Bursa'mızın değerli hekimlerinden Doçent Doktor Erdem Çubukçu ile güzel, bilgilendirici bir röportaj gerçekleştirdik.
Haber Giriş Tarihi: 09.06.2018 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 09.06.2018 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Öncelikle Erdem Bey sizi tanıyabilir miyiz?
1978 Samsun-Çarşamba doğumluyum, İlk ,Orta ve Lise Eğitimimi Samsun- Çarşamba'da tamamladım . 1997 yılında , Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandım. 1997 -2003 yılları arasında öğrencilik eğitimlerimi aldım. Sonrasında 2003 yılında Uludağ Üniversitesi'nde , İç Hastalıkları Asistanı olarak göreve başladım. 5 yıllık asistanlık süreci sonunda açılan sınavla Tıbbi Onkoloji Uzmanlığı Eğitimini yine Uludağ Üniversitesi'nde almaya hak kazandım. Sonrasında uzmanlığımı bitirdim ,zorunlu hizmet olarak Gaziantep'te Dr. Ersin Aslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 6 ay kadar hizmet verdim .Zorunlu hizmetimi tamamladıktan sonra Bursa Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi'nde Onkoloji Uzmanı olarak çalıştım. İlerleyen süreçte Uludağ Üniversitesi'nde Doçent unvanını aldıktan sonra yine Üniversitemize öğretim üyesi olarak atandım. Yaklaşık 2 yıldır Uludağ Üniversitesi'nde Medikal Onkoloji Bilim Dalında Öğretim Üyesi olarak çalışmaktayım.
Peki , Genelde hangi tür kanser vakaları ile karşılaşıyorsunuz?
Aslında baktığımız zaman kanser artık bir halk sağlığı sorunu, her yıl bir Avrupa ülkesi kadar kansere yakalanan hasta sayısı var. Ve yaklaşık neredeyse bunların yarısı kadar ki bu rakamlar 8 ila 10 milyon civarında , kanser ile ilişkili ölümlerle birlikte maalesef dünya genelinde baktığımızda en sık ölümlerin ikinci nedeni olarak görülüyor. Bugün itibarıyla baktığınızda kanser her geçen gün daha da artmakta ,bu da tabii gelişen teknoloji, değişen beslenme ve değişen çevre ortamları ve obezite kanser oranlarının artışında etken oluyor. Günlük pratiğimize baktığımız zaman pratikte hemen hemen Güney Marmara'ya hitap eden ülkemizin 4. büyük şehri olmamız asabiyle buna ilaveten çevre il ve ilçelerle birlikte yaklaşık 5 milyon kişiye hitap ediyoruz. Bakıldığı zaman günlük pratikte, meme kanseri, kolon kanseri, akciğer kanseri başta olmak üzere hemen hemen her türlü kanser hastasına gerek tedavi , gerek takip noktasında yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu noktada , tabi tedavi bakımından değerlendirecek olursak standart olarak hemen hemen tüm imkanlara sahibiz. Yurtdışı ile kıyaslandığı zaman hemen hemen bazı ilaçlar haricinde tedavi noktasında ulaşımda sıkıntı yaşamıyoruz. Bazı ilaçlar noktasında da ,erken erişimde bakanlık aracılığıyla ilaçları temin etmeye çalışıyoruz.Bu nokta itibariyle baktığımız zaman yoğun bir şekilde gerek, poliklinik gerek klinik hizmetlerimizi sürdürmekteyiz.
Peki hocam kanserde erken tanının önemi ile ilgili bize neler söylemek istersiniz?
