Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

PROF. DR. BÜLENT OKTAY İLE ÇOK ÖZEL

Bursa Özel Acıbadem Hastanesi’nde uzun yıllardır Üroloji, Robotik Cerrahi ve Organ Nakli konularında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Sayın Bülent Oktay ile güzel, keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Haber Giriş Tarihi: 12.09.2018 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 12.09.2018 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
PROF. DR. BÜLENT OKTAY İLE ÇOK ÖZEL

1989’DA BURSA’DA İLK BÖBREK NAKLİNİ GERÇEKLEŞTİREN EKİPTEYDİM...

 1980 yılında o zamanki adıyla Bursa Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Adı daha sonra 1984’te adı Uludağ Üniversitesi olarak değişti.  1983 yılı sonunda Uludağ Üniversitesi’nde üroloji uzman oldum. 1987’de Yardımcı Doçent, 1990’da Doçent ünvanını aldım.  1989’da Bursa’da ilk böbrek naklini gerçekleştiren ekipteydim. İlerleyen süreçte böbrek naklini geliştirirken, dünyada trend olan kapalı ameliyat yani Laparoskopik Cerrahi için 2000 yılının başında Fransa’ya eğitime gittim. Böbrek nakli eğitimi için de 1988’de Amerika’ya gitmiştim. Fransa dönüşünde,  o zaman Uludağ Üniversitesi’nde, Laparoskopik Cerrahi’yi birkaç yıl içinde tüm ameliyatlarda uygulanabilir hale getirdik ve uyguladık. Bu durum o dönem  ülkede  önemli bir dalga yarattı ve ana bilim dalımıza  birçok merkezden eğitime gelmek isteyen hekimler oldu. Uludağ Üroloji gerçek bir uzmanlık sonrası eğitim merkezi oldu. Uzmanlık sonrası eğitime Postgraduate Eğitim diyoruz.

2012’NİN BAŞINDA ACIBADEM BURSA HASTANESİ’NDE BÖBREK NAKLİ PROGRAMI’NI KURDUM

 1997 yılında muayenehanem vardı. Tabi orada da önemli bir hasta kesimine hizmet veriyorduk. O süreçte yaşadığımız  karışık dönemde Tıp Fakültesi’nden ayrılmak durumunda kaldım. 10 yıl Ana Bilim Dalı Başkanlığı yaptıktan sonra ayrıldım. Yaptığım işlere değil de, durduğum saate bakar duruma gelindiğinde, ayrılmanın en doğru seçim olduğunu düşündüm. Tam o sırada Bursa’da ikinci bir Böbrek Nakli Merkezi kurulması kararı verildi. Böbrek Nakli ve Diyaliz Merkezleri planlama dahilindedir. Planlamada böyle bir kadro vardı. O sırada  kurumlar kuraya girdi. Acıbadem kurma hakkını hakkını kazandı. 2012’nin başında Acıbadem Bursa Hastanesi’nde Böbrek Nakli Programı’nı kurdum. Özel kurumlarda etkinlikler biraz daha hızlı olmakta. Tanıtım faaliyetleri, tıbbı donanımları elde etme  daha etkin. Kısa zamanda yılda 100’ün üstünde nakil yapar duruma geldik. 7 yıl bitmeden 700 böbrek nakli sayısına ulaşmak üzereyiz. Bu önemli bir rakamdır. Türkiye’de ilk sıralardayız. Önemli sayıda insana hizmet veriyoruz. Buradaki böbrek nakli hizmetinin en önemli özelliği “1 TL” dahi fark alınmadan bu hizmetin sunulmasıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Acıbadem Hastanesi’yle böbrek nakliyle ilgili böyle bir sözleşmesi var.  Böbrek Nakli Hizmetlerinde  hastadan  fark ücreti alınmıyor. Ücretsiz deyince yanlış anlaşılıyor, devlet veriyor. Hasta para ödemiyor, Böbrek Nakli Sistemi, hastadan fark alınmayan bir sistemdir. Karaciğer Nakli ve Böbrek Nakli ameliyatlarında ücret alınmıyor ve bu hala bilinmiyor. Acıbadem’in teknik ve fiziksel olanakları üst seviyede, belli bir standardın temsilcisidir. Ekip de şu an çok deneyimli.

