BİR “İÇ MİMARIN” İNSANLARIN NESNELERLE OLAN ETKİLEŞİMİNİ ANLAMASI GEREKİR

-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz ?

 Tuğçe Gönülsüzgil. 13.07.1988 tarihinde Bursa’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Canaydın İlköğretim Okulu’nda (1994-2002), liseyi ise Cumhuriyet Lisesi’nde (FM-YDA) (2002-2006) okudum. Daha sonra üniversite sınavında; Kocaeli Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nde (2007-2011) Eğitim aldım. Üniversiteden 2011 yılında mezun oldum. Mezun olduktan sonra memleketim olan, ailemin olduğu şehir şehir Bursa’ya geri dönme kararı aldım. O yıllarda Bursa’ya geri dönmemdeki amaçlardan biri de, Bursa’nın nüfus artışı, giderek şehirleşmesi, inşaat firmalarının gitgide ilgi çekmesi, yeni yerleşim yerlerinin oluşması ve bu sayede kendime rahatça bu pazar alanı içinde yer alabileceğimi düşünmemdir. Döndükten sonra çeşitli iç mimalık firmalarında çalıştım. 7 yıl kadar bir deneyimim olduktan sonra, kendimi yeterli gördüğüm noktada kendi ofisimi açmaya karar verdim. Mart 2018’den beri kendi işimi yapıyorum.

 Bugüne kadar çalıştığım firmalarda projeler genelde, Bursa’da bulunan yüksek gelir seviyesine sahip olan ailelerin oluyordu. Birçok kişiyi yakından tanıma, projelerini bizzat takip etme fırsatım oldu. Ayrıca kişisel yeteneklerimin de bu işi yapabilmek adına yeterli olduğunu düşünüyorum. Kendimi sürekli yenileyen, araştıran, geliştiren bir insan olmam; gündemi gerek internet üzerinden, gerekse aldığım dergi ve katıldığım fuarlardan takip ediyor olmam, bana iş fikrimde başarılı olacağımı düşündürmektedir.

-Peki, bize iç mimarlıkla ilgili neler söyleyebilirsiniz, ne tür çalışmalar ve düzenlemeler yapıyorsunuz ?

Öncelikle size sürekli birbirine karıştırılan iç mimarlık ve dekorasyon arasındaki farkı açıklamak istiyorum. İç mimarlık, profesyonel iç mimarlar tarafından teknik detaylar hesaplanarak işlevselliğin ön planda olduğu oldukça geniş bir çalışma alanıdır. Dekorasyon ise, iç mimarlığın küçük bir bölümünü oluşturur ve daha çok kişisel zevklerin ön planda olduğu daha az detaylı bir süreçtir.

İlk olarak size iç mimarlık mesleğinden biraz bahsetmek istiyorum;

İç Mimar: Her türlü iç mekanı, o mekanın işlevine uygun bir şekilde, teknik bilgi doğrultusunda kullanıcı isteklerini ve estetik değerleri göz ardı etmeden kurgulayan kişidir.

İç Mimarlık: İç mimarlık bütün yaratıcı unsurların bir arada toplanarak bir iç mekan tasarlama sürecidir. Bu süreç planlama, estetik ve teknik çözümler ile başarıya ulaşır. Programlanmış iç mekan çalışmaları çevrenin kullanım amacına yönelik tasarlanmalıdır. İç mimarlık işlevsellik ve görsel ambiyansın en uygun şekilde harmanlanarak kullanılmasıdır. İç mimarlıkta pratik, estetik ve işlevsel tasarımlar kişilerin yaşam tarzını ortaya koyar. Bu yüzden bir mekanı tasarlamaya başlamadan önce, kullanıcıların istek ve ihtiyaçları doğrultusunda kullanıcı profillerini oluşturuyorum. Çünkü örneğin; bir konut projesinde kullanıcıların yaş, cinsiyet, boy, kilo gibi fiziksel özelliklerinin yanı sıra hobileri, meslekleri gibi bilgilerde iç mekan tasarımını etkileyen faktörlerdendir.

 İç mekan tasarımında az önce bahsettiğim kullanıcı profilleri dışında da pek çok faktör rol oynar. Bunlardan bazıları görsel faktörler (renk, ışık, biçim), dokunsal faktörler (yüzey, şekil, doku), işitsel faktörler (gürültü, yankı). Tasarımcının sahip olması gerekenler ise, tasarımla ilgili materyalleri kullanırken estetik, pratik ve teknik bilgidir. Bir iç mimarın, insanların nesnelerle olan etkileşimini anlaması gerekir. İç mekanı tasarlarken, aynı zamanda mekanda kullanılacak mobilya, süs ve aksesuarları da göz önünde bulundurmalı ve bu faktörler hakkında bilgi sahibi olmalıdır.

 Tasarımcıların ilgilenmesi gereken kalemler ise başlıca şunlardır: Mobilya, aydınlatma, zemin kaplamaları, boya ve duvar kaplamaları, cam ve metal işleri, tekstil bazlı materyaller (kumaş, perde, halı seçimleri), vitrifiye, anahtar-priz grupları örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca; iç mimarlar sanat ve mimarlık sanat ve mimarlık tarihindeki diğer tasarım stilleri hakkında da bilgi sahibi olmalıdır.

