Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Pisi pisine

Yazının Giriş Tarihi: 05.07.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.07.2020 00:00

‘’Hayatını kaybedenlere rahmet yakınlarına başsağlığı ve yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz’’

Dikkat ettim haber bültenlerinin sıradan bir repliği oldu bu dilekler.

İki bülten de yoksa üçüncüsün de mutlaka varlar.

Trafikte, yağmur da,selde,çamur da,toprak kaymasın da,beklenenin dörtte biri şiddetinde ki deprem de,fırtına da,iş başında,çarşı da,düğün de, dernekte ve ölmememiz gereken daha pek çok yerde…

Pisi pisine ölüyoruz.

Kadına, çocuğa yönelik tacizlerin sonunda ki cinayetlerde pisi pisine giden bahtsızlarımızı saymıyorum bile…

Faturayı ya kadere ya da fıtrata kesiyoruz, yeni ölüm haberleri almak ve sahte vah vah lar demek için yine televizyon karşısına oturuyoruz.

Sahte vah vah lar diyorum çünkü hiçbir vah vah bir sonra ki pisi pisine ölümü engelleyemiyor.

Hayatımıza dair ne varsa bir an da celladımız oluvermesi an meselesi.

Süslü süslü kocaman kocaman bir sürü laf arasında kim vurduya gidiyor meftadan önce istatistik oluyoruz.

Failller mi?

Onlar da siyasi miyasi nedenlerden dolayı genellikle meçhul kalıyorlar.

Şunu kabul etmek lazım ki bizim coğrafyamızda denetim dendiği anda akan sular durmuyor aksine debilerini arttırarak daha bir güçlü çağıldıyorlar.

Denetim mekanizmaları ya engelleniyor ya da mış gibiye kurban gidiyor.

Dolayısı ile de pisi pisine ölümler sıradanlaşıyor, haber bülteni daha bitmeden unutulup gidiyor.

Albert Camus boşuna dememiş;’’ Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın’’ diye.

Acaba bir yıl içerisinde kaçımız ölmememiz gereken ortamlarda can veriyoruz ?

Çok can acıtıcı bu istatistiğe gerek var mı onu da bilmiyorum.

Bildiğim, ölmememiz gereken yerler ve olaylarda pisi pisine can verdiğimiz geçeğinin artık alışagelmişlerimizin hanesine kaydedip umarsızca bir sonrakini beklediğimiz.

Oysa şu denetim denilen mekanizma gerektiği gibi bile demiyorum gerektiğine yakın bir şekilde işletilebilse, pek çok insanımızı şimdilikte olsa Azrail in elinden alabilmemiz gayet mümkün.

Ancak bunun için öncelikle cezasızlık kültürünün(!) oluşmasını engellememiz gerekiyor.

Cezasızlık kültürü ne mi?

Onu da Salı günkü yazımda yazarım.

Tabi bu arada,bir yerlerde pisi pisine ölüp gitmiş değilsem…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.