Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Buldan: Hükümet, zaman zaman başvurduğu buyurgan ve suçlayan üslubu terk etmeli

HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, 20 yılı aşkın süredir silahın çözüm olmadığının tüm kesimler tarafından kabul gördüğünü söyledi. İvedilikle müzakere sürecine geçilmesi gerektiğini savunan Buldan, “Ancak müzakere yolu ile...

Haber Giriş Tarihi: 22.12.2014 18:10
Haber Güncellenme Tarihi: 22.12.2014 18:10
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Buldan: Hükümet, zaman zaman başvurduğu buyurgan ve suçlayan üslubu terk etmeli
HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, 20 yılı aşkın süredir silahın çözüm olmadığının tüm kesimler tarafından kabul gördüğünü söyledi. İvedilikle müzakere sürecine geçilmesi gerektiğini savunan Buldan, “Ancak müzakere yolu ile sorunun çözümü konusunda ortak bir hedef belirlenebilir, bu hedeflere ulaşmada hangi yöntemlerin nasıl geliştirilebileceği konusunda ortak bir kanaate varılabilir. Süreç taraflardan birinin mevcut eşitsizliğe dayanarak konumunu, üstünlüğünü ve gücünü kullanmaya kalkışması ile sekteye uğrar. Bu nedenle hükümet üyelerinin zaman zaman başvurduğu buyurgan, üstenci ve suçlayan üslubu terk edilmelidir. Ve zaman zaman HDP kanadından birini hedef alarak yıpratma çabasından vazgeçilmelidir.” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 37. birleşimi saat 13.00'te açıldı. Birleşimi TBMM Başkanı Cemil Çiçek yönetirken, katip üyelikleri ise Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir ve Erzincan Milletvekili Muharrem Işık yapıyor. HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, bütçe üzerine görüşlerini dile getirmek üzere söz aldı.

Bir hukuk devletinde insan onurunu korumanın, insanı yaşatmanın esas olduğunu belirten Buldan, “Cezaevleri eza ve zulüm evleri değildir. Son yıllarda her yıl 200’ün üzerinde hasta tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde hayatlarını kaybetmektedirler. Ağır hasta tutuklu ve hükümlüler cezaevlerinde adeta ölümle cezalandırılmaktadırlar. Hükümetin bu hayati konuda adım atması için daha kaç tutsağın canından olması gerekir? Bu insanlık dışı durum hangi haklı devlet politikası ile açıklanabilir? Hangi zihniyet hangi dünya görüşü bu hukuksuzluğu daha anlaşılır hale getirilebilir?” diye konuştu.

İnsan hakkının teslim edilmesinin, insan onurunun korunmasının bir devlet için binlerce ölümden sonra tanınır hale gelmemesi gerektiğini anlatan Buldan, “Bu hakların edinimi bu denli kanlı olmamalıdır. Yine bazı maddeleri değiştirilse de Anayasa'nın tekçi ve militarist özüne hiçbir şekilde dokunulmamıştır. Aksine hükümet daha fazla militarizm tesis eden güvenlikçi yasa tasarılarını Meclis'in gündemine getirmiştir. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde emsaline rastlanamayacak ibareler içeren bu yasalar insanlar için dağı sokaklardan ve meydanlardan daha güvenli bir hale getirmektedir. Dahası bu yasalar birer darbe mekaniği değil de nedir? Darbe niteliği taşıyan uygulamaları icra ederken toplumun farklı kesimlerini sürekli darbecilikle suçlamanız ne kadar inandırıcı olabilir?” şeklinde konuştu.

"SÜREÇ UZADIKÇA UZUYOR SOMUT ANLAMDA İLERLEME SAĞLANAMIYOR"

20 yılı aşkın süredir silahın çözüm olmadığının tüm kesimler tarafından kabul gördüğünü hatırlatan Buldan, “Ve uzun bir süredir sayın hükümet ile gerçekleştirilen çözüm odaklı görüşmeler mevcuttur. Fakat süreç uzadıkça uzuyor somut anlamda ilerleme sağlanamıyor. Aksine tutuklamalar, militarist yasal düzenlemeler ve her türlü uygulamalar ve en kötüsü de ölümler doğru tabirle de infazlar meydana gelmektedir. Ve bütün bu olanlar aslında süreci ciddi anlamda tehlikeye sokmaktadır. Bir müzakere söz konusu olacaksa amaç uzlaşma olmalıdır. Amaç, taraflardan birini alt etmeye çalışmak, oyalamak ya da aldatmak değildir. Olamaz da.” açıklamasında bulundu.

“Aksi durumda bir çözüm sürecinden, bir müzakereden değil başka bir savaş yönteminin devreye sokulmuş olduğundan söz edilebilir. Sürecin başlatılması kadar korunması ve ilerletilmesi de her iki tarafın sorumluluğundadır.” diyen Buldan, “İşte bu nedenlerle hükümete çağrıda bulunuyoruz. Faşizmin sermayesi nefrettir. Nefretle barış olmaz. Nefretin yeşertildiği bir ülkede aydınlık bir gelecek mümkün olmaz. Bu bağlamda öncelikle bir zihniyet değişimine ihtiyaç vardır. Türk ve Sünni olmayan kimliklere karşın sahip olunan kötümser tutum ve bu karşıtlık üzerinden takip edilen strateji terk edilmelidir. İvedilikle müzakere sürecine geçilmelidir. Ancak müzakere yolu ile sorunun çözümü konusunda ortak bir hedef belirlenebilir, bu hedeflere ulaşmada hangi yöntemlerin nasıl geliştirilebileceği konusunda ortak bir kanaate varılabilir. Süreç taraflardan birinin mevcut eşitsizliğe dayanarak konumunu üstünlüğünü ve gücünü kullanmaya kalkışması ile sekteye uğrar. Bu nedenle hükümet üyelerinin zaman zaman başvurduğu buyurgan, üstenci ve suçlayan üslubu terk edilmelidir. Ve zaman zaman HDP kanadından birini hedef alarak yıpratma çabasından vazgeçilmelidir.” açıklamasında bulundu.


En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.