Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bakan Bozdağ: "Cezaevlerinin dış güvenliği jandarmada kaldı"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Cezaevlerinin dış güvenliğinin jandarmadan alınıp, Adalet Bakanlığına verilmesi ve bu kapsamda bazı düzenlemelerin yapılması çalışmaları vardı. Hükümetimizle yapılan istişareler sonucunda cezaevlerinin dış güvenliğinin İçişleri Bakanlığında yani jandarmada kalmasında bir karar verildi. Dış güvenliğin Adalet Bakanlığına alınması kararından vazgeçtik" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 17.02.2017 13:27
Haber Güncellenme Tarihi: 17.02.2017 13:27
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Cezaevlerinin dış güvenliğinin jandarmadan alınıp, Adalet Bakanlığına verilmesi ve bu kapsamda bazı düzenlemelerin yapılması çalışmaları vardı. Hükümetimizle yapılan istişareler sonucunda cezaevlerinin dış güvenliğinin İçişleri Bakanlığında yani jandarmada kalmasında bir karar verildi. Dış güvenliğin Adalet Bakanlığına alınması kararından vazgeçtik" dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Antalya’nın Kemer ilçesindeki bir otelde düzenlenen "Ceza İnfaz Kurumlarında İnfaz Hizmetlerinin İyileştirilmesi İçin Destek Projesi" yaygınlaştırma eğitimleri programına katıldı.

Bakan Bozdağ, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün proje ortaklarıyla birlikte yürüttüğü DEPAR Projesi’nin ceza infaz kurumlarının gelişmesi ve yürüttüğü çalışmaların insan onuruna yakışır şekilde ifa edilmesi bakımından büyük bir önem arz ettiğini söyledi.

Proje çıktılarının, bundan sonraki yürütülecek çalışmalarda vazifelerin daha iyi yapılmasında yol gösterici olacağını dile getiren Bakan Bozdağ, "Cezaevlerinde bizler emanet bulunan hükümlü ve tutuklulara daha iyi hizmet vermemize katkı sağlayacaktır. Türkiye Ceza ve İnfaz Kurumlarında tutuklu ve hükümlü bulunan her insanımızın, ailelerinin Türkiye Cumhuriyeti devletine emanetidir. Biz böyle bakıyoruz, onların işledikleri suçlara, aldıkları cezalarına, cezasının infaz sürelerine bakmaksızın yasaların bizlere yüklediği görevler çerçevesinde onların hem can güvenliği, hem her türlü ihtiyaçları, hem sağlıkları ve topluma yeniden kazandırılmaları konusunda üzerimize düşeni yapıyoruz. Bu çerçevede, psikologların, sosyologların, sosyal çalışmacıların, öğretmenlerin, ceza evlerinde görev yapan din görevlilerinin, ceza infaz memurlarının herbirinin üzerine düşen önemli görevler var. Personelin hepsi büyük bir özveri ile görevlerini yerine getiriyorlar. Toplum ve medya sizin ne kadar büyük işler yaptığınız farkında olmayabilir ama biz bakanlık olarak farkındayız" diye konuştu.

"Cezaevleri dış güvenliği jandarmada kaldı"

Önümüzdeki dönemde Ceza İnfaz Kurumlarıyla ilgili yeni bir yasanın düzenlemesini Bakanlar Kurulu’na oradan da TBMM’ye sevketmeyi planladıklarını aktaran Bakan Bozdağ, "Cezaevlerinin dış güvenliğinin jandarmadan alınıp, Adalet Bakanlığına verilmesi ve bu kapsamda, bazı düzenlemelerin yapılması çalışmaları vardı. Ancak bu çalışmalar akamate uğradı, yeni dönemde hükümetimizle yapılan istişareler sonucunda cezaevlerinin dış güvenliğinin İçişleri Bakanlığında yani jandarmada kalmasında bir karara verildi. Dış güvenliğin Adalet Bakanlığına alınması kararından vazgeçtik. Bu dış güvenlikle ilgili yasanın içerisinde yer alan diğer hükümlerin bunun yanında ihtiyacımız olan bazı düzenlemelerin hayata geçirilmesinden vazgeçmedik. Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ve Kanunlar Genel Müdürlüğüne bu konunda son hazırlıkları tamamlaması noktasında talimat verildi. Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kuruluna nihai çalışmalarımızı sunacağız. Bu düzenleme artık hayata geçmek üzere yola çıktı" dedi.

