Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

ÇALI’YA MESLEK LİSESİ’Nİ KAZANDIRAMADAN ÖLÜRSEM, GÖZÜM AÇIK GİDECEĞİM...

Nilüfer İlçesine bağlı Çalı Mahallesi'nde uzun yıllardır muhtarlık görevini yürütmekte olan Sayın Mustafa YUNGUŞ muhtarımızla güzel, keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Haber Giriş Tarihi: 03.11.2018 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 03.11.2018 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
ÇALI’YA MESLEK LİSESİ’Nİ KAZANDIRAMADAN ÖLÜRSEM, GÖZÜM AÇIK GİDECEĞİM...
Öncelikle Sayın muhtarım sizi tanıyabilir miyiz? Sonrasında ise Çalı Mahallesi'nin geçmişten günümüze yaşanılan süreçleri anlatırsanız sevinirim?

 1958 Bursa-Çalı doğumluyum. 700 yıllık Çalı köylüyüm. Çalılı olmaktan gurur duyuyorum. Geçende bir programda yine söyledim eşime âşık olmadım ama ben Çalı’ya âşık oldum. Sevmeden hizmet yapamazsın, mesleği severek yaparsan bunda hem başarılı olursun sonucunda vatandaş mutlu olur, sonra da sen de mutlu olursun. Önemli olan muhtarın mutluluğu vatandaşı mutlu görmektir, olay budur. İhtilal döneminde 1983'te genel seçimler oldu, 1984 yerel seçimlerinde aza olarak göreve başladım. Muhtarımızın 1997 senesinde vefatından dolayı muhtar oldum. 1999 seçimlerinde de ilk resmi seçimlere girerek muhtar oldum, bu zamana kadar da devam ettirmekteyim. Bir insan ben muhtar olacağım diyerek muhtar olmaz. Vatandaş isterse muhtar olursun, vatandaş istemezse muhtar olamazsın istediğin kadar aday olsa da, vatandaş derse ki; Tamam o zaman olursun şimdi Çalı’yı anlatmaya gelince, önemli olan yerel yönetimlerle anlaşabilmesi uyum içerisinde çalışabilmesidir muhtarın. Hizmet alabilmesi için tabii ki. Valla bende de biraz, geçimsizlik var herhalde hiçbir Belediye başkanıyla geçinemiyorum. Ben diyorum ki;  Hizmeti Çalı’ya getirerek Bursa'nın göz bebeği olmasını istiyorum tabii yeterli olmuyor belediyelerin belli bir ödenekleri vesaire olduğu için tabi ki.1967 yılında Çalı Belediye oldu. Köyden şehre geçildi anlayacağınız. O zamanlar tabii kültür seviyesi orta düzeydeydi. Çalı’nın belediye olma süreci de ilginçtir o zamanlar belediye olsun mu? Olmasın mı? Diye sandık kuruldu.

 Sonrasında büyük çoğunlukla belediye kurulması kararı sandıktan çıktı ve belediye ile yerel yönetimin buluşması o gün olmuştur. Çok eskiden burada Jandarma Karakolu, Sağlık Kabini, vesaire birçok hizmet daha nahiye iken belediye olmamışken vardı. Altyapı yoktu, belli bölgelerde çeşmelerimiz vardı, belediye olduktan sonra su depoları yapıldı her eve su geldi. 1969 yılında Elektriğimiz yoktu elektrik o dönemde geldi asfalt yapıldı hizmetler o dönemde çoğaldı. o dönemden geldik 2009 yılına yerel yönetimler kanunu değişti buraları da Büyükşehir kapsamına girdiğinden mahalleye dönüştürüldü. Şeriatın kestiği parmak acımaz ama bizim parmağımız acıdı, bacağımızı kestiler. Nilüfer'e dâhil olduk, hizmet alamamaya başladık. Şehirleşelim derken köye dönüş oldu, ziraatçılık bitti. 1987 yılına kadar ziraatçılık devam ediyordu şehirleşmenin yanı sıra, bizi şehirleşmeye iten siyasi politikalardı. Biz köylüyüz, köylü üretkendir, tarım işçisidir, tarım köylüsüyüz, tütün yapıyorduk, ipek böceği yapıyorduk, meyve bahçelerimizi vardı burada buğdayımız, hububatımız vardı o dönemlerde, sonrasında bu tarımı devlet bitirdi biz değil. Tarım Bakanlığı var ne işe yaradığını hala daha düşünürüm, mercimeği, fasulyeyi dışarıdan alıyor olmak gerçekten çok zoruma gidiyor.  Tarım ülkesi olmamızdan dolayı bu büyük bir utanç vesilesi. Devlet o dönemlerde 200 kilodan fazla tütünü almam dedi, İpek böceğini almam dedi. Ve tabii ki köylü bizler hepimiz ziraatı bırakmak zorunda kaldık. Biz de sulak olmayan, kurak araziye sanayi getirelim dedik, 1987'de Belediye olarak o zaman sanayicinin önünü açtık topraklarımızı açarak aman buraya gelin dedik. Sanayi geldi ziraatçılık bitti. Ziraatçılık da tatil yoktur cumartesi- pazar yoktur, gecesi -gündüzü yoktur. Ziraatçılık da öyle bir şey yok. Hep dakik olman lazım, takip etmen lazım, gece-gündüz takipte olman gerekiyor. Takip etmezsen malın mahsulün yok olur zarar edersin. Sanayi getirmekle birlikte hem tarımı hem sanayiyi 1995 yılına kadar birlikte götürdük, ama sanayide haftanın 2 günü tatil 8 saat çalışıyorsun sonra rahatsın az çok cebine her ay sıcak para giriyor. Ziraatçılık da ama bu şekilde değil yılda 3 kere anca cebine para giriyor, o yüzden tabii insanlar sanayiye yöneldi. Ziraatçılık en zor meslektir ziraatçılık da garanti bir şeyin yoktur ambara girmeden, ama sanayide öyle değil her ay maaşını düzenli alırsın sonuç itibarıyla.

