Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Malkoç: "Yargı Başkanlarının Halkın Arasına Karışması Vesayetçi Zihniyetleri Rahatsız Etti"

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Avukat Şeref Malkoç, Türk milleti adına karar veren yargının, devleti temsil eden Cumhurbaşkanı ile aynı ortamda bulunmasının yargı bağımsızlığına halel getirmesinin düşünülemeyeceğini belirterek, CHP...

Haber Giriş Tarihi: 02.06.2016 13:21
Haber Güncellenme Tarihi: 02.06.2016 13:21
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Avukat Şeref Malkoç, Türk milleti adına karar veren yargının, devleti temsil eden Cumhurbaşkanı ile aynı ortamda bulunmasının yargı bağımsızlığına halel getirmesinin düşünülemeyeceğini belirterek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun AB ülkeleri büyükelçileri ile yaptığı toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik kullandığı sözlerin çirkin ve siyasi ahlaktan yoksun olduğunu ifade etti.
"Cumhurbaşkanı devletin ve milletin başıdır. 78 milyonun her ferdi ile görüşür, buluşur ve konuşur." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Avukat Şeref Malkoç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüksek yargı organlarının başkanları ile birlikte katıldığı Karadeniz yurt gezisi ve Kırşehir ziyareti sonrası, başta Yargıtay ve Danıştay Başkanlarına ve yargıya yönelik mesnetsiz, hukuka ve devlet terbiyesine uymayan eleştiriler ve hakaretler yapıldığını belirterek, bu eleştirileri ve hakaretleri yapanların ya bazı temel kavramları bilmediklerini ya da bilinçli olarak halkı yanılttıklarını ifade etti.
"YARGININ, DEVLETİ TEMSİL EDEN CUMHURBAŞKANI İLE AYNI ORTAMDA BULUNMASININ BAĞIMSIZLIĞINA HALEL GETİRMESİ DÜŞÜNÜLEMEZ"
Yaptığı yazılı açıklamada "Öncelikle bu insafsız ve izansız muhalefete Devlet Başkanı, yargı bağımsızlığı ve millet ve devlet kaynaşması kavramları öğretilmelidir." açıklamasında bulunan Şeref Malkoç, Anayasanın 104. Maddesinde belirttiği gibi Cumhurbaşkanının devletin başı olduğunu, bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil ettiğini kaydetti.
"Cumhurbaşkanı, anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Bu devlet organları yasama, yürütme ve yargıdır." ifadelerini kullanan Şeref Malkoç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Anayasamızın bu ilkesi binlerce yıllık kadim tarihimizin ve geleneğimizin bir devamı niteliğindedir. Tarihte bugüne kadar kurulmuş olan 16 Türk devleti de devlet başkanına benzer roller ve görevler vermiştir. Geleneğimizde devlet başkanına saygı ve hürmet, onun nezdinde devlete saygı ve hürmet demektir. Bu açıdan bizler, millet olarak, devlet başkanıyla bir arada olmaktan, devletin başıyla bir arada olmaktan asla kaçınmayız, aksine onur duyarız. İkinci olarak, yargı bağımsızlığı kavramını dillerine dolayanlar bu kavramı hiç anlamamış olup, tek amaçları hakaret etmek olanlardır. Yüce Türk milleti adına karar veren yargının, devleti temsil eden Cumhurbaşkanı ile aynı ortamda bulunması bağımsızlığına halel getirmesi düşünülemez. Erdemli ve iyi ahlaklı hakimlerimiz, her zaman olduğu gibi bugün de çekinmeden ve endişe duymadan, anayasanın öngördüğü gereklerden başka herhangi bir dış etki altında kalmadan, yansız tutumla ve özgürce karar vermeye devam edeceklerdir."
