Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bahçeli’den hükümete destek: "MHP hükümetin arkasında sağlam şekilde duracaktır"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye’nin huzur ve istikrarı tümden bozulmadan, devlet ve millet bekası yıkılmadan Kürdistan’ın kurulma şansı minimum seviyededir" dedi. Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi’nin TSK’nın başarılı...

Haber Giriş Tarihi: 29.08.2016 14:21
Haber Güncellenme Tarihi: 29.08.2016 14:21
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye’nin huzur ve istikrarı tümden bozulmadan, devlet ve millet bekası yıkılmadan Kürdistan’ın kurulma şansı minimum seviyededir" dedi. Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi’nin TSK’nın başarılı olması, Türkiye’nin terörizmle savaşından alnının akıyla çıkması hususunda elinden gelen her türlü katkı ve manevi desteği eksiksiz vereceğini, hükümetin arkasında sağlam şekilde duracağını söyledi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel başkanı Devlet Başkanı partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasında ABD’yi eleştiren Bahçeli, ABD’nin gizli gündeminin, Türkiye’yi baştan ayağa kelepçeleyip Suriye’nin kuzeyinde fiili bir durum oluşturmak ve Akdeniz’e kadar uzanan kirli bir koridor açmak olduğunu söyledi.
"ABD Başkan Yardımcısı Biden’in 24 Ağustos’ta Türkiye ziyaretinde hem nalına hem mıhına vuran değerlendirmeleri düşüncelerimizi teyit eder niteliktedir." diyen Bahçeli, "IŞİD’in elinde bulunan Mare Hattı’nın PYD-YPG’ye geçmesi için çok yönlü ve sinsi bir hazırlık söz konusudur. Ülke olarak, küresel güçlerin oldu bittisiyle Suriye’nin kuzeyinde terör koridoru oluşumuna sıcak bakmamız, tepkisiz durmamız milli aklın inkarıdır. Bu nedenle Menbiç’in kontrolü de sağlanmalıdır. Türkiye çok zor bir döneminde sınır ötesine operasyon yapmaktadır. Bu operasyon riskli olmakla birlikte kaçınılmaz ihtiyaçtır. 27 Ağustos Cumartesi günü, PYD terör örgütü, TSK’ya ait iki tanka roketle saldırmış; bunun sonucunda, bir askerimiz şehit olurken üçü de yaralanmıştır. Cerablus IŞİD’ten temizlenirken, PYD hemen kademeye girmiştir. PKK-PYD terör örgütü tıpkı IŞİD gibi çılgına dönmüş, Fırat’ın doğu-batı hattı doğrultusunda Türkiye’ye namlu çevirmiştir. IŞİD ne kadar tehditse, PYD-YPG-PKK’da aynı oranda, aynı derecede tehdit ve musibettir. Türk devleti sınırlarını emniyete almak, egemenlik haklarını, milli çıkarlarını sonuna kadar savunmakla mükelleftir. Bu durum tartışmasız hukuki ve meşrudur. Bunu en başta ABD’nin bilmesi, geçen günlerde devlet ricaliyle görüşmeler yapan Barzani’nin anlaması gerekmektedir." ifadelerini kaydetti.
