Ana Parti Genel Başkanı Özal: İspat olmadan insanları karalamak doğru değil

Ana Parti Genel Başkanı Ahmet Özal, 14 Aralık'ta özgür medyaya yönelik operasyonu eleştirdi. Özal, "İspat edilmeyen şeyler üzerinden, ortaya bir şey koymadan insanları karalamak doğru değil." dedi.

Diyarbakır'a partililerin daveti üzerine ve vatandaşlarla bir araya gelen Ana Parti Genel Başkanı Ahmet Özal, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Diyarbakır Havaalanı'nda karşılanan ve Ulu Camii önündeki kahvehanelerde vatandaşları dinleyen Özal, Gazi Caddesi'ndeki esnafları ziyaret etti. Ardından Mardin Kapı'ya kadar yürüyen Özal'a vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.

Gazetecilerin sorularını cevaplayan Genel Başkan Özal, ispatlanmayan şeyler üzerinden insanların karalanmasının doğru olmadığının altını çizdi. "Eğer bu devlet içine savcı, hakim, polis ve emniyet devletin dışında bazı güçler sızdıysa ki bu iddia ediliyorsa bunların ispatlanıp cezalandırılması lazım. Ama önce ispatlanması lazım. Ispatlanmayan şeyler üzerinden insanların üzerine gidilmesi doğru değil. Ben Hizmet camiasının böyle bir şey yapıp yapmadığını bilmiyorum ama biri ispat etsin, ortaya koysunlar görelim. Varsa öyle bir şey cezalandırılsın ama yoksa öyle bir şey, insanları karalamak doğru değil." şeklinde konuştu.

'YURT DIŞINDAKİ OKULLARDA TÜRKİYE'Yİ VE HALKIMIZI TANITIYORLAR'

Hizmet camiasının okullarını gördüğünü anlatan Özal, "Camianın değişik ülkelerde Amerika'da bile okulları var. Kazakistan'da, Türkmenistan'da, Erbil'de var, her yerde var hizmetin okulları. 140 ülkede var. Her yerde Türkiye'yi tanıtıyor, halkımızı tanıtıyor. Orada gördüğüm okullar da gayet düzgün ve temiz okullar. Türkiye'yi tanıttıkları için güzel. Ama paralel yapı şeklinde organize oluyorlarsa cezalandırılması gerekiyor ama ispat edilmesi lazım. Son 12 senedir Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarda. Bu yapılanma son 12 senede olduysa suçlanacak biri aranıyorsa AKP'nin kendisine bakması lazım öncelikle." ifadelerini kullandı.

Seçim barajının çok yüksek olduğunu, bunu herkes bildiğini anlatan Özal, "Demokratik ülkelerde bunun ortalaması yüzde 5'tir. 5 makul bir rakamdır, 5'e indirilmesi lazım bana göre." dedi.

'ÇÖZÜM SÜRECİ GİZLİ GİZLİ OLMAZ, KORKMASINLAR AÇIKLASINLAR İÇERİĞİNİ'

Çözüm sürecine kimsenin hayır demesinin mümkün olmadığını kaydeden Özal, şunları söyledi: "Çözüm sürecine barışa ya da silahların susmasına yok diyecek kimseyi tanımıyorum tanımak da istemem doğrusu. Ancak benim üzerinde durduğum konulardan biri, biz de gezelerden takip ediyoruz, protokolün ne olduğunu ya da karşılıklı sözleşmenin ne olduğunu bilmiyoruz. Bunu vatandaş da bilmiyor. Taraflar bunu zaman zaman açıklayacağız, zaman zaman açıklamayacağız diyor. Bence bu kadar halkın önünde yapılan bir anlaşma mutlaka, bana sorarsanız açıklansın, birileri açıklasın. Açıklansın ki bu millet de bunun takdirini yapsın. Bu kadar gizli tutulmasını doğru bulmuyorum. Sonuçta 6 ay sonra seçim var. 6 ay sonraya verilen sözlerin ne olduğunu bilmiyoruz. Korkmaya gerek yok. Türk halkı, Kürt halkı sağduyulu düzgün insanlar. Halktan saklayıp korkmanın hiç manası yok. Halkın önüne konması lazım. Çünkü 6 oy sonra seçim olduğunda bugün verilen sözlerin tutulup tutulmayacağının garantisi yok ki. Bugün söz veren hükümet 6 ay sonra hükümet mi koalisyon mu olacak, muhalefet mi olacak bilmiyoruz ki? Kim biliyor bunu, bir tek Allah bilir. Devlette devamlılık esassa kamuoyu ve siyesi partilerin bunu bilmesinde yarar var. Sonuçta bunu mutlaka halkın önünde tartışmak ve halkın kararını dinlemek gerekiyor. Hiçbir şey bilmiyoruz. Bu iş gizli gizli olmaz. Hem halkın önünde yapıyorsun hem gizli tutuyorsun bu böyle olmaz. Hatip Dicle'nin açıklamasını okudum 'şeffaf olmak lazım' diyor ama onlar da olamıyorlar nedense bence iki tarafından şeffaf olması gerekiyor."

VATANDAŞDAN ÖZAL'A: DEVLET GÖREVİNİ YAPARSA HUZUR GELİR

Gazi Caddesi'nden geçen Özal, bir vatandaşla sohbet etti. Vatandaş, Özal'a şunları söyledi: "Zengin buradan gidiyor. Şu an Diyarbakır'da zengini de fakiri de Allah'a emanet. Yatırım yok. İstediğimiz huzurdur. Ama huzur kalmamış. Devlet devletliğini yapsın. İnsanlar da insanlığını yapsın. Devlet görevini yaparsa huzur gelir."