Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çukurova Bölgesel Havalimanı inşaatının temeli atıldı

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Çukurova Havalimanı’nın bölge ekonomisine turizm açısından inanılmaz bir katkı sağlayacağını belirterek, "Sadece turizm açısından değil, ihracatımızın daha da artması ve güçlenmesi açısından da bu havaalanı büyük bir öneme haiz. Özellikle kargo taşımacılığının güçlü bir şekilde başlatılması, inşallah Çukurova Havalimanı’nın yapılmasından sonra hep birlikte gözlemleyeceğimiz, Çukurova havzasının ihracatının nasıl ve ne şekilde patlayacağını hep birlikte göreceğiz" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 26.03.2017 15:37
Haber Güncellenme Tarihi: 26.03.2017 15:37
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Çukurova Havalimanı’nın bölge ekonomisine turizm açısından inanılmaz bir katkı sağlayacağını belirterek, "Sadece turizm açısından değil, ihracatımızın daha da artması ve güçlenmesi açısından da bu havaalanı büyük bir öneme haiz. Özellikle kargo taşımacılığının güçlü bir şekilde başlatılması, inşallah Çukurova Havalimanı’nın yapılmasından sonra hep birlikte gözlemleyeceğimiz, Çukurova havzasının ihracatının nasıl ve ne şekilde patlayacağını hep birlikte göreceğiz" dedi.

Mersin ve Adana başta olmak üzere bölgeye hizmet vermek amacıyla konvansiyonel boyutlarda yapımı planlanan ve 30 milyon yolcu kapasitesine sahip olan Çukurova Bölgesel Havalimanı inşaatının temeli, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik’in katıldığı törenle atıldı. Temel atma töreninde konuşan Kalkınma Bakanı Elvan, Çukurova’nın ülkenin en önemli cazibe merkezlerinden biri olduğunu, Marmara Bölgesi’nden sonra Türkiye’nin ekonomisinde, sanayisinde, tarımında ve hizmetler sektöründe ön almış olan ve ülkeye çok önemli katkılar sağlamış olan bir bölge olduğunu söyledi. Ancak bu bölgenin en önemli eksikliklerinden birinin uluslararası düzeyde ve Çukurova’yı tüm dünyaya entegre edecek bir havaalanı olduğunu dile getiren Elvan, "Bildiğiniz gibi 2013 yılında yap-işlet- devret modeli ile bu havaalanı ile ilgili ilk girişim başladı. Ancak ilgili yüklenicinin gereken taahhütleri yerine getirememesi nedeniyle maalesef bir gecikme söz konusu oldu. Bu süreçte gecikmenin yaşanmaması adına Sayın Başbakanımız ve Ulaştırma Bakanımız Sayın Ahmet Arslan ile birlikte bu havaalanının artık Ulaştırma Bakanlığımız tarafından yapılması gerektiği, hiçbir şekilde riske atılmaması gerektiği konusunda bir görüşme gerçekleştirdik ve bu süreçten sonra da hemen çalışmalara hızla başlandı. Ulaştırma Bakanlığımız gerekli çalışmaları bitirdi ve yatırım programımıza alındı. Allah’ın izni ile alt yapısını bu yıl sonu itibariyle tamamlayacağız. Üst yapıdaki hedefimiz ise 2018 yılı sonu" diye konuştu.

"Havaalanı ile birlikte bölge ihracatının patladığını hep birlikte göreceğiz"

Çukurova Havalimanı’nın önemine vurgu yapan Elvan, cumhuriyetin ilk yıllarında ilk sanayileşme hamlesinin Tarsus, Adana ve Mersin’de başladığını ifade ederek, "Modern tarım tekniklerinin yine bu Çukurova havzasında uygulanmaya başladığını görüyoruz. Çukurova öyle bereketli topraklara sahip ki, inşallah Türkiye ekonomisinin gelişmesine, kalkınmasına çok ciddi katkılar verecektir. Havaalanının yapımı ile birlikte Adana ve Mersin’in turizm potansiyeli inanılmaz bir şekilde değerlendirilecek ve bölge ekonomisine turizm açısından inanılmaz bir katkı sağlanacaktır. Tarihi ve kültürü ile inanılmaz bir değere sahip olan Çukurova havzamız, o uzun sahili ile hem yurt içi hem de yurt dışı turistlere önemli bir hizmet verecek. Bu anlamda Çukurova Bölgesel Havalimanı önemli bir işlevi yerine getirecek. Sadece turizm açısından değil, ihracatımızın daha da artması ve güçlenmesi açısından da bu havaalanı büyük bir öneme haiz. Özellikle kargo taşımacılığının güçlü bir şekilde başlatılması, inşallah Çukurova Havalimanı’nın yapılmasından sonra hep birlikte gözlemleyeceğimiz, hep birlikte Çukurova havzasının ihracatının nasıl ve ne şekilde patlayacağını hep birlikte göreceğiz" şeklinde konuştu.