"İşkence ve kötü muamele konusunda sıfır tolerans uygulaması hükümetlerimiz döneminde başlatıldı"

Bakan Bozdağ şöyle devam etti:

"Türkiye Ceza ve Tutukevlerine dönük hem Türkiye içinde hem de Türkiye dışından çok ciddi aleyhte kampanyalar yürütülmektedir. Bir yandan uluslararası insan haklarına ilişkin bazı örgütler, komisyonlar, onlar adına rapor hazırlayan raportörler bir yandan da Türkiye içinde bazı çevreler Türkiye cezaevlerinde işkence ve kötü muamele bulunduğuna ilişkin iftiraları hakikat gibi milletin önüne koymaya devam ediyorlar. Biz bu konudaki her açıklamayı çok büyük bir ciddiyetle takip ediyoruz. Acaba doğru mudur diye titizlikle inceliyoruz, incelettiriyoruz. Eğer doğruluk payı varsa gereğini yerine getiriyoruz. Türkiye Ceza ve Tutukevlerinde işkence ve kötü muamele konusunda sıfır tolerans uygulaması hükümetlerimiz döneminde başlatıldı. Bundan bugüne kadar en ufak bir taviz verilmedi, bundan sonrada verilmeyecektir."

"Ceza ve tevkifevleri denetime açık"

Türkiye Ceza ve İnfaz Kurumlarının ulusal ve uluslararası pek çok organ ve kurum tarafından denetlendiğinin altını çizen Bakan Bozdağ, "Denetime açık bir yapıdır. Bugün Türkiye Ceza İnfaz Kurumları, Adalet Bakanlığı müfettişleri, Ceza Tevkif Evleri kontrolörleri, Cumhuriyet Başsavcılıkları İnfaz Hakimleri tarafından denetlenmektedir. Bunun dışında TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından denetleniyor. Bunun yanında uluslararası denetimlerin de yapıldığı oralardan da gelip cezaevlerinde gezme, görme, tutuklu ve hükümlü ile görüşme haklarının olduğunu ve taleplere olumlu cevap verdik. Cezaevlerindeki muamele, yönetilmesi, ailelerinin devletimize emanet ettiği tutuklu ve hükümlülerinin durumu TBBMM’nin, yargı görevi yapanların, hem insan haklarına ilişkin ülkemiz içindeki kurulların, organların hem de uluslararası örgütlerin denetimine açıktır. Bugüne kadar bu denetimler eksisiz yapılmaktadır" ifadelerine yer verdi.

"İşkence kötü muamele iddiaları asılsız"

Türkiye’nin algılar ve yorumlar üzerinden kötülenmekte olduğunu vurgulayan Bakan Bozdağ, "Şunu çok net ifade ediyoruz,var mı bir örnek. Varsa bize söyleyin. Bazıları, ’Şöyle işkence var, şöyle kötü muamele var’ iddiasını bizimle ilgili görüşmelerinde dile getirdi. Biz de onlara şunu söyledik: ’Peki bu işkence ve kötü muamele kime yapıldı? Nerede, nasıl, kim tarafından ne zaman yapılmış? Bunu bildirin gereğini yapalım.’ Bunu söylediğimizde bize isim vermiyorlar. Cezaevini de söylemiyorlar. Siz bir yandan Türkiye’yi itham ediyorsunuz, haksız şekilde suçluyorsunuz, ’Şunlar şunlar var’ diyorsunuz, biz de onların üzerine gidelim yapılması gerekenleri neyse yapalım dediğimizde adres vermiyorsunuz. Biz yok diyoruz, siz var diyorsunuz. O zaman gelin beraber üzerine gidelim. Ben buradan bir kez daha söylüyorum, kim Türkiye Ceza ve Tutukevlerinde işkence ve kötü muamele iddiaları varsa, mutlaka bize iletsin. Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulsun, TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na denetim yetkisi olan pek çok yere bildirsin. Biz bunların hepsine şikayetlerin yapılmasını arzu ediyoruz. Eğer bizi itham edenler Türkiye’yi suçlayanlar şunu yaparlarsa, ’Falan yerde falan kişi işkence ve kötü muamelede bulundu’ biz bunlarla ilgili işlem yapmaz, yaptırmaz işkence ve kötü muamele ithamına muhatap olan kişiyi eğer korursak o zaman Türkiye’yi suçlamaya hakları var. Böyle bir şey yok. Türkiye’yi ve Türkiye devletini suçlamaya devam ediyorlar, bunu kabul etmemiz mümkün değil" dedi.

