BBP lideri Destici: Hangi hükümet HSYK seçimlerine bu kadar müdahil oldu?

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti hükümetinin HSYK seçimlerine sanki genel seçimler yapılıyormuş gibi bütün gücüyle müdahil olduğunu belirterek, hiçbir hükümet döneminde HSYK seçimlerine böyle müdahale edilmediğini söyledi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, beraberinde Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler, BBP İl Başkanı Kemal Korkmaz, Yozgat’ta babasını kaybeden eski BBP Yozgat İl Başkanı Hasan Karaca ve Berlin Alperen Ocakları Başkan Yardımcısı Adem Karaca’ya taziye ziyaretinde bulundu. Destici, taziye ziyareti sonrası çıkışta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Almanya’nın Türk hükümet yetkililerinin telefonlarının dinlenmesi ile ilgili bir soruya Destici, "Tabi burada hükümetin tepkisiz kalması esas sorgulanması gereken bir şey. Dışişleri Bakanlığı Almanya’nın Ankara Büyüklçisini çağırıyor, bu dinlemelere son verin diyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vereceği cevap bu mudur? Halbuki Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konuyu uluslar arası kuruluşlara taşımalıdır ve Almanya’ya nota vermelidir. Almanya’ya ciddi bir şekilde uyarı vermelidir ve yaptırım uygulamalıdır. Ama gördüğümüz kadarıyla hükümetin bu yaptırımı yaptıracak gücü yok. Yani Almanya’yı bırakın biz şurada 49 tane başkonsolos başta olmak üzere rehinelerimiz var. Bizim IŞİD’de bir yaptırımımız yok. Yani biz hangi Almanya’ya yaptırımdan bahsediyoruz. Hükümet meydanlarda, televizyonlarda esip gürlüyor. İşte şöyle büyüdük, şöyle geliştik, bölgenin lideriyiz diyorlar ama IŞİD’e bir şey yapamıyoruz. Hala rehinelerimizin akıbetini bilmiyoruz. Onunla birlikte ordaki Türkmen kardeşlerimiz. Ezidiler gündeme getiriliyor. Onlarla birlikte Sincar dağlarında Türkmenler de var. Bizim dışımızda kimse bunu söylüyor mu söylemiyor. Eğer böyle giderse Türkmeneli diye bölge kalmayacak. Kerkük’te, Musul’da, Telefer’de Türkmen kalmayacak. Yani bu hükümet bunu seyrediyor. Ben milletimize söylüyorum, milletimiz seyretmemesi lazım, bu yanlışlara dur demenin zamanı geldi değerli arkadaşlar." diye konuştu.

"17-25 ARALIK OPERASYONLARININ ÜZERİ KAPATILMASIN"

İzmir Emniyet Müdürlüğünde görevli polislerin gözaltına alınmasıyla ilgili soruya Destici, "Bugün yine operasyon var, bu yasa dışı dinlemelerle ilgili. Biz başından beri söyledik. Yasa dışı dinlemeyi kim yapmışsa, kim hukukun dışına çıkmışsa elbetteki bunlar soruşturulsun, bunlarla ilgili hukuki müeyyideler uygulansın. Ama öbür taraftan bunlar yapılırken, hırsızlık da sorgulansın, yolsuzluk da sorgulansın. 17- 25 Aralık operasyonlarının da üzeri kapatılmasın. Ordakiler de bunun hesabını versin. Buradaki dinlemeler, tabi belli bir grup medyanın anlattığı ya da aktardığı gibi değil, işin aslını öğrenmek lazım. Bu sürecin Oslo’da başladığını hepimiz biliyoruz. Yani dolayısıyla da Oslo işte bu müzakarelerin, bu çözüm sürecinin başladığı bir şey. Türk milletinden gizli, milletten gizli bir şey yapılmaz. Devleti yönetenler milletten gizli bir şey yapamazlar. Orda başladığını biliyoruz. Bunun sadece Türkiye ile PKK arasında yürütülmediğini ve 3. taraflarının olduğunu da biliyoruz, net bir şekilde ortaya çıktı." cevabını verdi.

"HİÇBİR HÜKÜMET DÖNEMİNDE HSYK SEÇİMLERİNE BU KADAR MÜDAHİL OLUNMADI"

AK Parti hükümetinin genel seçim yapılıyormuş gibi HSYK seçimlerine müdahil olduğunu söyleyen Destici, "HSYK seçimleri var, hangi hükümet HSYK seçimlerine bu kadar müdahil oldu. Sanki genel seçimler yapılıyormuş gibi hükümet bütün gücüyle, başta Adalet Bakanı bu işin başında olmak üzere bütün Adalet Bakanlığı personleiyle birlikte bütün diğer bakanlık güçlerini de kullanarak şu anda HSYK seçimlerini organize ediyor. Yani hükümetin eli niye bu kadar yargının içinde. Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı birinci şart değil mi ,böyle olması gerekmiyor mu? Bakıyoruz sanki çok normalmiş gibi hükümet liste çıkarıyor, hükümet taraf oluyor. HSYK seçimlerinde niye yapıyor bunu, yargıyı kendi kontrol altında tutabilmek için yapıyor. Bırak yargı mensupları kendi üyelerini kendileri seçsin, sen neden yargıya hükümet olarak müdahale ediyorsun? Madem kuvvetler ayrılığı prensipleri diyoruz, parlamenter sistem diyoruz, yasama yürütme, yargı bunlar ayrı güçler, ayrı erkler. O zaman yargının mensuplarının özgür bir şekilde hiçbir baskıya maruz kalmadan kendi üyelerini kendileri seçmesi lazım ama maalesef hükümetin getirdiği nokta tamamen yargının içine el atmış durumda, tarafsız ve bağımsız bir yargı istemiyor, tamamen kendi kontrolünde bir yargı istiyor." şeklinde konuştu.