Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ömrümüz krizle geçti

Yazının Giriş Tarihi: 23.01.2017 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.01.2017 00:00

Yaşımız 49 olsa da yarım asırlık bir ömür yaşadık diyebiliriz. Türkiye'de doğmaktan ve yaşamaktan daima memnun oldum. Geriye dönüp yarım asırlık hayatımızı hafıza süzgecinden geçirdiğimizde yüzümüzde acı tatlı bir tebessüm oluşuyor. Cennet mekan ülkemizde ne ararsak var; dağı, denizi, akarsuyu, balığı, yeşili, meyvesi, sebzesi, tahılı, madeni vesaire, vesaire yani var oğlu var, ne ararsan var. Lakin yaşadığımız günden bu güne istediğimiz tarzda bir yönetimi ve refahı çok az gördük.

Cumhuriyet kurulduğunda enkaza dönen yurdumuzun her alanda kalkınması zaman alacaktı. O yıllarda yaşayan çileli halkın ızdırabını siyah beyaz fotoğraflarda gördük, hissettik.

Yarı aç yarı tok ebediyete göç eden ninelerimiz dedelerimizin alt kuşakları biraz daha iyiye doğru gitti. 1950 yılı itibarı Demokrat Parti ile realist bir kalkınma dönemine giren Türkiye, 1960 darbesi ile durduruldu. Ara kesintilerden sonra Adalet Partisi Süleyman Demirel ile ülkeye altın çağını yaşatıyordu. 1965-1971 dönemi bu büyüme hızı ve düşük enflasyon günümüze kadar hala yakalanamadı ve yine 12 Mart muhtırası ile Türkiye'nin gelişimi frenleniyordu.

Çocukluk dönemini yaşadığımız 1980’li yıllara gelirken ülkede sağ, sol kavgalarını yaşıyorduk. İlkokulu bitirip ortaokula geçmiştim. Okulu sık sık farklı görüşler basıyor, öğretmenlere ve öğrencilere saldırıyorlardı.

Gece sokağa çıkmak riskli bir hale gelmişti. Babamın lokantasında duruyordum. Yan tarafımızda seyyar satıcılara lahmacun yapan bir fırın vardı. Oraya lahmacun almaya gelen bir satıcı sabah karanlıkta erken geldiği için bir gurup tarafından yolu kesilip cebindeki paralar alınmış ve üstünde az para taşıdığı için birde dayak yemişti.

Adamın halini hiç unutmadım! ve 12 Eylül günü darbe ile uyanan bir ülke darbeci zihniyetin “biz darbe şartlarının oluşmasını 1,5 yıl bekledik” ve 17 yaşında idam edilen Erdal Eren için darbeci zihniyetin “asmayalım da besleyelim mi?” acımasızlığı da unutulmadı.

Gençlik dönemlerimizde PKK terör örgütü başımıza bela oldu. Asker, polis ve sivil vatandaşlarımızı katletmeleri acımasızlıkları ve kurdukları hain pusularla ülkeyi tedirgin etti. Askerliğimizin usta birliğini Siirt'te yaptık. 15 ay bu bölgede yaşadık ölümün cirit attığı bu bölgede maceralı bir askerlik dönemini geçirip sivil hayata yeniden döndük. Çalışıp para kazanıyorken Körfez krizi başladı ve birçok esnaf battı, işçi işsiz kaldı. 1994 yılında ekonomik kriz 1999’da Gölcük depremi. 2001 Anayasa kitabı atma krizi yine batan batana ve yeni işsizler ordusu. 2008 global kriz Irak krizi Suriye krizi ve hep bir şeylerin krizini yaşadık yaşattılar.

Bazen düşünüyorum bu ülke huzura neden kavuşamıyor? Beddua mı aldık böylesine verimli toprakların hakkını mı veremiyoruz? Teknoloji alanında yetersiz kalıyoruz. Üretip dünyaya satabileceğimiz bir ürün yok. İmal edip satmak yerine bizden çok küçük ülkelerden teknoloji ürünleri ithal ediyoruz ve birbirimizi kandırmaya ısrarla devam ediyoruz.

Günlük politikalar yerine kalıcı ve uzun vadeli projeler üretmeliyiz. Bunun başka yolu yok. Yazımızı merhum Süleyman Demirel'in bir sözü ile noktalıyorum. Bu cümlenin altına dilerseniz kitap bile yazabilirsiniz…

“Türkiye Cumhuriyeti yönetilemez ancak idare edilir”

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.