-Tuğçe hanım, üniversite süreçlerinde ve daha sonraki aşamalarda rol modeli olarak örnek aldığınız hocalarınız oldu mu ?

 Üniversitede doğal olarak okuduğum sürede sürekli hocalarımla iletişim halinde olduğum için örnek aldığım hocalarım mutlaka oldu. En çok yurtdışındaki mimari yapıların mimarları beni etkilemiştir. Mesela; Antoni Gaudi’nin eseri Barcelona’da hala daha süren La Sagrada Familia Kilisesi , Frank Lloyd Wright, mimariyi doğayla buluşturan bir mimardır. Ludwig Mies van der Rohe Alman mimar tasarımcısı beni çok etkilemiştir.

-Peki, Tuğçe hanım gelecekteki hedefleriniz nelerdir, neler planlıyorsunuz ?

Gelecekteki iş fikrim; aldığım lisans eğitimi doğrultusunda, deneyimlerle desteklediğim ve her geçen gün kendini yenileyen, geliştiren, günceli takip eden, ilk etapta Bursa’ya ilerleyen dönemlerde yurt içi ve yurt dışına açılıp ülke ekonomisine katkı sağlayacak bir iç mimarlık firması olmaktır.

-Tuğçe hanım, genelde nerelerde iş dışında vakit geçirirsiniz ?

Seyahat etmeyi seviyorum. İş harici de olsa fuarları ve iş gezilerini takip ediyorum. Sinemaya gitmeyi severim. Bursa’da çok fazla ön planda değil ama fırsat buldukça tiyatroya gitmeye çalışıyorum.

-İnsanlar size geldiklerinde ne tür taleplerle geliyorlar, siz ne tür hizmetler sunuyorsunuz ?

Bana geldiklerinde genelde, ev dört duvar oluyor ya da içinde oturuyor olup tamamen yenilemek istiyorlar. Bütün tesisatlar, su vs. çizilip sil baştan tasarlanıyor ve o tasarıma uygun bir şekilde duvar projeleri vs. herşeyi değiştiriyoruz. Daha sonra danışmanlık hizmetleri ve proje hizmetiyle harekete geçiyoruz. Tasarımlar, teknik detaylar bitiyor ve müşteriyle beraber gidip hareketli mobilya seçimi yapıyoruz. Duvar kağıdı, sehpa, koltuk, perde, halı, aksesuar vs. seçiyoruz. Danışmanlık hizmeti de bu bahsettiğim aşama oluyor. Daha sonra da iş takibi sürecinde haftada 1 ya da 2 haftada bir gereken zamanlarda şantiyeye giderek ekipleri kontrol ediyorum. Aslında baştan sona kadar işin içindeyim.

-Gençlere, lise hayatında olsun üniversiteye giriş aşamasında olsun iç mimarlığı önerir misiniz ?

 Mesleğini seviyorsa tabiiki öneririm. Ben severek seçtim ve çok mutluyum. Ama sevemeyen insan yapamaz; çünkü okuması, eğitim süreci çok zor bir meslek. Üniversite sınıfım 40-45 kişilikti ve 4 yılda bitiren sadece 5 kişi mezun olduk. Zor geldiği için 2 ve 3 kişi sınıfı terk etti.

-Son olarak, eklemek istedikleriniz, bize söylemek istedikleriniz nelerdir ?

 Birazda iç mimarlığın pazar alanından bahsetmek istiyorum. Yelpazesi oldukça geniştir. Saymak gerekirse; Tiyatro Salonu, Sinema Salonu, Kültür Merkezi, Fabrikalar, Ofisler, Yönetim Binaları, Konutlar, Müzeler, Oteller, Mağazalar, Alışveriş Merkezleri, Marketler, Restoranlar, Kafeler, Klinikler, Havaalanları, Sosyal Tesisler, Bankalar vb. İç mimarlık saydığım gibi birbirinden çok farklı sektörlere de hitap ettiği için, bir iç mimar olarak her sektör ile ilgili araştırma yapmam gerektiğini, bilgi sahibi olmam gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde bu yelpaze daha da genişlemektedir. Bunun sebebi; kullanıcıların kullandıkları mekanlarda eksiklikleri hissetmeleri, estetik ve fonksiyonel mekan kullanımı arayışına girmeleri ve bilinçlenmeleridir. Bu ihtiyaçları karşılamak da biz iç mimarlara düşmektedir.

 Bursa ilinin popüler, gelişen ve yüksek kapasiteli bir il olduğu düşünüldüğünde, artan nüfus, şehirleşme ile birlikte konut ve altyapı talebi, inşaat sektörünün geleceği hakkında olumlu bir bakış açısı sergilemektedir. Hemen hemen her gün yeni bir işyeri açılmakta, yeni bir inşaat başlamaktadır.

Biz de Bursa Haber Gazetesi olarak İç Mimar Tuğçe Hanım’a teşekkür eder, bundan sonraki çalışmalarında ve hedeflerinde kendisine başarılar diliyoruz.

HABER ve FOTOĞRAF : ÖZKAN YILDIRIM