Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Gençlerle Buluştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili “Dünyada bizim gibi olan iki tane ya da üç tane ülke var. Diğerlerinin hepsinin partisiyle bağı devam etmektedir ve o güç ülkeye yansımaktadır. Bu gücü bence...

Haber Giriş Tarihi: 20.05.2016 03:28
Haber Güncellenme Tarihi: 20.05.2016 03:28
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili “Dünyada bizim gibi olan iki tane ya da üç tane ülke var. Diğerlerinin hepsinin partisiyle bağı devam etmektedir ve o güç ülkeye yansımaktadır. Bu gücü bence ne başkandan ne cumhurbaşkanından esirgememek gerekir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gençleri ağırladı. Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan, partili cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin soru üzerine, şu cevabı verdi:
“Salt bir başkanlık sistemi sizi partinizden koparıyor ya, partinizden kopardığı zaman siz belli bir yerde gücü bir yere kadar kaybediyorsunuz. Kurucusu olduğum bir partinin lideri olarak, parti mensupları sizden kopuk yaşayabilir mi? Yaşayamaz. Bir annenin evladından koparılması gibi bir şey bu. Koparılabilir mi ya? Ne yapacak edecek o evladına ulaşacak, evladı da ona ulaşacak. Ama neymiş ‘tarafsızmış.’ Mümkün mü, böyle bir şey olabilir mi? Siz yasal olarak tarafsızlığın gerekleri neyse bunu yaparsınız, bu ayrı bir şey ama burayı kimse ayıramaz, bu mümkün değil. Onun için de yasalar içerisinde, yasal çerçevede olması gerekenler neyse bunlar yapılır. Dünyada bizim gibi olan iki tane ya da üç tane ülke var. Diğerlerinin hepsinin partisiyle bağı devam etmektedir ve o güç ülkeye yansımaktadır. Bu gücü bence asla ne başkandan ne cumhurbaşkanından esirgememek gerekir.”
“Filistin meselesi bizim için kanayan bir yaradır” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Hele hele Gazze meselesi hakeza öyle. Orayla ilgili 3 maddemiz vardı. Bir tanesi Marmara Gemisi’ne yapılan operasyonla alakalı; bir defa bizden özür dilemesi gerekir. Sayın Obama’nın bir İsrail ziyaretinde yaptığı görüşmemin neticesinde başbakan, sayın Obama’yla birlikte bizi aradılar ve özür dilediklerini ifade ettiler. Kayıtlarımızda var. Bu işin birinci safhası. İkinci safha tazminat konusuydu. Tazminatta hemen hemen hallolmuş vaziyette. Üçüncü benim teklifim ambargonun kaldırılması. Tabi ‘bu ambargonun kaldırılması nasıl olacak? Neleri kapsayacak?’ denilince ambargo meselesinde de aslında biz Türkiye’nin üzerinden yapılacak olan bütün mal bilgilerine vesaire açığız. Ama Türkiye dışındakilere kapalıyız. Ama mesele bu değil başka tereddütlerimiz var. Nedir, mesela Gazze bugün enerji kullanımında günde 3 saat, 4 saat elektrik alabiliyor. Bunu dedik. Devamlı hale getirmeniz lazım. Bu insani değil. Bunun çözülmesi lazım. Örneğin Ashfort Limanı’na biz bir gemi getirelim. Bu gemiden enerji verelim Gazze’ye. Dediler ki o tür bir enerji gemisi Ashfort’a olmaz. Başka bize bir teklif yaptılar. O teklif üzerine de biz baktık, dedik ki: ‘olabilir.’ Yeter ki burada işi sağlama alalım. Yani başlayıp da burada enerjinin kesilmesi gibi bir durum olmasın. Bunun bütün şebekelerini altyapılarını vesaire biz Türkiye olarak yapmaya hazırız. Bizim bir teklifimiz daha var ambargo konusunda. Nedir o: Burası susuz, su yok. ‘Böyle taşıma suyuyla değirmen dönmüyor’ dediğimiz bir mesele. Biz burada deniz suyunu arıtarak buraya su verme şansımız olabilir. Bunun önünü açın. Bir diğeri de sondaj yapmak suretiyle su çıkartabiliriz. Onun önünü açın. Bu konuda önemli gelişmeler şu anda var. Ve tabi bir üçüncü teklifimiz de inşaatlarla ilgili olarak okullar meselesi var, hastaneler meselesi var. Mesela şu anda bir hastaneyi bitirdik. Teftişi yapılıyor. Teftişinden kastım, cihazlar vesaire kontrol ediliyor. Bunların yapılması gerekir dedik. Bunlar da yapılırsa biz bu tür bir şeyde hemen büyükelçi atamasını yaparız. Ve münasebetlerimizi süratle olumlu istikamette de geliştiririz dedik. Şu anda bu merkezdeyiz. Yani bu ay içerisinde bir şeyler olur diye zannediyorum. Temennim odur ki; kısa zamanda bir neticeye varalım. Ve tüm bunlar olurken de Gazzeli kardeşlerimizle de görüşmelerimizi yapıyoruz. Filistinli kardeşlerimizle de görüşmelerimizi yapıyoruz. Adımlarımızı da ona göre atıyoruz.”
