Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

UZM. DİL VE KONUŞMA TERAPİSTİ BİNNUR ALIŞ CEYLAN KONUŞMAK DÜŞÜNMENİN MİHENK TAŞIDIR

Toplumumuzun konuşma bozuklukları konusunda bilinçlenmesi adına Konuşma Terapisti Binnur Alış Ceylan ile başta kekemelik ve afazi olmak üzere konuşma biçimlerinin düşünce yapısını şekillendirmesine yönelik son derece bilgilendirici ve kaliteli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Haber Giriş Tarihi: 06.03.2018 11:52
Haber Güncellenme Tarihi: 06.03.2018 11:52
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
UZM. DİL VE KONUŞMA TERAPİSTİ BİNNUR ALIŞ CEYLAN KONUŞMAK DÜŞÜNMENİN MİHENK TAŞIDIR

Öncelikle bireysel olarak sizi, uzmanlığınızı ve akademik kariyerinizi temel taşları ile öğrenmek isteriz.

1982 yılında Bursa’da doğdum. İlk, orta ve lise yıllarımı Bursa’da geçirdim. Lisans eğitimimi Ankara Üniversitesi Dilbilim bölümünde tamamladım. Ve sonrasında Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Dil ve Konuşma Terapistliği bölümünde yüksek lisans yaparak uzmanlığımı aldım. Yaklaşık 8 yıldır Bursa’da Uzm. Dil ve Konuşma Terapisti olarak hizmet vermekteyim. Belli bir dönem Bursa’da birkaç kurumda çalıştıktan sonra 2014 yılında kendi merkezimi kurdum. Yine bu süreçte konuşma bozukluklarıyla ilgili çeşitli kurs, seminer ve kongrelere katıldım ve katılmaya devam ediyorum.

Hizmet yelpazeniz hakkında bilgi verir misiniz?

Bu alanda, akıcılık bozuklukları (kekemelik ve hızlı bozuk konuşma), sesletim ve sesbilgisel bozukluklar (artikülasyon ve fonolojik bozukluklar), edinilmiş dil bozuklukları (afazi), işitme kaybına bağlı konuşma bozuklukları, dudak damak yarıklıklarına bağlı konuşma bozuklukları, ses bozuklukları konularında hizmet vermekteyiz.

Sunduğunuz yöntemlerde ayırt edici özellikleriniz ve olmazsa olmaz unsurlarınız nelerdir?

Sektördeki tecrübe ve danışan sayınız çok önemli. 8 yıllık süreç içerisinde binlerce danışanımıza hizmet verdik. Bilimin getirdiği teoriler dışında, çeşitli vakalarla çalışıp tecrübe edinmek en ayırt edici özelliklerimizden birisidir. Hastalarımızın tamamına yakınını tedavi ederek merkezimizden uğurlamaktayız. Olmazsa olmazlarımız; düzenli çalışma, terapilere devamlılık ve takiptir. Danışanlarımız düzenli ve istekli bir şekilde terapiye devam ettiklerinde çok daha olumlu sonuçlar almaktayız. Yapılan işe inanmak bizim için çok önemlidir.

Niçin sizi tercih etmeliyiz? Tedavi yöntemlerinde farklarınız nelerdir?

Dil ve konuşma terapisi ülkemizde yeni gelişen bir alan olduğu için, maalesef bazı kişiler ya da kurumlar tarafından suiistimal edilmektedir. Bu alanda uzman olmayan kişiler, bu işin uzmanıymış gibi çalışıp danışanları yanlış yönlendirmektedirler. Bu nedenle danışanlara ve yakınlarına tavsiyem, dil ve konuşma terapisi aldıkları kişinin diplomasını sorgulamalarıdır. Uzm. Dil ve Konuşma Terapisti olmayan kişilerden terapi alınmasını tavsiye etmiyorum, çünkü yapılan yanlış uygulamalar sonrasında gelinen sonuç danışanlarda hayal kırıklığı yaratabiliyor ve kişinin sonraki hayatını olumsuz yönde etkileyebiliyor.

Tedavi yöntemine karar vermeden önce, bir konuşma değerlendirmesi yapıyoruz ve kişinin durumuna özel bir terapi programı planlıyoruz.


Konuşma ile düşünme arasındaki paralellik hakkında ne söylemek istersiniz? Düzgün telaffuzun hayal gücüne ve düşünce kabiliyetine etkileri nelerdir?

