Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İŞVEREN OLMAZSA İŞÇİ OLMAZ, İŞÇİ OLMAZSA SENDİKA OLMAZ.!!

ÖZÇELİK-İŞ Sendikası Bursa Şubesi Başkanı Sayın Mustafa ÇÖLCÜ ile başta sendikal faaliyetler olmak üzere birçok konuyu masaya yatırmış olduğumuz güzel ,kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.

Haber Giriş Tarihi: 06.04.2019 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 06.04.2019 00:42
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
İŞVEREN OLMAZSA  İŞÇİ OLMAZ, İŞÇİ OLMAZSA SENDİKA OLMAZ.!!
Sayın Başkan, Mustafa Bey isterseniz sizi tanıyarak röportajımıza başlayalım?

    ---Öncelikle bana böylesine güzel bir fırsat tanıdığı için Bursa Haber Gazetesi’ne ve değerli yöneticilerine teşekkürlerimi iletmek istiyorum.  Ben Mustafa Çölcü , 1978 Samsun doğumluyum. 15 yıldır  Bursa'da ikamet etmekteyim, bu süre zarfında “Maysan Mando”  iş yerinde operatör olarak işe başladım ,sonrasında takım lideri, vardiya amiri,  üretim teknisyenliği yaptım . Akabinde 2017 Aralık ayında Özçelik-İş Sendikası’nın  Olağan  Kongresinde şube başkanlığına aday oldum bu adaylık sürecinde işçi arkadaşlarımızın da desteği ile seçimi kazanarak Bursa Özçelik-İş Sendikası Bursa şube başkanı olarak görevime başladım. Göreve gelmiş olduğumuz zamandan günümüze her zaman  işçilerimizin durumlarını, şartlarını iyileştirmek  ile ilgili birçok girişimlerde bulunduk.


50 YILLIK GEÇMİŞİ OLAN BİR SENDİKAYIZ..

Başkanım bize ve okuyucularımızaÖzçelik-İş Sendikasınıtanıtır mısınız?

    --- Özçelik-İş Sendikası yaklaşık yarım asırlık bir sendika. 12 Eylül döneminde bazı STK’lar ve Konfederasyonların kapatıldığı dönemde, bizim konfederasyonumuz da o dönemde kapatılmış ve böylelikle sıkıntılar yaşanmış, sonrasında hayat normale döndüğünde tekrardan  sendikamız, konfederasyonumuz normal yoluna devam etmiştir. Şu an Türkiye'de 50.000 üyesi  bulunmaktadır. Genel Başkanımız Sayın Yunus Değirmenci’yi  her zaman örnek alırız, genel başkanımız gitmiş olduğu bütün şehirlerde örgütlü olmuş olduğumuz  şehirlerde akşam yemeklerini dışarıda  kesinlikle yemediği gibi  oradaki  işçi  arkadaşlarımızın evlerine konuk olur ve  yemeğini kardeşlerimizle birlikte yer . Böylelikle dayanışmayı birlik ve beraberliği arttırmaya çalışmaktadır. Bizim sendikamız büyük ama büyüklüğü bir aile olmasından kaynaklanmaktadır.  Kesinlikle  senlik  , benlik yoktur.  Mütevazi bir genel başkanımız vardır, nasıl üyelerimiz bize kolaylıkla ulaşabiliyorsa ,bizde sayın genel başkanımıza çok kolay bir şekilde ulaşabilmekteyiz. Her zaman yanımızda olur, davetlerimize icabet eder.  Çok güzel bir bünyemiz çok güzel bir yapımız olduğunu söyleyebilirim.

   

EMEKÇİNİN REFAHI ÇOK ÖNEMLİ..

Sayın başkanım, bizlere çalışma esaslarınızile ilgili bilgi verebilir misiniz?

