Bursa'mız da ülkemize katma değer sağlayarak güzel çalışmalara imza atmış olmasına rağmen 2018 yılı ile birlikte susuzluktan büyük sıkıntılar yaşayan bayan çiftçilerimizden Sayın Kadriye Arı ile röportaj gerçekleştirdik.
Haber Giriş Tarihi: 20.04.2018 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 20.04.2018 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Öncelikle Kadriye Hanım sizi tanıyabilir miyiz? Sonrasında ise yaşamış olduğunuz sıkıntılarla ilgili bizleri ve kamuoyunu bilgilendirirseniz sevinirim?
25 yıldır Bursa'da ikamet etmekteyim. 2016 yılından beri Bursa Demirtaş, Cumhuriyet Mahallesi'nde yer kiralayarak Çilek üretimi yapıyorum. 2016 ve 2017 yıllarına Herhangi bir sıkıntı yaşamadan üretimlerimi gerçekleştirirken 2018 Şubat ayının 15. gününde Su Birliğine su ihtiyacımın olduğunu ilettim. Su Birliği Başkanı Abdullah Bey o zaman bana "Barbaros Mahallesi'nde hızlı tren çalışması olduğundan kanaletlerimizin kaldırıldığını ve suların kesik olduğunu, biz bu sıkıntıyı hızlı tren çalışması idaresine bildireceğiz, Ama siz de gidin derdinizi orada( hızlı tren çalışma alanına) gidip" anlatmamızı istedi. Bende bu cevap üzerine çalışma alanına gittim. Yetkili biriyle görüşmek istedim ve saha sorumlusu ile görüştüm. Bana bir hafta süre içerisinde suyun salınacağını söyledi. Bir haftadan fazla beklemiş olduğum halde suyum gelmedi. Bana verilen cep telefonundan geri dönüş yapmış olmama rağmen cevap gelmeyince,10 gün sonra sorumluyu tekrar aradım tekrardan telefonlarıma dönüş olmadı. Ben de tekrardan çalışma alanına gittim ikinci gidişimde kimse konuşmadı, konuşmak istemedi ben oradan üzgün bir şekilde ayrıldım.
Tekrar Su Birliği Başkanı Abdullah beye gittim, bana oradan şantiye şefinin telefonunu verdi ona da derdimizi anlattım bana dediği “ Hallederiz Abla” oldu. Oradan on gün gibi bir süre sonra su garantisini alınca 50.000 fidemizi dikim alanına getirdik. Ama hala su gelmiyordu mecburen tekrardan başvurdum, Sizin sözünüz üzerine ben fidelerimi getirdim artık bana su verin dedim. O saatten sonra beni kimse kaale almadı. Sanlı Bey'e Mart ayının 10'u gibi tekrar telefon ettim ve "yer altından sizin çalışmanıza zarar vermeyecek şekilde bir boru ile su verin bizim 6 yıllık çalışmalarımız emeklerimiz zarar görmesin" diye ağlayarak dile getirdim. Sanlı Bey bana bir bayana yakışmayacak kabaca üslupla” biz bilmiyor muyuz çileğin ne olduğunu şimdi dikeceksin Kasım ayında yok olacak” diyerek alay eder bir tavır takındı. Ben de bundan sonra yine yetkililerden Hakan Bey ile de konuştum ama hiçbir netice alamadım.
Bu süreç sonunda Devlet Su İşleri Bölge sorumlusu Şaban Efe Bey ile görüştüm. 15 gün kadar o da mücadele etti o da suyu getiremedi. Şaban Efe Bey Benim ricalarım üzerine ürünümüzü tarlada Ziraat Mühendisi ile birlikte gelerek Bilakis ilgilendi, mahsulün susuzluktan dolayı zarar gördüğünün de tanığı oldu ve açıklamalarda bulundu. Ben bir hafta sonra Şaban Bey'i aradığımda” Kızım bu işi bende halledemedim” diyerek cevap verdi. Tabii ki bu süreçte ben ürünlerime su veremediğimden, bakımlarını yapamadığımdan dolayı susuzluktan bitmiş bir durumdaydılar. Ben bu arada çok çaresizdim psikolojik olarak yıkılmış tım, bu süreçte sayın Bakanım Hakan Çavuşoğlu'na aradım ve benimle bilakis çok güzel ilgilendi, bana gece saat 23:00 gibi geriye dönüş yaptı. Ona bu tavrından dolayı ayrıca buradan saygılarımı göndermek istiyorum. Sayın bakanımızın orayı aradığından sonra yine de bugün Nisan ayının ortalarını geçmiş olduğumuz halde halen kanallarımızda suyumuz bulunmamaktadır. Benim ürünüm bitmiş durumdadır ve bu arada Ziraat mühendisliğinin söylemiş olduğu sulanmadan dolayı ve yapamadığım bakımlar neticesinde tamamen ürünüm zayi olmuş durumdadır. Var olan bitki köklerini söküp yeni fideleri önümüzdeki yıl dikerek 2 yıl fidenin yetişmesini bekleyeceğim, ekonomik kaybımın tanzim edilmesini Yüce Türk adaletinden bekliyorum. Bayan Çiftçi olarak bu borçlarımı nasıl ödeyeceğim aynı zamanda psikolojik olarak da çok yıprandığımı belirtmek istiyorum. Çiftçi olduğum gibi ben bir anneyim ve okutmuş olduğum bir çocuğumun da olduğunu söylemek istiyorum.
