Türk Eğitim-Sen, Bursa 1 No' lu Şube Başkanı Kazım SARNIK ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik.
Haber Giriş Tarihi: 25.01.2017 14:49
Haber Güncellenme Tarihi: 25.01.2017 14:49
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Başkanım, Öncelikle ne zamandan beri Sendikal Faaliyetlerde bulunuyorsunuz.
Resmi olarak 2001'den beri, Gayri Resmi olarak ise 1994'yılından itibaren, yani Bursa Şu
besinin kuruluşundan beri Eğitim-Sen, Bursa 1 No' lu Şubenin başkanlığını yürütmekteyim.
Peki Başkanım bunca yılın vermiş olduğu tecrübelerinize de istinaden, çalışmalarınızdan, faaliyetlerinizden, çözülemeyen sorunlarınızdan bizlere neler anlatmak istersiniz söz sizde.
Eğitim ve Öğretim yılının ilk yarısı cuma günü bitti. Her zaman iyi temennilerle başlıyor olmamıza rağmen, maalesef iyi devam etmiyor. Devlet adına yetki kullanan yöneticiler bunun sorumluluğu doğrultusunda hareket etmelidir.15 Temmuz'dan sonra, Yenikapı ruhu olarak adlandırılan, milli birlik ve beraberlik ruhu sürekli canlı tutulmalıdır. Ancak işbaşındaki idareciler bu konuda gerekli hassasiyeti göstermemektedirler .
Özellikle Bursa'daki okullarda, müdür ve müdür yardımcısı görevlendirilmelerinde bu konu belirgin bir şekilde, yandaş kayırma şekline dönüşmüştür. Hatta biz Türk Eğitim sen olarak 9000'e yaklaşan üyemizle dışlandığımızı düşünüyoruz. Yöneticilerin görevi her alanda herkese eşit davranmaktır. Gözlemlerimize göre Bursa'da bunu göremiyoruz. Adeta bir sendikanın üyelerini yönetici yapmak zorundaymış gibi hareket ediliyor. Bu durum Yenikapı ruhuna aykırıdır. Bu ruha aykırı hareket edenleri, deşifre edeceğiz. İnancımızı göre emaneti ehline veriniz ilkesi esastır. Burada görevler, benden olanın dışında kimseye verilmez anlayışı hakim. Eğitimde sadece bir anlayışla birlikte hareket ederseniz, bir gün duvara toslayabilirsiniz!
Eğitim alanında bugün itibariyle eğitim yöneticilerinin mi Sözü geçmektedir. Yoksa Malum Sen'in mi sözü geçmektedir. Bunu birinin bize anlatmasını bekliyoruz.
Öğretmen alımlarında,2011'de kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik yeniden hortlatılmıştır. Burada ki çelişki sözleşmeli öğretmenliği kaldıranında, tekrar getireninde aynı siyasi anlayışın olmasıdır. Bu öğretmenler mesleklerine başlayacakları için üzerlerinde büyük bir baskı oluşturulacaktır. Sözleşmelilik yetmiyormuş gibi, bir de mülakat eklenmiştir. Bu benden olmayana, öğretmenlik yaptırmayacağız demenin diğer adıdır. Bu kişilere 4 yıl bir yerde sözleşmeli olarak çalışacaksın, 2 yılda kadrolu olarak toplam 6 yıl köle muamelesine tabisin demektir... Üstelik bu mülakat komisyonlarında, objektiflik asla olmayacağı için yöresel faktörlerde devreye gireceğinden bu durumu biz kabul edilebilir bulmuyoruz.
Atama bekleyen öğretmenler konusu ayrı bir yara olarak devam ediyor. Halen Bursa'daki okullarda 5.000 civarında ücretli öğretmen çalışmaktadır.
Bugünkü açık kadroların karşılanması için gerekli sayıda atamanın yapılmasını beklemekteyiz. Ülkenin geleceğini şekillendirecek olan 96 Bin öğretmen ihtiyacı bir an evvel karşılanmalıdır. Ülkemiz 3,5 Milyon Suriyeli göçmene kaynak bulabiliyorsa, öğretmenlerimize de bulabilmelidir.
Başkanım, Daha başka neler ilave etmek istersiniz?