“LOZAN’IN DAHA DA GÜNCELLEŞTİRİLMESİ ARZUMUZDUR”
Başbakanlığı döneminde pek çok azınlıkların vakıf mallarını iade ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İktidarımız döneminde, başbakanlığım döneminden bahsediyorum. Birçok azınlıkların vakıf mallarına el konulmuştu. Biz iktidarımız döneminde bütün bu vakıf mallarını süratle kendilerine iade etmeye başladık. Görevi bıraktığımda 2 buçuk milyar civarında idi. Burada Rum vakıfları, Ermeni vakıfları hepsi kendi varlıklarını alıyorlardı. Hala şu anda yasal süreci devam edenler olduğunu biliyorum. Onlar da bittikçe kendilerine yine o alanda iade edilecek. Bunları biz anayasal teminat altına alarak yaptık. Bir paket halinde gerçekleştirdik. Bir defa şunu bütün samimiyetimle ifade etmek isterim. Bu ülkede azınlıkların hukukunu Lozan geçmişte belirlemiştir. Lozan’ın daha da güncelleştirilmesi ve ülkemizde ben hangi haklara sahipsem azınlıkların da aynı haklara sahip olması arzumuzdur” diye konuştu.
“BİZ BURALARA VİZELERLE GELMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa Birliği’nin vize engeli ne zaman son bulacak” sorusu üzerine, “vize konusunda, Sayın Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde, benim başbakanlığım döneminde atılmış adımlar var. Yani ‘verdik veriyoruz’ havasına girdiler. Haziran ayı içerisinde olacağını söylediler fakat son gelişmelere baktığımızda biraz sanki böyle yan çiziyorlar gibi bir hava var. ifadesini kullandı. Ben genç kardeşlerime özellikle şunu hatırlatmak isterim: Biz buralara vizelerle gelmedik, hep duruşumuzla geldik. Bizim duruşumuz çok önemli. Vize verirler verirler, vermezler vermezler; hiç önemli değil. Er veya geç Türkiye’ye vize vereceklerine inanıyorum. Vermezlerse de şahsen Türkiye Cumhuriyeti’nin bir cumhurbaşkanı olarak bunu kendime dert edinmiyorum. Şu anda Avrupa maalesef iki yüzlülük yapıyor. Bakıyorsunuz Latin Amerika ülkelerine vize veriyor yani Schengen’e tabi tutuyor. Ne alakası var bunların Avrupa Birliği’yle? Onlara bu imkanı veriyorsun da müzakereci bir ülke olan Türkiye’ye niye bunu vermiyorsun? Türkiye, sene 1963, sene 2016; 53 yıldır Avrupa Birliği ile bu görüşmeleri yapıyor. Ben yıllarca Liderler Zirvesi’ne katıldım, Ahmet Bey işte burada birkaç Liderler Zirvesi’ne de o katıldı. Ben katıldığım zaman 15 ülke vardı daha sonra bunu 28’e çıkardılar ki şu anda o var ama maalesef bu konularda atılması gereken adımları atmadılar” diye cevap verdi.
