Velhasıl su'dan ibaret Bursa'da hafif olan herşey elbette su üstüne kolayca çıkıyor. Siyasette karın ağrısı dönemi dediğim seçim dönemine girmiş olduk. Havaların ısınmasıyla birlikte ceketi atan, koltuğu bırakıp Milletvekili Aday Adayı olmak üzere siyasi partilerin yolunu tuttu. AK Parti'de İl yöneticilerinin ve ilçe başkanlarının bile koltuğu bıraktığına şahit oluyoruz. Birde sivil toplum cephesi var siyasetin. Bursa'nın ve belki de Türkiye'nin kamu desteği alan nadir kuruluşlarından biri olan ve merhum Milletvekilimiz Mümin Gençoğlu tarafından Balkan Göçmenlerinin gelecek kaygısı yaşamaması için kurulan BALGÖÇ, günümüzde devletten tamamen bağımsız hareket eden bir siyasi yapıya dönüşmüş durumda. Geçtiğimiz günlerde Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimliği görevinden sessizce istifa eden ve devamında CHP Bursa 2'nci Bölge adayı olarak adaylığı duyulan Yüksel Özkan ile bu siyasallaşma iyiden iyiye gün yüzüne çıktı. Velhasıl kendisini yıllarca yukarılara çıkaran Ak Parti'nin yanında değil de CHP'nin yanında saf tutması ise ayrı bir soru işareti! Yüksel Özkan'ın CHP adaylığını açıklamasıyla gözler Balkan Göçmenleri sola oy veriyor tartışmasını yapanlara çevrildi. Gerçekten Balkanlar sola veya muhalefete mi çalışıyordu yıllardır? Yüksel Özkan'ın aday adayı olduğunu değil de CHP sıralarından 2'nci bölge 2'nci sıra adayı olduğunu konuşuyor herkes. Ön seçimle Bursa'da sandıkları patlatan CHP'de Kılıçdaroğlu poşetten kurayla aday mı çekmeye başladı yoksa? Yüksel Özkan'ın kamu görevinden istifa hususu ayrı bir gerçeklik olsa bile halen daha BALGÖÇ Başkanı olduğu ve istifa etmediği biliniyor. 20 bin üzerinde üyesi olan ve de Yıldırım ilçesinde yüzde 70'e varan oylarla hem Başkan İsmail Hakkı Edebali'ye hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy veren Bulgaristan doğumlu veya kökenli Türk kardeşlerimiz ne diyor bu hususta ayrıca merak konusu. Ve yine Ak Parti cephesinde Özkan ne istedi de Ak Parti vermedi? Veyahut CHP ne verdi de Yüksel Özkan oraya tabana hiç danışmadan geçti soruları yükselmeye devam ediyor. Önceki dönem Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk'ün de Balkanlarda zor anlar yaşamasına neden olan adımlar atan Özkan'ın sadece akademik kariyeri nedeniyle getirildiği görevden bu kadar çabuk ve menfi denilebilecek şekilde vazgeçmesini nasıl yorumlamak gerekiyor? Kişisel menfaatler kurumsal veya kitlesel menfaatlerin ne kadar çabuk önüne geçebiliyor... Veyahut Yüksel Özkan hangi projelerin adamı?

BALGÖÇ'ün kamu desteği kesilir mi?

Bilindiği üzere merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal döneminde BALGÖÇ hareketi kurumsallaştı. Dernek yapısı itibariyle kamudan destek alan ve kamuya faydalı olan bu dernek ortaya çıkan bu son durumla birlikte tamamen siyallaşmış durumda. BALGÖÇ'ün Yüksel Özkan üzerinden yürütülen negatif muhalefet siyasetine kulak asmayan bölge siyasileri elbette hem kendisini hem de bölge insanını kazanmak adına çok fazla pozitif adım attılar. Elbette hem demokrasi hem de ülke menfaatleri bunu gerektiriyordu. Ancak gelinen süreçte hem kendisini bir yere getiren halkı ve kurumu hem de kendi bölgesinin ileri gelenlerini kişisel menfaatlerine tercih eden Yüksel Özkan'a Bulgaristan göçmenleri başta olmak üzere Balkan Göçmenleri nasıl bir gözle bakacak? Bugüne kadar çoğu derneğe verilmeyen veya verilebilmesi için büyük süreçler ve dokümantasyonlarla boğuşturulan kamuya faydalı dernek statüsünden BALGÖÇ çıkarakılacak mı? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Balkan kucaklaması ve siyasetine her daim ters tutum sergileyen bu yapıya tavizler verilmeye devam edilecek mi? Veyahut bir KHK ile halkın sesine kulak verilecek mi? Elbette sürecin siyasi ayaklarını da iyi okumak gerekiyor. Bursa Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu'nun kente kazandırdığı, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu'nun ise, akademik bilgisi nedeniyle devletin hizmetinde faydası olacağını düşünerek göreve gelmesine engel olmadığı Özkan'ın bu ne perhiz ne lahana durumunu nasıl yorumlayacak Balkanlar? Yıllardır Türk Bayrağı açan Balkanların sözde başkanı ve gördüğümüz kadarıyla özde siyasetçisi Yüksel Özkan, HDP ile aynı saflarda mı duracak? CHP'nin 2'nci bölge adayları arasında ilk 5'te olabilecek mi? Peki bölgenin güçlü isimleri Nurhayat Altaca, Orhan Sarıbal ne olacak? Veyahut Doğu ve Güneydoğu siyasetçileri ile Artvinliler... Ya da CHP'nin HDP'den oy devşirmek adına Yüksel Özkan'ın önünde veya ardında listeye ekleyeceği adamlara ne diyecek Al Sancak taşıyan Balkan göçmenleri? Velhasıl Bursa bütçelerinden yıllardır Balkanlara yapılan yatırımları yazmıyorum bile... Yüksel Özkan sadece bir aday adayı olmamıştır aksine bir milletin bekasını kişisel egolarına harcamıştır.

