Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, STK Başkanlarını kabul etti

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Stk Başkanlarını Kabulünde, Stk'ları Milli Şahlanişa Davet Ettiğini İfade Etti.

Haber Giriş Tarihi: 02.07.2016 17:46
Haber Güncellenme Tarihi: 02.07.2016 17:46
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, STK Başkanlarını kabul etti
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Sivil Toplum Kuruluşlarımızın; Devletle milletin yan yana olduğunu 72 düvele yazılı ve görsel basında yer alacak mitinglerle göstermesinin çok önemli olacağını düşünüyor ve bütün STK’larımızı bu ‘milli şahlanış’ hususunda göreve davet ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kendisini ziyarete gelen bazı Sivil Toplum Kuruluşları’nın başkanlarıyla biraraya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleşen ziyarete, Emekli Uzman Erbaşlar Derneği Genel Başkanı Esef Merdoğlu, Emekli Uzman Jandarmalar Derneği Genel Başkanı Adnan Oğuz, Emekli Astsubaylar Dayanışma Grubu Başkanı Yüksel Binici, Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Emin Bozoğlan ve Diriliş Gençlik Derneği Genel Başkanı Berivan Algın katıldı.
"IŞİD Lawrence’in gayri meşru çocuğu"
Kabulde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Topçu, “IŞİD ilk ortaya çıktığında biz bu örgütü tanımlarken ‘Lawrence’in gayri meşru çocuğu’ demiştik. Bu örgütü ve diğer terör örgütlerini kullanan, örtülü bir şekilde destekleyen, kendi bölgesel ve küresel hesapları için yılanlarla aynı torbaya girmekten bile imtina etmeyen söz konusu ülkeleri insanlık adına, insanlık değerleri adına protesto ediyorum” diye konuştu.
“Türkiye’nin önünü kesmeye, terör vasıtasıyla diz çöktürmeye çalışıyorlar”
“Küresel güçler Türkiye’yi Ortadoğululaştırmaya çalışıyorlar” diyen Topçu, “Son saldırıyla da yapılmak istenen budur. Türkiye’nin tıpkı Ortadoğu ülkeleri gibi güvensiz, sorunlu, çağdaş dünyaya aykırı bir ülke olduğu imajını oluşturmaya çalışıyorlar.İşte tam bu nokta da her türlü örgütleri kullanıyorlar. Çünkü Eşkıyanın tamamının ipleri onların elinde, örgütlerin sadece adları farklıdır.Şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin ve insanlığın başı sağ olsun. Bunlar Türkiye’de etnik iç savaş olduğu, terör örgütlerinin cirit attığı istikrarsız, sorunlu bir ülke algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Mesele sadece basit bir algı operasyonu olmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin önünü kesmeye, terör vasıtasıyla diz çöktürmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
“STK’ları milli şahlanışa davet ediyorum”
Topçu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bölgesinde umut haline gelmiş, istikrarlı ekonomisi ve yönetimiyle yükselen bir güç haline gelmiş, medeniyet algısı ve milli ufkuyla bütün bölgesel ve küresel hesapları bozan bir Türkiye’yi elbette kadim düşmanlarımız istemeyecektir. Bütün terör örgütlerini bu noktada sahaya süren düşmanlara karşı devletimiz ve milletimiz birlik içinde şuurlu bir mücadele yapmaktadırlar. Sivil Toplum Kuruluşlarımızın; Devletle Milletin yan yana olduğunu 72 düvele yazılı ve görsel basında yer alacak mitinglerle göstermesinin çok önemli olacağını düşünüyor ve bütün STK’larımızı bu ‘milli şahlanış’ hususunda göreve davet ediyorum. Bu bölgede İkinci Abdülhamid döneminden bu yana Küresel güçlerin ve yerli işbirlikçilerin hâkimiyet kurma mücadelesi vardır. Son yüzyıl açısından Ortadoğu’nun önemini izah etmeye gerek bile yoktur.”