"IŞİD, PYD-PKK’yı yok etmek için Türk milleti artık ayaktadır"
ABD’nin, ortak düşman olarak IŞİD’i gösterip PYD’yi perdelemesinin, FETÖ’yle ilgili hala üç maymunu oynamasının sorumsuzluk, hukuksuzluk aynı zamanda utanmazlık olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Türkiye’nin IŞİD’le doğrudan mücadelesi, bu vahşi örgütün eylemlerini daha da kamçılayacak, PYD-PKK cenahını daha da kışkırtacaktır. Cerablus’a askeri harekat sürüyorken PKK’nın Artvin’de ana muhalefet partisi liderinin bulunduğu konvoya saldırması, ardından Cizre’de 11 polisimizi şehit etmesi müşterek terörist faaliyetlerin bir sonucudur. Tüm terör örgütleri sırayla Türkiye’ye saldırı düzenlemektedir ve korkarım ki bu kanlı süreç genişleyerek devam edecektir. Bu itibarla devletin teyakkuzda bulunması, her türlü güvenlik tedbirini tüm vatan satında alması yararlı ve hayatidir. Milliyetçi Hareket Partisi TSK’nın başarılı olması, Türkiye’nin terörizmle savaşından alnının akıyla çıkması hususunda elinden gelen her türlü katkı ve manevi desteği eksiksiz verecek, hükümetin arkasında sağlam şekilde duracaktır. IŞİD, PYD-PKK’yı yok etmek için Türk milleti artık ayaktadır. Terörizmi akıttığı kanda boğmak, Türk milletine meydan okuyan alçakları bataklıklarına gömmek Türkiye için tarihe, ecdada ve milli varlığımıza namus borcudur. Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde hareket edilerek terör örgütleri tamamıyla tasfiye edilmelidir" diye konuştu.
"IŞİD’in miadı yakında dolacak, kendisine biçilen görev bitmiş olacaktır"
Bahçeli, vaktin terörü bitirme vakti olduğunun da altını çizerek, "Kahramanlarımıza diyorum ki, ne kadar katil örgüt varsa gidin bulun, alayını birden imha edin. Biz yanınızdayız, biz sonuna kadar arkanızdayız. Düne kadar IŞİD’i, Ortadoğu’nun haritasını yeni baştan çizmek için kullanan emperyalizm, küstahça ve ahlaksızca PYD-PKK üzerinden Kürdistan’a yeşil ışık yakmış, yetki ve hakkı olmadığı halde vize vermiştir. Buna dair çok sayıda işaret ve delilin varlığı söz konusudur. Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru açılması an meselesidir ve bunun önemli bir bölümünün alt yapı inşaatı tamamlanmıştır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ne pahasına olursa olsun bu ihanet oyununu, bu batıl hesabı gerekirse kanıyla, gerekirse canıyla bozmalıdır ve bozacaktır. Fırat’ın batısına geçerek kendisine vaat edilmiş topraklara hakim olmayı hedefleyen PKK-PYD-YPG, ABD’nin silah ve siyasi yardımlarıyla devletleşme aşamalarını teker teker geçmektedir. Dileğimiz Cerablus operasyonunun terörizmin belini kırma konusunda fırsat olmasıdır. Ülke olarak çok nazik bir dönemimizde sınır ötesine geçmemizin stratejik sonuçları, temennim odur ki, iyi hesaplanmış olmalıdır. Bu arada, IŞİD’in miadı yakında dolacak, kendisine biçilen görev bitmiş olacaktır. İnsanlığın yüz karası bu terör örgütü sıkıştığı Rakka’dan da eninde sonunda çıkarılacaktır" ifadelerini kullandı.
