Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: “Senatonun kararı Türkiye’yi etkilemez”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Türkiye kendini korumak için uluslararası hukukun da verdiği hakları kullanarak S-400’leri almıştır ve bunda geri adım söz konusu değildir. Senatonun kararı Türkiye’yi etkilemez, Türkiye’nin bu konudaki yürüyüşünü durduramaz” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 20.06.2018 14:23
Haber Güncellenme Tarihi: 20.06.2018 16:04
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Başbakan Yardımcısı Bozdağ: “Senatonun kararı Türkiye’yi etkilemez”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Türkiye kendini korumak için uluslararası hukukun da verdiği hakları kullanarak S-400’leri almıştır ve bunda geri adım söz konusu değildir. Senatonun kararı Türkiye’yi etkilemez, Türkiye’nin bu konudaki yürüyüşünü durduramaz” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, TGRT Haber’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. ABD Senatosu’nun Türkiye’ye F-35 savaş uçağı satışını bloke eden karar tasarısını onaylamasına ilişkin konuşan Bozdağ, “F-35 projesi ABD’nin de içinde olduğu çok taraflı bir projedir. Türkiye de ABD gibi F-35 projesinin bir tarafıdır. Yarın F-35’in Türkiye’ye ilk teslimi yapılacaktır. Çok açık bir şekilde baskı kurmak ve ABD Başkanı Trump’ın senatoyu gerekçe göstererek Türkiye’ye karşı bir takım taleplerini iletmesini sağlamak için böyle bir karar çıktı. Türkiye S-400’leri kendi savunması için almıştır. Türkiye kendisini korumak için, kendi güvenliğini sağlamak için dost ve müttefik bildiği ülkelerden bunu temin edemezse o zaman bunu başka dostlarından ve komşularından bunu temin edebilir. Türkiye kendini korumak için uluslararası hukukun da verdiği hakları kullanarak S-400’leri almıştır ve bunda geri adım söz konusu değildir. Senatonun kararı Türkiye’yi etkilemez, Türkiye’nin bu konudaki yürüyüşünü durduramaz” ifadelerini kullandı.

Rahip Andrew Craig Brunson’ın Türkiye’de FETÖ terör örgütü ve Türkiye aleyhine yaptığı bir takım çalışmalar nedeniyle adli bir sürece tabi olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Brunson’ın serbest bırakılmasının Türkiye’ye şart koşulması bir tehdittir, kabul edilebilir bir şey değildir. Brunson ile ilgili süreç bağımsız yargıda devam eden adli bir süreçtir. Her şartta Türkiye’yi haksız bir şekilde eleştirip, baskı altında tutarak Brunson üzerinde tasarruf yapmaya zorluyorlar. Türkiye’nin böyle bir baskıya boyun eğmesini kimse beklememelidir” diye konuştu.

FETÖ terör örgütüne yönelik FBI’ın 20 civarında eyalette başlattığı soruşturmaya yönelik Bozdağ şunları kaydetti:

“FBI uyarılarımızı ciddiye alarak ilk defa FETÖ ile ilgili böylesine geniş kapsamlı tahkikat başlattı. Bu tahkikat sonucunda oranın kanunlarına karşı nasıl hile yaptıklarını, nasıl suç işlediklerini FBI’ın vereceğini tahmin ediyorum. Gerçi onlarda bunu biliyorlar ama bile bile himaye ediyorlar. Belki ortaya çıkacak bu fotoğraf bildiklerinin fevkinde bir fotoğraf olabilir, kanaatlerinin değişmesine katkı yapabilir.”

ABD’nin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinden çekilmesine ilişkin soruya ise Bozdağ, “ABD’nin İnsan Hakları Konseyinden çekilmesi, İsrail’e karşı önyargıyı gerekçe göstererek bunu yapması ABD’nin gerçek bir önyargıya sahip olduğunun göstergesidir. Dünya İsrail’in yaptığı zulmü tasdik ediyor. Bu dünya İsrail’in insan haklarını ihlal ettiğini kabul ediyor da, önyargılı da ABD mi sadece objektif” cevabını verdi.

