Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Arınç: Yazılı basın ve internet medyasına RTÜK modeli kötü olur

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bazı kesimlerin yazılı basın ve internet medyası için istediği Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tipi bir üst kurulun yanlış olacağını savundu. Arınç, “ 'İnternet medyası için de RTÜK gibi...

Haber Giriş Tarihi: 29.04.2014 13:53
Haber Güncellenme Tarihi: 29.04.2014 13:53
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Arınç: Yazılı basın ve internet medyasına RTÜK modeli kötü olur
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bazı kesimlerin yazılı basın ve internet medyası için istediği Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tipi bir üst kurulun yanlış olacağını savundu. Arınç, “ 'İnternet medyası için de RTÜK gibi bir kurul kursak iyi olmaz mı?’ sorusuna şahsen ben 'kötü olur' diye cevap veriyorum. Düzenleyici bir kurulun yazılı basın ve internet medyası için getirilmesini üst kurullara yeni üst kurullar eklemek olarak değil, kısıtlayıcı, sansüre gidici ve özgürlük alanlarını daraltıcı bir unsur olarak görüyorum.” dedi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), kuruluşunun 20’inci yılında ‘Görsel-İşitsel medyaya bakış’ konulu panel düzenledi. RTÜK’ün 20 yıllık tarihinde meydana gelen olayların sinevizyonla aktarıldığı panelde konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK’ün önemli bir kuruluş, üyelerinin TBMM tarafından seçilmesinin büyük bir onur olduğunu vurguladı. Arınç, “Keşke TBMM, başka kurulmalara da üye seçebilse. Başka kurumlar da farklı düşünceleri ve farklı siyasi partilerin kontenjanlarından aday gösterebilecek bir taban zenginliğine kavuşabilse. Sayıştay üyeleri de Meclis tarafından seçilmektedir. Son Anayasa değişikliği ile ve taleplerle başka kurumlara da hemen hemen nisbi diyebileceğimiz sadece birkaç üyenin seçimi de yapılmaktadır. Anayasamız gereğince de siyasi partilerimizin güçleri oranında kontenjanlar verilmekte. Bu kontenjanlara siyasi partiler, hem hukuk hem sosyal bilimler alanında temayüz etmiş, kurula katkı sağlayacak, kurulunun katma değerini arttıracak üyeler seçebilmektedir.” ifadelerini kullandı.

ETİK KURUL ÖNERDİ

RTÜK bünyesinde 'etik kurul’un olmamasını eksiklik olarak değerlendiren Başbakan Yardımcısı, “Her kurulda mutlaka kanunda yazmasa bile bir etik kurul oluşturulabilir. Farklı davranışlar ve kuruma zarar veren faaliyetler burada değerlendirilir ve bunun bir yolu bulunabilir. Aksi takdirde sorumsuzluk o noktaya gelir ki RTÜK siyasi partilerin kavga ettiği, çekiştiği bir arena haline dönüşebilir. AK Parti kontenjanından seçilen üyeler AK Parti’nin üyeleri değildir. CHP, MHP, BDP kontenjanından seçilen üyeler o partilerin militanları, üyeleri, il ve ilçe başkanları da değildir. Onlar kendilerine sunulan bir kontenjanı en iyi şekilde kullanmak zorundadırlar.” diye konuştu.

İNTERNET VE YAZILI BASIN ŞİKAYETLERİ

Yazılı basın ve internet medyası için RTÜK tarzı bir üst kurul oluşturulmasının doğru olmayacağına değinen Arınç, konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün yazılı basından şikayet ediliyor. ‘Bu kadar da olmaz’ deniliyor. Hemen bir taraf bize geliyor. ‘RTÜK benzeri bir kurulu da yazılı basın için yapsak iyi olmaz mı?’ Bir başkası geliyor. ‘Bu internet de çok oldu canım. Şu internet medyası için de RTÜK gibi bir kurul kursak iyi olmaz mı?’ Şahsen ben 'kötü olur' diye cevap veriyorum. Düzenleyici bir kurulun yazılı basın ve internet medyası için getirilmesini üst kurullara yeni üst kurullar eklemek olarak değil, kısıtlayıcı, sansüre gidici ve özgürlük alanlarını daraltıcı bir unsur olarak görüyorum. Bu benim şahsi düşüncem. Kötüye kullanmalar arttıkça onları denetleyecek, suiistimallerin yolunu kapatabilecek çareler aramak da basit yurttaşların görevidir.”

FREKANS TAHSİSİ

RTÜK’ün kuruluşundan itibaren tartışma konusu olan frekans tahsislerini hallettiklerini; ancak daha sonra idare mahkemelerine yapılan başvuruların Türkiye’ye zarar verdiğini ifade eden Bülent Arınç, şunları söyledi: “20 senedir yapılmayan işi başardık. Ama bir baktık ki en yakın dostlarımızdan ve bize yardımcı olalım diyenler tıpır tıpır idare mahkemesine gidenler oldu. Türkiye o hale geldi ki, davacısı kimdir ve hangi idare mahkemesine gitmiştir ve o mahkemeden nasıl bir karar çıkacaktır. Hiçbir gerekçe olmadan, aranan şartların hiçbirini yerine getirmeyen, dosya almayan, arttırmamış ve uyduruk bir isimle yapılan müracaatlar karşımıza, yürütmeye durdurma olarak karşımıza çıktı. Bir kısmı bölge idare mahkemelerinden çevrildi. Şimdi Danıştay’dan çıkacak kararı bekliyoruz. O kadar iptal yönünde kesinleşirse elbette yeni yasa gerekiyorsa anında çıkarmak süratiyle, yeni yönetmelikler yapılacaksa onu da yapmak suretiyle 20 yıllık iddiamızı gerçekleştireceğiz. Bize bunu yapamazsınız diyenler biraz fiyat yükselince hemen mahkeme kapılarına koştular, bildik, tanıdık, ahbap çavuşlardan bildik kararlar çıkarmaya başladılar. Çok kötü iddia diyenlere sahibi benim. İsteyenlere bunu yeriyle, mahkemesiyle gösterecek noktadayım. Yapmayın. Türkiye’ye yazık oluyor. Herkes parasını verdiği frekansını rahatlıklar kullanabilsin. Korsanlıkla yoluna devam etmesin.”
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.