Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

YENİ TEKNOLOJİLERLE BEYİN CERRAHİSİ

Beyin cerrahi uzmanı Profesör Doktor Ahmet Bekar ile keyifli ve bilgilendirici bir röportaj gerçekleştirdik.

Haber Giriş Tarihi: 07.06.2018 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 07.06.2018 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
YENİ TEKNOLOJİLERLE BEYİN CERRAHİSİ

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz hocam?Sizi tanımak isteyen okurlarımız için.

Elbette, Alanya’da doğdum. Üniversite eğitimi için Bursa’ya geldim. Uludağ Üniversitesi’nin (O zaman ki adıyla Bursa Tıp Fakültesi) Bursa’da eğitime başladığı ilk 50 öğrenciden birisiyim. Bu gruptan 10 tane profesör yetişmiştir. Mezuniyetten sonra mecburi hizmetimi yapmak için Polatlı’ya gittim. Sonra Bursa’ya döndüm ve önce asistanlık, uzmanlık, doçentlik derken profesör olarak Uludağ Üniversitesi’nde görevime devam ediyorum.

Peki hocam sizce en ideal hasta hekim ilişkisi nasıl olmalı?

İlk olarak hastanın aileden olduğunu kabul edeceksiniz. Esas olan budur. Onun derdini acısını sıkıntısını paylaşacaksınız ve çözmeye çalışacaksınız. Ailenize yapmayacağınız şeyi hastanıza yapmayacaksınız. Ben bütün asistanlarıma bunu öğretmeye çalışıyorum. İkinci olarak yalan söylemeyeceksiniz. Hastaya, biliyorsanız biliyorum demelisiniz ama bilmiyorsanız ve bu işi sizden daha iyi yapacak birileri varsa hastayı o kişiye yönlendirmelisiniz. Bu çok önemli.

Beyin cerrahisi alanında genellikle ne tür vakalarla karşılaşıyorsunuz?

  Beyin cerrahisi sinirin olduğu her yerde vardır. Sinir nerede kafada mı? Ordasınız. Belde mi? Ordasınız. Periferik sinir ise vücüdun her yerinde var. Bu nedenle her tür vakayla karşılaşabiliyoruz. Tıptaki gelişmeler mesleğin daha ileri gidebilmesi için belli branşlaşmaların ortaya çıkmasını gerektirmiştir.  Özellikle eğitim araştırma hastanelerinde bu branşlaşmaları görmekteyiz. Bu da yapılan hizmet kalitesini arttırmıştır. Başka bir deyişle bir eğitim araştırma hastanesi kliniğinde bazı ameliyatları belli kişiler yapmaktadır. Bu şekilde bir iş bölümüyle hizmet sürdürülmeye çalışılmaktadır.

Eğitim hayatınızda ya da sonraki süreçlerde örnek aldığınız bir hocanız oldu mu?

 Mutlaka oldu tabi ki. Prof Dr Ender Korfalı,  Prof Dr Teoman Cordan, Prof Dr Kaya Aksoy ve Prof Dr Muammer Doygun gibi hocalarımızın olduğu bir ekiple çalıştık. Her birinden bir şeyler öğrendik tabi. Ama iyi hekim olmak için birilerini taklit etmek gerekmiyor. Özellikle cerrahi branşta her eğitim aldığınız kişiden belli teknikleri alıp orada siz bir Ahmet Bekar modeli yaratmak zorundasınız. Ancak o zaman iyi bir cerrah ve iyi bir hekim olursunuz. Cerrahi olarak doğru bulmadığım bir tekniği öğrenmiş dahi olsam, pratik hayatta kullanmam.  Ben 31 yılda yirmi bine yakın ameliyata girmiş bir cerrahım.  Bu meslek tecrübesi kendime ait özel bir teknik geliştirmeme neden olmuştur.  Bununla birlikte her cerrahi tekniğin avantajları ve dezavantajları vardır. Siz bunları göz önüne almazsanız, bunların eksiğini fazlasını görmez kendinizden bir şeyler katmazsanız bir yere varamazsınız.

 Peki hocam tıbbı kimler seçiyor şu anda?

  Maalesef her yerde sorunlar olduğu gibi yüksek öğretimde de sorunlar var. Bunu diğer sorunlardan soyutlayamazsınız. Artık tıp tercih edilen bir branş değil. Eskiden üniversite sınavında sıralamada ilk bine giren öğrenciler büyük oranda tıbbı seçerken, şu anda şeçmiyorlar. Tabi ki bu sorunun çok nedeni var (Mecburi hizmet, ekonomik nedenler, uzmanlık mecburi hizmeti, yan dal mecburi hizmeti gibi) Hele tıp içinde olan bazı branşlar hiç tercih edilmiyor. Bu yüzden biz yeterli donanımı olmayan öğrencilerle karşı karşıya kalıyoruz. Öğrenciler devam zorunluğu olduğu halde derslere gelmiyor. Staja gelmiyor. Dersin son beş dakikası geliyor. Öğrenmek istemeyen öğrenciden hekim olması isteniyor. Her gün de af çıkıyor. Sonuçta doktor olacak insanlardan bahsediyoruz biz çoluğumuzu çocuğumuzu kimlere emanet edeceğiz gelecekte.

Açıklamak, okurlarımızı bilgilendirmek istediğiniz başka konular var mı hocam?