"ABD cezaevlerinden her açıdan daha ileriyiz"

"Türkiye’ye karşı adil ve objektif davranılmasını isteyen Bakan Bozdağ, "Çok büyük söylüyorum. Türkiye Ceza ve Tutukevleri, ABD’deki ceza ve tutukevlerinden her açıdan daha ileridir. İnsani muamele açısından da tutuklu hükümlülere sağlanan imkanlar açısından mukayesesi bile yapılamaz. Almanya’nın da Fransa’nın da mukayesesi yapılamaz. Halep oradaysa arşın burada. Gelin bakın mukayesesini de yapın. Bu noktada çekincemiz yok. Ceza ve tutukevlerinde herhangi birine işkence ve kötü muamele yapılmasını kabul etmeyiz. Böyle bir şey olduğunda bunun üzerine gideriz, örtülmesine de izin vermeyiz. Yapan kimse yargıya teslim ederiz. Türkiye olarak bu konuda çok netiz. Bizim ceza kanunlarımızda işkence ve kötü muamele suçları zaman aşımı kapsamı dışında tutulmuştur. Bu düzenlemeyi biz yaptık. Böyle bir işe kalkışan biri bugün olmazsa yarın bunun cezasını mutlaka alacaktı. Kalkış yok. Bunun düzenlemesini TBMM’ yaptı. Neden yaptık kendimize güvendiğimiz için yaptık. Bu konunda sıfır tolerans uygulanmasında taviz vermedik, vermeyeceğiz" ifadelerine yer verdi.

"Terör örgütlerinin hiçbir haberi doğru çıkmadı"

Bakan Bozdağ konuşmasına şöyle sürdürdü: "Terör örgütlerinin yayın organları sosyal medya hesapları ve terör örgütlerinin destekçisi olan bazı çevreler tarafından her gün Türkiye Ceza ve Tutukevlerine ilişkin asılsız haberler yapılıyor. Bunun üzerine Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bir birim oluşturduk. Televizyon, gazete ve sosyal medyada çıkan her türlü haber ve yorumu talimata gerek olmadan inceleme, araştırma, soruşturma, burada bir doğruluk ihtimali varsa bununla ilgili disiplin mekanizmalarını ve adli süreci başlatma talimatı verdik. Pek çok habere dair inceleme yapıldı ve şuan da 30 tane açıklama yapıldı. Hiçbiri doğru çıkmadı. Geçen bir haber çıktı, ’Başı örtülü bir hanımefendinin başındaki örtüyü zorla aldılar, bu halde cezaevinde bulundurdular’ diye haber çıktı. Birden bire yayılıyor. Yalanın alası, yok öyle bir şey. Türkiye Cezaevi ve Tutukevlerinde insanların yaşam tarzlarına, inançlarına saygı esastır, herhangi bir müdahale yoktur. Ama bir yerden bir haber çıktığında konuyu muhataplarına iletin. Aksi takdirde yalanlar hakikatin yerine ikame oluyor. Ceza ve Tevkifevlerine ilişkin bugün ve yarın bundan sonra olabilecek her türlü eleştiriye açığız. Ama objektif ve adil olmak kaydıyla."

"Temiz sicili bozamazlar"

Her kurum ve kuruluşların objektif ve adil raporlarının gereği neyse anında yaptıklarını kaydeden Bakan Bozdağ, "Ama terör örgütlerinin propagandalarını, iftiralarını, hakikat yerine koyup Türkiye Devleti’nden de terör örgütlerinin iftiralarını kabul edin diye bir beklenti içine kimileri giriyorsa boşa girmesinler. İftiraları, terör örgütlerinin propagandalarını Türkiye’nin bu konudaki temiz siciline kimse yapıştıramaz. Yapıştırılmasına da izin vermeyiz. Raporu kim hazırlarsa hazırlasın. O raporun bizim katımızda da bir kıymeti olmaz. Doğruları yazmak, raporlamak kaydıyla istifade ettik. Bundan sonrada istifade edeceğiz. Bundan da kimsenin endişesi olmasın" diye konuştu.

"Kucak açın"

Cezasını çeken hükümlülere toplumun kucağına açmazsa dışarının duvarı olmayan büyük bir açık cezaevine dönüşebileceğini kaydeden Bakan Bozdağ, "Herkes yanılabilir, hatta kasten suç işleyebilir. Cezasını çekenler sonra topluma rahat karışabilmelidir. Toplumun içinde saygın birey olarak yer alabilmesi onun en doğal hakkıdır. Ancak maalesef iş adamları ve bazı insanlarımız onlara iş vermektedir. Onlarla ilişkilerinde mesafe koyuyorlar. Ona iş vermezseniz, sabıka kaydına bakıp güle güle derseniz bu insanlar nasıl yaşayacaklar? İnfazın tamamlanmasının ardından toplumun her kesiminin kader kader mahkumlarına ekmek temin edecek imkanları sonuna kadar açmaları gerekir. Herkesi bu konuda kapıları açmaya davet ediyorum. Aksi taktirde yeni suçlar işleyebilirler. Bu konuda ciddi sıkıntımız var" dedi.

