Bursa Belediyelerinde görev yapanlar arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkileri çok önemli. Öyle başkanlar var ki, aralarında bir birlerine selam bile vermiyorlar. Bazen, aynı partili belediye başkanları bile birbirleriyle tokalaşmaktan kaçıyorlar.

Bursa’ya geldiğimizde ise Belediyelerde ister muhalefet olsun ister iktidar olsun bir dostluk ve kardeşlik ilkesine şahit oluyoruz. Siyasi fikir ve görüş farklılıkları bulunmasına rağmen, insani ve sosyal ilişkilerde başkanlar ile belediye personeli ve meclis üyelerinin uyumlu olması, bu kente çok büyük kazanımlar sağlıyor.

Çünkü kavga, tartışma, atışma, sen-ben yarışı kimseye kazandırmıyor. Aksine, ortaya birde inatlaşma çıktığı zaman kaybeden hep krizi başlatanlar oluyor.

Bursa, 1987 yılında Nüfusu 700 bini geçtiği için büyükşehir statüsü kazandı. Merkezde Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer ilçeleri kuruldu. Bu karar 1987 yılında alındı ama fiili uygulama 1989 yılında başladı. Nedeni, Mahalli seçimlerin 1989 yılında yapılması. Bursa halkı olarak bizler, daha önceden merkez ilçe sınırları içinde tek belediye başkanı seçiyorken, 1989 yılında bir Büyükşehir Belediye Başkanı, merkezde Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer olmak üzere de 13 tane ilçe belediye başkanı seçtik. O tarihte, Büyükorhan, Harmancık, Keles ve Gürsu ilçelerimiz ilçe statüsünde değildiler.

1989 Yılındaki seçimlerde Büyükşehir Belediye Başkanı rahmetli Teoman Özalp, Osmangazi Belediye Başkanı Erhan Keleşoğlu, Yıldırım Belediye Başkanı Zeki Eke ve Nilüfer Belediye başkanı rahmetli Ziya Güney seçildi Doğru Yol Partisi’nden.

Başkanlar seçildi ama, ne oturacak bir sandalyeleri ne de beraber çalışacakları personelleri vardı. Binalar yoktu. Tarihi bina Büyükşehir’in oldu. İlçe Belediye başkanları ise eskiden belediye başkan yardımcılarının kullandıkları makam odalarına oturmak zorunda kaldılar.

Sonra, Belediye binalarıyla ilgili, personellerle ilgili dağılım yapıldı. Herkes ilçesine gitti.

Şimdi, o günleri hatırladığımda Belediye başkanlığı görevinin ne kadar zor, vatandaşa hizmet etmenin ne kadar meşakatli olduğunu hep söylüyorum.

Aradan geçen 25 yıl sonrasına baktığımızda, bugün bütün ilçe belediyelerinin son derece modern binaları ve halka hizmet için yeterli kadroları var.

Yine de geçmişi unutmamak çok önemli. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, belediyecilikte olduğu kadar insan ilişkilerinde son derece başarılı bir kişi.

Osmangazi Belediyesi'nin 2014-2019 döneminin son oturumunu gerçekleştiren meclis üyeleri, toplantının ardından Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar tarafından verilen yemekte bir araya geldi. Aslında bu yemek, seçim süresinin dolması nedeniyle veda yemeği idi. Öyle ya, mecliste görev yapanların pek çoğu gelecek dönemde bulunmayacaklar. Tekrar aday olanlar içinde seçilmek varsa kaderlerinde gelip görevlerine devam edecekler.

Bu nedenle, zamanında vedalaşmak gerekiyor. Dündar’ın veda yemeğine TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu'nun yanı sıra Osmangazi Belediyesi'nin Kurucu Başkanı Erhan Keleşoğlu, 2004-2009 dönemi Belediye Başkanı Recep Altepe, AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Ufuk Cömez, MHP Osmangazi İlçe Başkanı Seyfi Seyfioğlu, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Mete Akyolcular, belediye başkan yardımcıları ile belediye birim müdürleri katıldı. Eski başkanlardan Hilmi Şensoy’un ise mazeret bildirdiğini öğrendim.

Yemekten sonra konuşmalar yapıldı. Malum, siyaset devam ediyor. Seçim süreci başladı. 31 Mart akşamına sayılı günler kaldı. İlk sözü Osmangazi Belediyesi'nin kurucu başkanı olarak büyük onur yaşadığını belirten Erhan Keleşoğlu aldı. Keleşoğlu, "1989 yılında büyük emek ve fedakarlık vererek, zor şartlar altında kurduğumuz belediyemizin güzel günlere erişmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Farklı partilerden olmamıza rağmen bizleri bir araya getiren Başkan Dündar'ı yürekten tebrik ediyorum. Osmangazili olmak her zaman ayrıcalıktır. Mustafa Başkan Osmangazi'ye, Osmangazi Mustafa Başkan'a çok yakıştı" dedi.

İki dönemde yaptığı örnek çalışmalarla tarihi ve kültürel mirası ayağa kaldıran Başkan Dündar'a teşekkür eden Osmangazi Belediyesi'nin eski başkanlarından Recep Altepe ise, "Osmangazi, ilçe belediyesi olmasına rağmen Türkiye'de marka haline geldi. Mustafa Dündar Başkanımız, yaptığı çalışmaların yanı sıra nezaketi ile her zaman ön plana çıktı. Bilhassa Osmangazi Meydanı projesi beni oldukça heyecanlandırıyor. Mustafa Başkanımızın bu başarılarının ustalık döneminde de devam edeceğine inanıyorum" diye konuştu.

Recep Altepe’nin bu yemeğe katılması ve AK Parti ile Cumhur ittifakına desteklerini açıklaması iki yönden önem taşıyor. Birincisi, bazı kişiler Altepe’nin görev süresi dolmadan istifa etmesi nedeniyle, bu seçimlerde Cumhur İttifakı için değil, karşı aday çalıştığı yolundaki iddiaları sürekli gündemi getirip sağda solda konuşmalarına verilen fiili cevap taşıması açısından önemli.

İkincisi ise Altepe’nin “ben üzerime düşen nöbet görevimi yerine getirdim. Şimdi görevimiz 31 Mart seçimlerinde AK Parti ve Cumhur ittifakının başarılı olması için canla başla çalışmak” sözlerini kullanması.

İşte bu sözler, Bursa siyasetinde Altepe ismi üzerinden algı yönetimi yapmak isteyenlere verilen kapak gibi cevaptır. Siyasette her türlü söylem olabilir. Kişileri zedelememek, unutmamak, unutulmamak çok önemlidir.