Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Paniğe mahal yok; mesela dedim…

Yazının Giriş Tarihi: 26.11.2019 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.11.2019 00:02

Duayenin(!)  biri eline kimin  verdiğini bile bilemediği taşı kuyuya attı ya da attırıldı ya,

Siz de derhal bu hale düştünüz.

Bravo valla.

Her eve olmadığı alenen meydanda ama,

Her iktidara sizin gibi bir muhalefetin lazım olduğu aşikar.

Ülkenin birbirinin içine girmiş iç -dış yüzlerce sorunu varken ve her sorun bir diğerini tetiklerken,tiwitlerle, tv programlarıyla,demeçlerle kafa göz giriştiğiniz kayıkçı kavgasına nasıl ihtiyacımız vardı bilemezsiniz.

Elinize dilinize sağlık;

Helal olsun sizin siyasetçiliğinize .

Daha parti içinde ki krizi yönetemezken ülkenin travmaya dönüşmüş sinir krizlerini nasıl tedavi edeceksiniz bilmemenin mümkünatı yok.

Hoş sizin de bu konuda hamasetten öte bir çabanız da yok.

Biriniz çıkın deyin;

İktidar şunu şunu yapıyordu da biz muhalefet olarak engelledik yaptırmadık.

Diyebilir misiniz?

Sayımız yetmiyor birader ne yapalım mı?

Sayınız yetmiyorsa ve yetme ihtimali yoksa gelecek seçimde yeteceğinden nasıl emin olabiliyorsunuz peki?

Ha eğer cumhurbaşkanı adayınızın (kaldı ki bundan önce ki adayınız hali pür melali ortada) ve yerel seçimlerde aldığınız oyların çokluğuna bakarak bunu söylüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz.

O oyların çoğu partinize değil diğer partilere verilmek istenilmediği için yazıldı hanenize ve tabi adayların toplumda oluşturdukları karşılıklarına.

Siz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partiye kanarya severler derneği muamelesi yapmaya devam ettiğiniz sürece de bu böyle sürüp gidecek.

Saldan salıya monologlarla,izaha muhtaç açıklamalarla,sürekli şikayet ederek mecliste ki oylamalara nasıl olsa sonucu değiştiremeyiz diye katılmamakla gelebildiğiniz noktanın bu olması sizi rahatsız etmiyor olabilir ama bu rahatsız olanlar da yok anlamına gelmez.

Bir de şunu iyi anlamanız gerekiyor ki,partiniz şu anda seçmenin geneline yakını tarafından diğer partilerden çok daha fazla mercek altında.

İnsanlar yaşamsal ihtiyaçlarını bile ötelerler,pahalılıktan bellerini doğrultamaz ve arayışlarını genişletip bunu da son yerel seçimlerde tercihleri ile ortaya koydukları  partiniz için, olur mu ki,yapabilirler  mi ki ,çözebilir mi ki diye düşünüyorlar.

Sizin yanıtınız ise belkiye  bile çıkmıyor.

Şimdi size bir soru;

Gerçi aranızdan kendi kendine bu soruyu soranlarda vardır elbet ancak yanıtını hala bulamadıkları son hadise ile bir kez daha tescillendi ya neyse.

Partinizin iktidar yolunu sürekli tıkayan, genel- yerel (en sonuncu hariç olsa da) fark etmez seçim üzerine seçim kaybetmenize neden olan,oylarınızın artışı sadece adaylarınızın niteliği ile sınırlı kalan sıkıntının adını koyabildiniz mi?

Yani hastalığın tanısını koyabildiniz mi?

Malum tedavinin ilk ve en önemli basamağı ona konulan kesin ve doğru tanıdır.

Koyamadıysanız eğer,o tanı nitelikli güvensizlik olabilir mi?

Ben olduğunu düşünenlerdenim.

Güven vermiyorsunuz beyler güven.

Ne teşkilatlarınızla,ne parti yönetiminizle ne sözcü diye çıkarttığınız isteksiz heyecansız tiplerle ne de kriz yönetimlerinizle inandırıcılığınız yok.

Bu da alternatif olmanızın önünde ki en büyük engel.

Ha bir de kantarın topuzunu ayarlayamamak gibi bir sıkıntınız var. Onun örneğini de Yalova ya bir bakın derhal göreceksiniz.

Ancak bir konuda hakkınızı teslim etmek gerekir.