"Siyasi istikrarın olduğu bir ülkede ekonomik istikrar olur"

Bir ülkede ekonomik istikrarın siyasi istikrarla birlikte oluştuğuna vurgu yapan Elvan, şöyle devam etti:

"Ekonomik istikrarın olduğu bir ortamda yatırım olur, üretim olur, ihracat olur. Şöyle bir an 15-20 yıl geriye dönün. Siyasi istikrarın olmadığı dönemler, ekonomik krizlerin yaşandığı dönemler, yatırımların yapılamadığı, ihracatın yapılamadığı dönemlere bir bakın. İşsizlik ordusunun ortaya çıktığı, ülke ekonomisinin daha kötüye gittiği, Türkiye’nin büyümek bir yana küçülmeye başladığı dönemleri görürsünüz. 1950’li-60’lı yıllarda milli gelir açısından Türkiye’nin çok gerisinde olan ülkeler, şu anda 2-3 katı milli gelire sahipler. Nedeni nedir? İşte o yapılan darbeler, o vesayet odaklarının hükümetler üzerinde yaptıkları baskılar. Türkiye’de egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olmaması için her türlü girişim yapıldı. Siz gittiniz oy verdiniz, ama birileri Meclise müdahale etmeye çalıştı, hükümete müdahale etmeye çalıştı. Yeri geldi Meclisin üzerinde uçakları uçurdular, yeri geldi milletvekillerinin genel kurula girmelerini engellediler. Artık biz buna bir nokta koymak istiyoruz, yeter artık diyoruz."

"Milletimiz, demokrasi aşığı olan bir millet"

15 yıllık süreçte AK Parti hükümetlerinin önüne her türlü engeli çıkardıklarını, her türlü krizleri ortaya koyduklarını, partiyi kapatmaya kalktıklarını kaydeden Elvan, "En sonunda 15 Temmuz’da bu ülkeyi FETÖ ve onun destekçileri işgal etmeye kalktı. Ama sizler yine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde ayağa kalktınız ve tarihinde ilk defa 81 ilde millet sokağa döküldü. Aslında bizim milletimiz demokrasi aşığı olan bir millet, bizim milletimiz demokrasiyi özümsemiş olan bir millet. İşte 16 Nisan’da Allah’ın izni ile artık milli iradenin tam manası ile bu ülkede tesis edilmesi için, vesayet odaklarının tamamıyla ortadan kaldırılması ve ülkemizin kalıcı bir siyasi istikrara ulaşabilmesi için hep birlikte ’evet’ diyeceğiz. Aslında 16 Nisan’da halk kendine oy verecek. Çünkü hükümeti doğrudan belirleyecek olan sizsiniz. Hükümetin kim olması gerektiğine artık millet doğrudan karar verecek. O aradaki vesayet odaklarını, o baskıcı grupları tamamen devre dışı bırakıyoruz. 16 Nisan bizim için, ülkemiz için, milletimiz için son derece kritik bir süreç. Kim ne derse desin, halk ne derse o olacaktır" ifadelerini kullandı.

"Türkiye’nin ekonomisinin büyümesi ancak halk iradesinin büyümesi ile olur"

Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik ise bölgeyi, dünyanın uluslararası hava yolları ile direkt bağlantıya sokacak olan bu projenin Çukurova’nın tarihsel derinliğine, vatandaşların taleplerine ve kalkınma planlarına son derece uygun ve çok büyük bir katkı sağlayacağını söyledi. Projede emeği geçenlere teşekkür eden Çelik, bunların hiçbirinin durduk yere olmadığını, boş yere yapılmadığını belirterek, "Sadece geçmişte Türkiye’nin dünya ile doğrudan bağlantısı olarak İstanbul öne çıkarken, şimdi Anadolu’nun çeşitli yerleri, Türkiye’nin ticaret başkenti, sanayi başkenti Çukurova bölgemiz de bu bağlantılar içerisinde dünyanın kavşak noktalarından biri olmaya doğru bu havaalanı ile birlikte yerleşmiş olacak. Ama şunu iyi düşünmemiz gerekiyor; bütün bunların arkasındaki itici güç nedir? 2002’den bu tarafa Türkiye yepyeni, ekonomisinin imkanlarını tamamen dönüştürecek petrol kaynakları keşfetmemiştir. Başka ülkelerin yaptığı gibi Asya’da ya da Afrika’da zenginlik elde etmek için onların kaynakların sömürgeleştirmemiştir. Peki fark nedir? Geçmişte Türkiye’de olmayan şeylerin, son 15 yılda olmasının arkasındaki güç nedir? Bunun arkasındaki yegane güç, halkın iradesine dayanan hükümet modelinin ve halk tarafından yönetilen bir devlet modelinin ortada olmasıdır. Siz bu meydanları doldurunca, siz meydan meydan, sokak sokak bu kuvveti, bu istikrarı yaratınca, Türkiye iyi yönetilince, bütün bu projeler geçmişte hayal iken, bugün arka arkaya hayata geçiyor. Türkiye’nin ekonomisinin büyümesi ancak halk iradesinin büyümesi ile olur. Halkın iradesinin büyümediği hiçbir zamanda Türkiye’nin ekonomisi büyümemiştir. Demokrasimiz büyüdükçe, halkın iradesi büyüdükçe Türkiye’nin ekonomisi büyümüştür ve bu hizmetler mümkün olmuştur. Darbe dönemlerinde, müdahaleler dönemlerinde, koalisyonlar dönemlerinde halkın iradesi, halkın devleti yönetme iradesi zayıf kaldığı için, istikrar oluşamadığı için bunlar ortaya çıkamamıştır. Ama istikrar mümkün olunca, bütün bu projeler son derece hızlı bir şekilde hayata geçmektedir" dedi.