100 RAKAMI, KURUMLARI YÜKSEK VOLÜMLÜ MERKEZ KATEGORİSİNE YÜKSELTİR...

 100 rakamı şöyle önemli; Uluslararası ölçeklerde 100 rakamı yüksek volümlü merkez kategorisine sokar sizi, mesela geçen yıl böbrek nakli operasyonundan 125 tane yaptık. Yüksek volümlü merkezlerde deneyim çok biriktiği için değerlidir. Takımda herkes aynı işi çok sayıda yapınca beceri kazanıyor, sonuçlar daha iyi oluyor. Hünerler öğrenmenin hızıyla ilgilidir. Beceri yaptığınız işin sayısıyla ilgilidir. Hünerliyseniz bir işi 40 defa yapınca çok iyi öğrenirsiniz, hüneriniz az ise beceriye ulaşma sayısı tahmini 60 olur, ancak 80-100 adede ulaşınca herkes beceride eşit duruma gelir.

 2 tane majör iş yapıyoruz. Biri nakil, diğeri kapalı ameliyat, Laparoskopik Cerrahidir.  Daha önceleri böbrek tümörü olan kişilerde büyük kesilerle ameliyat yapılırdı. Bugün, 3 tane 1 cm’lik boru yardımıyla içeriye mercek, lens, ışık ve alet gönderip ameliyat yapıyoruz. Böbrek tümörü örneğin; 4 cm’den küçükse hastayı kesmeden, böbreği almadan sadece tümörü çıkarabiliyoruz. Hastanın en fazla 2-2,5 cm’lik bir kesisi oluyor. Yine büyük böbrek tümörlerinde dahi hastayı kesmeden, sadece böbreğin çıkacağı kadar ufak kesilerden organı çıkarabiliyoruz. Buna Laparoskopik Cerrahi deniyor. Fransızlar kendileri bunu uygulamaya soktular. 2. Fransız Devrimi diyorlar, onlar için, tüm dünya için çok değerli, hastalar için daha değerlidir. Ayrıca prostat kanserinde de Robotik Cerrahi uyguluyoruz. Gerçek adı robot yardımlı Laparoskopik cerrahidir.  Robotun  kollarını alete bağlayıp biz bir konsolda ameliyat yapıyoruz. Tabi bu çok büyük bir konfor sağlıyor ve içerideki küçük dönen aletler sayesinde ‘oya işler’  gibi ameliyat yapma imkanı veriyor.

GÜNEY MARMARA ORGAN BAĞIŞINDA TÜRKİYE’DE BİR NUMARA...

 Güney Marmara Bölgesi ölüden bağış oranında Avrupa ortalamasında gitmektedir. Türkiye’nin ortalaması 7 civarında, Bursa bölgesinin rakamı 20’nin üstündedir. Bizim bu sayede ölüden böbrek takma sayımız ortalamanın oldukça üzerindedir , oran olarak da fazladır. Bu durum böbrek bekleyen hastalar için büyük şanstır. Bir ölüden iki ayrı hastaya böbrek takılabilmektedir.

FOTOĞRAFÇILIK VE MOTORSİKLET VAZGEÇİLMEZ TUTKULARIM...