    --- Örgütlü olduğumuz fabrikalar ile ilgili neredeyse hepsi ile sözleşmeler yaptık bu sözleşmelerde geçmişte kazanamadıkları hakları çalışanlarımıza kazandırdık, beklentileri karşılayacak sözleşmelerdi  hep bunlar.  İşçilerimizle daha çok bir araya geldik, işçilerle sadece maddi anlamda değil ,manevi anlamda da yanlarında olduk. Onların iyi günlerinde, kötü günlerinde, cenazelerinde, düğünlerinde hepsinde bir arada olduk.  Maddi anlamda sıkıntı çeken arkadaşlarımıza destek olduk, hastalık dolayısıyla sıkıntılar yaşayan arkadaşlarımıza yardımcı olmaya çalıştık. Daha geçenlerde , ciddi anlamda rahatsızlık yaşayan bir arkadaşımıza elektrikli sandalye temin ettik  sendika bütçesinden. Yani  sosyal bir sendikacılık yapmaya çalışıyoruz biz aslında her şeyin para olmadığı çalışanlarımızla bir aile olmayı hedefledik .Tek hedefimiz buydu. Kesinlikle biz burada başkan edasıyla değil de onların bir kardeşi gibi, ağabeyi gibi olmaya çalıştık. Şu anda da devam eden yeni,  sözleşme süreçlerimiz var inşallah ilerleyen süreçte  bunlar devam edecek, karşılıklı güven içerisinde sürmesi önemli ,  zaten işçiye çalışanlarımıza güven verebilmemiz bir şube olarak bir sendika olarak  çok çok önemli .  İşçilerimiz her zaman 7/24 şube başkanlarına ulaşabilirler ,  her an istekleri an erişebilirler. Acil durumlarda bile her zaman onların yanlarında olmaya çalışıyoruz. Kesinlikle üyelerimiz arasında ayrımcılık yapmıyoruz, bütün üyelerimize kucaklıyoruz , hepsi bizim çalışanımız ,hepsi bizim emekçimiz.


ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMAMALI..

Sayın Başkanım , çalışmalarınızla ilgili olsun , iş dünyasına dair genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?

   --- Elbette,  2019 yılında  asgari ücret komisyonu kuruldu, bu komisyonda işçileri,   temsilen tabii en büyük Konfederasyon olan Türk -İş ve işveren temsilcileri katıldı .  Burada  %26'lık oranda zam verildi işçilere . Aslına bakacak olursanız  % 26'lık  oran , büyük bir oran fakat  hayat şartlarından  dolayı , işçinin  alım gücünün azalmasından dolayı 2.020 TL işçiyi memnun eden bir rakam değildi.  Bununla birlikte  Bursa gibi bir yerde  2 çocuğu olan bir aile kesinlikle geçinemez. Bunun yanı sıra asgari ücret 6. aydan sonra vergi adaletsizliği yüzünden daha da azalmaya başlamakta. Aslında biz asgari ücretten vergi alınmaması taraftarıyız. Yılbaşında 2.020 TL olan ücret yıl sonuna doğru 1800-1900 liraya düşüyor vergi adaletsizliğinden dolayı. Gelir vergisi oranı mutlaka  %15’de sabit tutulmalı.. Yılbaşında 2.020 TL  alıyorsa bir asgari ücretli , yıl sonunda da 2.020 TL almalı. Mutlaka bununla ilgili bir çalışma yapılması gerekiyor.

  % 30 VERİMLİLİK ARTIŞINI TAAHHÜT EDİYORUZ..

   Sendika olarak önümüzde gördüğümüz en önemli problem” örgütlenme sorunu” dur. Sendikal anlamda örgütlenme, ancak Demokrasiyi örgütlü toplumlar yaşatabilir, geliştirebilir. Hukukun gerçek manada uygulanmasını sağlayabilir. Türkiye'de anayasa ve yasalarla belirlenmiş örgütlenme özgürlüğü var. Yani devlet” örgütlenme senin anayasal hakkındır” demesine rağmen  sahada bu  şekilde maalesef olamıyor, çeşitli sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Kısaca açıklayacak olursam; fabrikalarda örgütlenmeyi  sağlayabilmemiz  için yarıdan bir fazla kişiyle çoğunluğu sağlamamız gerekiyor. Biz işyerinde çoğunluğu sağlayarak Çalışma Bakanlığı'na başvurarak yetki almak istiyoruz. Çalışma Bakanlığı’ da bize yetkiyi veriyor.” Özçelik-İş  Sendikası “x” fabrikada çoğunluğu sağlamıştır ve yetkilidir” diyor .  Fakat önümüze engeller bundan sonra çıkmaya başlıyor. İşveren itiraz ediyor fabrikada sendika istemediği  için bazı mazeretler öne sürüyor. Örneğin “bu doğru bir sayı değil”  diyor .  “Bu farklı bir iş kolu” diyor  . Sürekli  süreci uzatmak için elinden geleni yapıyor. Hukuk sistemi de ülkemizde yavaş ilerlediği için ufak tefek nedenlerden dolayı uzun ertelemeler olabiliyor  . Elbette geciken adalette  adalet olmuyor. İşveren ilerleyen süreçte  yıldırma  politikasına başlıyor bize yardımcı olan arkadaşlarımızın işine son veriliyor. 3 Sene, 5 sene mahkeme süreci sürüyor. Artık işçinin de  bu süreç dolayısıyla umudu kırılıyor bu süreçte üye olmak isteyenler de teker teker iş veren tarafından işten çıkartılıyor maalesef. Bu konularla ilgili düzenlemeler yapılmalıdır.