"Halkın iradesi daha da güçlenecektir"

Türkiye’de vatandaşın gücünü, halkın gücünü, milletin iradesini daha da güçlendirecek tarihsel bir dönüm noktasına gidildiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

"16 Nisan’daki referandumla ilgili çeşitli yorumlar duyuyorsunuz. Ama bir tek şeye dikkat etmek lazım. Ben siyaset hayatımda herhangi düzenleme geldiği zaman tek bir şeye dikkat ederim. Bu düzenlemede halkın iradesi güçleniyor mu, zayıflıyor mu? Bakın geçmişte yüzde 10’lar, yüzde 7’lerle dört partili, üç partili koalisyonlar dönemi Türkiye için bir zaman kaybı olmuştur. Halkın iradesinin parçalandığı dönemler, Türkiye’de krizlerin, çeşitli fay hatlarının ortaya çıktığı dönemler olmuştur. Ama bizim 16 Nisan’da sizlerin ’evet’ oylarınızla hayata geçireceğimiz düzenleme ile bundan sonra iktidarın oluşması, hükümetin oluşması için en az yüzde 50’lik bir iradeye ihtiyaç vardır. Yani halkın iradesi daha da güçlenecektir."

"Halkı ile beraber tankın üzerine yürüyen diktatör değildir, asıl ona diktatör diyen diktatörlük özlemi içindedir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bazılarının ahlak dışı bir şekilde diktatörlük suçlaması yaptığını hatırlatan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diktatörlerin bir özelliği vardır. Diktatörler halktan korkarlar, halkın sofrasına oturmazlar, halkın çayını içmezler. Halktan korktukları için de tankların arkasına saklanırlar, savaş uçaklarının arkasına saklanırlar. Ama bizim Cumhurbaşkanımız sizlerle birlikte tankların üzerine yürümüştür, savaş uçaklarının üzerine yürümüştür. Unutmamamız gereken bir şey vardır; halkı ile beraber tankın üzerine yürüyen, savaş uçağının üstüne yürüyen diktatör değildir, asıl ona diktatör diyen diktatörlük özlemi içindedir. Bir de televizyonlarda çok duyuyorsunuz, bir rejim tartışmasından bahsediliyor. Türkiye’nin rejimi cumhuriyettir. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ile Türkiye’nin bir problemi yoktur, vatandaşımızın bir problemi yoktur. Rejim değişikliği cumhuriyetin içinden cumhuru çalmaktır, cumhurun gücünü gasp etmektir. O yüzden 27 Mayıs darbesi bir rejim değişikliğidir, cumhura karşı, size karşı yapılmıştır. 12 Eylül ve 28 Şubat bir rejim değişikliğidir. 15 Temmuz gecesi FETÖ’nün yapmaya çalıştığı bir rejim değişikliği teşebbüsüdür. Şu tartışmasızdır. Türkiye büyüyecekse, Türkiye güçlenecekse bu sadece halkın sayesinde olacaktır. Türkiye’nin sahibi millettir. İktidar doğrudan halkın oyları ile kurulacak. Artık meclis hükümeti sisteminden millet hükümeti sistemine geçiyoruz. Türkiye’nin patronunun milli irade olduğu, Türkiye’nin sahibinin halk olduğunun altını çizen bir döneme giriyoruz."

Konuşmaların ardından bakanların ve kent protokolünün katılımı ile Çukurova Bölgesel Havaalanı inşaatının temeli atıldı.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.