehir'e gelip Kırşehir demesi gibi bir yer bulurdu. Yazık. Hani diyor ya 'Türkiye'de koltuklar boş'. Herkes hangi koltuğu kimin nasıl doldurduğunu biliyor. Türkiye'de anamuhalefet partisi koltuğu boş. Biz anamuhalefet partisi arıyoruz, anamuhalefet partisi. Karşımıza çıkacak, tartışacak kalibrede lider arıyoruz. Yok. Kerbela'yı anlamak için bir emekli müftüyle bir başka Kerbela'yı bildiğini düşündüğü bir siyasetçi adamla da olmuyor, onlar da öğretemiyorlar. Şimdi, zalim, eğer benim ideolojik mahallemdense Baasçı ise susayım ama gün geldi siyasi rant var, 'Kobani'ye askeri gönderelim' diye tezkere talep edeyim demek, coğrafya bilgisinden, tarih bilgisinden yoksun olmak demektir. HDP, hani iki kelimeden biri barış diyen, her türlü saldırıyı, baskıyı, zulmü yapıp HDP ve arkasındaki örgüt diyen, onlar da şunu diyor: 'Eğer zalim bana dokunmuyorsa, bin yaşasın.' Emin olun eğer IŞİD, Kobani'ye saldırmasaydı, IŞİD'le yan yana güzel güzel yaşamaya devam ederdi bunlar, Esad'dan destek aldılar. Esad'la iç içe geçtiler. Hangi vicdanla Esad'la işbirliği yaptınız siz, şimdi insanlık vicdanından bahsediyorsunuz. Bizi suçluyorlar. İşte burada tekrar açıklıyorum: Ne zaman Kobani, Haseke, Afrin bizden yardım istemişse, Halep'e, Azzaz'a, Bayır-Bucak'a yaptığımız gibi oraya da yardım yaptık. Ama Haseke'ye yardım talep ettiklerinde, Kamışlı kapısından gönderelim dediğimizde, 'oradan yapamayız' dediler. Çünkü Kamışlı'da Suriye rejim askeri vardı. Siz, Suriye rejimi o insanları etnik ve mezhebi kimliğine bakmadan tümüyle katlederken, ona susarsanız, dönüp bize Kobani konusunda ders veremezsiniz, konuşamazsınız ama biz Bayırbucak'tan kaçan Türkmenleri, Yayladağı'nda karşıladığımız gibi, Tel Abyad'dan kaçanlara Akçakale'de kucak açtığımız gibi, Kobani'den kaçanlara da Suruç'ta kucak açtık, Kürt kardeşlerimize de kucak açtık. Sizin hatırınıza değil, o kardeşlerimiz de tarihi kardeşliğimizin hatırına. Onlar bize tarihin emanetidir. Kobani'deki kardeşlerimiz de tarihin emanetidir, bütün Suriyeliler gibi. İşte bizim farkımız bu."

ÇAKMA GANDHİ

AK Parti'nin insanlık adına yardım ettiklerini belirten Davutoğlu, ''İster mağdur olsun bir deprem sonrasında, isterse mazlum olsun bir zalim karşısında...Bu tür liderler öne çıkarlar. Mandela; başka bir dine mensup olmakla birlikte Hz. Hüseyin'in felsefesiyle hareket ettiği, onlarca yıl beyaz ırkçılığına karşı... Gandhi; sömürgeciliğe karşı aynı bilinçle hareket etti. Hüseyni tavrı gerektiğinde o tavrı gösterenler de, o tavra muhatap olanlar da insanlık vicdanı ile hareket ederler. Ama bizim çakma Gandhi, Gandhi nerede deseniz, onu da bilmez, nerede yaşıyor, ne zaman deseniz bilmez."

GENİŞLETİLMİŞ İL BAŞKANLARI TOPLANTISI ANKARA'DA YAPILMAYACAK

Davutoğlu, konuşmasında GEnişletilmiş İl Başkanları Toplantıları hakkında parti yönetiminde aldıkları bir kararı da paylaştı: "MYK'da arkadaşlarla konuştuk ve şöyle bir karar aldık: Bundan sonra Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı Ankara'da yapılmayacak. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı, her ay dönüşümlü olarak Türkiye'nin batısında, doğusunda, kuzeyinde, güneyinde, ortasında yapılacak. Ve göstereceğiz ki AK Parti, Edirne'nin de partisidir, Hakkari'nin de Rize'nin de Muğla'nın da... Ve oraya gittiğimizde omuz omuza Şırnaklı'yla Aydınlı, Hakkarili'yle, Edirneli, Muğlalı'yla Bitlisli İl Başkanları kol kola girecekler, bir Edirne sokağında görülecekler, bir İzmir sokağında, bir Mardin sokağında, bir Van sokağında. Dost ve düşman görecek ki bu kardeşliği kimse bozamaz, kimse çözemez, dağıtamaz."
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.