Şu anda benim hayatım alt üst olmuş durumda daha öncesinde dikilmiş olan 60 bin Fidana Can suyu veremediğim için heba olmuştu, daha önceki 50.000 fide ile birlikte toplamda 110.000 adet fidemin heba olduğunu belirtmek istiyorum. Bu duruma gelmemde adeta bir gün öyle, bir gün böyle, konuşan ve benim mağdur eden DDY’nin işi verdiği yüklenici firma Duygu İnşaat yetkililerinin bir bayana karşı yakışmayacak açıklamaları beni derinden üzmüş ve büyük maddi, manevi zararlara zerk etmiştir. Ülke ekonomisine katkı sunmak isterken büyük kayıplarla karşı karşıya kaldığımı ve bu kayıplarımın karşılanmasını beklediğimi arz ederim. Diyerek sözlerini tamamladı.
Bayan Çiftçi olarak ekmeğini topraktan çıkartmış olan değerli kardeşimiz, çiftçimiz Kadriye Ari hanımefendiye, bizler de buradan en kısa zamanda zararlarının karşılanması dileklerimizi iletiyor ve en kısa zamanda feraha, aydınlığa çıkmasını ümit ediyoruz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BAYAN ÇİFTÇİMİZ ZOR DURUMDA !!!
Bursa'mız da ülkemize katma değer sağlayarak güzel çalışmalara imza atmış olmasına rağmen 2018 yılı ile birlikte susuzluktan büyük sıkıntılar yaşayan bayan çiftçilerimizden Sayın Kadriye Arı ile röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle Kadriye Hanım sizi tanıyabilir miyiz? Sonrasında ise yaşamış olduğunuz sıkıntılarla ilgili bizleri ve kamuoyunu bilgilendirirseniz sevinirim?
25 yıldır Bursa'da ikamet etmekteyim. 2016 yılından beri Bursa Demirtaş, Cumhuriyet Mahallesi'nde yer kiralayarak Çilek üretimi yapıyorum. 2016 ve 2017 yıllarına Herhangi bir sıkıntı yaşamadan üretimlerimi gerçekleştirirken 2018 Şubat ayının 15. gününde Su Birliğine su ihtiyacımın olduğunu ilettim. Su Birliği Başkanı Abdullah Bey o zaman bana "Barbaros Mahallesi'nde hızlı tren çalışması olduğundan kanaletlerimizin kaldırıldığını ve suların kesik olduğunu, biz bu sıkıntıyı hızlı tren çalışması idaresine bildireceğiz, Ama siz de gidin derdinizi orada( hızlı tren çalışma alanına) gidip" anlatmamızı istedi. Bende bu cevap üzerine çalışma alanına gittim. Yetkili biriyle görüşmek istedim ve saha sorumlusu ile görüştüm. Bana bir hafta süre içerisinde suyun salınacağını söyledi. Bir haftadan fazla beklemiş olduğum halde suyum gelmedi. Bana verilen cep telefonundan geri dönüş yapmış olmama rağmen cevap gelmeyince,10 gün sonra sorumluyu tekrar aradım tekrardan telefonlarıma dönüş olmadı. Ben de tekrardan çalışma alanına gittim ikinci gidişimde kimse konuşmadı, konuşmak istemedi ben oradan üzgün bir şekilde ayrıldım.