Siz eleştiri konusunda Türkiye’de ki en şanssız partisiniz.

Diğer partilerin seçmenleri onlara laf söyletmemek adına canhıraş çabalar gösterirken sizin seçmeniniz kral çıplak deyiverir.

Bunu şanssızlık olarak değil de,demokrasinin bir gereği olarak algılamanız geciktikçe de sıkıntınız dolayısı ile seçmeninize yaşattığınız sıkıntı devam edecek.

Şu ziyaretçi muammasında da sınıfta kaldınız işte.

Oturup ne oluyor yahu bile diyebirbirinize soramayıp mağduriyetten memuriyet çıkarmaya çalışan bir adamın kanal kanal gezip partinizi yerden yere vurmasının önüne geçemediniz.

Belki çok önemsemiyor ama bu ülkeye siyasetçiden ziyade devlet adamı gerekiyor.

Siyasetçi olmak için kriter bile aranmazken devlet adamlığı kendi kriterlerini kendi koyar.

Yok bu kriterleri biliyor musunuz? Diye sormayacağım.

Ama son olarak yüksek müsaadelerinizle Parti başkanınıza ve gedikli adayınıza şunu  soracağım;

Beyler siz hakikaten bu ülke insanın partinizi ya da şahsınızı istediğiniz seviyeye çıkartarak yaşadığı tüm olumsuzlukların çaresi olarak göreceğini filan mı sanıyorsunuz.

Ya da kişisel hırslarınız ile yaralar açtığınız Atatürk’ün partisini asla iktidar yapmayı düşünmediklerini filan mı?

Geçen gün yazmıştım Cui Bono diye.

Yani kime yarar diye.

Bu halinizin size yarayıp yaramadığı konusunda hiçbir fikrim yok,

Ama kuyuya atılan taşın Türk Milletine yaramadığını düşünen milyonlar olduğundan da eminim.

Bu arada parti liderinize ya da adayınıza karşı bir komplo kurulduğunu düşünüyorsanız bunu iktidar partisinde aramanızın hiç alemi yok.

O muhteşem muhalefetinize(!)rağmen yirmi yıla yakındır istediği her şeyi hayata geçiren bir iktidar sizin oturduğunuz yerlerden ayağınızı kaydırmayı neden istesin ki?

Muhalefet yapamıyorsanız empati yapın bari; o daha kolay hiç olmazsa.

Siz olsanız ister misiniz?

Hele en büyük rakibiniz almış eline tereyağı ver ekmeğine süreyim birader yavan yavan yeme diye peşinizden koşarken…

Gerçi biz de teamüldür; iki bilemedin beş güne kadar çevir kazı yanmasına bağlayacaksınız hadiseyi de,yanmış kazı kim yiyecek işte o merak konusu olabilir.

Uzun lafın kısası hiç biriniz siyaset yapmak zorunda değilsiniz.

Milletvekilliğinden elde ettiğiniz yüklü yüklü emeklilikleriniz de var dolayısı aç ta kalmazsınız,sağlık hizmetleri zaten size göre tasarlanmış durumda.

Zorlamayın ne partinizi ne de partililerinizi..Olmuyorsa olmuyor işte,kasmayın bu kadar …

Gidin başka uğraşlar bulun kendinize.

Ne bileyim spor yapın,kitap okuyun,sivil toplum kuruluşlarına kayıt olun,olmadı kıyı kaptanlığı kurslarına katılın…

İnananın siz olmasın da yürür Atatürk’ün Amiral Gemisi.

Sizin bir bardak su da koparttığınız  fırtınaların kat be katındakilerden geçti buralara geldi o gemi.

Kim bilir belki birileri dümenine geçer,’tam yol ileri’’ derler de daha da iyi yürür.

Malum gemide mürettebat değil kaptan sıkıntısı var.

Amman şimdi de kim bu birileri, nereden duydun, kim demiş, ne zaman demiş, niye demiş, vaay komplo ha,ispatlamayan nossun diye twittere ‘ammanniiinnn’diye mesajlar yazıp,tvlere çıkarak ‘bana ne bana ne söylemem işte mealinden cümleler kurup;bağ bahçe de ağaca Atatürk’ün fotoğrafını asıp basın toplantıları düzenleyerek kapışmayın sakın.

Panik mahal yok;

Mesela dedim…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.