Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

PATİ FEST

Yazının Giriş Tarihi: 24.09.2019 09:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.09.2019 09:10


‘’Öğretmen, yazar, aktivist, hayvan gönüllüsü…’’
Yaklaşık beş yıl önce tanıdım onu.
Sevecenliği, azmi, dur durak bilmeyen havan sevgisi ile hem eşimin hem de benim gözdemiz oldu kısa sürede.
Artık manevi kızımız da.
Ama şimdi yazacaklarımın bu maneviyatla bir ilgisi yok. Yani kızım diye torpil yaptığımın düşünülmesini istemem.
Çünkü o gerçek bir gönüllü.
Hayvanlara kendi tabiri ile kışın ayazında besleme yaparken üşütüp hastanelik olacak kadar bir gönüllü.
Kim? 
Sibel Akıncı.
Giriş paragrafında Sibel’i, öğretmen, yazar, aktivist, hayvan gönüllüsü diyerek tanıttım.
Tanıttım lafın gelişi; 
Kızım artık değil Bursa’da ulusal kanallarda ki programlarıyla Türkiye’nin bu kulvarda çalışmalar yapılan her neresi varsa orada da tanınıyor.
Sibel ile ilgili cümleler kurarken sıralamanın bir diğer unsuruna da hem yatay hem de dikey geçiş yapmak gerekiyor.
Çünkü BUHAYDER onunla, o BUHAYDER ile anılıyor artık.
Birbirlerinin mütemmim cüzü oldular.
Her an her yerde karşınıza çıkabilirler. 
Etrafınızda açtıkları stantlarla, düzenledikleri programlarla, etkinliklerle hayvan maması toplayan, barınak yapan, yaptıran, hayvan düşmanları ile yasalar çerçevesinde mücadele eden birileri varsa büyük olasılıkla BUHAYDER lidirler.
Derim ki Sibel Akıncı’yı ve derneği BUHAYDERİ takip edin, onların hayvanlarla yaşam konusunda verdikleri çabaya destek olun.
***
Yukarıda ki paragraflar iki yıl önce yazdığım bir yazıdan.
BUHAYDER yine aynı.
Hayvanlarla Yaşam adına ne faaliyetleri bitiyor ne etkinlikleri.
Şimdilerde sevgili kızım hayatının en ciddi sınavlarından birinde ve Bursa dışında olduğu için BUHAYDER bir diğer güzel insan’a Şükrü Yaşar’a ve derneğin diğer üyelerine emanet.
Onlar da emanete öyle bir sahip çıkıyorlar ki, eminim Sibel’in de en büyük moral kaynağı oluyorlar.
Şimdi şu tarihleri yazıverin bir kenara;
4-5-6 Ekim 2019.
Yaklaşık 10 gün sonra BUHAYDER yine bir ilke imza atacak.
İmzanın adını PATİ FESTİVALİ koymuşlar.
Ben günün jargonuna uygun olsun diye PATİ FEST dedim.
Kalpleri pati pati atan herkesi de imzalarını attıkları etkinlikte kalem olmaya çağırıyorlar.
Endülüs Park AVM de gerçekleştirilecek Bursa’nın ilk Pati Festivalinde konserler, söyleşiler, sergiler, çocuklar ve tabi ki patililer özne olacaklar.
Hayvan severler etkinliğin başlama tarihini görünce ‘’Tam da gününe denk getirmişler, iyi olmuş ‘’diyeceklerdir.
Malum 4 Ekim Dünya hayvanları koruma günü.
Hayvan haklarını korumak isteyen kişilerin 1822 de İngiltere de bir araya gelerek hayvan koruma birliğini oluşturmalarını mütakiben aynı amaçla Hollanda’da Hayvan Koruma Federasyonunun kurulduğu tarih 4 Ekim.
Yani hayvanların korunmasına yönelik böyle bir kavram aşağı yukarı iki yüz yıldır var.
 Konunun uzmanlarının dediklerine göre;
 Bugün, yeryüzünde 7 milyar insan yaşıyor ve 2050 yılında ise bu rakamın 10 milyara yaklaşacağı öngörülüyormuş. Ancak insanlar çoğaldıkça dünyayı ve hayatı paylaştıkları canlı türleri azalıyormuş.
Baş döndürücü hızla artan nüfus, yapılaşma, doğal alanların tarumarı, yasa dışı avcılık ve onun ticareti doğal hayatın dengesini bozuyor yaban hayatın canlılarının nesillerinin yok olmasına neden oluyormuş.
Ezcümle insan çoğalırken yeryüzünü paylaştığımız canlı türleri o oranda azalıyormuş.
Bakmayın siz mış, miş, muş diye yazdığıma.
Bu durumu Sağır sultan bile duymuş olacak ki, dünya hayvan hakları üzerine titriyor.
En azından duyarlı ülkeleri titriyor.
İlgililer bilirler;
Bizim de, hayvanların korunmasına dair 2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunumuz var.
Ancak sorunlu maddeleri nedeniyle yıllardır tartışma konusu. Bir türlü tasarıdan somuta geçemiyor. 
Tartışmanın temelinde ise yasada hayvanların “can” değil, “mal” olarak görülmesi. Türk Ceza Kanunu, sadece “sahipli” hayvanlara verilen zararı cezaya tabi tutuyor. Tabi bu ceza da malı zarar gören kişiye tazminat niteliğinde olmaktan öteye geçemiyor.
2014’ten bu yana askıda bekleyen tasarının yasalaşması halinde hayvanlara karşı işlenilen suçlar kabahat kapsamından çıkartılıp suç kapsamına alınacak.
Hali hazırda bir hayvana işkence yapılması ya da öldürülmesi sokağa çöp atmak ya da kapalı alanda sigara içmek kabahatleriyle eş değer. 
Yani bir hayvana zarar veren kişinin mahkemeye bile çıkmadan para ödemesi, cezasını çekmesine yetiyor.
Son olarak Adalet Bakanının konu ile geçenlerde verdiği bir demeçte "Yasanın eli kulağında" dediğini de yazayım da hayvan severlerin yüreklerine biraz da olsa su serpeyim.
En azından umut umuttur.
Dilerim bu konuda dağ fare doğurmaz bizi ülkemizde de hayvanların mal değil can oldukları tescillenir.
Pati Festivalinden nerelere geldik.
Siz iyisi mi 4-5-6 Ekimde gelin bizimle olun.
Bakalım kalpleriniz pati pati atacak mı?
Bu yazıyı okuduysanız muhtemelen de öyle atıyordur ya.
Pati pati pati…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.