Normalde aslında bizim Ketem ve Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı politikalarla belirli aşamalar kaydedildi. Kanserde erken tanı çok çok önemli erken tanıyı yakaladıktan sonra hastalıkla mücadele etmemiz daha kolaylaşıyor ve şansımızda yükselmiş oluyor. Bir hastada erken tanıyı bulabilmek için tarama programlarını iyi takip etmemiz lazım.Ülkemizde baktığımız zaman şu aşamada gerek kolon kanseri, gerek akciğer ve meme kanseri ,gerek ,prostat kanseri çok sık görülmesi nedeniyle taramalar ile ilgili çeşitli çalışmalar var. Ülkemizde özellikle meme kanseri ve kolon kanserinde tarama programları düzgün bir şekilde oturmuştur. Özellikle meme kanserini çok erken yakalamaya başladık ciddi anlamda Mamografilerin kullanılması ile beraber.
Ayrıca, mutlaka farkındalığı arttırmamız gerekiyor. Bu da ancak ve ancak hastalara ulaşmakla ilgili. Gerek Sağlık Bakanlığı, gerek üniversite ,gerek sivil toplum örgütleri bu konuda çalışmalar yapıyorlar belirli zamanlarda gerek kanser farkındalık ayı, gerekse bazı özel meme kanseri ayı , ya da kanser günleri gibi yapılan programlar ile beraber hastaların bu olaya farkındalığını arttırmaya çalışıyorlar . Burada özellikle kanser hastalıklarında başarıyı arttıran erken tanıda en önemli şey, hastaların semptom başlamadan önce tarama programlarına uyması. Çünkü bazı kanserlerde semptomu görmeye başladığında genelde ileri hastalık olmuş oluyor.Yani bir kolon kanserinde kanama veya sarılık veya bağırsak alışkanlıklarındaki değişikliği, size dördüncü evre olarak hastayı yakalamanıza neden oluyor. O yüzden hastaların semptomu gelişmeden önce yakalamak çok önemli çünkü semptom gelişen hastalarda genellikle erken evre olmuyor. Maalesef bu çok önemli mutlaka halkımızın taramalarına çok dikkat etmeleri gerekiyor. Kesinlikle ihmal etmesinler, ertelemesinler.
Sayın hocam bir kaçta özel soru sormak istiyoruz, müsadenizle hem eğitim hayatınız süresi içinde olsun, ya da sonraki süreçlerde kendinize "örnek" aldığınız "rol model" olarak gördüğünüz hocalarınız var mıydı acaba?
Tabii ki hem eğitim süreçlerinde ya da sonraki çalışma süreçlerinde her zaman kendimize örnek aldığımız rol model olarak gördüğümüz birçok hocamız olmuştu hayatımızın değişik evrelerinde ama tabi burada isim olarak vermek istemem ama çok değerli hocalarımızı kendime örnek aldığımı söyleyebilirim.
Peki gördüğüm kadarıyla zamanınızın büyük kısmını Üniversitede geçiriyorsunuz, peki arta kalan zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?
Çoğunlukla günümüz burada geçiyor , burası Eğitim ve Araştırma Hastanesi o yüzden öğrencilerimizle çok fazla zaman geçiriyoruz, yoğunlukla onlarla birlikteyiz, arta kalan zamanlarımı da ailemle geçiriyorum. 11 yıldır evliyim , bir erkek ve bir kız çocuğu babasıyım. Bu yüzden hastane ve öğrencilerimden arta kalan zamanları da genelde ailemle birlikte geçirdiğimi söyleyebilirim.
Peki sayın hocam sizce en ideal hasta Hekim ilişkisi nasıl olmalı?
HASTAYA "GÜVEN" AŞILAMAK ŞART..
