Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Öğretmen ile öğrenci arasındaki bağ

Yazının Giriş Tarihi: 22.08.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.08.2020 00:01

Ebeveynler çocuklarıyla en çok zaman geçiren kişilerdir. Ancak ebeveynlerden sonra çocuklarla sık vakit geçiren ve en ince ayrıntısına kadar gelişimlerini kontrol eden birileri daha var… Elbette öğretmenler. Ve neredeyse anne babalardan daha çok vakit geçirdikleri öğretmenleri ile öğrencileri arasında tarif edilemez bir bağ oluşur. Çocuğun hayatında bu kadar uzun vakit geçirdiği bir kişinin onların kişiliğini, mizacını ve gelişimini şekillendirmede büyük ölçüde etkin rol oynadığı doğrudur. Ebeveynler iş sonrası çocuklarını birkaç saat görebilirken, öğretmen öğrencileri ile tüm gününü aralıksız geçiriyor. Bu durumda öğretmen ve öğrencisi arasındaki bağı kuvvetlendiriyor.

            Çocukların olmazsa olmazları şevkat, ilgi ve güvendir. Çocuklar bu duyguları hissettiğinde devreye bağlılık girer. Dünya çocuklar için karmaşık ve çözmeleri gereken bir çok şifreyi içinde barındıran bir yerdir. Dolayısıyla bu ortamda endişe ve kaygılarından arınmak için karşısındaki bireye güvenmek isterler. Çocuklarda güven duygusunu kazanmak kolaydır. Gösterilen ufacık sevgi kırıntıları, onları size gözle görülmeyen ancak çok sıkı bir zincirle bağlar. Ancak aradığı güveni karşı taraf sağlayamadığında kocaman bir boşluğa düşer ve bulundukları ortamda kendilerini daima  tehlikede hissederler. Çocuk ebeveyninden daha fazla vakit geçireceği ve destek alacağı öğretmenine güvenmek ister. Bunu başarabilmek için ise kendisini ona teslim eder. Çocukların kendilerine saygı duyan bir öğretmenle karşılaşması bu bağı sağlamada büyük ölçüde önem taşır. Ancak karşılaşacağı bazı durumlar çocuğu bu duygusal bağdan uzaklaştırabilir. Örneğin; Öğretmenin sık sık söz verip tutmaması, başından savıcı tutumlar sergilemesi, çocuğu eleştirici ve kınayıcı tavırlar takınması çocukta aşılmaz duvarlar örebilir.

            Öğretmenlerin çocuklara verecekleri ve kazandıracakları ilk bilgi, eğitim müfredatlarında yeterince yer almasada sevgi, şevkat ve merhamet duygusudur. Çünkü sevgisizlik, merhametsizlik ve bilgisizlik  ileride çok büyük yaraların açılmasına neden olacaktır. Genelleme yapmak istemiyorum ancak her meslekte olduğu mesleğinin sorumluluklarının farkında olmayan, yaklaşımlar konusunda kendisine bir şey katmamış insanlar elbette var. Böyle durumlarda başarılı öğrencileri gözde seçerek onlara daha çok ilgii gösterenlerin ihmal ettiği aslında daha çok sevgiye ve şefkate ihtiyacı olan başarısız öğrenciler ne yazıkki ters köşede kalıyor. Belkide verilen ilgi ve şefkat o çocuktaki güveni ortaya çıkartacak ve onu başarıya itecektir.

            Her çocuğun bireysel ve çevresel farklılıkları vardır. Bir öğretmen için hepsi eşit olsada yaşam şartları ve genetik özellikler çeşitlilik gösterir. Aile yapıları, yaşadıkları sosyal çevre, kişilik ve karakterleri, öğrenme hızı, dikkat süreleri ile tüm çocuklar eşsizdir. Bu kadar farklı durumları bulunduran çok sayılı bir sınıfta öğretmenlik mesleğini icra etmek elbette zordur. Bu nedenle ve tüm meslek gruplarını yetiştirdiği için öğretmenlik mesleği kutsal sayılmıştır. Öğretmenlerin yapacağı en üst görevlerden biri çocukların farklı yeteneklerini, gelişimlerini tanılayıp buna göre eğitim ortamı ve planı düzenlemek ve aileleri çocukları konusunda bilinçlendirmektir.

 

 

 

            Çocukları etiketlemek onlarda kapanmaz yaralar açabilir. Bir öğretmen ‘’tembel’’ damgası vurursa çocuklar gerçekten öyle olduğunu düşünerek zamanla bu etiketin onun kimliği haline geldiğini görürüz. Böyle bir durum yaşandığında çocuğu bu etiketten kurtarmak çok zordur. Tıpkı derin bir yara izi gibi…

            Çocuklar keşfetme ve merak duygusunu canlı tutarak öğrenmeyi başarır.  Bu duyguyu körelten en önemli şey merak etmelerine fırsatlar sunmamak ve merak edip sorguladıkları zaman bunlara karşılık bulamamaktır. Öğretmene düşen en önemli görev merak ve sorgulama duygusunu diri tutmaktır.

            Bir öğretmen çocukların zihinlerinden çok gönüllerine hitap etmelidir. Çocukların okuldan olumlu anılarla ayrılmasını ve doğru iletişimler kurmasını hedeflemelidir. Öğretmeniyle bu ilişkiyi kuran çocuklar kendini tamamen öğretmeninin ellerine bırakacak ve akademik anlamdada başarılı olacaktır.

            Öğretmenlik görevinin kutsallığından bahsetmiştik. Çünkü öğretmen sadece sınıf içindeki çocuğa değil, toplumun tamamına rehberlik eden kişidir. Tüm yaşam tarzı, tavırları ve çalışmaları ile tüm toplumun rehberidir. Bazen ebeveynlerede bu anlamda destek vermeleri gerekir ve çocuğu eğitmek için önce aile ile çalışmalar yapmalı ve eğitimi doğru verebilmek için okul aile bağını aktif tutmalıdır. Çocuklara yaklaşın, anne-baba-çocuk arasındaki doğru iletişim gibi konularda aile eğitimi konularındada çalışmalıdır.

            Öğretmenler toplumun yapı taşlarındandır. Öğretmenlik mesleği çok kapsamlıdır. Bu meslek zaman zaman göründüğünden daha zor görünebilir ancak gönülle yaptığınızda ve hayatınızı adadığınızda çok eğlenceli ve pozitif bir çalışma alanıdır. Toplum olarak öğretmenlerimizin değerini bildiğimizde, yaklaşımlarımız ve tutumlarımmızda onlara sahip çıktığımızı gösterdiğimizde biliyoruz ve görüyoruzki onlar en zor şartlarda bile mucize dokunuşlar yapabiliyorlar. Çünkü toplumdaki uygarlık düzeyi öğretmene verilen değerle ölçülür.

            Öğretmenler doğan güneşe benzerler. Etrafını aydınlatarak karanlıklara meydan okurlar.

Çocuklarımızı güvenle geleceğe taşıyan tüm öğretmenlerimize saygı ve sevgilerimle…  

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.