Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bahçeli: Sayın Gül artık dik durmalı, giderayak Türkiye’ye sahip çıkmalıdır

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti genel başkanlık ve başbakanlık görevlerinin anayasaya göre düştüğünü ve Erdoğan'ın 27...

Haber Giriş Tarihi: 20.08.2014 16:08
Haber Güncellenme Tarihi: 20.08.2014 16:08
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti genel başkanlık ve başbakanlık görevlerinin anayasaya göre düştüğünü ve Erdoğan'ın 27 Ağustos'taki kongrede konuşma yapmasının yasadışı olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de çağrıda bulunan Bahçeli, "Erdoğan’ın lehine kalemşörlük ve müfterilik yapan yeni yetmelerin hücum ve hakaretlerine muhatap kalan Sayın Gül, artık biraz dik durmalı, giderayak Türkiye’ye sahip çıkmalıdır. 'Bizim cenahtan epeyce saygısızlık gördüm' diyerek sızlanan Sayın Gül elini taşın altına koymalıdır." dedi.

"ERDOĞAN SUÇ İŞLEMEKTEDİR"

MHP Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek gündeme dair açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli, "Erdoğan, 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı seçilmesine rağmen itici, incitici, kırıcı ve cepheleştirici üslubunu aynen sürdürmektedir. Erdoğan, Anayasa’ya aykırı hareket etmekle kalmayıp, Cumhurbaşkanı seçilmesine rağmen suç işlemektedir." şeklinde konuştu.

Yüksek Seçim Kurulu'nun Cumhurbaşkanlığı seçimleri kesin sonuçlarını 15 Ağustos'ta açıkladığını hatırlatan Bahçeli, "Bu tarihten itibaren aday Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı resmileşmiştir. Anayasa ve yasalar çok açıktır: Anayasa’nın 101. maddesi’nin son fıkrası; Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer” amir hükmünü ihtiva etmektedir. Mezkûr Anayasa hükmünde geçen ‘seçilme’ lafzının göreve başlama olarak yorumlanamayacağına dair yandaş propaganda ve beyanatların hukuken ciddiye alınır bir yanı bulunmamaktadır." diye kaydetti.

Erdoğan'ın 15 Ağustos’tan itibaren sadece olgusal değil; resmen ve hukuken de seçilmiş Cumhurbaşkanı olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Fakat 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün görev süresi 28 Ağustos’ta dolduğu için yaklaşık iki haftalık bir bekleme süresini geçirmek durumundadır. Erdoğan’ın Anayasa’nın 103. maddesine göre yemin etmesi ve mazbatayı alması sadece şeklen yerine getirilmesi, usülen ifası lazım olan tamamlayıcı işlemlerdir. 6271 Sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun 20. maddesi de tartışmaya mahal vermeyecek kadar berraktır. Bu kanun maddesine göre, Cumhurbaşkanı Seçimi’nin kesin sonuçları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından TBMM Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığına bildirilecek, kamuoyuna ilan edilecek ve Resmi Gazete’de yayımlanacaktır. Ancak Cumhurbaşkanı Seçimi’nin kesin sonucunun 15 Ağustos’ta duyurulmasına rağmen, Resmi Gazete’de yayımlanma safhası henüz yerine getirilmemiştir." ifadelerini kullandı.

"RESMİ GAZETE'YE AHLAKSIZCA VE ALENEN AMBARGO KOYULMAKTADIR"

Resmi Gazete'de kuşku verici ihmal ve gecikmede çok açık bir kasıt olduğunun anlaşıldığını savunan Bahçeli, "Erdoğan ve emir verdiği kukla ve köle bürokratlar, yasaları hiçe saymakta, Resmi Gazete’ye ahlaksızca ve alenen ambargo koymaktadır. Ne var ki, bu tezgah, bu usulsüzlük Erdoğan’ın açıklarını kapatmaya, yırtıklarını yamamaya, hukuka karşı hazımsızlığını örtmeye yetmeyecektir. Recep Tayyip Erdoğan 12.Cumhurbaşkanı olduğundan dolayı Anayasa’nın 101. maddesince; taşıdığı milletvekilliği görevi kendiliğinden düşmüş, parti genel başkanlığıyla ilişiği otomatikman kesilmiştir. Şayet Türkiye bir hukuk devletiyse, şayet herkes kanun önünde eşitse, şayet şeriatın kestiği parmak acımayacaksa; Erdoğan 15 Ağustos’tan itibaren milletvekilliğini kaybettiğinden, Başbakan da sayılamayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRKİYE SİVİL BİR DARBE İLE KARŞI KARŞIYADIR"

Halihazırda Türkiye'nin "hükümetsiz" olduğunu sözlerine ekleyen MHP Genel Başkanı Bahçeli, "61. Cumhuriyet Hükümeti şeklen ve esasen bitmiştir. Atılan imzaların, yapılan atamaların, verilen kararların hiçbir hukukiliği ve meşruiyeti yoktur. İkaz ve önemle bildiriyorum ki, Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık makamını derhal boşaltmalıdır. Herkesi uyarıyorum, Türkiye Cumhuriyeti sivil ve silahsız bir darbeyle karşı karşıyadır. Erdoğan Anayasa’yı fiilen askıya almıştır. Oldubittilerle devleti ele geçirmiştir. Erdoğan; vatana, millete, demokrasiye ve hukuka ihanet etmektedir. Meselenin şakaya gelir tarafı yoktur; Türkiye’nin yönetimi gasp edilmektedir." dedi.