İnsanlar düşündüklerini karşı tarafa aktarabilmek için konuşma ihtiyacı duyar. Konuşma bozukluğu olan bireyler, düşüncelerini karşı tarafa aktarma konusunda sorun yaşadıklarından dolayı konuşamamayı tercih edebilmektedirler. Bu durum da, kişiyi sosyal hayattan soyutlayabilir. Konuşma ve telaffuzda sorun yaşayan bireyler sosyal hayatta başarılı olamayabilirler. Herhangi bir konuşma problemi yaşayan bireyde, yaşadığı bu probleme bağlı olarak özgüven eksikliği, içe kapanma ve sosyal hayattan kopma görülebilir. Konuşma bozukluklarında tedavi kesinlikle ertelenmemelidir.

Afazi olarak adlandırdığınız konuşma problemini açıklar mısınız?

Afazi bir edinilmiş dil bozukluğudur, inme ya da kafa travması sonrasında beyinde dille ilgili bölgelerin hasar almasıyla gelişebilir. Konuşmanın yanı sıra bireyin anlama, okuma ve yazma becerileri de etkilenebilmektedir. Beyinde oluşan hasar sonrasındaki ilk iki sene bireyin iyileşme göstermesi adına çok önemlidir. Bu nedenle vakanın dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirilip, en kısa sürede kendisine uygun bir terapi programına başlatılması önerilmektedir.

Konuşma ve dil bozuklukları konusunda doğru bilinen yanlışlar nelerdir? Yapılan yanlışların kalıcı etkileri hakkında ne söylemek istersiniz?
Çoğu insan konuşma bozukluğunun kader olduğunu düşünmektedir. Oysa ki, birçok dil ve konuşma bozukluğunda terapi ile olumlu sonuçlar alınmaktadır. Toplumumuzda özellikle çocuklardaki geç konuşma konusunda yanlış davranılmaktadır. Çoğu aile, “ben de geç konuşmuşum, önemli değil”, “nasıl olsa konuşur, biraz daha bekleyelim” gibi düşüncelerle terapiye başlamayı ertelemektedir. Konuşması geciken çocuk ilerleyen yaşlarında yaşıtlarını yakalamakta zorluk çekebilmektedir. Bu nedenle gecikmiş konuşmada mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır.

Kekemelik kader midir? Bu sorunun bulunduğu kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?

Kekemelik kader değildir tabi ki, burada danışanın bakış açısı önemlidir. Terapiye başlayan danışanlarıma hep belirttiğim gibi, problemin çözümünde istekli olmak çok önemlidir. Uygulanan tedavi yöntemleri ile kişinin konuşmasını kontrol altına alıp akıcı konuşması mümkündür. Akıcılık problemi yaşayan kişilere tavsiyem; “kekemeliğin çözümsüz olduğunu düşünmeyin ve mutlaka bir Uzm. Dil ve Konuşma Terapisti ile iletişime geçin”.

Toplumda çalışmalarınızın karşılık bulma oranı nedir? Toplumumuz geçmişe göre bilinçlenme konusunda ne kadar yol kat etmiştir ve daha ne kadar yol kat etmememiz gerekir?

Bize konuşma bozukluğu şikayeti ile gelen danışanlarımızla öncelikle bir değerlendirme oturumu düzenliyoruz. Ardından kişinin terapiye ihtiyacı varsa, kişiye özel bir terapi programı uyguluyoruz. Terapi oturumlarına katılım düzenli olarak sağlanıp, terapinin gerektirdikleri yerine getirildiğinde olumlu sonuçlar alıyoruz.İnsanlarda farkındalık yaratmak çok önemli. Bilinçli toplum kültürünü oluşturmak adına bazı çalışmalar yürütülmelidir. Toplumu bu konularla ilgili bilinçlendirme çalışmalarını da önümüzdeki günlerde yapmaya çalışacağız. Toplumumuzda bazı konuşma sorunlarında tedavi ne yazık ki “düzelir” düşüncesiyle ertelenmektedir. Örnek vermek gerekirse, bir çocuk “r” sesi yerine “y” sesini kullandığında ailesi “küçükken ben de söyleyemiyordum, nasıl olsa düzeltir” diyerek terapi sürecini ertelerse, çocuğun kişiliği ve sosyal gelişimi zarar görebilir. Bu ya da benzer konuşma bozukluklarında çocuğun çevresi ile olan ilişkilerinin zarar görmemesi adına mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır. Çocuğun söyleyemediği tek bir ses bile olsa kesinlikle terapi ertelenmemelidir.

İLETİŞİM

Konak Mahallesi, İzmir Yolu Cd No:95,

16140 Nilüfer/Bursa

Telefon(0224) 452 21 42

Haber ve Fotograf : SERCAN SELÇUK

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.