“HALKI MÜSLÜMAN OLAN ÜLKELERE KARŞI MAALESEF TAVIRLARI FARKLI”
Avrupa Birliği’nde halkı Müslüman olan başka ülke olmadığını dile getiren Erdoğan, “Halkı Müslüman olan ülkelere karşı maalesef tavırları farklı. Fakat bir şeyi özellikle söylüyorum: Şu anda Almanya’da 3 milyon Müslüman var. Diğerlerinde de bir o kadar. 6 milyon şu anda sadece bizim vatandaşımız olan Müslüman var. Bir de Afrika ülkelerinden Müslümanlar var. Bunları da aldığınız zaman tam toplam sayıyı çıkarmadım ama nereden bakarsanız bakın, 15-20 milyon Müslüman Avrupa Birliği ülkelerinde yaşıyor. Bize bu tür yaklaşımla gelmeleri bizi üzüyor. Bunu Suriye’de de gördük. Mesela bir Medeniyetler İttifakı oluşumu yaptık, İspanya ile beraber. İkimiz bu adımı attık ama diğerleri geldikçe bu iş yumuşamadı, tam tersine Medeniyetler İttifakı’na bile sahip çıkmadılar. Eğer ‘Medeniyetler İttifakı’ diyorsanız, o zaman halkının yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’ye karşı niye bunu uyguluyorsunuz? Şimdi de vize için kalkıyorlar, Suriye’yi koz olarak kullanmaya yöneldiler. Ben biraz farklı çıkış yapınca beyefendiler herhalde rahatsız olmuş. Biz yine iyi niyetle devam edeceğiz yolumuza. Temennim odur ki bir netice alınır. Sabır gerekir ama er veya geç ben yine de bu olacak diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“ZAFER ŞEHADETLE BERABER GELİR”
Bayırbucak Türkmenleri’ne yardım etmeye devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, “Orada er veya geç şehitlerimiz olacak onu da açık söyleyeyim. Ama zafer şehadetle beraber gelir, bunu da unutmayalım. Sabredeceğiz, o Türkmen dağları ben inanıyorum ki zaferin sahibi olacaklardır” açıklamalarında bulundu.
“NAZLI CEYLAN KAÇTI GİTTİ”
Kızı Emine Erdoğan’ın evlenmesiyle ilgili soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan istiyor ki bir baba ve anne olarak kızımızı everelim, onların mutluluğunu görelim, yaşayalım, oradan da bir nesil artsın. İyi bir aileyle, eski bir arkadaşımın çocuğuyla böyle bir evlilik tecelli edince her iki taraf da mutlu oldu. Rabbim mutluluklarını daim etsin, oradan da bize torunlar nasip etsin” şeklinde konuştu. Kızı Sümeyye Erdoğan’a küçüklüğünde “ceylanım” diye hitap ettiğini belirten Erdoğan, “Böyle olunca da nazlı ceylan kaçtı gitti” diye konuştu.
Beşiktaş’ı Spor Toto Süper Lig şampiyonluğundan dolayı kutlayan Erdoğan, Galatasaray’ın Eurocup zaferinin, Fenerbahçe’nin ise Euroleague’de ikinci olmasının çok önemli başarılar olduğunu, iki takımı da başarılarından dolayı tebrik ettiğini ifade etti. Erdoğan, ‘milli takımın maçına gidecek misiniz’ sorusuna ise “İlk maça gitmeyi arzu ediyorum, sonra sırası da gelir. Temennim odur ki Türkiye olarak finali yaşarız” diye cevap verdi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN SAĞLIK DURUMU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “spor yapıyor musunuz” şeklinde yöneltilen soruya, “Basket oynuyorum, koşu yapıyorum, ağırlık çalışmaları var. Sabahları kapalı ve açık spor yapıyorum. Kilomu da korumaya çalışıyorum” cevabını verdi. Boyunun 185 cm, kilosunun ise 95 olduğunu ifade eden Erdoğan, futbol oynadığı dönemlerde daha zayıf olduğunu, şimdi de sağlığına ve kilosuna dikkat etmeye çalıştığını söyledi. Zaman zaman eşi Emine Erdoğan’ın tavsiyelerine uyduğunu dile getiren Erdoğan, kendisinin ve eşi Emine Erdoğan’ın farklı kürler uyguladığını ifade etti. (OED-
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.