Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

UZ. DR. TUNCAY ÇELİK İLE ÇOK ÖZEL

Mezoterapi, Proloterapi, Refleksoloji gibi “Geleneksel Tamamlayıcı Alternatif Tıp Yöntemleri” tedavi uygulamalarıyla Bursa’da çekim merkezi olmayı başarmış olan Nöroloji Uzmanı Doktor Tuncay ÇELİK ile güzel, keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Haber Giriş Tarihi: 18.01.2019 14:16
Haber Güncellenme Tarihi: 18.01.2019 14:16
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
UZ. DR. TUNCAY ÇELİK İLE ÇOK ÖZEL

• Tuncay Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Elbette, bana böylesine güzel bir fırsat tanıdığı için öncelikle Bursa Haber Gazetesi’ne değerli yöneticilerine teşekkürlerimi iletmek istiyorum.  1978 yılında Eskişehir'de doğdum. İlk orta ve lise öğrenimimi yabancı dil ağırlıklı olarak Bursa'da gerçekleştirdim, Uludağ Üniversitesi mezunuyum. Uludağ Üniversitesi'ni 2002 yılında birincilikle ve onur belgesi ile tamamladım. Akabinde Tıpta Uzmanlık sınavında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nöroloji anabilim dalını kazandım. Yaklaşık 5 sene kadar asistanlık dönemim oldu. Asistanlığımı 2007 yılında bitirdim ve uzmanlığa adım attım. Aynı sene içerisinde Nöroloji Derneği'nin düzenlediği Nöroloji Board Sınavında Türkiye 2’ncisi oldum. Ondan sonra mecburi hizmet olarak Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ve sonrasında özel sektöre geçiş yaptım. Bir yıl kadar Balıkesir'de çalıştım. Daha sonra Bursa'da çeşitli özel hastanelerde görev yaptım. Son bir aydır da kendi kliniğimde hizmet vermekteyim.

•Genelde hangi tür vakalarla karşılaşıyorsunuz ve sonrasında bu vakalara hangi özel tedavi yöntemleri uyguluyorsunuz?