"Kürdistan’ın kurulma şansı minimum seviyededir"
"Çok açık söylemeliyim ki, Türkiye’nin huzur ve istikrarı tümden bozulmadan, devlet ve millet bekası yıkılmadan Kürdistan’ın kurulma şansı minimum seviyededir" diyen Bahçeli şöyle devam etti:
"Bu şansı artırabilmek maksadıyla ülkemiz son bir yıldır terör örgütleri tarafından paylanmakta, vurulmakta, diz çökmesi için zorlanmaktadır. Buna göre 15 Temmuz FETÖ saldırısını kolektif terör eylemi olarak değerlendirmek abartı görülmemelidir. Şayet şeytani hedef gerçekleşmiş olsaydı, Batı’da FETÖ; Doğu ve Güneydoğu’da PKK-PYD-IŞİD Türk vatanını kademe kademe işgal edecekler, ele geçireceklerdi. FETÖ’nün; PKK’yla işbirliği, IŞİD’le akrabalığı, terörle mücadeleyi kasten savsaklaması, asker kılığındaki hainlerin karada, havada teröristleri görmezden gelmesi aslında ihanetin nasıl derinlere tutunduğunu göstermektedir. PKK, PYD, IŞİD, FETÖ tamamıyla küresel ve bölgesel vahşet politikalarını hayata geçirmenin, Türkiye’yi zaafa düşürmenin, toplumsal direnci kırmanın hem kuklaları hem de kirli maşalarıdır. Anadolu’nun istilası, bağımsızlığımızın itlafı yeniden masadadır. Türk milletinin iç savaş şartlarına gerileyerek yeni bir Fetret Devri’ne savrulması, dağılıp parçalanması dayatılmaktadır. 1919’lu yıllarda, milli bir uyanışla, bir yanda dış düşmanlara, diğer yanda içerideki çeteler ve işbirlikçilere karşı destansı bir mücadele şuuru gösteren Türk milleti, şu anda tam bir fitne ve fesat kampanyasıyla doğrudan muhataptır. 15 Temmuz’da milli tepki doğmamış olsaydı, düşmanla boğuşa boğuşa teyit edilen milli hak ve çıkarlarımız, az kalsın terörizmin kanlı dişleri arasına sıkışarak öğütülmüş olacaktı."
"Hıyanet kursaklarında mutlaka kalacaktır"
Emperyalizmin dört bir koldan kiraladığı katillerle saldırmasının rehavet ve boşluğu kollamasının tesadüf olmadığını ifade eden Bahçeli, "Üst akla, milli akılla cevap vermenin zamanı da çoktan gelmiştir. Gelişmelere doğru teşhis koyamazsak, tehditlerin boyut ve hedefini milli bir akılla okuyamazsak, hepsinden önemlisi, düşman kampına milli kenetlenme ve kardeşlik ruhuyla cevap veremezsek sonuçlar ağır olacaktır. Türk milletinin zillet ve hezimet yaşamasını projelendirenler, boşuna sevinmemelidir çünkü hevesleri haram ve hıyanet kursaklarında mutlaka kalacaktır. 20 Ağustos Cumartesi akşamı, Gaziantep’te yaşanan vahşetin dumanı hala tütmekte, milli vicdan hala kanamaktadır. Tam dört yıl önce, yani 20 Ağustos 2012’de Gaziantep Şehitkâmil ilçesi Karşıyaka Polis Merkezi önünde meydana gelen menfur bir saldırıda 10 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 4’ü ağır olmak üzere 66 vatandaşımız da yaralanmıştı. Gazi şehrimiz maalesef çok acı şekilde tekrar hedef alınmıştır. Yaşı 12-14 arasında olduğu söylenen bir çocuk bomba, bir düğün evine girmiş ve üzerindeki bomba düzeneğini patlatmıştır. Aralarında çocukların ağırlıkta olduğu 55 vatandaşımızın can verdiği, 13’ü ağır 65 kişinin de yaralandığı vahim terör saldırısı hepimizi kahretmiş ve üzmüştür. Kına gecesi kana bulanmış, düğün mateme dönmüştür. Bu tip bir canavarlığın eşi ve emsali henüz görülmemiştir. Tablo dehşet vericidir. Failin IŞİD olduğu söylenmektedir. Fakat bu iddia henüz tam doğrulanmış ve netleşmiş değildir" açıklamasında bulundu.