Tekrar Su Birliği Başkanı Abdullah beye gittim, bana oradan şantiye şefinin telefonunu verdi ona da derdimizi anlattım bana dediği “ Hallederiz Abla” oldu. Oradan on gün gibi bir süre sonra su garantisini alınca 50.000 fidemizi dikim alanına getirdik. Ama hala su gelmiyordu mecburen tekrardan başvurdum, Sizin sözünüz üzerine ben fidelerimi getirdim artık bana su verin dedim. O saatten sonra beni kimse kaale almadı. Sanlı Bey'e Mart ayının 10'u gibi tekrar telefon ettim ve "yer altından sizin çalışmanıza zarar vermeyecek şekilde bir boru ile su verin bizim 6 yıllık çalışmalarımız emeklerimiz zarar görmesin" diye ağlayarak dile getirdim. Sanlı Bey bana bir bayana yakışmayacak kabaca üslupla” biz bilmiyor muyuz çileğin ne olduğunu şimdi dikeceksin Kasım ayında yok olacak” diyerek alay eder bir tavır takındı. Ben de bundan sonra yine yetkililerden Hakan Bey ile de konuştum ama hiçbir netice alamadım.
Bu süreç sonunda Devlet Su İşleri Bölge sorumlusu Şaban Efe Bey ile görüştüm. 15 gün kadar o da mücadele etti o da suyu getiremedi. Şaban Efe Bey Benim ricalarım üzerine ürünümüzü tarlada Ziraat Mühendisi ile birlikte gelerek Bilakis ilgilendi, mahsulün susuzluktan dolayı zarar gördüğünün de tanığı oldu ve açıklamalarda bulundu. Ben bir hafta sonra Şaban Bey'i aradığımda” Kızım bu işi bende halledemedim” diyerek cevap verdi. Tabii ki bu süreçte ben ürünlerime su veremediğimden, bakımlarını yapamadığımdan dolayı susuzluktan bitmiş bir durumdaydılar. Ben bu arada çok çaresizdim psikolojik olarak yıkılmış tım, bu süreçte sayın Bakanım Hakan Çavuşoğlu'na aradım ve benimle bilakis çok güzel ilgilendi, bana gece saat 23:00 gibi geriye dönüş yaptı. Ona bu tavrından dolayı ayrıca buradan saygılarımı göndermek istiyorum. Sayın bakanımızın orayı aradığından sonra yine de bugün Nisan ayının ortalarını geçmiş olduğumuz halde halen kanallarımızda suyumuz bulunmamaktadır. Benim ürünüm bitmiş durumdadır ve bu arada Ziraat mühendisliğinin söylemiş olduğu sulanmadan dolayı ve yapamadığım bakımlar neticesinde tamamen ürünüm zayi olmuş durumdadır. Var olan bitki köklerini söküp yeni fideleri önümüzdeki yıl dikerek 2 yıl fidenin yetişmesini bekleyeceğim, ekonomik kaybımın tanzim edilmesini Yüce Türk adaletinden bekliyorum. Bayan Çiftçi olarak bu borçlarımı nasıl ödeyeceğim aynı zamanda psikolojik olarak da çok yıprandığımı belirtmek istiyorum. Çiftçi olduğum gibi ben bir anneyim ve okutmuş olduğum bir çocuğumun da olduğunu söylemek istiyorum.
Şu anda benim hayatım alt üst olmuş durumda daha öncesinde dikilmiş olan 60 bin Fidana Can suyu veremediğim için heba olmuştu, daha önceki 50.000 fide ile birlikte toplamda 110.000 adet fidemin heba olduğunu belirtmek istiyorum. Bu duruma gelmemde adeta bir gün öyle, bir gün böyle, konuşan ve benim mağdur eden DDY’nin işi verdiği yüklenici firma Duygu İnşaat yetkililerinin bir bayana karşı yakışmayacak açıklamaları beni derinden üzmüş ve büyük maddi, manevi zararlara zerk etmiştir. Ülke ekonomisine katkı sunmak isterken büyük kayıplarla karşı karşıya kaldığımı ve bu kayıplarımın karşılanmasını beklediğimi arz ederim. Diyerek sözlerini tamamladı.
Bayan Çiftçi olarak ekmeğini topraktan çıkartmış olan değerli kardeşimiz, çiftçimiz Kadriye Ari hanımefendiye, bizler de buradan en kısa zamanda zararlarının karşılanması dileklerimizi iletiyor ve en kısa zamanda feraha, aydınlığa çıkmasını ümit ediyoruz.
HABER VE FOTORAF ÖZKAN YILDIRIM
En Çok Okunan Haberler