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Öğretmen rotasyonu sevdasından vazgeçmelidir. Eğitimde başarının rotasyonla geleceği düşünülüyorsa, yanılıyorlar. Sürekli yer değiştiren bir eğitimciden başarı beklemek hayal olur. Proje okullarında ki başarının önemli bir unsuru da bu okullarda görev yapan öğretmenlerin uzun yıllar, bir ekip ruhu içinde birlikte görev yapmış olmalarıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı, Öğretmenler üzerinde baskı aracı olarak kullanılabilecek olan performans sistemini getireceğini ifade etmektedir. Eğitim de, başarı kısa sürede ölçülebilecek bir olgu değildir.
Bu bakımdan, performans sistemi demek torpil, siyasi ve ideolojik görüşleri öne çıkarmak demektir. Milli Eğitim, yap-boz tahtası gibi yol almaya devam ediyor. Eğitim sisteminin 4+4+4 düzenlenmesinin sıkıntıları tam aşılamamışken, yeni bir tartışma konusu olarak, müfredat değişikliği gündeme getirilmiştir. M.E.B. bununla ilgili öğretmenlerin görüşlerine başvurmuş, görüş istemiştir. Ancak bu görüşleri ne kadar dikkate alacağı şüphelidir.
Bu çerçevede bir sendika, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük konularının ders olarak okutulmaması gerektiği şeklinde görüş ileri sürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan M.Kemal Atatürk'e karşı böyle bir düşünceyi doğru bulmuyoruz. Milletler kahramanlarıyla yaşarlar. Türk Eğitim-Sen olarak kahramanlarımızı unutturmayacağız, "Bizim ilkemiz, önce ülkemiz" düsturuyla hareket eden bizler, vatanına milletine sadakatle bağlı, Atatürkçü, Milliyetçi, insanlardan oluşan büyük bir aileyiz.
Atatürk demek bağımsızlık demektir. Atatürk demek Cumhuriyet demektir, Atatürk demek bayrak demektir, Atatürk demek Türkiye demek, Türkçe demektir. Diyerek sözlerini tamamladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
YENİKAPI RUHUNU ÇEKE ÇEKE GETİRECEĞİZ
Türk Eğitim-Sen, Bursa 1 No' lu Şube Başkanı Kazım SARNIK ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik.
Başkanım, Öncelikle ne zamandan beri Sendikal Faaliyetlerde bulunuyorsunuz.
Resmi olarak 2001'den beri, Gayri Resmi olarak ise 1994'yılından itibaren, yani Bursa Şu
besinin kuruluşundan beri Eğitim-Sen, Bursa 1 No' lu Şubenin başkanlığını yürütmekteyim.
Peki Başkanım bunca yılın vermiş olduğu tecrübelerinize de istinaden, çalışmalarınızdan, faaliyetlerinizden, çözülemeyen sorunlarınızdan bizlere neler anlatmak istersiniz söz sizde.
Eğitim ve Öğretim yılının ilk yarısı cuma günü bitti. Her zaman iyi temennilerle başlıyor olmamıza rağmen, maalesef iyi devam etmiyor. Devlet adına yetki kullanan yöneticiler bunun sorumluluğu doğrultusunda hareket etmelidir.15 Temmuz'dan sonra, Yenikapı ruhu olarak adlandırılan, milli birlik ve beraberlik ruhu sürekli canlı tutulmalıdır. Ancak işbaşındaki idareciler bu konuda gerekli hassasiyeti göstermemektedirler .
Özellikle Bursa'daki okullarda, müdür ve müdür yardımcısı görevlendirilmelerinde bu konu belirgin bir şekilde, yandaş kayırma şekline dönüşmüştür. Hatta biz Türk Eğitim sen olarak 9000'e yaklaşan üyemizle dışlandığımızı düşünüyoruz. Yöneticilerin görevi her alanda herkese eşit davranmaktır. Gözlemlerimize göre Bursa'da bunu göremiyoruz. Adeta bir sendikanın üyelerini yönetici yapmak zorundaymış gibi hareket ediliyor. Bu durum Yenikapı ruhuna aykırıdır. Bu ruha aykırı hareket edenleri, deşifre edeceğiz. İnancımızı göre emaneti ehline veriniz ilkesi esastır. Burada görevler, benden olanın dışında kimseye verilmez anlayışı hakim. Eğitimde sadece bir anlayışla birlikte hareket ederseniz, bir gün duvara toslayabilirsiniz!