Nörolog olduğumuz için tabii ki öncelikle nörolojik vakalar geliyor. Nöroloji nelerle ilgili önce onlarla ilgili bilgi verebilirim isterseniz. Migren ve diğer baş ağrıları çoğunlukla gelmekte, başı ağrımayan ömrü boyunca hiçbir insan yoktur. Bunun dışında her tür ağrılar geliyor.  Eklem ağrıları, boyun, sırt, bel fıtığı gibi şikayetlerle hastalar geliyor. Tabii bunlar diğer branşları da ilgilendiriyor ama bize de geliyorlar.  Bunun dışında nörolojinin ilgilendiği ‘vertigo baş dönmesi’  bununla özel olarak ilgileniyorum. Bunun dışında Alzheimer hastaları geliyor. Bizim Alzheimer ile ilgili şöyle bir hizmetimizde başlıyor; Bu muayenehane kapsamında. Hemşiremiz ile birlikte bize gelemeyen yatalak olan Alzheimer hastalarını evinde muayene ediyoruz. Tetkiklerini yaptırıyoruz. Gerekli tıbbi muayenelerini yapıyoruz. Bu çok önemli çünkü bu hastalar aileleri için büyük bir yük. Çünkü yatalak bir hastayı taksi ile getirip götürmek büyük bir eziyet. Bunu ben kendi ailemde yaşadığım için bilirim, böyle güzel bir hizmet veriyoruz. Bunun dışında Parkinson hastalığı ile ilgileniyoruz, Epilepsi ile ilgileniyoruz. MS (multipl skleroz)hastaları ile ilgileniyoruz. Toplum içerisinde çok sık konuşulan ALS ile ilgileniyoruz. Aynı zamanda Ayaklarda yanma, karıncalanma, iğnelenme olan Polinöropati ve Nöropatik ağrılarla ilgileniyoruz. Özellikle şeker hastalarında bu çok oluyor. Kas hastalıkları ile ilgileniyoruz.  Bunlar nörolojinin ilgilendiği genel konular zaten.  Ayrıca, bunların tetkiklerine yönelik, şu anda Bursa'daki en iyi cihazları kullanmaktayız. Bunları yeni getirdik bu tetkikleri kendi bünyemizde yapabiliyoruz. Anlaşmalı olduğumuz kurumlarda görüntüleme yöntemlerini ve kan tetkiklerini yaptırabiliyoruz. Bizim burada en büyük hedefimiz ağrıların üzerine gitmek. Çünkü hastalar bizden şunu istiyorlar, hastalıklarının geçirilmesinden öte, ağrılarının, ıstıraplarının geçirilmesini istiyorlar ve ağrısı olan hastalar genelde benden önce bir sürü hekime gitmiş oluyorlar.  Fizik Tedavisi,  ortopedisi vs. öncesinden gitmiş oluyorlar. Örneğin hastaya şu ilacı kullandınız mı dediğimizde kullanmış oluyor. Diğer bir ilacı kullanmış olup olmadığını sorduğumuzda onu da kullandığını söylüyorlar. Sonuçta daha önce kullanmış oldukları ilaçlarla ilgili tekrardan reçete edemiyoruz. Örneğin; bel fıtığı ameliyatı olmuş hala ağrıları geçmemiş bu tür hastalara çare olmamız gerekiyor. Bu anlamda şu anda Sayın Emine Erdoğan'ın çok üzerinde durduğu bir konu var;  Geleneksel Tamamlayıcı Alternatif tıp yöntemleri. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığı'nın da ciddi çalışmaları var. Ben de bununla ilgili Sağlık Bakanlığı'nın kurslarına gidiyorum ve bunların onaylı sertifikalarını alıp hastalarımızın bu tür şikâyetleri olduğunda alternatif yöntemlerle tedavi etmeye çalışıyoruz. Sonuç olarak Mezoterapi dediğimiz bir tedavi yöntemi mevcut. Bunu estetik olarak bilirler ama ben bu işin daha çok ağrı kısmı ile ilgileniyorum. Mezoterapi,  Fransa'da 1950'li yıllardan itibaren kullanılıyor ve o yıllardan beri ders olarak gösterilmesine rağmen, Türkiye'de son 2-3 yıldır Mezoterapi kullanılmaya başlandı. Mesela biz Mezoterapi’yi ağrı için kullanıyoruz sırt ağrısı, boyun ağrısı, bel ağrısı, eklem ağrısı dahil aklınıza gelebilecek her türlü ağrıda kullanıyoruz.  Hastalar bundan çok fayda görüyorlar, hastaların şikâyetlerini bir nebze geçirdiğimiz vakit hastalar mutlu oluyor. Bunun dışında yine ağrıya yönelik Proloterapi var. Bunun da sınavını geçtim, yakında belgesi gelecek.  Proloterapide de özellikle kasların tendonlarına, ligamanlarına, yine bazı %5 şekerli su solüsyonu uyguluyoruz. Bununla dokunun kendi kendini iyileştirmesini sağlıyoruz. Proloterapi de çok etkin bir yöntem. Özellikle spor yaralanmalarında, burkulmalarda çok güzel sonuçlar alıyoruz. Akupunktur eğitimi de alıyoruz. Bunun eğitimi tam olarak bitmedi birkaç ay sonra ona da başlayacağız.  Refleksoloji eğitimini aldık, sertifikası geldi. Refleksoloji ayak masajı olarak biliniyor.  Ama aslında ayak masajı değil, çok farklı bir yöntem ayak tabanındaki akupunktur noktalarına iğne batırmak yerine, basınç uyguluyoruz.  Aslında temel mentalitesi akupunktura dayanan farklı bir yöntem,  tam anlamıyla masaj değil ama toplumda öyle biliniyor.  Bunları uygulamaya çalışıyoruz. Ama bunları yaparken modern tıbbın, klasik tıbbın kurallarından ayrılmadan ana unsurlarından ayrılmadan uygulayıp sonrasında da bu yöntemleri uyguluyoruz.

•Peki Tuncay Bey, kendinize örnek aldığınız “rol model” olarak gördüğünüz hocalarınız oldu mu acaba, öğrenebilir miyiz?

Elbette oldu. İhtisasımı Ankara Üniversitesi'nde aldığım için en çok oradaki nöroloji hocalarımla haşır neşir oldum. Onlardan her şeyi öğrendim. Şimdi emekli olmuş olan Prof. DR. Nermin Mutluer, yine Prof. DR. Ayşe Bingöl Hocamız, Prof. Dr Cenk Akbostancı ve Prof. DR.Özden Şener bunlardan bazıları. Kendimize rol model aldığımız bize her şeyi öğreten emekleri geçen insanlar.

•Yoğun bir mesleğiniz var. İş hayatınız dışında boş zamanlarınızda ne tür aktiviteler de bulunuyorsunuz?