Bu konuda hem hekimler hem de hastaların üzerine düşen görevleri var. Hekim öncelikle mutlaka hastaya güven vermeli. Çünkü bilhassa Onkoloji hastalıklarında hastaya güven veremezsiniz ,hasta mutlaka dolaşıyor , hasta dolaştığı zamanda gerek zaman kaybı ve gerekse maddi kayıplara yol açıyor, mutlaka öncelikle hastaya güven vermemiz gerekiyor. İkinci önemli şey ise hasta ile araya çok fazla mesafe koymamak lazım. Belli saygı çerçevesi içerisinde, mutlaka o hastanın sizi kabullenmesini sağlamanız lazım tabii öncelikle sizin hastayı kabullenmenizden geçer. Onu direk bir makine olarak değil, hasta olarak değil de normal bir psikolojisi ile yaşantısıyla hastalığı ile kültür seviyesi ile beraber değerlendirmek lazım. Çünkü karşınıza gelen insanların bazıları genç hasta oluyor, bazıları yaşlı hasta olabiliyor, hayatlarının belki en verimli zamanların da kanser olarak karşınıza gelebiliyor ve o ifadeyi duyduktan sonra yıkılabiliyorlar . Aynı anda Psikolojisini de gözlemlemek ,aynı anda kendi çevre ve yaşantısını gözlemlemek aynı zamanda sizin onunla kurabileceğiniz ilişkinin ne kadar faydalı olabileceğinizi belirlemek çok önemli ama bence en önemli şey" güven" ,hasta size güvenmiyorsa mutlaka başka arayışlara giriyor. O yüzden mutlaka hastaya "Güven" aşılamamız lazım.
Genç yaşta gerçekten Uludağ Üniversitesi'nde görev almaya başlamışsınız, Sayın hocam. Peki gelecekteki hedefleriniz neler bu konu ile ilgili bizlere ne gibi bilgiler vermek istersiniz?
Benim öncelikle hedefim kendi bulunmuş olduğum camiada , biraz daha etkin rol alabilmeyi ve buna bağlı olarak da özellikle gelişimimi arttırmayı ve güncel bilgileri kazanmayı hedefliyorum. Tabii ki Hekim olarak kendimizi yenilemek ve hep , üstüne bir şeyler daha koyabilmek , diyebilirim. Diyerek sözlerini tamamladı.
Bizlerde Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak Bursa'nın genç ve başarılı hekimlerinden Doçent Doktor Erdem Çubukçu' ya başarılarının katlanarak artması temennisinde bulunmak istiyoruz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
KANSERDE ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ !!!
Bursa'mızın değerli hekimlerinden Doçent Doktor Erdem Çubukçu ile güzel, bilgilendirici bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle Erdem Bey sizi tanıyabilir miyiz?
1978 Samsun-Çarşamba doğumluyum, İlk ,Orta ve Lise Eğitimimi Samsun- Çarşamba'da tamamladım . 1997 yılında , Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandım. 1997 -2003 yılları arasında öğrencilik eğitimlerimi aldım. Sonrasında 2003 yılında Uludağ Üniversitesi'nde , İç Hastalıkları Asistanı olarak göreve başladım. 5 yıllık asistanlık süreci sonunda açılan sınavla Tıbbi Onkoloji Uzmanlığı Eğitimini yine Uludağ Üniversitesi'nde almaya hak kazandım. Sonrasında uzmanlığımı bitirdim ,zorunlu hizmet olarak Gaziantep'te Dr. Ersin Aslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 6 ay kadar hizmet verdim .Zorunlu hizmetimi tamamladıktan sonra Bursa Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi'nde Onkoloji Uzmanı olarak çalıştım. İlerleyen süreçte Uludağ Üniversitesi'nde Doçent unvanını aldıktan sonra yine Üniversitemize öğretim üyesi olarak atandım. Yaklaşık 2 yıldır Uludağ Üniversitesi'nde Medikal Onkoloji Bilim Dalında Öğretim Üyesi olarak çalışmaktayım.
Peki , Genelde hangi tür kanser vakaları ile karşılaşıyorsunuz?
