Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Pazar neşesi

Yazının Giriş Tarihi: 10.05.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.05.2020 00:00

Evde kal sloganları dahilinde hafta sonları inceden yarı açık cezaevi mahkumu muamelesi gördüğümüz bu dönemlerde pazar yazımızı esprili yazmayı istedim, elbette bu yasaklar hepimizin yararına olacaktır,

İlk iki olay farklı yerlerden olsa da son olay bizzat benim başımdan geçmiştir, keyifle ve mutlu kalmanız dileklerimlei

KAYSERİLİYE DİŞLERİNİ SATAN YAHUDİ

Bir tarihte Kayseri'ye bir Yahudi gelmiş. adı da Moiz miş. Ticaret yapmak için Kapalıçarşı'da bir dükkan tutmuş. Mekan komşularına sormuş; 'Bu çarşıda en çok kimden çekinmeliyim?'

Birkaç dükkan ötesini gösterip, 'Bak, orada bir Ahmet Ağa var, onun yanına desturla yanaş' demişler. Moiz gitmiş Ahmet Ağa'nın yanına. Dükkân bomboş:

- Ne iş yaparsın Ahmet Ağa?

- Her şeyi alıp satarım.

- O da ne demek?

- Mesela, kabul edersen senin dişlerini satın alırım.

- Olur mu öyle şey?

- Neden olmasın? Dişlerine 10 altın veririm. Ömrünün sonuna kadar ağzında kalsın, öldükten sonra benim olsun.

Moiz içinden 'Bu saf adama mı kurnaz diyorlar' diye gülmüş ve 'Kabul, ver 10 altını' demiş.

Aradan birkaç gün geçmiş. Ahmet Ağa yanında iki-üç kişiyle Moiz'in dükkânına gelmiş:

'Dişlerine müşteri çıktı. Malı görmek istiyorlar! Aç ağzını!' Moiz, 'Hani dişlerim ölünceye kadar benimdi' diye kızmış. Ahmet Ağa, 'Canım ölümünden sonra teslim etmek üzere satacağım' demiş.

Müşteriler Moiz'in dişlerine 12 altın vermişler, Ahmet Ağa az bulup reddetmiş. Ertesi gün Ahmet Ağa bir başka müşteri grubuyla yine Moiz'in dükkânına damlamış. Yine dişleri muayene, yine pazarlık, müşteriler 15 altına çıkmış, Ahmet Ağa yine reddetmiş.

Üçüncü gün başka müşteri, dördüncü, beşinci gün...

Sonunda Moiz patlamış: 'Beni hayvan pazarında dişleri kontrol edilen eşek durumuna düşürdün. Al şu 10 altınını!'

Ahmet Ağa gülmüş: 'Olur mu? Bu dişler 20 altını gördü. 30'dan aşağısına geri vermem

.' Moiz çaresiz; her gün ağzını kontrol ettirmektense 30 altın vermeyi tercih etmiş.

Ahmet Ağa gülmüş: 'Gördün mü? Ben sana her şeyi alıp satarım dediğimde inanmamıştın!

BİSİKLET

Adamın biri, bisikletle Türkiye’den İran’a geçiyormuş, selesinde kocaman bir torba.. Gümrük görevlisi şüphelenmiş haliyle, “Aç torbayı” demiş, açmış, kum çıkmış…

İki gün sonra, aynı adam ıslık çala çala gelmiş sınır kapısına, çıkış yapacak, selesinde gene torba… “Aç” demişler, açmış, gene kum.

İki gün sonra, aynı adam pedal çevire çevire gelmiş sınır kapısına, sele de gene torba.. Bu sefer, polis çağırmışlar, narkotikçi gözüyle incelemişler, nafile, bildiğin kum.. Delirecekler..

Bir, üç, beş, hep aynı manzara… Adam geliyor geze geze, termal kamerayla bakıyorlar, tahlil yapıyorlar, köpeklere koklatıyorlar, uyduyla takip ediyorlar, hikâye… Hep kum çıkıyor.

Aradan yıllar geçiyor. Gümrük görevlisi çarşıda rastlıyor o adama.. “İçim içimi yiyor” diyor arkadaş, “Bu saatten sonra bir şey yapamam sana, Allah aşkına söyle, ne kaçırıyordun o torbayla?”

Adam cevap veriyor: “Bisiklet”

Olaylara bakış açımızı değiştiremediğimiz sürece, olayların arka planını görememeye devam edeceğiz.

CAN KURTARAN

1984 Yılında Istanbul, Kartal Maltepe de çalışıyorum yaşım 16. Ayda bir hafta sonları Cuma akşamları Bursa ya eve geliyoruz. Pazartesi erkenden yine işimizin başındayız. Yine böyle bir gün Kartal dan Feribota bindim Yalova,ya yaklaşıyoruz, birisi yanıma gelip "yeğenim yolculuk nereye?" diye sordu.

-Bursa ya

-Ben de Bursa,ya gidiyorum, aşağıda arabam var, Otobüse vereceğin paranın daha azını bana ver, birlikte gidelim.

-Peki olur.

Yanımda duran başka birine de yaptı teklifi oda kabul etti.

Feribot iskeleye yanaştı, üç kişi arabaya geldik, arabayı görünce ben ve diğer yolcu önce şaşkınlık sonra da yüksek sesle birer kahkaha attık.

-Abi bu mu? araban? 

-Yahu idare edin ben devamlı bu bölgede gidip geliyorum, araba boş oldu mu, sizin gibi arkadaşlara rica ediyorum, sigara paramı çıkarıyorum.

-Tamam abi problem yok hadi binelim, hepimize hayırlı yolculuklar.

Ve Ambulansa biniyoruz trafik sıkışınca sireni açıyor, yaklaşık bir saatlik yolu yarim saatte alıyoruz, izinde yarim saat kardayım .

Şimdi 36 yıl önce yaşadığım bu olayda ki tek sıkıntı araçta Ambulans mı? yoksa Cankurtaran mı? Yazıyordu orayı hatırlayamadım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.