Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Oyak-Renault ve SÜTAŞ süper teşvikle uçmalı

Yazının Giriş Tarihi: 10.04.2018 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.04.2018 00:02

Türkiye gelişmeye, büyümeye ve dostlarına güven vermeye devam edecekse eğer; yatırımlarda akılcılığı, teknolojik gelişmeyi, robotik üretimi ve eğitimli insan sayısını artırmayı başarmak zorunda. Tüm bunları yaparken de dünyanın saygı duyduğu ulusal değerlerini korumalı, saygıyı eksik etmemelidir…

Sizin dostlarınızın, antiemperyalist bir düşüncenin içinden süzülerek geldiklerini asla unutmamalısınız. Komünist Rusya’nın Türkiye’yi Türkiye yapan yatırımları yaparken elini çabuk tuttuğunu; kömürü, demiri, çinkoyu, altını, bakırı, petrolü, buğdayı ve makineleri yağdırdığını tarih yazıyor. Hani evinizde ısınıyorsunuz ya işte o gaz Rusya’dan geliyor. Ekmek yiyorsunuz ya işte o buğday Rus malı… Havyar falan tüketen varsa en iyi havyar da Rusya’dan geliyor…

Daha geçen gün Rus lider Putin, İranlı lider Ruhani ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan el ele poz verdiler hatırlayın. Dostluk kavramının içini doldurdular… Suriye, Irak, Kıbrıs, Ege Adaları, Karadeniz’deki ABD gemileri, yüzyılın geleceği, paylaşım savaşları gibi konular masaya yatırılmış olmalı… En azından fikirler uyuşmuştur…

Rahmetli Erbakan “Makine yapan makine” derdi de anlamazdık önceleri… Şimdi makine yapan robota kadar geldik. Önümüzdeki dönem; yazılımı mükemmel robotlar dönemi olacak. Onlar kendilerine benzer robotları üreterek herkesi şaşırtacaklar. Kendi aralarında bir dil geliştirdikleri için üretimi durdurulan robotlar da var, sakın unutmayın. Her şeyin kendi zıtlığıyla birlikte yaratıldığını da aklınızdan çıkarmayın.

Tek tip yaşam biçimlerinin içinde debelenen insanların artık havaya atacak paraları yok, zamanları yok, esaslı bir duruşları yok… Teknolojik adımlar gezegeni global bir köy haline getirdiğinden bu yana insandan arındırılacak bölgeler de gündeme geldi… Daha az insan istiyor dünya… Ya da dünyayı yöneten politikaları belirleyen 12 bin aile…

Dün yatırıma teşvikler açıklanırken “Büyük Türkiye” idealinin peşinde koşan milliyetçi bir tavır sergiledi herkes. “Biz yapacağız, üreteceğiz, gelişeceğiz, satacağız, istihdamı artıracağız” diyen girişimcileri, iş insanlarını gördüm. Sayın Cumhurbaşkanının “üretelim, gelişelim” dediği dakikalarda bol alkış geldi salondan. Türkiye’nin en büyükleri oradaydı…

Stratejik alanlarda özenle seçilmiş, Türkiye’yi sırtlayan hemen tüm sektörlerden şirketlerin yönetim kurulu başkanları, CEO’ları oradaydı. Sabancı vardı da Koç Grubu yoktu sanırım… Teşvik edilmediklerini sanmıyorum ancak 28 ve 29 milyar liralık büyüklükler anons edildikçe neden KOÇ yok sorusu geldi oturdu beynime. Yeni zenginlerin önü açılıyordu sanki… Bir Katarlı vardı mesela… Ortak olarak gelmiş… Siirt’ten bir yatırımcı vardı… Bursa’dan Oyak-Renault ve SÜTAŞ vardı…

Hemen her alandan yatırımın desteklendiği, heyecanın dorukta olduğu ve “Türkiye gerçekten bir şeyler yapıyor galiba” duygusu uyandıran teşviklerin toplamı 135 milyar Lira… 49 yıllık kolaylıklar… Yüzde 49’a kadar devlet ortaklığı, alım garantisi… Bedava arsalar… Gümrük kolaylıkları… Çalışanların SGK ödemelerinde destekler… İstenilen yerlerin, arazilerin tahsisi, yolların yapılması, elektrik, su, doğalgaz getirilmesi… Yeter ki üretin, büyütün, teknolojik ürünleri pazara sunun…

Teşvik sistemine katılmaya hak kazanan 20 şirketin teknik elemanları şimdi çok daha fazla çalışmak zorunda. Çin, Japonya, Hindistan, Malezya, İran, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, İspanya gibi dev ülkeleri yakalamak zorundayız… ABD’yi saymıyorum bile… Orası başka bir yer… Herkesin gözünün olduğu bir kıta devletini yakalamak için hepimizin kişi başı gelirlerinin 100.000 dolara çıkması gerekiyor… Huzurlu bir ülke halinde sadece ülkesini düşünen bireylere dönüşmeliyiz…

Kim olduğumuzu unutmadan, kişisel yaşamlarında mutlu, kimsenin kimseye tasallutta bulunmadığı, eşitliğin hissedildiği, hak aramanın hukuksal boyutlarda konuşulduğu; Evsiz, işsiz, hastanesiz ve hakimsiz kalınmayan bir ülke halinde olmalıyız… Ağaçla dost, kediyle, köpekle arkadaş, deniziyle, gölüyle, akarsularıyla ünlü, istediğini alabilen, tatilini yapabilen, ve sosyal devleti iliklerine kadar yaşayan bir ülke…

Bunları yapmak için dün dağıtılan teşvik belgelerinin bir aşama olduğunu biliyor ve inanıyorum. İnsanın insana kul olmadığı yıllar için tüm iş insanlarını çok çalışmaya davet ediyorum.

Mavi yakalı kardeşlerimizin de artık “of be yerine oh be arkadaş” diye bağırdığını duymak istiyorum…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.