 Elbette bütün hayatım ameliyat yaparak geçmiyor, insanların ameliyat yapmaya zinde gelmelerini sağlayan rahatlama alanları olması gerekiyor.  Bunlara hobi deniyor.  Hobilerimde dijital fotoğrafçılık var, 1996’dan beri fotoğraf biriktiriyorum. Daha önce film vardı, babamdan kalma bir hobimdir. Siyah- beyaz fotoğraflar vardı, o zaman renkli yoktu. Sonra renkliye , ilerleyen süreçte de  dijitale geçildi. Spor olarak kayak yapıyorum. Yazın sıkça denize gidiyoruz. Sabahları bisikletle dolaşma imkanı buluyorum. Bisikleti çok seviyorum ama hafta içi mümkün olmuyor, mesaiye çok erken geliyorum. Hafta sonu ve tatillerde mutlaka uzun egzersiz yapma olanağı oluyor. Ben 1969’da ilk motosikletime sahip oldum. Neredeyse 50 senedir motosikletim var. Halen hem yazlıkta hem kışlıkta var. Havayı güzel görünce iki teker üzerinde işe gidip geliyorum. Hafta içi gezme zamanım olmuyor. O rahatlamayı işe gelip giderken araç olarak, iş çıkışında  uzak yoldan eve giderek değerlendiriyorum. Rüzgarın tadı çok güzeldir. Rüzgar, özgür  yaşadığını hissettirir insana.

ÜLKEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ SORUN EĞİTİM..

 Bana göre Türkiye’nin şu an da en önemli sorunu eğitimdir. Çünkü eğitimsiz olunca her konuda yetersiz sonuçlar ortaya çıkıyor. Sağlık da aynı şekildedir. Herkesin sevdiği işi çok iyi yapması gerekir. Sevdiği işi seçip onu çok iyi yapacak donanımı edinmesi gerekir. Ne iş yapıyor olduğu önemli değil, seviyor olması ve o işi iyi yapmak için gereken donanıma nerede olsa ulaşması gerekir. Bunun gecesi, gündüzü olmuyor. İşinizi sevmezseniz zor bir durumdur bu . Severek yapıyorsanız 8 saat 1 saat gibi gelir.  İş bittikten sonra güzel bir işin insana verdiği, hastaya bir şey kazandırmanın verdiği huzur da ayrı bir şey, bütün yorgunluğunuzu  da alıyor. İnsanlar etiket için değil, kendilerine uygun işi seçmek için uğraşmalılar, sevdikleri işi yapmalılar ama o işi de en iyi yapmak için ne gerekiyor, araştırmalıları ve kendilerini her zaman geliştirmeliler.

YAŞADIĞIMIZ DÜNYADA HUZURLU OLMAK BİZİM DE HAKKIMIZ

 Uzun süredir ülkede problemler yaşanıyor. Benim çok sevdiğim ülkem epey bir zamandır  huzurlu dönem yaşamadı. İnsanların bunun üzerine düşünmesini istiyorum. Ülkemiz maalesef Dünya sıralamasında mutluluk raporunda 77.     Bizden mutlu 76 ülke var. Neden acaba? Hiç okulu olmayan, giyecek elbisesi olmayan ülkelerle kıyaslanırsak onlardan mutlu görünüyoruz. İnsani değerleri konusunda bir ortak noktaya gelmemiz lazım, bunun için gereken yol haritasının da netleşmesi lazım. Herkes bir köşeyi tutmuş, iddialarda bulunuyor. Gerçeği sorgulayan yok. Doğu ülkelerinin ortak özelliği şudur; herkes gücün peşinde koşar, batıda ise  gerçeğin peşinde koşulur. Böylelikle  uzlaşma  kolay oluyor. Ortak nokta bulmak kolaydır.

Bizler de Acıbadem Hastanesi’ndeki muayenehanenize bizleri konuk ettiğiniz için Bursa Haber Gazetesi Ailesi olarak teşekkür etmek istiyoruz. Bundan sonraki yaşantınızda uzun ve güzel ömürler diliyoruz.

İletişim Bilgileri:

Özel Acıbadem Hastanesi, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı, Sümer Sk. No: 1 Nilüfer / BURSA

Tel: 0 224 270 43 48

E-mail: bulent@bulentoktay.org

HABER VE FOTOĞRAF: ÖZKAN YILDIRIM

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.