Balkan siyasileri neden susuyor?

Elbette siyasetin en zorlu geçtiği kent Bursa'da göçmne oyları önemlidir. Son süreçte göçmen oyları denildiğinde akıllara sadece Balkan göçmenleri gelmiyor. Göçmen oylarında liste başı Doğu ve Güneydoğu ile Karadeniz bölgeleri yer alıyor. Doğu ve Güneydoğu'nun parlayan yıldızı Muş, Şanlıurfa, Van, Diyarbakır, Ağrı olurken Karadeniz bölgesinin favorisi Rize ve Trabzon illeri. Balkan siyasetinin BALGÖÇ kökenli siyasetçilerinden Cüneyt Karlık bu dakikadan sonra sessizliğini korumaya devam edecek mi? Veyahut Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Abdülkadir Karlık neden halen sessiz? Bulgaristan oylarının tek isim üzerinden CHP'ye ipotek edilmesi hususunu da ayrıca değerlendirmek gerekiyor. BALGÖÇ Onursal Başkanı Turhan Gençoğlu'nun göçmen camiasını kilitlemekten vazgeçerek somut adım atmasını beklemek ise boşa çaba mı? Bursa Ak Parti Milletvekili Mustafa Öztürk'ün sürekli ifade ettiği, "Bulgaristan veya Balkan Göçmenlerini sadece Kestel veya Görükle göçmen konutlarından ibaret saymak hatadır. Göçmenler birilerinin bildiği gibi sadece 1989'da Türkiye'ye göç etmiş değillerdir. Aksine 1986-1987 Osmanlı Rus savaşından bu yana Bursa'da Balkan göçmenleri vardır. Bursa'nın genelinde Anadolu, Yeşilyayla, Davutdede, Sinandede, Duaçınarı, Şükraniye, Hürriyet, Karaman, Mudanya, Eğitim gibi bölgelerde yaşayan Balkan göçmenlerinin oy verdiği kesimin oyları unutulmamalıdır. Ve bu oylar CHP'ye gitmemektedir" diyerek Yüksel Özkan'ın adaylığının taban siyasetine pekte etki etmeyeceğini vurguluyor. Peki diğer siyasiler ne düşünüyor? Ya da BALKANTÜRK Vakfı, BALKANTÜRKSİAD, RUMELİSİAD, BATITRAKYA Federasyonu gibi Balkan kökenli camia başkanları BALGÖÇ'ün siyasallaştırılması karşısında neden sessiz kalıyorlar?

Ak Parti istifaları ve halk!          

Güçlü bir köşe yazısının ötesinde değerlendirme yazısına dönüşen yazımda elbette ki son dönem aday adayı olan Ak Parti Bursa İl ve İlçe yöneticilerine de değinmek gerekiyor. Ak Parti'lilerin 'safralarımızından kurtuluyoruz' diye yorumladığı istifa sürecinde teşkilat durumdan rahatsız. Bursa Büyükşehir Belediyesi'nde Başkan vekili kalmadığına dikkat çekenler ise yeni dönemde yeni isimlerin ortaya çıkmasını destekliyor. Ak Parti'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kongresine katıldığı İl Kadın Kolları Başkanı Gülten Kapıcıoğlu'nun istifa etmesine tepkiler fazlasıyla yüksek.  Ak Parti'de adeta Hakan Çavuşoğlu'na yönelik siyasi bir ayak oyunu zinciri oynandığını açıkça görenlerin sayısı da fazla. Elbette Bursa'da başarılı olan Çavuşoğlu sürecinin ısrarla başarısız olarak algılatılmasını isteyenlerin sayısını küçümseyemeyiz. Geldiği yeri unutmayan, doğduğu ve doyduğu kent Bursa'ya ve de Bursalılara her daim hizmeti görev bilen Çavuşoğlu'nun Ak Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın izinden ne kadar güçlü gittiğini halkta teşkilatta görmekte. İşte bu boyutta Ak Parti istifalarını yükten kurtulma olarak okuyan halkın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a desteği yüksek olurken, milletvekili aday listelerinin önemine vurgu yapılıyor. Elbette Yüksel Özkan'dan bahsederken, MHP'den aday adayı olan Lütfi Taşçı hocaya da bir merhaba diyerek Kent Konseyi'nden selam vermek gerekmiyor mu? İşte tüm bu satır arası cümlelerin sonunda tek bir gerçek var, "halk son sözü sandıkta söyler."