"Psikolog ve sosyolog alımı"

Cezaevi çalışanlarına seslenen Bozdağ, "İşinize sahip çıkın, topluma bu insanları yeniden kazandırıyorsunuz. Yanlışların önüne geçiyorsunuz. Cezaevlerinde intihar sayıları azalıyorsa bu pay size aittir. Yeni dönemde psikolog, sosyolog, sosyal çalışmacı ve umanları istihdam etmeye özen göstereceğiz. Biz bu konuda örnek olacağız" dedi.

Referandum süreci

Türkiye’nin 16 Nisan büyük bir referandum yaşayacağını hatırlatan Bakan Bozdağ, "Bu referandum Cumhuriyet tarihinde yapılacak en önemli anayasa değişikliğinin halka sorulmasıdır. Halka sorulacak ana soru, yürütmeye doğrudan seçmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Doğrudan Türkiye’yi yönetenleri seçmek istiyorum diyenler ‘evet’ istemiyorum diyen ‘hayır’ diyecek. Bugün mevcut anayasaya göre hükümeti halkın doğrudan seçme yetkisi yok. Bu yeni sistemde hükümeti halka doğrudan seçme imkanı veriyor. Bu sistemin esası kuvvetler ayrılığını tam anlamıyla hayata geçirecektir. Şu anda yasama ve yürütme tam anlamıyla birbirinden bağımsız olduğunu kimse söyleyemez. Uygulamada yürütmenin kontrolünde bir yasama söz konusudur. Bu düzenleme yasama ve yürütmeyi birbirinde tam olarak ayırıyor. Bu düzenleme yargı ile ilgili çok önemli değişikler yapılıyor. Hukuk devletini güçlendiren düzenlemeler getiriliyor" ifadelerine yer verdi.

"Azrail gelene kadar gitmiyorlar"

Anayasa değişikliğinin bir özelliğinin ise değişim ve değiştirme getirmesi olduğunu vurgulayan Bakan Bozdağ, "Bu sistemde seçimi kaybeden ertesi gün vın. Seçimi kazanan başarısızsa 5 sene sonra o da gidiyor. Çok başarılı olan 10 sene sonra gidiyor. Bir kişinin 10 seneden fazla Türkiye’nin yürütme yetkisinin imkanı yok. Siyasal aktörler ve kadrolar en fazla 10 yılda değişecektir. Şimdi Azrail gelene kadar bir koltuğa oturan bir daha gitmiyor. Ama şimdi halk gönderecek. Bu sistem sayesinde ayrılıp gitmek mecbur olacak. Halk seni ben göndereceğim diyor, gönüllü gidersen bu daha iyi olur. Gitmezsen sistem seni zorla gönderiyor" diye konuştu.

"Adı bile yetti"

Referandum süreciyle birlikte insanların tavırlarının, tutumlarının değiştiğine değinen Bakan Bozdağ, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin adı bile yetti, CHP değişti. Kılıçdaroğlu, her kanunu Anayasa Mahkemesine (AYM)götürüyordu. Anayasa değişikliğini AYM’ye götüreceğini söylüyordu, ama gitmekten vazgeçtiler. İşte sistemin adı bile yetti. Artık hakem halk, mahkemeler değil. Adı bile yetti mahkeme alışkanlığından CHP’yi vazgeçirdi. Geçenlerde başörtülü bir hanımefendiye bir başka CHP üyesi saygısızlık yapınca, Kılıçdaroğlu hanımefendiyi evinde ziyaret etti. Şimdi diyorlar ki AK Parti’ye AKP demeyelim. Üsluplara ayar verdi. Bütün bunlara referandumda ‘evet’ çıkmasın diye yapıyor. Bu sistem Türkiye’yi yönetenleri halka muhtaç kılıyor. Bu sistem, sivri bir üslupla konuşmaları, milleti kutuplaştırmaları ve milleti değerlerine saygısızlık yapmayı ortadan kaldırıyor. Yönetenleri halka 7/24 mecbur kılıyor" dedi.

Konuşmaların ardından Bakan Bozdağ, toplantıya katılanlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.