  Ben özellikle nöroonkoloji(beyin tümörleri), hareket bozuklukları (Parkinson pili), ağrı (trigeminal nevralji, kanser ağrıları gibi), epilepsi cerrahisi benim spesifik uğraşı alanlarımdır. Bunun dışında bel ağrıları, boyun ağrıları, hidrosefali ve periferik sinir cerrahisi hepimizin ilgilendiği konular. Bursa için özel olanı söyleyeyim. Mesela epilepsi ameliyatları Türkiyede 5-6 merkezde yapılabiliyor. Biz Uludağ Üniversitesi’nde yaklaşık 15 yıldır, beş altı kişilik ekibimizle epilepsi cerrahisi grubu olarak Bursa’da ameliyatlar yapıyoruz. Böyle bir hasta ortalama 15-20 yıllık bir hastalık sürecinden sonra bize ulaşıyor. Bu hastalar ilaçtan yarar görmemiş ve sara nöbetleriyle yıllardır boğuşan bir hastalardır.  Çeşitli incelemelerden sonra cerrahi şansı verdiğimiz hasta olursa hastayı ameliyat ediyoruz ve artık nöbet geçirmiyor.

  Siz gelmeden önce şu köşede çok güzel bir tablo vardı. 20 yaşında bir genç kız Adana’dan epilepsi hastası, 2 aylık olduğundan beri sara nöbeti geçiriyor. Ameliyat ettim, şu an hiç nöbeti yok. Üçüncü ay kontrolüne geldi. Çok güzel bir tablo yapmış ve bana hediye getirmiş. (Çok güzel dini bir tablo). Bunu anlatırken tüylerim ürperiyor.20 li yaşlarındaki bir genç kızın artık istediği resmi çizebilmesi, filmi izleyebilmesi, istediği ışığın önünde oturabilmesi, evlenebilmesi, çocuk sahibi olabilmesi nöbetsiz bir hayat sürmesi müthiş bir şey. Böyle aşağı yukarı 100’ün üstünde hastamız oldu.

  Bir diğer konu ağrılar; yaşam kalitesini son derece düşüren bir durum ağrıdır. Malesef ağrıyla uğraşan insanların sayısı çok azaldı. Mesela kanser hastaları, dayanılmaz ağrıyla baş edebilmek için morfin grubu ilaçlara ihtiyaç duyuyorlar. Morfin demek kırmızı reçete demek. Belirli süre sonra ilaca karşı tolerans gelişiyor. İlaç yapıldıktan kısa bir süre sonra tolerans nedeniyle hastada ağrı yine tekrarlıyor. Gece ihtiyaç duyulsa eczanelerde bulamazsınız kullandığı ilaçları. Hem hasta hem ailesi için büyük ızdırap bu süreç. Böyle ağrılarda belli yolları iğneyle iptal ederek bu ağrının beyin tarafından hissedilmemesini sağlabiliyoruz. Tabi her hastada değil. En son zonalı 80 yaşında bir hastam vardı . İntihar edeceğim diyordu. Gözünün üstündeki zonalı bölgeye kaşkol bağlamış onu sıkarak geldi bana. Bir iğne ile bu ağrıyı geçirdik. Son derece mutlu şimdi. Geçen haftasonu da bir parkinson hastasına müdahale ettik. Bursa’da ilk kez geçekleştirilen bir operasyonla pil taktık. Bunlar teknolojinin getirdiği belli eğitim gereken alanlar. Dışarda muayenehanesi olan bir hekimim. Mesai sonrası orada mesleğime devam ediyorum. Medikalpark’ın da sorumlusuyum aynı zamanda. Oraya yeni bir mikroskop aldırdım. Boyalı madde (fluoressein sodyum) ile tümörün sınırlarını belirleyerek tümörü çıkarmayı sağlayan bir uygulama geliştirdik. Bursa’ya mesleğimiz ile ilgili yeni bir teknoloji kazandırdık.

Peki arta kalan zamanlarınızı nasıl geçiriyorsunuz ?

  Dediğiniz zamanlar genellikle haftasonu oluyor. O zamanı da ailem ve arkadaşlarımla geçiriyorum . Evde olmayı tercih ediyorum genellikle.

Son olarak eklemek istediğiniz şeyler var mı hocam?

  Ülkem açısından çok üzüldüğüm bir nokta var o da maalesef insanlar yetişmiyor. Eğitilmiş insan kaybımız çok fazla. Örneğin beyin cerrahisi ile ilgili beyindeki patolojiye müdahale eden kişilerin sayısı hızla azalıyor. Bizler emekli olduktan sonra daha da azalacak. Dört yıl dernekçilik yaptım ben o dönemde de tam gün yarım gün tartışmaları nedeniyle muayenehaneler kapatılacak dendiği için eğitim araştırma hastanelerinden bütün şefler ayrıldılar. Yerlerine atanacak kimse bulunamadı. Onların döneminde alınan asistanlar hiç eğitim almadan mezun edildiler ve o arkadaşlarımız uzman olarak hastanelerde çalışıyorlar. Siz onları ilgili gazetelerden okuduklarınız kadarıyla biliyorsunuz ama bizim gibi tecrübeli insanlar hep yapılmış hatalarla uğraşıyor.Yine şimdilerde doçentlik sınavı kaldırıldı. 2-3 yayınla sınava girmeden sadece dosya incelemesi ile doçent olabiliyorsunuz. Bakıyorsunuz hiç tecrübesi olmayan yayınlanmış yeterli sayıda makalesi olmayan insanlar profesör oluyor. Bu son derece üzücü diyerek sözlerini tamamladı.

Bu güzel bilgiler dolayısıyla bizler de Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak Profesör Doktor Ahmet Bekar'a teşekkürlerimizi iletiyor ve başarılı çalışmalarının devamını diliyoruz.

HABER VE FOTOĞRAF:  ÖZKAN YILDIRIM

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.