24 Haziran seçimlerine yönelik açıklamada bulunan Bozdağ, meydanları çok iyi gördüğünü ve bir kararsızlığın olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turda biteceğini vurgulayan Bozdağ, “Vatandaş meseleyi kendi meselesi gibi görüyor ve Cumhurbaşkanımıza karşı oluşturulan ittifakı kin, nefret ve düşmanlık ittifakı olarak görüyor. Saadet Partisi ile CHP’nin yüz konu olsa birinde ortaklığını bırakın benzerliği var mı? Bunları bir araya getiren şey ise Cumhurbaşkanımıza duydukları kin, nefret ve düşmanlıktır. Millet kinini, nefretini, düşmanlığını rehber edinmiş, peşinden koşanlara bırakın Türkiye’nin cumhurbaşkanlığını vermeyi, A köyündeki iki tane tavuğu gütme yetkisi bile vermez” ifadelerini kullandı.

HDP’nin seçimin ikinci tura kalması durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısındaki adayı destekleyeceklerini açıklaması ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in Muharrem İnce’nin ikinci tura kalması halinde Selahattin Demirtaş’a başkan yardımcılığı görevini vereceklerini açıklaması ile ilgili Bozdağ, “HDP’yi resmi ittifakın dışında tuttular. Milliyetçi ve muhafazakar olan seçmenlerin PKK’nın uzantısı olan bir partiyle kol kola girdiğini görürse bunlara oy vermez ve o zaman AK Parti’ye gider hesabı yaptıkları için ‘aman sen dışarıda dur, nasıl olsa hedefimiz bir, aynı hedefe koşuyoruz, vatandaştan bir kısmı seni yanımızda görürse bize selam vermez.’ Şu anda CHP, HDP barajı geçsin diye de kampanya yürütüyor. Bu, resmi olmayan, gönüllü ittifakın hem HDP tarafından hem de CHP tarafından resmen itirafıdır. Bu gösteriyor ki ikinci tura eğer onların hayali gerçekleşirse hepsi bir araya gelecekler, Selahattin Demirtaş’ı da Muharrem İnce cumhurbaşkanı olursa cumhurbaşkanı yardımcısı yapacak. HDP ile iş birliğinin sadece sandıkta değil, eğer hedeflerine ulaşırlarsa da seçimden sonra iktidarda da devam edeceğini gösteriyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birinci turda cumhurbaşkanı seçildiği, ancak parlamentoda çoğunluğun AK Parti’de olmadığı bir tabloyla ilgili soru üzerine Bozdağ, “Biz ilk çıktığımızda şunu söyledik; güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye. Güçlü Türkiye istiyorsak, güçlü bir hükümet lazım. Hükümetin güçlü olması da arkasında güçlü bir parlamento desteğini zorunlu kılar. Cumhurbaşkanımızın arkasında güçlü bir parlamento desteği olmazsa parlamento cumhurbaşkanımıza görev yaptırmamak için çok büyük çaba sarf eder. Yetkisiz hale getirebilir, gücünü zayıflatabilir, Türkiye’ye arzu ettiği hizmetleri vermesine engel olabilir. Sistemi kilitleme imkanı yok. Çünkü yeni sistemde biz kilitlenmeyecek bir düzen kurduk. Sistemi kilitleyemezler ama cumhurbaşkanının millet için koşmasını engellemek, yapacağı işlerin çoğalmasını azaltmak için sürekli takoz olup, cumhurbaşkanını etkisiz hale getirmek için uğraşacaklardır. Çalıştırmamak için gayret edeceklerdir. Bu Türkiye’ye, hepimize kaybettireceklerdir. Cumhurbaşkanının parlamentoda arkasında güçlü bir destek olması şarttır. Bazıları cumhurbaşkanında vereceğim, öbüründe başka vereceğim şeklinde değerlendirme yapanlar var. Onlara da sesleniyorum; böyle bir hesap size de fayda vermez, cumhurbaşkanımıza da, Türkiye’ye de fayda vermez. Böyle bir şey olursa ne olur? Türkiye’nin önümüzdeki süreçte önünün kilitlenmesine biz kendimiz destek vermiş oluruz. Bazıları çıkıp ben AK Partiliyim böyle yapacağım diyenler var. Onların hiçbiri AK Partili değil. Hayatında AK Parti’ye oy vermemiş adam milleti etkilemek için ‘cumhurbaşkanlığında Tayyip Bey’e vereceğim ama parlamentoda başka yere vereceğim’ diyor. Parlamentoda AK Parti sadece ittifakla değil, kendi başına da salt çoğunluğun üzerinde bir milletvekiliyle temsil hakkını aziz milletimizden alacaktır. Ben bunu sahada görüyorum. Salt çoğunluğun üzerinde bir milletvekiliyle parlamentoda AK Parti grubu oluşmuş olacak” ifadelerini kullandı.

