Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Misak-ı Milli' mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhtarlar toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

Haber Giriş Tarihi: 19.10.2016 14:19
Haber Güncellenme Tarihi: 19.10.2016 14:19
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Misak-ı Milli' mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Kardeşlerim milletine efendi değil hizmetkar olan bir anlayış noktasında çok önemli bir aşama kaydettik. 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısına dikilen kahraman vatandaşlarımız ancak istiklaline karşı çıkarsa güvenli bir geleceği olacağını biliyor. Bunun için biz 15 Temmuz'a 2. Kurtuluş Savaşı diyoruz.

Dün hocalarımızdan istirham ettim. Yavrularımıza tarihimizi iyi anlatalım bizi hep yalan söyleyen bir tarihle aldattılar. Malum son zamanlarda gündem olan olan Misak-ı Milli konusu bu sürecin nasıl yönetildiğinin en açık ifadesidir. Gençlerimizin Lozan'ı incelemesinden birileri rahatsız oluyor. Niye rahatsız oluyorsunuz? İncelensin, doğru yanlış bilelim...

Benim partimden birisi o anlaşmada vardı diye neden rahatsız olalım. Biz sorgulayan, araştıran bir gençlik istiyoruz. Ben gençliğimizi bal arısı gibir görmek istiyorum eşşek arısı gibi değil. Daldan dala çiçekten çiçeğe dolaşsın ve gelsin o balı yapsın ki millete faydalı olsun.

MİSAK-I MİLLİ'Yİ GÜNDEME GAZİ MUSTAFA KEMAL GETİRDİ

Misak-ı Milli niye rahatsız ediyor. Misak-ı Milli'yi gündeme getiren Gazi Mustafa Kemal. Neden rahatsız oluyorsunuz. Burada bir tarih yok mu? Burada bir milletin geçmişi yok mu? Onun için de bunu da öğrenelim bilelim dün neydi bugün ne? Bunu birileri anlamak istemiyor! Ama anlayanlar var hamdolsun. (Dünkü grup toplantısındaki açıklamalarından dolayı) Sayın Bahçeli'ye de teşekkür ediyorum. Siyasi hareketlerde doğruyu ortaya koymalıyız.

Osmanlı öylesine büyük bir devletti ki, bu devin yıkılışı milletin üzerinde maddi ve manevi derin yaralar açtı. 1914 yılında, 2.5 milyon kilometrekare olan topraklarımız, 9 yıl sonra 780 bin metrekareye düştü. Kurtuluş Savaşı'na girerken hedef Misak-ı Milli'ye sahip çıkmaktı.

Biz 780 bin metrekareye, 20 milyon metrekarelerden geldik. 2016 yılında 1923 psikolojisiyle hareket edemeyiz. Biz o tarihteki konumumuzu korumayı korumak üzerine kuramayız.

MİSAK-MİLLİ HEDEFLERİMİZİ KORUYAMADIK

Maalesef hem batı hem de güney sınırlarımızda Misak-ı Milli hedeflerimizi koruyamadık. Dönemin şartları itibarıyla bu durumu mazur görenler, göstermeye çalışanlar olabilir. Bu yaklaşımı bir yere kadar mazur görmek mümkündür. Asıl vahimi, zorunluluklardan kaynaklanan bu durumu esas olarak kabul edip kendimizi tamamen bu kabuğun içine hapsetme anlayışıdır. Biz işte bu anlayışı reddediyoruz. Türkiye'yi 1923'ten beri böyle bir kısır döngüye hapsedenlerin amacı coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı, Selçuklu ve Osmanlı geçmişimizi bize unutturmaktır.

SORUNLARIN ÜZERİNE BİZ GİDECEĞİZ

Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz, bundan sonra bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz, gırtlağımıza kadar bataklığa gömülmeye rıza göstermeyeceğiz. Artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör sorunumuz mu var? Terör örgütlerinin gelip bize saldırmasını beklemeyeceğiz. Bu örgütler, nerede faaliyet gösteriyorsa, nerede yuvalanıyorsa, gidip orada tepelerine tepelerine bineceğiz.

İNLERİNDE BULUP BERTARAF EDECEĞİZ

Bakınız Türkiye 30 yılı aşkın süredir PKK terör örgütüyle mücadele ediyor. Bu örgütün yaklaşık 40 bin mensubunu imha ettik, ama eylemlerini durduramadık. Çünkü biz uzun yıllar PKK bize saldırdığında karşılık veriyorduk. Bundan sonra ülke içinde veya dışında PKK’yı saklandıkları inlerinde bulup bertaraf edeceğiz.

RAHAT NEFES ALABİLDİKLERİ TEK GÜN BİLE OLMAYACAK

Ülke içinde bunların yıllardır gizlendiği, saklandığı yerleri tespit ettik. Birer birer hepsini yok ediyoruz, edeceğiz. Bölücü örgüte destek veren kim varsa hepsinin de kökünü kurutacağız. Bak şimdiden söylüyorum, biz kendilerini bulup yok etmeden nereye gideceklerse gitsinler. Bak bu kadar açık söylüyorum. Aynı şekilde yurtdışında üstlendiği yerlerde, rahat nefes alabildikleri tek bir gün bile olmayacak. O ülkelerin devlet başkanlarını sürekli rahatsız edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsın. İçeri mi atarlar, bize mi teslim ederler, ne yaparlarsa yapsınlar.

DHKP-C gibi örgütlerin mensuplarını inlerinde yakalayıp adalete teslim ediyoruz. FETO ile de aynı şekilde mücadele ediyoruz.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.