      Halbuki şöyle bir durum var , size şöyle bir örnek vermek istiyorum; örgütlenmiş olduğumuz fabrikalarda işçilerimiz emekçilerimiz  kendilerini daha güvende hissettikleri için daha randımanlı çalışıyorlar verimleri artıyor kaliteli işçilik ortaya çıkıyor . Ve bu süreçte %30 kadar verimlilik artıyor. Bizim sendikalı çalışan arkadaşlarımız, biraz önce söylediğim gibi burada bu işletmelerde kurumlarda çalışan arkadaşlar geleceğe daha güvenle bakıyor, aldığı ücreti  başka yerde olamayacağını düşündüğü için işine dört elle sarılıyor. Bu manada tabii işverende kazanmış oluyor. Bunu zaten işverene taahhüt ediyoruz biz  . “ İşletmenizde yetki aldığımız zaman üretimi %30 arttıracağız, kalite problemlerini sıfıra indireceğiz ,daha verimli bir fabrika olacak” diyoruz.  Bunu söylememize rağmen işverenin zihninde  aslında eski zamanlardaki 12 Eylül sürecindeki  izler silinmemiş olmasından dolayı bu manada kendimizi anlatmak da sıkıntı yaşıyoruz. İşveren hala o günleri düşünüyor, hatırlıyor. Aslında kesinlikle yaşamış olduğumuz bu dönemde bu sıkıntılı süreçler de o dönemler çok geçmişte kaldı. “İşveren olmazsa işçi olmaz, işçi olmazsa sendika olmaz” diyoruz. Biz elbette başta işçiyi  düşünüyoruz ama işveren  olmazsa da işçi kazanmaz .  Çarkları durdurma tarafta  değiliz Konfederasyon olarak. Bizim tek amacımız masa başında anlaşmaktır. Anlaşamadık şöyle yapalım, böyle yapalım kesinlikle bunlar eskide kaldı. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi yeni dünyada bunlar kalmadı rekabetçi dünyada üretim var artık , sen burada fabrikanın rekabet etmesini engellersen ,  fabrikayı  zor duruma düşürürsen ve böylelikle oradaki işçi  arkadaşlarımız sıkıntıya düşer. Mutlaka    üretimi arttırmamız ve dışa bağımlı olan ekonomimizi daha bağımsız hale getirmemiz gerekiyor.

Sayın başkanım röportajımız da bayağı uzadı son olarak işçilerimize, emekçilerimize, iş dünyasına neler söylemek istersiniz?Ne tür mesajlar vermek istersiniz?

  --- İşçilerimize son mesajım şu olacak; Zaten ücretinin pazarlığını yapamayan , yapmaktan bir haber, mazlum ve mağdur pozisyonunda olan sermaye karşısında güçsüz olan işçilere, çalışanlara yönelik bir önlem alınmalı,  Türkiye'deki sosyal sıkıntıların büyümesi konusunda ciddi adımlar atılmalıdır . Zaten  Sayın Cumhurbaşkanı da  balkon konuşmasında ciddi  adımlar   atacaklarını ve dört buçuk yıllık seçimsiz  sürecin iyi geçireceklerini söylemişlerdi . Benim tek beklentim önümüzdeki  2019 yılının işçi ve  işverenler için güzel olmasını. Ülkemizin  artık krizlerden  kurtulmuş güzel bir yıl  geçirmesini  temenni ediyorum, barış içinde , huzur içinde 2019 yılının geçmesini temenni ediyorum. Beklentim bu, bütün emekçi kardeşlerime buradan  selamlarımı iletmek istiyorum. Bütün emekçilere ve  iş dünyasına sağlık ,sıhhat ,afiyet ve mutluluklar diliyorum. Diyerek sözlerini tamamladı.

HABER VE FOTORAF ÖZKAN YILDIRIM   

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.