    Ayrıca devletimizin ziraatçılara verdiği teşvik çok yanlış bir şey bana göre, köylünün paraya ihtiyacı yok aslında. Köylünün paraya çok ihtiyacım var ama öncelikle malını değerlendirmesi lazım. Ayrıca istikrar diye bir şey yok maalesef ziraatta, soğan bir yıl bol oluyor fiyatı çok düşüyor ondan sonraki sene başka bir mahsul az oluyor fiyatı patlıyor, şu anda maalesef tarımda da belirgin bir politika yok, eski usul gidiyor. Tarım ülkesi diyoruz mercimeği, fasulyeyi dışarıdan alıyoruz. Bu beni çok üzüyor, mutlaka siyasetçilerimizin bu konuya el atması lazım. Bu saatten sonra şehre alışmış olan köylüye de teşvik vermen dana vermem, düve vermen, kuzu vermen de bir şey fark etmiyor bu saatten sonra onlar buna dönüş yapamazlar, bunlar şehre göç eden köylüyü köye döndürmek için yapılsa da bunlar maalesef bir işe yaramıyor. Bu sadece kurnazlara yarıyor, onlarda başka amaçla kullanıyorlar bu durumu maalesef. Mutlaka bu memlekette zihniyetin değişmesi lazım zihniyet değişmedikçe bu sorunların çözülmeyeceğini inanıyorum. Utanıyorum ben bu zihniyetten. Kanunlarımızda yapılan bu düzensizliği düzeltmeye yetmiyor, kanunlar kurallara uyan iyi vatandaşlar için var, kanunların kanunsuz kişilere yapabileceği bir şey değil.  Ben bunları söylediğim zaman muhtar sen çok konuşuyorsun diyorlar ama mutlaka bunların da konuşulması gerektiğine inanıyorum, mutlaka Memleketimizde öncelikle adalet sisteminin değişmesi lazım. Türkiye Cumhuriyeti'nde 81 vilayet var binlerce ilçe var maalesef bu şekilde devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti'nde hizmet adayları Belediye meclislerinde Hizmet için giren adayların yüzde sekseni işini yürütmek için geliyor diye düşünüyorum. Dürüst adamlar sessiz çoğunluğun zaten sesi çıkmıyor.

Peki, Sayın muhtarım röportajımızın da yavaş yavaş sonuna yaklaşmış bulunmaktayız,mahallenizde bir meslek lisesi ihtiyacı vardı, bu meslek lisesinde bir gelişme oldu mu acaba?

 İhtiyaç bitmez, şehirle 15 kilometrelik bir mesafemiz var. 2009'daki durumdan dolayı mahalle pozisyonundayız artık. Gelişmekte olan yerlerde ihtiyaçlar sona ermez zaten şehirleşme Nilüfer'e doğru batıya doğru oluyor Bursa’da. Şuan nüfusumuz 13 bin civarı Sanayi ile birlikte 30.000 nüfusumuz var. 17-18 bin sanayide çalışanımız var, 13.000 bizim nüfusumuz var günlük nüfusumuz şuan 30.000 burada.