“Ezeli ve ebedi dostluklar ve düşmanlıklar yoktur”
Hem dış hem iç operasyonlarla Türkiye’nin hızının kesilmesinin amaçlandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, “Türkiye’nin kendi içine dürülmesi en fazla küresel güçlerin siyasetine hizmet edecektir. Dolayısıyla söz konusu terör örgütlerinin eylemlerini kendi iradeleriyle yaptıklarını düşünmek çok fazla iyi niyetli ve safça bir değerlendirme olacaktır. Türkiye gerek İsrail ile gerekse Rusya ile ilişkileri stratejik olarak yumuşatarak milli çıkarlar açısından karşılıklı doğru bir adım atmıştır. İçi boş bir ütopya olan AB hayali, İngiliz operasyonuyla sona erince doğal olarak Türkiye’de yeni birliktelikler oluşturmak durumundaydı. İsrail’e şartlarını kabul ettirip barış ortamı oluşturması en basit ifadeyle Türkiye açısından karşı cephe sayısını azaltacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın söz konusu adımlarını 2. Abdülhamit dönemi bazı denge siyasetleriyle benzeştirebiliriz. Türkiye gerek İsrail’e karşı almış olduğu tavırda gerekse Suriye’deki mezhepçi faşist zalim yönetimle ve Mısırdaki askeri cuntaya karşı olan mücadelesinde yalnız bırakılmıştır. Temel insani değerlere bağlı bütün dünya tarafından da pek fazla destek aldığımız söylenemez. Yeni sürecin temel felsefesi, kendi değerlerine saygılı bir şekilde karşılıklı olarak ‘ kazan kazan’ anlayışıdır. Dış politikada klasik kural, “ezeli ve ebedi dostluklar ve düşmanlıklar yoktur”.Elbette ne İsrail’e ne de Rusya’ya kimse körü körüne yaklaşım sergilemiyor. Hataları ve eksikleri yüzlerine çarpılacaktır. Türkiye’nin dostluğunun ne kadar faydalı ve stratejik olduğu nihayet bu ülkeler tarafından da algılandı. Dolayısıyla geçtiğimiz süreç Türkiye’nin gücünü test etmesi bakımından bir fırsat olarak da görülebilir. Ayyıldız olmadan bölgede huzur ve barışın sağlanamayacağı, masanın bir köşesinde de Türkiye’nin mutlaka olması gerektiği herkes tarafından kabul edildi. Türkiye’ye yönelik operasyonlarda içerideki hainler de önemli fonksiyonları icra ediyorlar. Gerek bölücülerin gerekse Paralel Devlet Yapılanmasının siyaseti dizayn etme gayretleri devam ediyor. Amaç her ne pahasına olursa olsun Sayın Cumhurbaşkanımızı bu makamdan indirmek, Başkanlık sistemini, yeni Anayasayı engellemektir. Bunun için her türlü hesap yapılabiliyor” açıklamasında bulundu.
“Adalet karşısında hesap verecekler”
Terörle mücadelede çok büyük başarılar sağlandığını söyleyen Topçu, “Terör örgütüne ciddi darbeler vuruldu. Yenilen örgüt, bundan sonra her türlü provokasyona başvuracaktır. Halk içinde iç savaş çıkarma gayretleri olacaktır. Buna karşı duyarlı ve dikkatli olmak gerekmektedir. Öte yandan dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla birlikte yargılamaların önü açılmıştır. Zanlıların mahkeme tanımaz, hukuk- kanun tanımaz hallerine karşı devlet gerekeni yapmalıdır. Devlete olan borcunu ödeyemeyen bir vatandaş bile polis tarafından nasıl zorla mahkemeye götürülüyorsa, Devlete millete karşı yapılan ciddi suçlamalara muhatap olanlar, vekil bile olsalar zorla ifadeye götürülmesinden imtina edilmemelidir. Dokunulmazlıkları kaldırıldı ve sıradan vatandaş oldular. Dolayısıyla ne suçları varsa yargılanmalıdırlar. Bunların direnişinin sebebi hem dış dünyaya karşı propaganda yapmak hem de içeride karışıklık çıkarmaktır. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Vatandaşlıktan atılma dâhil her türlü cezai müeyyideyi düşünmek gerekiyor. Her kim ne yapıyorsa bedelini ödemelidir. Yıllardır gösterilen hoş görünün karşılığı bumerang gibi nasıl bize geri döndüyse tekrar aynı şekilde bir tavır olmamalıdır. Bu noktada devletimizi idare edenlerin tavrı nettir. Herkes net ve sert olmalıdır. Türkiye’nin bağımsızlığına, huzuruna, askerine, polisine, vatandaşına kast eden teröristlere karşı en küçük toleransa yer yoktur. Çünkü söz konusu olan vatandır, birliğimiz ve beraberliğimizdir. Bu nedenle devlet vatandaşına yunus, haine, eşkıyaya ve her türlü illegal yapıya yavuz olacaktır” şeklinde konuştu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.