CHP Grup Başkanvekili Altay: 14 Aralık, asrın 'hukuk' yolsuzluğudur

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 14 Aralık'ta gazeteciler başta olmak üzere oyuncu ve emniyet mensuplarına yönelik yapılan operasyon için "14 Aralık, asrın 'hukuk' yolsuzluğudur." dedi.

Mecliste basın toplantısı düzenleyen Altay, 14 Aralık tarihinin hem basın özgürlüğüne, hem halkın haber alma özgürlüğüne yönelik yürütme organı tarafından emniyet ve yargının bir sopa olarak kullanılması suretiyle hukuk dışı bir tutum ve tecavüz olarak Türkiye'de ortaya konduğunu ifade etti. Hem AB hem Amerika hem de bütün dünyada, doğal olarak kamu vicdanında kanayan yara haline geldiğine dikkat çeken Altay, 14 Aralık'ın 17-25 Aralık'ın intikam ve kine dayalı bir rövanş projektörü olduğunu söyledi.

'KABE'DEN ÖRTÜ DE GETİRSELER GİZLENEMEZ, SAKLANAMAZ'

17-25 Aralık'ın asrın rüşvet yolsuzluğu olduğunu belirten Altay, "Takipsizlik kararı verilen 17 Aralık asrın vicdan yolsuzluğunun adıdır. 14 Aralık asrın hukuk yolsuzluğudur. Vicdan, adalet, özgürlük sıfırlandı ama şu mubarek paralar sıfırlanamadı. Şeb-i Arus, Vuslatı alet etmek değil Kabe'den örtü de getirseler 17-25 Aralık'ın üzeri örtülümez, gizlenemez, saklanamaz; kamu vicdanında kanamaya devam edecek." diye konuştu.

KPSS sorularının çalınmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını eleştiren Altay, "Cumhurbaşkanı keşke herkesin cumhurbaşkanı olsa. Elbette cumhurbaşkanı ama Anayasanın tarif ettiği görevlerden uzak, kendisine has cumhurbaşkanı. Kimse bir yere sızmadı. Siz şikayetçi olduğunuz insanları sistematik olarak devlete, bürokrasiye siz yerleştirdiniz. Onun için ne istediler de vermedik dediniz. Obama ile görüşürken Bülent Arınç Fethullah Gülen ile görüştü, emriniz var mı dedi." şeklinde konuştu.

'CEMAATİN SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞU İDDİASINI DOĞRU BULMUYORUM'

"Cemaatin silahlı terör örgütü olduğu iddiasını doğru bulmayanlardanım." diyen Altay, "Eğer varsa eşbaşkanlık sistemiyle çalışan bir örgüttür ve eşbaşkanları Fethullah Gülen ve Recep Tayyip Erdoğan'dır. Savcılara bunu hatırlatmak istedim. Bülent Arınç da örgütün merkez komite üyesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan için bir şey yapılamaz ama Arınç için Mecliste bir fezleke beklemek en doğal hakkımızdır, eğer böyle bir terör örgütü var ise." ifadelerini kullandı.

Şeb-i Arus törenlerini hatırlatan Altay, kin kusan bir Cumhurbaşkanın Türkiye'ye yakışmadığını vurguladı. Erdoğan'ın Türkiye'den demokrasi dersi alınmasına ilişkin açıklamalarını hatırlatan Altay, "Keşke Türkiye'den demokrasi dersi alacak bir ülke bulabilsek. Cumhurbaşkanı, Berkin Elvan'ı mı, Uludere'yi mi, Alo Fatih'i mi, trenden nasıl gazeteci atılırı mı anlatacak. Uganda'nın bile AKP ve Türkiye'den alacak demokrasi dersi olamaz." dedi.

'CUMHURBAŞKANI OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN EDECEK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bakanlar Kurulu'na başkanlık edecek olmasıyla ilgili ise Altay, Anayasanın 104. ve 105. maddelerini okumalarını tavsiye etti. "Cumhurbaşkanı ocakta Bakanlar Kurulunu toplayıp bir olağanüstü hal ilan edecek." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanın vatana ihanet dışında sorumsuzluk halini hatırlatan Altay, "Cumhurbaşkanı hem cam kenarını hem hosteslik istemektedir. Bu kabul edilemez. Sorumsuzluk haliyle Bakanlar Kuruluna başkanlık istenmez. Koşan, terleyen cumhurbaşkanı olacağım diyordu. Bir günde üç yerde konuşuyor. Koşan, terleyen bir cumhurbaşkanı var. Aman üşütmesin sağlığına dikkat etsin." diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in açıklamalarına ilişkin bir soruya ise Altay, "Parti Meclisi ve MYK disiplin işlemi başlatabilir. Sayın Güler, parti disiplinine, ilkelerine, tüzüğüne aykırı bir beyanat ve eylemde bulunmuştur. Yetkili organlar değerlendirecektir." karşılığını verdi.

'YARGI YÜRÜTMENİN SOPASI HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR'

Twitter fenomeni fuatavninin 4 bakanın Yüce Divan'a gönderileceğine ilişkin iddialarının sorulması üzerine de Altay, "Bize gelen bilgilere göre bakanlar Yüce Divan'a gitmemek için komisyonun önüne yatmışlar. Zaten bazıları yatmaya alışık." ifadelerini kullandı.

Gazetecilerin tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkleriyle ilgili Altay, "Bugün an itibariyle yargı, yürütmenin sopası haline dönüşmüştür. AKP-Cemaat niye çatışmıştır? Cemaate yakın polislerin ve savcıların, AKP yakınlarının hırsızlık, yolsuzluk, uğursuzlukları, usülsüzlükleri, devleti yağmalamalarına daha fazla göz yummaması, vicdanlarının daha fazla elvermemesidir. Bunlar ortaya çıkınca darbe oldu. Bana göre hukukun işletilmesiydi ama ucu kendilerine doğrultulunca darbe oluyor." diye konuştu.