 Otobüs sıkıntımız hat safhada biz buraya sonuçta otobüs istiyoruz. Türkiye'de her şey olup bitiyor mesela aşağıdaki Çalı giriş lambaları orada 15 kişi öldü. Kaç kişi yaralandı, sakat kalanlar da oldu onların sayısını bilmiyorum ve en sonunda trafik lambaları oldu ve bu sıkıntıdan kurtulmuş olduk. Göreve geldiğimden bu tarafa ki o zaman Çalı’nın nüfusu 7.000’di. Meslek Lisesi istedik, niye meslek lisesi istedik sanayinin gelişeceği için istedik. Dünyaya bakın dünyada sanayileşen ülkelerin hepsi ayaklarının üstünde duruyor ve dünyada da söz sahibi ülkeler.  Meslek Lisesi istiyorum bunun üzerine basa basa söylüyorum okuyamayan sanayilerde kalifiye eleman olarak çalışsın diye Meslek Lisesi'ni istiyorum, bir sürü üniversite var üniversiteden çıkıyorlar sonra masa başı iş istiyorlar, uzun süre işsiz alıyorlar. Ziraatçılık da biz masa başı değil yatak başı bile bulamıyorduk. 3 saatlik uykuyla tarlaya giderdik, işe giderdik ama biz bunları unutmadık. Şimdiki gençlik böyle istemiyor masa başı iş istiyor, ben bu Meslek Lisesi'ni bir türlü yaptıramadım yaptıramadan da ölürsem gözüm açık gidecek. Meslek Lisesi için yerimizde var 17 dönümlük bir alan iyi bir yer yeterli bir yerimiz var. Bu okulla birlikte ailelerin üzerinden ekonomik olarak da yük kalkacak, neden şimdi okula giderken 2 tane 3 tane otobüs değiştiriyorlar trene biniyorlar. Bu nedir aileye yüktür, ondan da öte çocuk buradan sabah 1 saat 1,5 saat erken kalkmak zorunda.  Nedir bu insanları bu kadar üzmek, yolda uyuyor çocuklar. Çalı’dan Meslek Lisesi olduğu zaman okul başlamadan yarım saat önce kalksa bile yetişirsin, böylelikle ailelerin üzerindeki ulaşım yükü de ortadan kalkacak. 3 lira gidiş 3 lira geliş 6 lira,6 lira 5 kişilik bir ailenin 2 günlük ekmek parasıdır, bu küçük görünebilir, ama bu ekonomiye de bir katkıdır bu talebeler okula gidiyorlar ayrıca servisle gittiklerinden trafik olarak da sıkıntı yaşatmakta böylelikle trafikte rahatlayacak.  Biz bunu böyle söylediğimiz zaman ya muhtar sen bu işi çok söylüyorsun diyorlar, 20 seneden beri söylüyorum, hala da söyleyeceğim, inşallah ben ölmeden bu Meslek Lisesi'nin hayata geçmesini bekliyorum. Mahallemize gelen bütün milletvekili, bakan herkesten her seferinde onlardan bu meslek lisesinin hayata geçmesi ile ilgili desteklerini istedim, gerekliliğini uzun uzun anlattım.  Sırf bu Meslek Lisesi'ni hayata geçirebilmek için elimden geleni yaptım ve bundan sonra da yapmaya devam edeceğim. Sonuç itibarıyla şahsıma ben bir şey istemiyorum, vatandaşımıza halkımıza Çalı’ya bu meslek sesini kazandırmak istiyorum. Hangi siyasi partiden gelirse gelsin her zaman bütün misafirlerimi ağırlıyorum mahallemizde, ben onlara bakmak zorundayım, ilgilenmek zorundayım. Birlikte esnaf ziyaretleri yapıyoruz, onların hallerini hatırlarını sorarlar. Maalesef Türkiye siyaset üretemiyor, dürüst adamlar sessizliğe bürünmekte, bu meslek Lisesi bizim için çok önemli bunun hayata geçmesi için elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğiz. Diyerek sözlerini tamamladı.

 Renkli kişiliği, sempatik tavırlarıyla bütün Bursa tarafından sevilen Çalı Mahallemizin Muhtarı Sayın Mustafa YUNGUŞ ’a bizler de Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak çalışmalarında ve gelecek hedeflerin de başarılar diliyoruz.

HABER VE FOTOĞRAF: ÖZKAN YILDIRIM

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.