"Yaşadıklarımız tam bir kaostur"
Gaziantep’te canlı bombanın patladığı gece, 3 bine yakın Suriyeli muhalifin operasyon için sınır ötesine geçtiğini, Cerablus operasyonuyla Gaziantep saldırısının eş zamanlı gerçekleştiğinin dillendirildiğini hatırlatan Bahçeli, "IŞİD’in gazi şehrimizdeki uyuyan hücrelerini harekete geçirerek buna karşılık verdiği iddiaları gündemdedir. FETÖ’nün 15 Temmuz istila ve imha operasyonu püskürtülünce, Türk düşmanı karanlık güçler, terörizmin kirli kataloğundan seçtikleri bilindik örgütleri tekrar silah ve bomba başına çağırmışlardır. Bu çağrıya köle gibi uyan PKK, IŞİD ve diğer kanlı ortakları Türkiye’yi yaylım ateşine tutmuşlar, masumlara kast etmişler, pusu kurmuşlar, canlı bombacılarını aramıza sevk etmişlerdir. Yaşadıklarımız tam bir kaostur. Düşününüz, bir terör örgütünün mensupları devletin her kademesine yuvalanmış, her mevkiine kolaylıkla sızmıştır. Buna akıl erdirmek, anlam vermek mümkün değildir. İçişleri Bakanı’ndan öğreniyoruz ki, 17-25 Aralık’ta 81 ilin emniyet müdürlerinden 74’ü FETÖ üyesidir. Şu çarpıcı itirafa bakınız ki, bir ara Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki daire başkanlarının tamamı FETÖ’ye çalışmıştır. 7 bin emniyet istihbaratçısının 6 bin 500’ü FETÖ’nün lehine faaliyet göstermiştir. Ve burası sözün bittiği noktadır. Valiler, kaymakamlar, üst düzey bürokratlar, müfettişler, uzmanlar, general ve amirallerin, yüksek ya da düşük rütbeli subayların büyük çoğunluğu FETÖ’nün faal ve fonksiyonel elemanlarıdır" dedi.
"FETÖ’ye Türk milleti haddini bildirip kafasını ezince, bu kez de sırayı diğer terör örgütleri gecikmeden almışlardır"
Bahçeli, "OHAL kapsamında yayımlanan KHK’larla milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ’ye aidiyeti, iltisakı ve irtibatı bulunan 3 bin 725 TSK personeli ihraç edilmiştir. Bunların arasında 2 orgeneral, 9 korgeneral, 26 tümgeneral, 91 tuğgeneral, 4 tümamiral, 28 tuğamiral, 2 bin 195 subay ile 774 astsubay yer almıştır. 9’u general ve amiral olmak üzere 137 askerin firar ettiği anlaşılmaktadır. 670 sayılı KHK ile 2 bin 360 emniyet görevlisi memuriyetten çıkarılmıştır. 2 bin 847 hakim ve savcı FETÖ/PDY ile irtibatları nedeniyle 667 sayılı KHK’nın 3. Maddesi uyarınca 24 Ağustos 2016 tarihinde mesleklerinden atılmışlardır. Öğretmen, öğretim üyesi gibi mesleklere mensup binlerce kişi FETÖ’ye biat etmiş, ama bunu devleti yönetenlerin ruhu bile duymamıştır. Aralarında holdingler, şirketler, bankalar, dergiler, gazeteler, televizyonlar, radyolar, sivil toplum kuruluşları, okullar, hastaneler, üniversiteler ve dershanelerin bulunduğu çok sayıda kurum ve kuruluşa FETÖ yıllarca sahip olmuştur. Ve deyim yerindeyse devlet içinde devlet kurmuştur. Böyle bir tehlikeli örgüt 15 Temmuz’da, Türkiye’ye etkileri uzun yıllar sürecek feci bir gece yaşatmıştır. Askeri kamuflaj içine saklanmış caniler millete kurşun sıkmışlar, 240 insanımızın hayatına mal olmuşlardır. Tanklar Türk milletinin üzerine sürülmüştür. TBMM, emniyet ve istihbarat birimleri, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi uçak ve helikopterlerle hedef alınmış, bombalanmıştır. Türk tarihinde böyle bir saldırı hiç yaşanmamış, hiç vaki olmamıştır. Fetullahçı terör örgütü 79 milyon Türk vatandaşını tutsak almak istemiştir. Bu bir işgal denemesidir. Bu bir Türkiye düşmanlığıdır. FETÖ’ye Türk milleti haddini bildirip kafasını ezince, bu kez de sırayı diğer terör örgütleri gecikmeden almışlardır" değerlendirmesinde bulundu.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.