"YÜKSEK YARGI BAŞKANLARININ MİLLETİN ARASINA KARIŞMASI, ÇAY TOPLAMASI, ANMA VE AÇILIŞ TÖRENLERİNE KARIŞMASI VESAYETÇİ ZİHNİYETLERİ RAHATSIZ ETMİŞTİR"
Yargı bağımsızlığının teminatının, anayasaya göre Cumhurbaşkanı olduğunun altını çizen ve Cumhurbaşkanının başta Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askeri Yargıtay üyelerini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçtiğini hatırlatan Şeref Malkoç, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının, yargı görevi yapanların kiminle bir arada olduğuyla değil, verdikleri adil kararlarla tesis edilebildiğini ifade etti.
İddiaların mesnetsiz olduğunu belirten ve bu iddialarda bulunanları rahatsız eden bir diğer noktanın ise devlet ile milletin buluşması olduğunu kaydeden Şeref Malkoç, açıklamasına şöyle devam etti:
"Bugüne kadar yüksek hakimler, seçkinci bir yaklaşımla fildişi kulelerinde halktan kopuk ve halka üstten bakan, onu hakir gören bir anlayışa sahiptiler. Hakimlerin Karadeniz’de çay bahçesinde çay toplaması, Ahi Evran anma törenlerine ve kamu tesisleri açılış törenlerine katılması devletin milletle kaynaşmasının en güzel örnekleridir. Bu örnekler seçkincilerin hoşuna gitmemiştir. Yüksek yargı başkanlarının milletin arasına karışması, çay toplaması, anma ve açılış törenlerine karışması vesayetçi zihniyetleri rahatsız etmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, çay toplamak ne zamandan beri suç oldu? Böyle bir sakat anlayış olabilir mi? Cumhurbaşkanımız muhtarlarla da, işçilerle de, çiftçilerle de, yargı mensupları ile de buluşur. Hakimlerin, devletin başkanının davetine katılmasını eleştirenler, 28 Şubat darbe döneminde verilen irtica brifingleri için Genelkurmaya özel askeri otobüslerle taşınan hakimler ve savcılar ile en önde oturan yüksek yargı başkanlarını hatırlamadığımızı zannediyorlar. Bu süreçte yaklaşık 400 yargı mensubunun katıldığı ilk brifingde protokolde oturanlar arasında Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Yargıtay Başkanı Müfit Utku, Danıştay Başkanı Füruzan İkincioğulları ve daha sonra Yargıtay Başsavcısı olan Sabih Kanadoğlu bulunuyordu. 28 Şubat döneminde yüksek yargı mensupları Genelkurmaya ihzaren celp edilip, yoklamaları alınırken buna alkış tutanların, bugün bu tür eleştirilere yeltenmesinin esas dertlerinin yargı bağımsızlığı olamadığı herkesin malumudur."
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANINI YABANCI ÜLKELERİN BÜYÜKELÇİLERİNE ŞİKAYET ETMEK MANDACI VE MÜSTEMLEKECİ BİR ANLAYIŞIN ÜRÜNÜDÜR"
Cumhurbaşkanının yargı mensupları ile buluşmasının, görüşmesinin görevi gereği olduğunu anımsatan Şeref Malkoç, hatta bunun bir sorumluluk olduğunu kaydetti. Malkoç, "Çünkü Cumhurbaşkanı devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı mandacılıktır, delalettir. Kılıçdaroğlu AB büyükelçileri ile toplantısında Sayın Cumhurbaşkanı için ’Erdoğan ancak yandaşlarının Cumhurbaşkanıdır’ demesi son derece çirkin, devlet terbiyesinden ve siyasi ahlaktan yoksun bir sözdür. Sayın Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve milletin başıdır. Ülke içinde, kendi aramızda siyasi tartışma veya eleştiri yapabiliriz. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını yabancı ülkelerin büyükelçilerine şikayet etmek mandacı ve müstemlekeci bir anlayışın ürünüdür. Bu sözler gaflettir, delalettir. Kılıçdaroğlu’nu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ve milletimizden özür dilemeye davet ediyorum. Herkes şahıstan önce makama ve o makamın arkasındaki halka saygı duymalıdır." ifadelerini kullandı.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.