Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

BURSA KALESİ (SALTANAT KAPISI)

Bithynialılar tarafından inşa edilen Bursa Kalesi, zaman içerisinde çeşitli kuşatmalar sırasında hasara uğramış, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde çeşitli onarımlar görmüştür.

Haber Giriş Tarihi: 09.01.2017 11:29
Haber Güncellenme Tarihi: 09.01.2017 11:29
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
BURSA KALESİ (SALTANAT KAPISI)

Günümüzde Bursa Kalesi; Marmara Bölgesi, Bursa İli sınırları içinde Tophane semtinde yer alır.

Bursa, MÖ. 7. yüzyılda yöreye gelerek yerleşen ve MÖ. 327’de bağımsız bir krallık haline gelen Bithynialılar tarafından M. Ö. 2. yüzyılda kurulmuştur. Bithynia Kralı Prusias, Romalılardan kaçarak ülkesine sığınan Kartacalı General Hannibal’ın önerisiyle, M. Ö. 185 yılında Prusa Ad Olympum ismi verilen kenti bir tepe üzerine inşa ettirmiş ve etrafını surlarla çevrelemiştir. Zamanla kentin Prusias olan ismi Prusa, daha sonra da Bursa olarak değişime uğramıştır.

1.BURSA KALESİ (SALTANAT KAPISI) TARİHİ GELİŞİMİ

1.1 Osmanlılar Tarafından Fethi

1326 yılında Bursa’yı Osmanlı topraklarına katan Orhan Gazi döneminde surlar burçlarla desteklenmiştir. 1640 senesinde Bursa’yı ziyarete gelen ünlü Osmanlı gezgini Evliya Çelebi surların altmış yedi kulesi ve beş kapısının bulunduğunu ve çevresinin on bin adım olduğunu belirtmiştir.

Bursa’nın önceki yerleşimi, Tahtalı, Yaylacık ve Misi köyleri çevresinde idi. Çünkü bu bölgedeki kalıntılar Roma dönemine kadar inmektedir. Hele Tahtalı kalesi, son derece büyük ve geniştir. Ancak ne yazık ki, kaynakların hiçbiri bu kaleden söz etmez. Sanırım daha sonra bugünkü Bursa’ya yerleşildi. Bursa kalesi öylesine korunaklı bir kale idi ki, fethedilmesi adeta olanaksızdı. Evliya Çelebi’nin sözünü ettiği gibi: “Uzun süre Rumların elinde kalmış olan kale, Konya Selçukluları yedi kez, 7-8'er ay kuşattıkları halde alamamışlardı.’’ Aslında Osmanlılar da Bursa kalesini fethetmemişti. Onlar da bu kalenin alınamayacağını anlayarak, uzun yıllar kuşatma altına alıp, teslim olmaya zorlamıştı içindekileri. Bursa’nın doğusunda bulunan Balabancık kalesi ile Kükürtlü ile Karamustafa kaplıcası arasında da Aktimur kalesi de bu amaçla yapılmıştı. Aslında bu kaleler, Osmanlı Devleti’nin ilk kaleleri idi. Ancak günümüzde Balabancık kalesi üzerinde lojmanlar olup, yıkılmaya terkedilmiştir. Aktimur kalesinden ise çok az bir kalıntı kalmıştır. Bursa kalesinin güvenliğini artıran bir diğer unsur da, yer altındaki geçit ve sığınaklarıdır. Olasılıkla Bizans döneminde yapılmış olan kale altındaki mağaraların uzunluğu 79 metre olup genişliği 5,5 metredir. Yüksekliği 4 metre olan iki mağara, 1935 yılında, Valilik tarafından  kentin sığınağı olarak kullanılması kararı almıştı. Birçok kez kuşatılıp yıkılan surlar, birçok kez yeniden yapılmış veya bakım görmüştür. Bugün Bursa surlarının uzunluğu 2 km kadardır. Çakır Hamam ile Tophane arasında biri yuvarlak, diğeri dört köşe iki burç vardır. Tophane'ye giderken solda, hastaneye giden yolun başında Hisar Kapı bulunur. Bu kapıyı Çelebi Mehmet onartmıştır. Yıldız Kahve'nin önünde Kaplıca Kapısı vardı. Buradan Zindan Kapı ‘ya kadar surlar devam eder. Zindan Kapı’nın her iki tarafında cezaevi kalıntıları vardır. Bu kapıdaki burç Osmanlı yapısıdır. Bu kapıdan Üftade’ye kadar surların en sağlam kalmış bölümleri bulunur. Pınarbaşı'ndan Cilimboz Deresi'ne kadar yer alan düzlükte, savunma güç olduğu için, çift sur vardır. Pınarbaşı önünde, kalenin dördüncü kapısı olan Pınarbaşı Kapısı bulunur. Üftade'nin bulunduğu alanda ise beşinci kapı olan Yer kapı vardır. Timur döneminde saldırıya uğrayan Bursa surları güçlendirilmişti. Bu olaydan on beş yıl sonra Karamanoğlu'nun saldırısı sırasında da Hacı İvaz Paşa tarafından surlar tekrar güçlendirilmiştir. Surlar, 1651 yılında da tekrar esaslı bir onarım görmüştür. Surların üzerinde, özellikle Roma dönemindeki çok farklı yapılardan kalıntıların kullanıldığı görülür. Daha çok Tophane bölgesindeki burçlarda kullanılan bu eski Roma eserlerin bazıları, defineciler tarafından birkaç yıl önce sökülüp çalındı. 1890’lı yıllarda Mehmet Ziya, benzer bir anıyı şöyle anlatıyor: “Bursa'da bulunduğum zaman, Hisar Kapı'nın üzerindeki kemer kaldırılarak yol açılmıştı. Bu sırada duvar arasından bir heykel başı çıkarıldığı söylense de ne olduğu anlaşılamadı.” Abdulkadir Kadri de Yer Kapı'nın, eski Bursa Valisi Celalettin Paşa tarafından yıkıldığını anımsıyor. En son yıkılan bu iki kale kapısının sadece birer fotoğrafı, anı olarak kalmıştır.