Kayıtlı olduğumuz dernekler var. STK ‘lar var. Bunların en başında tabii Türk Tabipler Birliği Nöroloji Derneği gelir. Yine son zamanlarda Lions Kulübü olarak Kükürtlü Lions Kulübüne bağlı, alt kulüp olarak kurduğumuz sadece hekimlerden oluşan sağlıkla ilgili yardım kampanyalarında da yer aldığımız bir sağlık kulübümüz var. Bunu yeni kurduk yaklaşık 6-7 ay oldu, bununla ilgili bir çalışmamız var. Mesela Lions Kulübü'nün Özlüce'de yaptırmış olduğu bir Alzheimer bakım evi var şu an kaba inşaat halinde. Bu benim branşımla ilgili olduğu için özellikle ben ilgileniyorum. Buranın hizmete geçmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Burası hizmete girdiğinde çok güzel bir toplum hizmeti olmuş olacak. Buranın bitirilmesi ile ilgili yardım kampanyalarını yürütmeye çalışıyoruz. Başka sağlıkla ilgili yeni projeler yapmaya çalışıyoruz, konuşmalar yapıyoruz, halkı bilgilendirmek açısından. Bunun yanı sıra hobi olarak soracak olursanız, annem ve babam resim öğretmeni olduklarından onlardan kalan bir merak yetenek var. Karakalem çalışmaları yapıyorum. Tıp Fakültesinden sonra Üniversitede tercihlerim Mimari üzerineydi. O hevesim hiç geçmedi. Ev dekorasyonu ve mimari işlerini çok seviyorum. Onlarla ilgileniyorum ve bunun yanı sıra klasik otomobillerle de ilgilenmeyi çok seviyorum.  Aynı zamanda amatör kaptanlık belgem var.

•Gençlere tıp fakültesini, Tıp öğrencilerine nörolojiyi önerir misiniz?

İkincisinden başlayayım; Tıp öğrencileri zaten stajlarını yaparken Üniversite Hastanelerinde, okudukları okullarda bölümleri tek tek dolaştıklarından dolayı zaten hangi branşın kendilerine uygun olduğunu seçebiliyorlar, gözlemliyorlar, karar veriyorlar. Bunun dışında öğrencilere Tıp Fakültesini elbette öneririm.  Çünkü prestijli bir meslek ama eski saygınlığı hem maddi açıdan, hem de manevi açıdan düşmekte ne yazık ki; ülkemizde her şey artık fazla.  Hekim sayısı fazla, mimar mühendis sayısı da fazla eskisi gibi değil eskiden bu meslekler kıymetliydi. Şimdi çok fazla üniversite var sayı olarak bir şeyden çok olursa kıymeti de azalır,  ama sonuç itibarıyla yine hekimlik her zaman prestijini koruyor ve sadece prestij anlamında değil, hastalarımızın şurada bir dertlerine derman olmak, onların Allah Razı olsun demeleri bile para kazanmanın çok ötesinde. Bizleri memnun ediyor. Elbette Tıp Fakültesi'ni öneririm ama ben tıp fakültesini birincilikle bitirmiş bir insan olarak da şunu söylemek isterim. Ben ilkokuldan beri doktor olacağım demiştim. Yani bunu mutlaka en başından itibaren istemeleri gerekiyor. Sonradan yada anne babaları istedi diye istememeleri lazım. Çünkü aileler genelde çocukların Doktor olmasını istiyorlar ama önemli olan çocuğunda en baştan itibaren istemesi lazım. Genç ne istiyor bu çok önemli istek ve arzu çok önemli, çünkü siz insan ile uğraşıyorsunuz.  Uğraşırken her türlü insanla karşılaşıyorsunuz.  Mutlaka çok sabırlı olması lazım. Mutlaka bu mesleği sevmesi lazım yoksa bu meslekte hedeflerinize ulaşamazsınız, devam edemezsiniz bu konulara dikkat etmeleri gerekmekte. Onun için ben, Tıp Fakültesini tercih etmek isteyen öğrencilere mutlaka tercihlerini yapmadan önce her hangi bir Tıp Fakültesine gitsinler bir ortamı görsünler derim. 6 yıl okuyorlar, üstüne 5 yıl da asistanlık toplamda 11 yıl sürüyor. Bu 11 yılda doğru düzgün parada kazanamıyorsunuz. Çünkü öğrenci konumundasınız ciddi bir süre hem maddi,  hem manevi açıdan gençliğinizin en güzel yılları bunlar. Bunları hesaba katmaları lazım. Karar verme öncesinde, böyle bir araştırma yaparlarsa en yararlı kararı verecekleri kanısındayım. 

Uludağ Üniversitesi'ni derece ile tamamladıktan sonra uzun yıllar kamu ve özel sektörde çalışmalar yürütmüş olan ve son bir aydır Nilüfer, Konak Mahallesindeki muayenehanesinde hizmet vermeye başlamış olan Nöroloji Uzmanı Dr. Tuncay Çelik’e bizlerde Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak çalışmalarında ve gelecek hedeflerin de başarılar diliyoruz.

İletişim Bilgilerimiz

 Telefon :

0224 223 8080

 Gsm :

0534 525 3411

 E-Posta :

info@drtuncaycelik.com

 Adres :

Konak Mah. Karadut Sok. Gençarslanlar Sitesi No: 1 Daire: 20 Nilüfer/BURSA

HABER VE FOTORAF ÖZKAN YILDIRIM

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.