“Atatürk’ün partisini Apo’nun partisi yapmak için büyük bir gayreti de görüyoruz"

Cumhurbaşkanı ile parlamento aritmetiği arasında uyumsuzluk olduğu takdirde yeni bir seçimin gündeme gelip gelmeyeceği sorusuna Bozdağ, “Ben yeni bir seçimin gündeme geleceğini düşünmüyorum. Böyle bir uyumsuzluk olma ihtimalini de görmüyorum. Böyle bir ihtimal yok. Bizim arazide gördüğümüz şey çok net. Bizim vatandaşımız Türkiye’de çatışma isteyenlere, kaos isteyenlere karşı eminim ki onlara en güzel cevabı verecektir. Tereyağından kıl çeker gibi hem cumhurbaşkanımızı yeniden seçecek hem de AK Parti’yi parlamentoda salt çoğunluğun üzerinde çoğunluk vererek bütün bu senaryoları bozacaktır. Muhalefet, cumhurbaşkanlığı seçimini artık bitirdi. O seçimi alamayacağını anladı. Tayyip Bey nasılsa cumhurbaşkanı, o zaman biz parlamentodaki çoğunluğun üzerine oynayalım, orada cumhurbaşkanın arkasındaki desteği azaltalım. Şu anda bütün yığınağı buraya yapıyorlar. Onun için HDP’ye her CHP’li bir oy versin kampanyasını CHP yürütüyor. Bir parti hem de Atatürk’ün, İnönü’nün partisi diyor ki; PKK’nın uzantısı olan HDP parlamentoda temsil edilsin, AK Parti onların barajı geçmemesi halinde alacağı milletvekillerini AK Parti almasın diyor. Barajı HDP geçmeyince büyük bir kısmı AK Parti alacak, CHP’ye de düşecek vekiller var. CHP diyor ki ‘ben bana düşecek vekilleri istemiyorum, AK Parti vekil çıkarmasın, terör örgütü vekil çıkarsın.’ Atatürk, İnönü hayatta olsaydı bu ülkeyi bölmek için mücadele eden terör örgütünün listesini belirlediği ve destek verdiği ve bu terör örgütünün uzantısı olduğu herkesçe kabul edilen bir partinin milletvekili çıkarması için bu kadar uğraşanlara, bu kadar terör sevicilere ne derdi acaba. Onları CHP’nin kapısından içeri sokar mıydı? Atatürk’ün partisi diyoruz, öyleyse Atatürk’ün izinden niye gitmiyorsunuz. Atatürk’ün partisini Apo’nun partisi yapmak için büyük bir gayreti de görüyoruz” şeklinde konuştu.

“CHP’ye gönül veren Atatürk’ü gerçekten seven, İnönü’yü seven herkese söylüyorum; elinizi vicdanınıza koyun” diyen Bozdağ, “Eğer Atatürk hayatta olsaydı, İnönü hayatta olsaydı ‘Atatürk’ün askeriyiz’ diyen bir partiye, Atatürk’ün askeriyiz diyenleri PKK’nın uzantısı bir partinin payandası haline nasıl getirirsiniz diye onlara bir had bildirmez miydi? Ben eminim ki bu politikayı güdenleri bırakın CHP’nin içinde etkin yerlere getirmeyi, CHP’nin kapısına kilometrelerce uzaktan Atatürk’te, İnönü’de yaklaştırmazdı. Atatürk nere, bunlar nere, kim kimin izinden gidiyor? Bunların Atatürk’ün izinden gitmediği kesin” değerlendirmesinde bulundu.

“Bunları korkutan şey terörün zarar görmesi değil, Türk ordusunun teröristlere karşı kazanacağı zafer, elde edeceği başarıdır”

Kandil operasyonu ve bu konudaki muhalefetin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, şunları kaydetti:

