Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Olay yeri inceleme

Yazının Giriş Tarihi: 27.10.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.10.2020 00:01

Şeker…

Keşke adı gibi şeker olsa;

Değil musibet.

İnsanı yakaladığı andan itibaren ömür boyu karantinasına alıyor.

Hatta karantinayla da  kalmıyor, güzel ve keyifli olan ne varsa yemesini-içmesini engelleyerek yaşamaktan soğutup, hayatının kalitesini kemiriyor.

Baktı ki kişi kaçamak yapıyor; derhal ya güm diye çakılıyor ya da hoop diye fırlıyor.

Benim şugar bu aralar fırlama modunda.

Beş yıl önce hastanelik ettiği altı yüz küsurlu rekorunu tazelemek için sürekli fırsat kolluyor.

Rekoru kıramasa da egale etmesine ramak kaldı.

Kendime günün belirli saatlerinde dört kez ve toplamda 68 doz yaptığım İnsülinden yüklemesinden  filan da hiç tırsmıyor münafık.

Anladınız elbet; şeker hastalından söz ediyorum, fiyakalı adı ile Diyabetten.

Benim ki aleni de bir de gizlisi de var bunun; sanırsınız düşman ajanı.

Yemem-içmem yasak olanların ‘‘eh hadi sen yabancı değilsin şunları da ye bari de açlıktan ölüp gitme; ama abartmaca yok’’ listesi orta boy bir klasörü dolduracak kadar çok.

Gerçi ben ezberindekilerin dışında pek bir şey yemeyen cinsten olduğum bu liste meselesine pek takılmam ama, tatlı özellikle de sütlü tatlı denilince kemik görmüş kuçu gibi olurum. Olsa kuyruğumu sallamaktan yorulurum o derece yani.

Ancak bu sefer ki şeker ataklarımın temelinde yeme içmenin dışında başka bir şeyler varmış gibi geliyor bana.

Hanım ile birlikte bu başka şeyler neler ola ki diye evde şekeri tetikleyecek ne varsa teker teker analiz etmeye başladık.

Çalışmadığımız ne mutfak kaldı, ne ecza dolabında ki ilaçlar. Suçlu çıkması olası olan her şeye atlamaksın baktık hatta notlar bile aldık.

Kısacası evi olay yeri incelemeye tabi tuttuk ki Galip Derviş gelse parmağını ısırır.

Sonuçta tatlısı ,tuzlusu, ekşisi şüpheli ne varsa ne varsa hepsine evden uzaklaştırma cezası verdik hanım da infaz memuru oldu.

Ama yok;

Şekerin yukarı doğru seyrini kısa bir süreliğine durdursak ta yükselmesine mani olamadık.

Hele ataklara neden olan gerçek sebepleri hiç bulamadık.

O zamanda;

Yiyecek içeceğin dışında çözüm için başka bir yöntem geliştirmemiz gerektiğine kara verdik. Çünkü belliydi ki gözümüzün önünde olup, göremediğimiz bir ayrıntı vardı ortada; onu atlıyorduk.

Baktım ki ne yapsak olmuyor, bende kendimi sorguya almaya karar verdim.

Oturttum kendimi karşıma;

Önce kafamda derinlerime ittiğim sıkıntılar mı acaba diye düşündüm sonra onlardan biri hariç diğerlerinin şeker ölçüm cihazında ki rakamları tetiklemek için yeterli sıkıntılar olmadıklarına karar verip vaz geçtim.

Sonra neden bu salgın illeti ve onun getirdiği zorunlu ev hapsi olabilir mi dedim; baktım ki o da kendi başına yeterli bir etken değil çünkü zaten yıllarını sokaklarda geçirmiş birisi olarak evde olmayı çok severim.

Bir ara şeker cihazının arızalı olduğundan şüphe ettim, hanım yenisi alıp gelmiş, durum değişmemiş hatta yeni alet daha fazla rakamlar bile yazmıştı. Çaresiz onu da eledim.