Aslında baktığımız zaman kanser artık bir halk sağlığı sorunu, her yıl bir Avrupa ülkesi kadar kansere yakalanan hasta sayısı var. Ve yaklaşık neredeyse bunların yarısı kadar ki bu rakamlar 8 ila 10 milyon civarında , kanser ile ilişkili ölümlerle birlikte maalesef dünya genelinde baktığımızda en sık ölümlerin ikinci nedeni olarak görülüyor. Bugün itibarıyla baktığınızda kanser her geçen gün daha da artmakta ,bu da tabii gelişen teknoloji, değişen beslenme ve değişen çevre ortamları ve obezite kanser oranlarının artışında etken oluyor. Günlük pratiğimize baktığımız zaman pratikte hemen hemen Güney Marmara'ya hitap eden ülkemizin 4. büyük şehri olmamız asabiyle buna ilaveten çevre il ve ilçelerle birlikte yaklaşık 5 milyon kişiye hitap ediyoruz. Bakıldığı zaman günlük pratikte, meme kanseri, kolon kanseri, akciğer kanseri başta olmak üzere hemen hemen her türlü kanser hastasına gerek tedavi , gerek takip noktasında yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu noktada , tabi tedavi bakımından değerlendirecek olursak standart olarak hemen hemen tüm imkanlara sahibiz. Yurtdışı ile kıyaslandığı zaman hemen hemen bazı ilaçlar haricinde tedavi noktasında ulaşımda sıkıntı yaşamıyoruz. Bazı ilaçlar noktasında da ,erken erişimde bakanlık aracılığıyla ilaçları temin etmeye çalışıyoruz.Bu nokta itibariyle baktığımız zaman yoğun bir şekilde gerek, poliklinik gerek klinik hizmetlerimizi sürdürmekteyiz.
Peki hocam kanserde erken tanının önemi ile ilgili bize neler söylemek istersiniz?
Normalde aslında bizim Ketem ve Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı politikalarla belirli aşamalar kaydedildi. Kanserde erken tanı çok çok önemli erken tanıyı yakaladıktan sonra hastalıkla mücadele etmemiz daha kolaylaşıyor ve şansımızda yükselmiş oluyor. Bir hastada erken tanıyı bulabilmek için tarama programlarını iyi takip etmemiz lazım.Ülkemizde baktığımız zaman şu aşamada gerek kolon kanseri, gerek akciğer ve meme kanseri ,gerek ,prostat kanseri çok sık görülmesi nedeniyle taramalar ile ilgili çeşitli çalışmalar var. Ülkemizde özellikle meme kanseri ve kolon kanserinde tarama programları düzgün bir şekilde oturmuştur. Özellikle meme kanserini çok erken yakalamaya başladık ciddi anlamda Mamografilerin kullanılması ile beraber.
Ayrıca, mutlaka farkındalığı arttırmamız gerekiyor. Bu da ancak ve ancak hastalara ulaşmakla ilgili. Gerek Sağlık Bakanlığı, gerek üniversite ,gerek sivil toplum örgütleri bu konuda çalışmalar yapıyorlar belirli zamanlarda gerek kanser farkındalık ayı, gerekse bazı özel meme kanseri ayı , ya da kanser günleri gibi yapılan programlar ile beraber hastaların bu olaya farkındalığını arttırmaya çalışıyorlar . Burada özellikle kanser hastalıklarında başarıyı arttıran erken tanıda en önemli şey, hastaların semptom başlamadan önce tarama programlarına uyması. Çünkü bazı kanserlerde semptomu görmeye başladığında genelde ileri hastalık olmuş oluyor.Yani bir kolon kanserinde kanama veya sarılık veya bağırsak alışkanlıklarındaki değişikliği, size dördüncü evre olarak hastayı yakalamanıza neden oluyor. O yüzden hastaların semptomu gelişmeden önce yakalamak çok önemli çünkü semptom gelişen hastalarda genellikle erken evre olmuyor. Maalesef bu çok önemli mutlaka halkımızın taramalarına çok dikkat etmeleri gerekiyor. Kesinlikle ihmal etmesinler, ertelemesinler.
Sayın hocam bir kaçta özel soru sormak istiyoruz, müsadenizle hem eğitim hayatınız süresi içinde olsun, ya da sonraki süreçlerde kendinize "örnek" aldığınız "rol model" olarak gördüğünüz hocalarınız var mıydı acaba?