Eğitim alanında bugün itibariyle eğitim yöneticilerinin mi Sözü geçmektedir. Yoksa Malum Sen'in mi sözü geçmektedir. Bunu birinin bize anlatmasını bekliyoruz.
Öğretmen alımlarında,2011'de kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik yeniden hortlatılmıştır. Burada ki çelişki sözleşmeli öğretmenliği kaldıranında, tekrar getireninde aynı siyasi anlayışın olmasıdır. Bu öğretmenler mesleklerine başlayacakları için üzerlerinde büyük bir baskı oluşturulacaktır. Sözleşmelilik yetmiyormuş gibi, bir de mülakat eklenmiştir. Bu benden olmayana, öğretmenlik yaptırmayacağız demenin diğer adıdır. Bu kişilere 4 yıl bir yerde sözleşmeli olarak çalışacaksın, 2 yılda kadrolu olarak toplam 6 yıl köle muamelesine tabisin demektir... Üstelik bu mülakat komisyonlarında, objektiflik asla olmayacağı için yöresel faktörlerde devreye gireceğinden bu durumu biz kabul edilebilir bulmuyoruz.
Atama bekleyen öğretmenler konusu ayrı bir yara olarak devam ediyor. Halen Bursa'daki okullarda 5.000 civarında ücretli öğretmen çalışmaktadır.
Bugünkü açık kadroların karşılanması için gerekli sayıda atamanın yapılmasını beklemekteyiz. Ülkenin geleceğini şekillendirecek olan 96 Bin öğretmen ihtiyacı bir an evvel karşılanmalıdır. Ülkemiz 3,5 Milyon Suriyeli göçmene kaynak bulabiliyorsa, öğretmenlerimize de bulabilmelidir.
Başkanım, Daha başka neler ilave etmek istersiniz?
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Öğretmen rotasyonu sevdasından vazgeçmelidir. Eğitimde başarının rotasyonla geleceği düşünülüyorsa, yanılıyorlar. Sürekli yer değiştiren bir eğitimciden başarı beklemek hayal olur. Proje okullarında ki başarının önemli bir unsuru da bu okullarda görev yapan öğretmenlerin uzun yıllar, bir ekip ruhu içinde birlikte görev yapmış olmalarıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı, Öğretmenler üzerinde baskı aracı olarak kullanılabilecek olan performans sistemini getireceğini ifade etmektedir. Eğitim de, başarı kısa sürede ölçülebilecek bir olgu değildir.
Bu bakımdan, performans sistemi demek torpil, siyasi ve ideolojik görüşleri öne çıkarmak demektir. Milli Eğitim, yap-boz tahtası gibi yol almaya devam ediyor. Eğitim sisteminin 4+4+4 düzenlenmesinin sıkıntıları tam aşılamamışken, yeni bir tartışma konusu olarak, müfredat değişikliği gündeme getirilmiştir. M.E.B. bununla ilgili öğretmenlerin görüşlerine başvurmuş, görüş istemiştir. Ancak bu görüşleri ne kadar dikkate alacağı şüphelidir.
Bu çerçevede bir sendika, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük konularının ders olarak okutulmaması gerektiği şeklinde görüş ileri sürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan M.Kemal Atatürk'e karşı böyle bir düşünceyi doğru bulmuyoruz. Milletler kahramanlarıyla yaşarlar. Türk Eğitim-Sen olarak kahramanlarımızı unutturmayacağız, "Bizim ilkemiz, önce ülkemiz" düsturuyla hareket eden bizler, vatanına milletine sadakatle bağlı, Atatürkçü, Milliyetçi, insanlardan oluşan büyük bir aileyiz.
Atatürk demek bağımsızlık demektir. Atatürk demek Cumhuriyet demektir, Atatürk demek bayrak demektir, Atatürk demek Türkiye demek, Türkçe demektir. Diyerek sözlerini tamamladı.
İLETİŞİM BİLGİLERİ:
FEVZİ ÇAKMAK CADDESİ
NO:62 GÖKTAŞ İŞ MERKEZİ KAT:3 DAİRE:13
TEL VE FAKS: 0224 273 16 84
GSM: 0532 515 89 59
www.bursa1.tesweb.org
OSMANGAZİ/BURSA
HABER VE FOTOGRAF: ÖZKAN YILDIRIM
En Çok Okunan Haberler