Evim de öyle kavga gürültü patırtı hiç olmadı dolayısı ile sinirlenip şekeri zıplatmam da mümkün değildi…

Ama bir şey vardı; çünkü daha önce şimdikine   benzer bir şeker seviyesi ile gittiğim hastaneden on beş gün sonra çıkabilmiştim.

Kısacası olay yeri inceleme de kan şekeri düzeyimi fırlatan ne fiziksel ne de ruhsal etkenlere dair  doyurucu hiç bir kanıta ulaşamadım.

Ta ki bilgisayarım bilmem kaçıncı kez çökene kadar.

O çöktü tamirciye gitti; ben toparlanmaya başladım.

İki günlük ayrılık hem bilgisayarıma hem de bana iyi geldi. Gerçi bu süre zarfında aklım hep onda kaldı ama olsun, hiç olmazsa şeker tavandan indi makulün üzerinde de olsa düz arazide seyretmeye başladı.

Zaten hemen deniz seviyesine inmesi de beklenemezdi; bayağı hasar almıştı zira.

Bilgisayarın çökmesi ile şekerin düşmesi arasında ne bağ olabilir derseniz haklısınız.

Ama varmış.

Bendeniz yirmi dört saatlik bir günün rahat on saatini o makinanın başında geçiriyorum.

Hemen hemen  tarafgir olmayan tüm haber sitelerinde ki yazıları ve gazetelerin okunabilecek olan köşe yazarlarını  okuyor, bilgisini önemsediğim kişilerin videolarını izliyor, gündemi an be an takip ediyor, notlar alıyor ve köşe yazarlarımı yazıyorum. Üzelerinde çalıştığım kitapçıklarımın da yeri var tabi on saatin içerisinde.

Alet arızalanınca hepsi bir anda bitti. Kaldım hanımın on beş yıl önce aldığı diz üstü bilgisayara.

O da ağır aksak çalıştığı için sadece gazete yazılarımı yazabildim. Televizyon zaten dizilere kilitlenmiş ve çoktandır ilgi alanım dışında, telefon deseniz ona hala alışamadım.

Meğer normale dönebilmem için bana böyle bir zoraki de olsa ayrılık gerekiyormuş.

Haber sitelerini, köşe yazarlarını, tartışma programlarını ve videolarını izlemek olay yeri inceleme de atladığım noktalarmış.

Şekerimi tetikleyen gün boyu maruz kaldığım birbirinden ağır konuların bombardımanı altında kalmamış.

Kim bilir beş yıl önce durup dururken beni bu dertten hastanelik edenler de bunlarmış belki de.

Öyle ya, ülkenin gündeminde ne varsa gerilim filmi senaryosu gibi.

Cinayetler, tecavüzler, doğa talanları,orman yangınları, tasullutlar, hileler, ihanetler, yolsuzluklar, kavgalar dövüşler gırla gidiyor.

Ekonominin halini, salgının ve dövizde ki yükselişin bir türlü önünün alınamamasını, politikacıların ülkeye hiçbir faydası olmayan kayıkçı kavgalarını   saymıyorum bile.

Böylesi ağır gündem de elbette haberlere, yorumlara, tartışmalara konu oluyor.

Ben de oturup hepsini tek tek okuyor ve izliyorum.

Şekerin kabahati ne ?

Bu yazıyı bu gün tamirden gelen bilgisayarımda yazıyorum.

Yani internet açık ve gündem(ler) ile bağım yeniden tesis edilmiş durumda.

Şekerim mi?

O da yeni normaline dönmüş durumda.

Ölçüm cihazının ekranında ki rakamın başın da da 5 var…

Ama  bunda ekranımın sağ alt köşesinde ki bildirim kutucuğunda doların anlık kuru olarak 8.06 yazmasının  dahli var mı onu bilmiyorum işte.

O zaman;

Olay yeri incelemeye devam…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.