“Bu tamamen siyaseten bize zarar verir düşüncesiyle ortaya konan bir iradedir. Biz Zeytin Dalı Harekatı yaparken de ilan ettik, sonra başlattık. Zeytin Dalı Harekatı süresince Afrin’e girmeyin dediler girdik. 5 bin civarında terörist etkisiz hale getirildi. Ülkemiz açısından güvenli bir bölge oluşturuldu orada. Fırat Kalkanı Harekatı’nda da yaptık aynısını. Hendek terörü, DEAŞ ile FETÖ ile de mücadele ettik. Geçmişte biz bu mücadeleleri yaparken hem de seçim vardı. Hendek terörü sırasında 1 Kasım seçimlerini yaşadık. O zaman CHP ‘1 Kasım seçimleri var ey hükümet hendek terörüyle mücadeleyi seçim sürecince yavaşlat askıya al’ dedi mi? Demedi. Niye demedi? Hendek terörü sırasında şehitlerimiz geliyordu, gazilerimiz oluyordu her gelen şehit gazi haberi halkı hükümetin aleyhine kışkırtır ve halkı hükümetin aleyhine geçirir beklentisi olduğu için seçim varken o zaman onu söylemedi. Ama şimdi ne korkusu var. Irak’ın kuzeyinde Kandil’e dönük devam eden operasyon başarılı olursa orada teröristler etkisiz hale getirilirse, Türkiye orada zirveye çıkarsa ay yıldızlı al bayrağı dikerse bu Tayyip Erdoğan’a, AK Parti’ye yazar, AK Parti’ye millet daha çok oy verebilir, AK Parti’ye millet daha çok oy vereceğine orada PKK varlığını devam ettirsin, oraya Türk ordusu girmesin, teröristler kalsın. Bütün korku bu. Böyle bir mantıksızlık olabilir mi? Hangi dönemde seçim var diye terörle mücadele askıya alınmış, durdurulmuş. Bunları korkutan şey terörün zarar görmesi değil Türk ordusunun teröristlere karşı kazanacağı zafer elde edeceği başarıdır. Bu başarı kazanma iktidara yazar diye mi düşünüyorlar. Türkiye seçim var diye hiçbir dönem seçimle mücadelesini durdurmadığı gibi bundan sonra da durdurmayacaktır. Nerede olursa olsun terör örgütleri Türkiye için hedeftir, teröristler Türkiye için hedeftir. Türkiye terör örgütlerini ve teröristlerini inlerinde imha etmeye bulundukları yerlerde yurt içi ve yurt dışında etkisiz hale getirmeye devam edecektir. CHP’nin rahatsızlığı bizi ilgilendirmez. Biz milletimizin ve devletimizin menfaatini gözetiriz ona göre adımlarımızı atarız.”

OHAL ne zaman kalkacak?

Seçimlerden sonra OHAL’in kalkacağı yönündeki açıklamalarla ilgili Bozdağ, “Cumhurbaşkanımızın açıkladığı görüş bizim benimsediğimiz görüştür. Cumhurbaşkanımızı seçimden sonra ilk ele alacağımız konu OHAL’dir, onun kaldırılmasıdır dedi. Biz OHAL’i ilan ederken dedik ki biz OHAL’i vatandaşımıza değil, devlete ilan ediyoruz. Devlet Türkiye’nin karşı karşıya olduğu olağanüstü şartları süratle ortadan kaldırsın, normalleşmeyi sağlasın ve olağan döneme dönsün diye OHAL’i ilan ettik dedik. OHAL var diye mitingi engellenen bir tane parti var mı? OHAL var diye bir parti, bir aday, bir kişi densin ki OHAL gerekçe gösterilerek seçim propagandası, seçim çalışması engellendi. Yok. Belirlenen miting alanı dışında miting yapmaya kalktığınızda izin verilmiyor, bu OHAL var diye olmuyor OHAL olmadan önce de böyleydi, şimdi de böyle, yarın da böyle. Bir partiye OHAL var diye avantaj sağlanıp öbürüne dezavantaj örneği kimse gösteremez. Bunun aksini söyleyenler manipüle etmek istiyorlar ve Türkiye’yi Avrupa’ya ve başka ülkelere şikayet ederek kötülemek istiyorlar. Halkımızda bunu görüyor. OHAL’in kaldırılması konusu iki türlü olabilir, birisi OHAL’in 19 Temmuz’da süresi doluyor. Yeniden uzatılmazsa OHAL kendiliğinden kalkar, ikincisi de ihtiyaç olduğu değerlendirildiğinde OHAL uzatılabilir ama 3 aylık süre dolmadan kaldırılmak istenirse bu sefer hangi usulde uzatıldıysa aynı usulde kaydırılması gerekir. O zaman ayrıca kaldırılmak için ayrı bir tasarrufa, adıma ihtiyaç olacaktır. Ama Cumhurbaşkanımız bizim yapacağımız ilk iş OHAL’in kaldırılması dedi ve biz Cumhurbaşkanımızın bu iradesi çerçevesinde önümüzdeki dönemde hareket edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“Meclis yeni dönemde çalışmaya başladıktan sonra bu yılın içinde benim tahminim yılsonu gelmeden bu konuda bir adım atılacaktır”