2.Kalenin Özelliği

Bursa kent surlarının beş ana kapısından birisidir. Tekfur ve sultanların kullandığı kapı olmasından dolayı halk arasında ismi ‘’Saltanat Kapısı’’ olarak anılmıştır. Helenistik döneme özgü derzsiz kesme taşlardan Pseudo İzodomos Rektogonal örgü tekniği ile yapılmıştır. Taş ve pişmiş toprak yaprak tuğla kemerlerle görkemleştirilmiştir. İçinde bir adet gözetleme odası bulunmaktadır.

 Doğu yönünden kente doğrudan girilen kapı, Hisar’ın doğuya aynı zamanda ipek ve baharat yoluna açılan ana kapı konumundaydı. Tekfurların, devlet yöneticilerinin kente giriş çıkışta kullandıkları ayrıca gösterişli tören ve resmi geçitlerde kullanılan ana kapıydı.

 Beden duvarlarına dayandığı yerde iki büyük kulesi bulunan bu kapı 1855 Bursa depreminde büyük hasar görmüş,1904 yılında yol geçirmek amacı ile tamamen yıkılmıştır. 

3.gezginlerin gözüyle bursa kalesi

17 yüzyılda Bursa’ya gelen Evliya Çelebi’nin Bursa kalesi tasviri oldukça aydınlatıcı, sanki bir fotoğraf karesinde görülenleri yazmış: “Kalenin temelleri yalçın kayalar üzerinde kurulmuş, uzunca bir dikdörtgendir. Kuzey ve Yıldız tarafı yüksek olduğu gibi, altı da uçurumdur. Üç tarafında hiç bir hendek yoktur. Pınarbaşı, Değirmenler Mahallesi tarafları derin hendektir. Zaman geçtikçe hendeği tamir edilmiştir. Karayazıcı, Arap Said ve Kalenderoğlu adlı Celali eşkıyaları Bursa’yı kuşattığı zaman hendekleri toprakla doldurmuşlar. Kalenin çevresi on bin adımdır. Altı bin bedeni, altmış yedi kulesi ve beş kapısı vardır. Güney yönüne açılan kapıları Pınarbaşı ve Zindan Kapı'dır. Batıya açılanları Kaplıca ve Balıkpazarı kapılarıdır. Kalenin dört tarafındaki temellerde ortaya çıkan taşların her biri hamam kubbesi kadar. Bu da gösteriyor ki, kale insan yapısı değildir.” 1833 yılında Texier’e göre, Bursa, Hisar’ın boyu yaklaşık 4 km, eni ise 1 km'dir. Olimpos'un ufak tepelerinden birinin yamacında  kurulmuştur. Kenar mahalleler, sağa sola yayılmıştır. Yüksek bir tepeye sağlam bir biçimde yerleşmiş olan kale, tüm kente egemen bir durumdadır.

4.Bursa Kalesi Restorasyon Çalışmaları

Bursa Kalesine ait Sur duvarları ve Kale kapılarına ait restorasyon ve yeniden ayağa kaldırma çalışmaları Osmangazi Belediyesi tarafından 2002 yılında Maltepe Üniversite'sine başlattırılan projelendirme çalışmaları sonucunda 2005 yılı başlarında kısmen restorasyon projeleri onaylattırılmıştır ilk uygulama Saltanat Kapısında başlatılan proje kapsamında 2005 Mayıs ayında Harç Koyma Töreni ile Bursa Sur ve Kapılarını yeniden ayağa kaldırma çalışmaları başlatılarak dünden bugüne kültürel köprü olan surlar restore edilmiştir.

Kapının 1418 yılında Çelebi Mehmet döneminde onarıldığını gösteren özgün kitabesi de Bursa Türk-İslam Eserleri Müzesinden alınarak bugünkü yerine konulmuştur.

SONUÇ

Bursa Kalesi (Saltanat Kapısı) M.Ö. 2.yüzyıldan günümüze ulaşmış önemli yapılardandır. Şehir kalesine ait 5 kapıdan biri olan bu kapı, Osmanlı Devleti kuruluş döneminde sınırda kalması ve askeri bir işlev üstlenmesi sebebiyle döneminde değer kazanmıştı.  Bursa Kalesi’nin içerisinde Roma dönemine ait sütunlar, lahit parçaları, kitabeler yer alması; kalenin altında bulunan geçitler ve mağaralar bulunması kaleyi değerli kılan unsurları oluşturur. Kalenin günümüze ulaşan dikkat çeken bölümleri, doğal dokusu, mazgalları ve yuvarlak kemerlerinin bulunması yerli ve yabancı birçok ziyaretçisini her dönem de çekebilen önemli tarihi yapı olmasını desteklemiştir.

HABER VE FOTOĞRAFLAR: NİLÜFER YİĞİT

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.