ABDULLAH GÜL'E ÇAĞRI YAPTI ÖZAL'I ÖRNEK VERDİ

Bahçeli, konuşmasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de çağrıda bulundu: "Erdoğan’ın lehine kalemşörlük ve müfterilik yapan yeni yetmelerin hücum ve hakaretlerine muhatap kalan Sayın Gül, artık biraz dik durmalı, giderayak Türkiye’ye sahip çıkmalıdır. 'Bizim cenahtan epeyce saygısızlık gördüm' diyerek sızlanan Sayın Gül elini taşın altına koymalıdır."

Bahçeli, yaşananlar karşısında Cumhurbaşkanı Gül'ün nasıl bir yol izleyebileceğine ilişkin de şu örneği verdi: "Sayın Abdullah Gül, 31 Ekim 1989’da 8.Cumhurbaşkanı Seçilen dönemin Başbakanı merhum Özal’ın yerine bir gün sonra yapılan görevlendirmeye paralel bir adım atmalıdır. Hatırlatmak isterim ki, merhum Turgut Özal Başbakanlık görevini sürdürürken 31 Ekim 1989 tarihinde Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bu sebeple 7.Cumhurbaşkanı Evren, 1 Kasım 1989 tarihinde Merhum Özal’ın yerine vekâleten Başbakan Yardımcısı görevlendirmiştir. Merhum Özal, 31 Ekim 1989’da 8.Cumhurbaşkanı seçilmesine rağmen, yeni görevine 9 Kasım 1989’da başlamış ve bu tarihe kadar da Başbakanlık makamında oturamamıştır."

BU BİR SİYASİ CUNTA TEŞEKKÜLÜDÜR

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık’tan, genel başkanlıktan ve milletvekilliğinden ayrılmayarak çok net suç işlemektedir. Bu bir siyasi cunta teşekkülüdür. Olanlar, siyasetin ara ve kara dönemi olarak tarihe geçecektir. Türkiye’de, deyim yerindeyse Babıali Baskını’nı, 27 Mayıs’ı, 12 Mart’ı ve 12 Eylül’ü aratmayacak kansız ve silahsız bir darbe yapılmıştır. Erdoğan; Cumhurbaşkanı seçilmesinin kesinleştiği tarih olan 15 Ağustos’ta üstlendiği siyasi ve idari görevleri bırakmayarak çok büyük ve tarihi bir hataya düşmüştür. Bu kanunsuzluğun, bu antidemokratik tutumun milli vicdanlarda kabulü imkânsızdır. Bugünkü şartlarda Türkiye, parti devletine doğru adım adım sürüklenmektedir. Erdoğan kendisinden sonraki hükümet ve parti yapısını dizayn etmektedir. 27 Ağustos 2014 günü yapılacak AKP’nin olağanüstü kongresinde kimin genel başkan seçileceğini dayatmayla, iç ve dış mihrakların icazetiyle şekillendirmektedir. Maksat Sayın Abdullah Gül’ün partiye dönüşünü engellemektir. Amaç yeni Türkiye denen hukuksuz, gayri milli, gayri ahlaki sistemin temellerini atmaktır."

KONGRE'DE KONUŞMASI YASADIŞIDIR

Bahçeli, Erdoğan'ın kongrede konuşma yapma ihtimaline karşı da "Normal şartlarda AKP’nin iç meseleleri elbette bizi ilgilendirmemektedir. Fakat AKP’nin 27 Ağustos’ta yapacağı olağanüstü kongresinde yalnızca genel başkan değil, aynı anda Başbakan’da seçilmiş olacaktır. Bu itibarla aziz milletimizi doğrudan alakadar eden bir konu bizim de ilgi sahamıza girmektedir. Şunu da söylemek istiyorum ki, bu olağanüstü kongrede Recep Tayyip Erdoğan’ın genel başkan sıfatıyla konuşma yapması yasa dışıdır. Erdoğan derhal ve acilen geri adım atmalı ve kongreye katılmamalıdır. Aksi bir davranış, aksi bir uygulama Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı ve bağımsızlığıyla örtüşmeyecek, yeni bir Anayasa’ya aykırılığı tescilleyecektir. Türkiye’yi 12 yıldır yöneten siyasi iktidarın neden olduğu hukuk ihlalleri çok tehlikeli sonuçlara davetiye çıkaracaktır. Ve şüphesiz ki, bunda payı olanlar sorumluluktan kurtulamayacaktır. Her şey ortadadır, Erdoğan kontrolü iyice kaybetmiştir. Türk devlet geleneğinin asırlık teamüllerini inkâr etmekte, yok saymaktadır. Bu tablo, yeni Türkiye denen kandırma ve kalleşliğin eseridir." ifadelerini kullandı.

Bahçeli, konuşmasının sonunda ise şu uyarıda bulundu: "Son olarak bir kez daha tekrar ediyorum ki; işler çığırından çıkmadan Recep Tayyip Erdoğan 28 Ağustos’a kadar halen yürüttüğü tüm görevlerinden ayrılmalı, kenara çekilmelidir. AKP’nin olağanüstü kongresine katılmaya kalkışmamalıdır. Hukuk adamları, hukuksuzluk karşısında suskun kalmamalıdır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.