Tabii ki hem eğitim süreçlerinde ya da sonraki çalışma süreçlerinde her zaman kendimize örnek aldığımız rol model olarak gördüğümüz birçok hocamız olmuştu hayatımızın değişik evrelerinde ama tabi burada isim olarak vermek istemem ama çok değerli hocalarımızı kendime örnek aldığımı söyleyebilirim.
Peki gördüğüm kadarıyla zamanınızın büyük kısmını Üniversitede geçiriyorsunuz, peki arta kalan zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?
Çoğunlukla günümüz burada geçiyor , burası Eğitim ve Araştırma Hastanesi o yüzden öğrencilerimizle çok fazla zaman geçiriyoruz, yoğunlukla onlarla birlikteyiz, arta kalan zamanlarımı da ailemle geçiriyorum. 11 yıldır evliyim , bir erkek ve bir kız çocuğu babasıyım. Bu yüzden hastane ve öğrencilerimden arta kalan zamanları da genelde ailemle birlikte geçirdiğimi söyleyebilirim.
Peki sayın hocam sizce en ideal hasta Hekim ilişkisi nasıl olmalı?
HASTAYA "GÜVEN" AŞILAMAK ŞART..
Bu konuda hem hekimler hem de hastaların üzerine düşen görevleri var. Hekim öncelikle mutlaka hastaya güven vermeli. Çünkü bilhassa Onkoloji hastalıklarında hastaya güven veremezsiniz ,hasta mutlaka dolaşıyor , hasta dolaştığı zamanda gerek zaman kaybı ve gerekse maddi kayıplara yol açıyor, mutlaka öncelikle hastaya güven vermemiz gerekiyor. İkinci önemli şey ise hasta ile araya çok fazla mesafe koymamak lazım. Belli saygı çerçevesi içerisinde, mutlaka o hastanın sizi kabullenmesini sağlamanız lazım tabii öncelikle sizin hastayı kabullenmenizden geçer. Onu direk bir makine olarak değil, hasta olarak değil de normal bir psikolojisi ile yaşantısıyla hastalığı ile kültür seviyesi ile beraber değerlendirmek lazım. Çünkü karşınıza gelen insanların bazıları genç hasta oluyor, bazıları yaşlı hasta olabiliyor, hayatlarının belki en verimli zamanların da kanser olarak karşınıza gelebiliyor ve o ifadeyi duyduktan sonra yıkılabiliyorlar . Aynı anda Psikolojisini de gözlemlemek ,aynı anda kendi çevre ve yaşantısını gözlemlemek aynı zamanda sizin onunla kurabileceğiniz ilişkinin ne kadar faydalı olabileceğinizi belirlemek çok önemli ama bence en önemli şey" güven" ,hasta size güvenmiyorsa mutlaka başka arayışlara giriyor. O yüzden mutlaka hastaya "Güven" aşılamamız lazım.
Genç yaşta gerçekten Uludağ Üniversitesi'nde görev almaya başlamışsınız, Sayın hocam. Peki gelecekteki hedefleriniz neler bu konu ile ilgili bizlere ne gibi bilgiler vermek istersiniz?
Benim öncelikle hedefim kendi bulunmuş olduğum camiada , biraz daha etkin rol alabilmeyi ve buna bağlı olarak da özellikle gelişimimi arttırmayı ve güncel bilgileri kazanmayı hedefliyorum. Tabii ki Hekim olarak kendimizi yenilemek ve hep , üstüne bir şeyler daha koyabilmek , diyebilirim. Diyerek sözlerini tamamladı.
Bizlerde Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak Bursa'nın genç ve başarılı hekimlerinden Doçent Doktor Erdem Çubukçu' ya başarılarının katlanarak artması temennisinde bulunmak istiyoruz.
HABER VE FOTORAF ÖZKAN YILDIRIM
En Çok Okunan Haberler