Bedelli askerlikle ilgili soruya Bozdağ, “Sayın cumhurbaşkanımız kolay kolay söz vermez. Bugüne kadar ne dediyse hepsini yaptı. Hemen yaptı. Biraz geç yaptı ama son tahlilde milletine söyleyip de yapmadığı bir iş yok. Verip de tutmadığı bir söz yok. Şu anda bu konu ancak parlamento ile çözülebilir çünkü meclis kanun çıkması gerekiyor şu anda meclis tatilde olduğu için fiilen bunun yapabilme imkanı yok. KHK ile olmaz. Çünkü biz KHK ile sadece uyum için meclisten yetki aldık. Bunun meclis dışında yapılabilirliği yok. Muhtemeldir ki meclis yeni dönemde çalışmaya başladıktan sonra bu yılın içinde benim tahminim yılsonu gelmeden bu konuda bir adım atılacaktır. Yaş ne olacak bedel ne olacak nasıl ödenecek bütün bunların hepsi detaylar ilgililer zaten hazırlıklarını yapıyorlar. Yaş konusu TSK’nın ihtiyacı dikkate alınarak belirlenecek. Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığıyla istişare edilerek bunların kararı verilecektir. Bütün vatandaşlarımızın şunu bilmesi lazım. Bu konu artık karara bağlanmış bir konu. Sadece takvimi bekleyeceğiz. Takvimde 2018 yılı içinde bu konuda adımı atmış oluruz” yanıtını verdi.

“Adil Öksüz de nerede olursa olsun önünde sonunda enselenecek ya paketlenip Türkiye’ye gelecek”

Adil Öksüz’ün Almanya’da kaldığına ilişkin iddialarla ilgili Bozdağ, bu konuda değişik haberlerin geldiğini, vatandaşlardan gelen ihbarların olduğunu ve Adil Öksüz’ün Almanya’da bulunduğuna dair görüntülerinin yayınlandığını anlatarak şöyle konuştu:

“Burada Alman hükümetine düşen bir görev var. Türkiye’de ve Almanya medyasında bu konu geniş yer aldı. Sorumlu bir anlayışla bu konuda izahat vermeleri gerekir. Gerçekten Adil Öksüz bu haberlerde ifade edildiği gibi Almanya’da mı değil mi? Almanya FETÖ’cü teröristleri, PKK’lı teröristleri himaye ediyor. Onların her türlü eylemine göz yumuyor, fırsat veriyor. Bu iki ülke arasındaki dostluğa, hukuka, ilişkilere zarar verir diyoruz. Şu anda FETÖ’den, PKK’dan kim giderse gitsin el üstünde taşınıyor. Ölçü herhalde şu; Türkiye’ye kim ihanet ediyorsa vatanını, milletini, devletini kim satıyorsa, kim Türkiye’ye arkadan hançer vuruyorsa onların hepsi makbul Almanya için kıymetli insan haline geliyor. Bu Almanya-Türkiye menfaatlerine zarar veren durumdur. Umarız ki Merkel ve Alman yönetimi bu tutumunu gözden geçirir ve bu konudaki tutumunu değiştirir. Beklentimiz o. Adil Öksüz de nerede olursa olsun önünde sonunda enselenecek ya paketlenip Türkiye’ye gelecek ya da ülkeler Türkiye arasındaki hukuka uygun bize onu iade edecekler. Bir şekilde onu bulacağız getireceğiz, yargının önüne çıkaracağız.”

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin her gün cuma namazı kıldığı yönünde açıklama yaptığını söyleyen Bozdağ, “Acaba etrafında birisi yok mu? Her gün cuma namazı olmaz. Haftada bir gün cuma günü olur. Bunu birilerinin hatırlatması lazım veya sürçülisan etti. Sonuçta büyük bir gaf var” dedi.

Bozdağ, Türkiye’nin 25 Haziran’da hayırlı sabaha uyanacağını, 24’ünde hükümet sisteminin değişeceğini, siyasi istikrarın, güçlü iktidarın kalıcı hale geleceğini, Türkiye’nin istikrara, huzura kavuşacağını aktardı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.