Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Özgürlükler ülkesi (!) (2)

Yazının Giriş Tarihi: 09.11.2014 00:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.11.2014 00:48

Belki hatırlayanınız vardır,‘’Ez cümle özgürlüklerimiz, pek çok ülke insanın özgürlüğünden çok daha fazla.Hepsini sonuna kadar kullanırken başkalarının özgürlüklerini hiçe sayma özgürlüğümüze de ayrı bir parantez açmak gerekir.

O parantezi şimdi açarsam bu köşede kapamam mümkün olmayacak.Kısmetse haftaya açarız birlikte.’’Diyerek geçen hafta virgül koymuştum yazıma.Bu gün sözünü ettiğim parantezi açmaya geldi sıra.

Birinin özgürlüğünün başladığı noktada diğerinin özgürlüğü biter.Diye öğrettiler bizim nesile.Bu öğreti ile hayatı devam ettirmek ne kadar mümkün olabildi ki?Daracık yaya kaldırımında iki bazen üç, (dört olduğunu da çok gördüm) kişinin kol kola yürüme özgürlükleri,hangi özgürlüğün başladığı yere kadar sınırlı?Otobüs şoförünün insanları azarlama özgürlüğünün kapsamı ne?yolun ortasında çocuğunun çişini yaptıran anne hangi özgürlüğü sömürüyor?sinemada film izlerken çekirdek çıtlamak özgürlüğü,ayakkabı çıkartmayı da kapsıyor mu?banka memurunun bankada ki mevduatı kendisinin sanarak,kredi talebinde bulunan insanlara azarlar gibi davranması özgürlüğün hangi penceresinden görünüyor?Mesleklerini gereken etik değerlerinden sıyırarak,silah gibi kullanan iş erbabı özgürlüklerinin sınırlarını mı test ediyor?hastanelerde zaten hastalıktan muzdarip hastalara suçlu muamelesi yapanlar hangi özgürlüğe sığınıyor? Ve ne oluyor bize,birbirimizi sevmeme,korumama,saymama özgürlüklerimizden ödün veremiyoruz?

SORULAR SORULAR SORULAR…

Parantez açılınca kapanmıyor,kapanan bizim o güzelim hasletlerimizin kapıları.Kimsenin kimseye tahammülü olmadığı,daha da öte doğallığa ve doğaya katlanamadığı,garip bir ihtirasın pençesinde kıvranarak,kan ter içinde yaşamaya çalıştığı bir dünyanın kime faydası var  ki?

Aslında iki haftadır ironi sosuyla sunduğum özgürlüklerimiz ürkütücü boyutta.Eminim sizlerde daha onlarcasını ekleyeceksinizdir utanılacak bu özgürlüklere.Kent yaşamı zaman geçtikçe insanlarda kentlilik bilincinin gelişmesine yol açar.En azından açması gerekir,ancak bu durum bizde biraz farklı tezahür ediyor.Kent büyüdükçe,geliştikçe insan davranışları sertleşiyor.Sanki herkes bir şeylerden intikam alıyor.hem kenti hem çevresini hor kullanan bir toplum hangi tedbirler alınarak eğitilebilir merak ediyorum.Okulların bu konuda çözüm olmaktan uzak kaldıkları aşikar.

O zaman? İşte o zaman iş toplumun en küçük yapı taşı ailelere düşüyor.Ailede alınamayan görgü hayatta öldür allah edinilemiyor.Ailenin insanın genlerine nakış gibi işledikleri terbiyenin yerini hiç kitap ya da eğitim sistemi alamıyor.Bu gün bu ironik özgürlükleri kullananların aileleri de  aynı özgürlükler içerisinde yaşadıkları için,davranışları kendilerine doğal geliyor.Ötesi bu hoyratlıklarının farkında bile değiller.Yere tüküren birini uyarın bakın,neler olacak.ya da avaz avaz bağırarak telefonla konuşan birini.

Sokaklar güzel,renkli,cıvıl cıvıl ve alabildiğine pis.’’Hayır belediyeler çalışmıyorlar kardeşim’’klişesinde söylemiyorum.Çevresini kirletmekte bu kadar mahir bir toplum için kırk belediye bir araya gelse nafile.

İnsanın içinden ‘Yeter artık,alın şu özgürlükleri elimizden’ diye haykırmak geliyor.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.